Translate

11 Ocak 2022 Salı

Kapitalizmde bilimi şirketler yönlendirir

 


Sosyal ilişkilerin hastalıklara nasıl aracılık ettiğini ve güç ilişkilerinin sosyal ve fiziksel çevreyi nasıl belirlediğini araştıran toplumcu tıp, kapitalist toplumda hastalık ve sağlık tanımlarını kapitalist üretimin emek gücü talebinin belirlediğini savunur.

 

Birçokları buna itiraz edecek ve hastalık / sağlık tanımlarının “bilim” tarafından belirlendiğini söyleyecektir. Oysa pandemi sürecinde deneyimlediğimiz birçok olay, kapitalist toplumda bilimin de sermayenin kontrolünde olduğunu göstermiştir. Aşağıda bunun son örneğini göreceksiniz.

 

CDC İZOLASYON SÜRESİNİ NEDEN İNDİRDİ?

 

ABD’nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) 27 Aralık 2021’de, Omikron dalgası dünyaya yayılırken, hiç beklenmedik bir açıklama yaparak COVID-19 hastaları için izolasyon süresini 5 güne indirdiğini açıkladı (1). Bu değişikliğin nedenini, “bilimin” SARS-CoV-2 bulaşlarının çoğunun belirtiler ortaya çıkmadan 1 – 2 gün önce ve belirtilerin çıkmasından sonra 2 – 3 gün içinde olduğunu gösterdiğine bağladı.

 

CDC aşısız veya ikinci mRNA aşısı üzerinden 6 aydan fazla süre geçmiş ama hatırlatma dozu almamış olan temaslılar için karantina süresini de 5 güne indiriyordu. Alternatif olarak da eğer 5 gün karantina mümkün değilse, 10 gün maske takarak dolaşabilir diyordu. Hatırlatma dozu almış temaslılar için karantina öngörmeyen CDC, yine 10 gün maske takmalarını yeterli buluyordu.

 

AMERİKAN TABİPLER BİRLİĞİ’NİN İTİRAZI

 

Bu açıklamalar yılbaşı tatili ve heyecanı içinde kamuoyunda çok yankı bulmadı fakat yeni yılın ilk günlerinde Amerikan Tabipler Birliği (AMA) bir bildiri yayınlayarak CDC’nin kararını eleştirdi (2). İzolasyon süresinin 5 güne indirilmesinin Amerikalıların sağlığını riske atacağını belirten bildiri, hastaların yüzde 31’inin testleri pozitif çıktıktan 5 gün sonra hala hastalığı bulaştırmaya devam edeceklerini açıkladı.  

 

Bu açıklamadan sonra kamuoyunda CDC’nin kararının “bilimsel” temellere dayanmadığı, şirketlerin talepleri (veya baskısı) üzerine alındığına ilişkin eleştiriler yoğunlaştı. Bunlardan birinde The New York Times’dan Apoorva Mandavilli, birçok halk sağlığı uzmanının bu kararı CDC’nin Omikron dalgasında emek-gücü kaybına uğrayacak şirketlerin baskılarına boyun eğmesi olarak gördüğünü yazdı (3).

 

BİLİM DEĞİL, EMEK-GÜCÜ TALEBİ

 

Gerçekten de kararın alındığı hafta bazı havayolları şirketleri CDC’ye başvurarak bu kararların alınmasını talep etmişlerdi. CNBC’den Leslie Josephs CDC’nin bu kararı aldığı süreçte yaşanan gelişmeleri şöyle aktarıyordu (4):

 

Omikron varyantıyla birlikte vaka sayılarının hızla tırmanışa geçeceğini öngören Delta Havayolları’nın CEO’su Ed Bastian, şirketin sağlık müdürü Henry Ting ve tıp danışmanı Carlos  del Rio ile birlikte ABD’nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) aşılı temaslılar için tavsiye ettiği 10 günlük karantina süresinin operasyonlarını olumsuz etkileyeceğini ifade ederek, 21 Aralık’ta CDC’den bu süreyi yarıya (5 güne) indirmesini istiyordu.

 

Şirket, CDC’nin COVID 19 rehberinin henüz COVID 19’a etkili bir aşı ve tedavinin olmadığı 2020 yılında düzenlendiğini, bireylerin izolasyon süresini testleri negatif çıkarsa erken sonlandırabileceğini ileri sürüyordu.

 

22 Aralık’ta JetBlue Havayolları’nın Airways CEO’su Robin Hayes de CDC’ye benzer bir taleple başvurarak, Omikron dalgası sürecinde hizmetlerinin aksamaması ve zarara uğramamak için, aşılı oldukları halde hastalananların izolasyon süresinin kısaltılmasını talep ediyordu.

 

İşte CDC bugün ABD’de tartışılan kararlarını bu başvurulardan 5 gün sonra kamuoyuna duyurmuştu.

 

ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜLÜKTE

 

Pandemi sürecinde sermayenin çıkarlarının bilime nasıl yön verdiğini, bilim insanlarının şirket çıkarlarını nasıl bilimsel bir kılıfa sokarak sunduklarını birçok örnekte gördük. Bunlardan en acımasızlarından biri 2020 yılında yaşadığımız “Dardanel Faciası” idi. Çanakkale İl Hıfzıssıhha Kurulu, Dardanel’in emek-gücü talebini “kapalı sistem çalışma” biçiminde formüle etmiş, PCR testi pozitif çıkanlar evlerinden alınarak işyerine getirilmişlerdi.

 

Daha sonra Türkiye’nin birçok bölgesinde benzer uygulamalara tanık olduk. Maalesef Türkiye işçi sınıfı bu süreçte sağlığına sahip çıkamadı ve sermayenin taleplerine boyun eğdi. Bu durum da, toplumcu tıbbın temel önermelerinden biri olan, “bir ülkedeki sağlık ve hastalık desenleri, aynı zamanda o ülkedeki sınıf mücadelesinin, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülük düzeyinin de aynasıdır” önermesinin doğruluğunu bir kez daha kanıtladı.

 

KAYNAKLAR

 

1. https://www.cdc.gov/media/releases/2021/s1227-isolation-quarantine-guidance.html

 

2. https://www.ama-assn.org/press-center/press-releases/ama-cdc-quarantine-and-isolation-guidance-confusing-counterproductive

 

3. https://www.nytimes.com/2022/01/04/health/cdc-testing-isolation.html

 

4. https://www.cnbc.com/2021/12/21/delta-asks-cdc-to-cut-quarantine-guidelines-for-breakthrough-covid-citing-workforce-impact-.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder