Kerala Başbakanı Pinarayi Vijayan, 1 Kasım 2025'de Kerala eyaletini “aşırı yoksulluktan arındırılmış” bölge ilan etti. Kerala hedefine beklenenden bir yıl önce ulaştı. Böylece Kerala eyaleti Dünya Bankası verilerine göre yeryüzünde Moldova, Vietnam, Kırgızistan ve Çin'den sonra aşırı yoksulluğu resmen ortadan kaldıran beşinci bölge oldu.
Sağlığın ve hastalığın en önemli sosyal belirleyicisi, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülük düzeyidir.
12 Aralık 2025 Cuma
9 Aralık 2025 Salı
Arıklı’nın uranyum sondajı ile imtihanı
Bu makale Kentli Dergisi'nin 56. sayısında yayınlanmıştır. Makaleye aşağıdaki bağlantıyı tıklayarak erişebilirsiniz:
https://drive.google.com/file/d/18JuGcMPpLIDsZs594TJNbSNhIdhhLpHR/view?usp=sharing
11 Kasım 2025 Salı
Toplumcu hekimlik tarihimizden
Türkiye'de 1960'lı yıllarda sınıf mücadelesinin ivme kazanmasıyla birlikte, toplumun birçok kesiminde olduğu gibi hekimler arasında da “toplumcu” düşünce yaygınlaşmaya başlamıştı. DİSK’in kuruluşu, Türkiye İşçi Sınıfının 15 – 16 Haziran şahlanışı ve 12 Mart süreçleri hekimler arasında “sınıf bilincini” alevlendirmiş, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde işçi sınıfının mücadelesinden etkilenen toplumcu hekimler meslek örgütlerinde (TTB ve Tabip Odaları) örgütlenmişlerdi.
7 Kasım 2025 Cuma
Emekçiler ve Rusya'nın tatil köyleri
Oldukça soğuk ve sert bir iklimi olan Rusya'nın en ılıman bölgesi, Karadeniz sahilleridir. Bu sahiller Rusya halklarını yüzyıllarca boyunduruk altında tutan Çar'ın ailesine, soylulara, yüksek devlet bürokratlarına, sermayedarlara ve büyük toprak sahiplerine tatil olanakları sunmuştur.
1 Kasım 2025 Cumartesi
Sovyet Rusya'da Halk Sağlığı Otoritelerinin Çalışmaları
Ekim Devrimi'nin 108. yıldönümüne yaklaşırken, dünyanın ilk Sağlık Bakanı olan N. A. Semaşko'nun, Berlin'de düzenlenen “Workers' International Russian Relief” konferansında yaptığı konuşmasından alınmış bir bölümün çevirisini sunuyoruz.
30 Ekim 2025 Perşembe
Parayı veren düdüğü çalar mı?
Taylan Kara, “Devrimci ve İşçi Olmayan DİSK: Çeviride Kaybedilen Devrimci ve İşçi Sözcükleri” başlıklı yazısında, DİSK'in bazı rapor ve kitaplarını Sosyal Demokrat Parti (SDP) ile ilişkili “Friedrich Ebert Vakfı” (FEV) ile birlikte yayınladığını belirterek, “DİSK... gelirinin % 98 – 99'unun Alman Devleti tarafından karşılanan bir vakıfla işbirliği yaparak 'işçi mücadelesi' vermektedir” diyor. Vakfa adını veren Friedrich Ebert'in de, “Rosa Luxemburg'un infaz emrini” veren kişi olduğunu hatırlatıyor. Bu iddialar ciddiye alınmalı ve tartışılmalıdır.
6 Ekim 2025 Pazartesi
Adın ne değeri var? DİSK devrimci mi, ilerici mi?
Geçtiğimiz hafta Taylan Kara'nın kendi web sayfasında yayınladığı “Devrimci ve İşçi Olmayan” DİSK: Çeviride Kaybedilen “Devrimci” ve “İşçi” Sözcükleri başlıklı yazısına sosyal medyada bazı eleştiriler geldi.
25 Eylül 2025 Perşembe
Uranyum Madenciliği ve Sağlık
Bu yazı KENTLİ dergisinin Ekim 2025 nüshasında Süheyla Doğan ile birlikte hazırlanan bir makaleye referans olarak hazırlanmıştır.
28 Ağustos 2025 Perşembe
9 Temmuz 2025 Çarşamba
Yapay Zeka'ya sorduk: Hekimler neden toplumcu tıbbı benimsemiyor?
Ülkemizde hekimlerin “toplumcu tıbba” pek sıcak bakmadıkları bir sır değil. 1970'li yıllarda “okulunu bitirdikten sonra ne yapacağı” sorulduğunda, “Anadolu'da bir Sağlık Ocağına giderek, yoksullara hizmet edeceğini” söyleyen hekim adayına bugün rast gelmek mümkün değil. Gerçi ortada Sağlık Ocağı da kalmadı. Bu durumu Yapay Zeka'ya danışmak istedik ve Grok ve Gemini'ye “Hekimler neden toplumcu tıbbı benimsemiyor?” diye sorduk. İşte Yapay Zeka'nın verdiği yanıtlar:
10 Haziran 2025 Salı
Sosyalizm Penceresinden Toplumcu Tıp | Toplumcu Tıbba Giriş
Akif Akalın tarafından kaleme alınan bu eser 2013 yılında Yazılama Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Yazar, halk sağlığı alanında eğitim almış bir tıp doktorudur. İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak görev almış ve Toplumcu Tıp dersleri vermiştir. 2010 yılında Yazılama Yayınları tarafından kapsamı yalnızca Sovyet deneyimiyle sınırlı olan “Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi” başlıklı kitabı yayınlanmıştır.
Yazar, 2011 yılında İstanbul’da toplumcu tıp konulu seminerler düzenlemiş, 2012 yılından itibaren ise İstanbul Tıp Fakültesi’nde seçmeli ders olarak toplumcu tıp dersleri vermeye başlamıştır. Kitap, bu seminerlerin derlemeleri ve ders notlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Yazar, ülkemizde toplumcu tıp literatürünü zenginleştirmeyi amaçlamaktadır.
Kitap yedi bölümden oluşmakta ve sağlık hizmetlerini tarihsel, siyasal ve sosyolojik açılardan incelemektedir. Her bölümün sonunda “okuma notu” isimli bölümler bulunmakta ve anlatılan konulara dair anekdotlar sunulmaktadır.
4 Haziran 2025 Çarşamba
Gazanfer Aksakoğlu: Sosyalist bir halk sağlıkçıyı yitirdik
Bu sabah Türk Tabipleri Birliği sosyal medya hesaplarından Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu'nu yitirdiğimizi duyurdu. TTB mesajında “Ülkemizde halk sağlığı alanının unutulmayacak isimlerinden, ömrünü halkın sağlığına adamış, büyük bir enerji ile üretimde bulunan, sayısız öğrenci, bilim insanı yetiştiren, değerli hocamız, dostumuz, Türk Tabipleri Birliği’nin yorulmak bilmeyen emektarı Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu’nu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz” diyordu.
29 Mayıs 2025 Perşembe
Taylan Kara: Solun uzak durduğu bir düşünür
Taylan Kara Türkiye'de solun uzak durduğu, görmezden geldiği ve "sükut suikastı" ile yok etmeye çalıştığı düşünürlerin önde gelenlerindendir. Yıllardır sol üzerine yazmasına ve solu kıyasıya eleştirmesine rağmen, sol kesimden Taylan Kara'nın yazılarına ilişkin iyi ya da kötü tek bir yazı, polemik veya eleştiri göremezsiniz. Sol örgütler tabanlarının (veya daha doğru bir terimle müritlerinin) Taylan Kara'nın yazılarından "haberdar olmalarını" çok istemezler.
16 Mayıs 2025 Cuma
Pepe'nin ardından
Bu hafta Pepe'yi yitirdik. 2010 – 2015 yılları arasında Uruguay'da devlet başkanlığı görevini üstlenen ve “dünyanın en fakir devlet başkanı” unvanıyla ünlenen José Alberto Mujica Cordano ülkemizde de çok sevilen bir politikacıydı.
Eski bir Tupamaros Ulusal
Kurtuluş Hareketi gerillası olan Pepe, Uruguay sol partilerinin
oluşturduğu Geniş Cephe adayı olarak Cumhurbaşkanı seçilip,
maaşının yüzde 90'ını hayır kurumlarına bağışlayınca
meşhur oldu.
Oldukça mütevazı bir
yaşam süren Pepe, hayatı boyunca “düşündüğü gibi
yaşayarak”, 1970'li yıllarda türeyen solculardan çok farklı
bir profil çiziyordu. Meydanlarda "eğitimde fırsat eşitliği" derken çocuğunu özel okullara göndermekte veya kitlelere "herkese eşit ücretsiz sağlık" diye slogan attırırken hastalandığında
özel hastanelere koşmakta beis görmeyen solcu liderlerden değildi.
6 Nisan 2025 Pazar
Liberal ideolojinin gıda güvenliliği ile imtihanı
Türkiye'nin ezelden beri çözemediği ve 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzere olduğumuz günlerde hala manşetlere çıkmaya devam eden “gıda güvenliliği” sorunu, sermaye medyasının dahi görmezden gelemeyeceği boyutlardadır.
Kocaeli – Körfez'de 648 kişinin yedikleri tavuk döner nedeniyle hastanelik olmaları, sözcüğün tam anlamıyla bir skandaldır. Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş da rezaleti görmezden gelememiş ve köşesinde “Önce kumpir şimdi tavuk... Neden sürekli zehirleniyoruz” başlıklı bir yazı kaleme almış.
Soybaş'ın yazısı liberal ideolojinin gıda güvenliliği karşısında düştüğü aczin, çaresizliğin bir ifadesi. Soybaş son yıllarda medyaya yansıyan gıda zehirlenmesi skandallarını sıraladıktan sonra soruyor: “... isimler, şehirler değişiyor ancak yaşananlar pek de değişmiyor. Yediğimiz yemekten hastalanmak ya da ölmek kaderimiz mi peki? Nerede yanlış yapıyoruz”?
30 Mart 2025 Pazar
Üniversite gençliği düzeni değiştirmek değil, ehlileştirmek istiyor
Uzun yıllar sonra üniversiteli gençlerin apansız sokaklara dökülmesi, yalnızca iktidarı değil, muhalefeti de çok şaşırttı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin barikatları yıktığı görüntüler, İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan sürecin yeni bir “Gezi” dalgası yaratacağının müjdesiydi. Nitekim eylemler saatler içinde diğer üniversitelere yayıldı ve valiliklerin yasaklarına rağmen her gün daha da artarak devam etti.
16 Mart 2025 Pazar
Sosyalizm kendisini böyle savunacaksa hiç savunmamalı
Sosyalizmin 1960'lı yıllardaki metinleri, “Çağımız kapitalizmden sosyalizme geçiş çağıdır” veya “Çağımız proleter devrimler ve ulusal kurtuluş savaşları çağıdır” gibi tespitlerle başlardı. Hepimiz yüzyıl sona ermeden kapitalizmin yenilebileceğine veya en azından çok zayıflayacağına inanıyorduk. Oysa yirminci yüzyılda sosyalizm inşa etmeye çalışan Küba dışındaki bütün ülkeler, yüzyılın sonu gelmeden kapitalizme geri döndüler.
Sosyalist ülkeler, ne kolayca yıkılamayacak “başka bir dünya” yaratabildiler, ne de iktidarları süresinde toplumu “eski” dünyanın pisliklerinden arındırabildiler. Bunu eski sosyalist ülkelerin çoğunda kapitalizmin birkaç yıl içinde kolayca yeniden kurulabilmesinde ve eski düzenin bütün gerici ögelerinin hızla canlanarak toplumsal yaşama yeniden egemen olmasında apaçık gördük.
Sosyalizmin emekçileri ikna etmekte ve yanına çekmekte artık başarılı olamadığı yirmi birinci yüzyılda kalan “son kale” de piyasa sosyalizmini benimseyerek, ekonomisini liberalleştirme yönünde adımlar atmaya başladı. Henüz büyük devlet işletmelerini özelleştirmediği için ABD tarafından ablukaya alınan Küba'da karşı-devrim güç kazanırken, komünistler de düzeni korumaya çalışıyor. Bu çabalardan birinde Küba Komünist Partisi liderlerinden Francisco Delgado Rodríguez, Kübalıları kapitalizme dönüldüğünde başlarına gelecek felaketler konusunda uyarıyor (*).
22 Ocak 2025 Çarşamba
Bu şerden bir hayır doğar mı?
Türkiye dün yeni bir ihmal faciasıyla daha sarsıldı. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Bolu – Kartalkaya'daki lüks otelde (gecelik fiyatının 38 bin TL olduğu söyleniyor) 76 kişi yaşamını yitirdi. AKP hükumeti felaketin büyüklüğü karşısında “ulusal yas” ilan etmek zorunda kaldı.
22 Aralık 2024 Pazar
Neden sokak hayvanlarına acıyan vicdanlar, asgari ücretli çocuklarına suskun?
Başlığın çok provokatif olduğunun farkındayım, fakat başka türlü nasıl ifade edilebilir bilemedim. Sokak hayvanları için mücadele edenlerin sayısı, asgari ücretlilerin geceleri yatağa aç giren çocuklarına duyarlı olanlarla kıyaslanınca durum apaçık görülüyor. Elbette sokak hayvanları konusunda duyarlı olunmalı. İnsanların sokak hayvanları için çaba göstermesi çok takdir edilesi. Benim sorum, neden geceleri yatağa aç giren milyonlarca çocuk için de benzer bir duyarlılık gösterilmediği.
2 Ekim 2024 Çarşamba
Bana bak – Sana belediye baksın!
(Bu yazı Kepez – Çanakkale Belediye Meclisi’nin 2 Ekim 2024 tarihli toplantısında Kepez Kent Konseyi adına yapılan “Belediyecilik ve Halk Sağlığı” başlıklı sunumun metnidir.)
Eskiden “Bana bak” denildiğinde, “Sana belediye baksın!” şeklinde karşılık verilen bir şaka yapılırdı. Bu deyiş aslında belediyelerin işlevlerine atıf yapar. Gerçekten de belediyeler tarih boyunca fakir fukaranın, garip gurebanın sığınağı, kimsesizlerin kimsesi olmuştur.




















