Translate

12 Ekim 2021 Salı

Toplumcu tıbbın kurucusu Virchow Çanakkale’de

 


Bu ay Almanya’da ve dünyanın birçok ülkesinde toplumcu tıbbın kurucularından Alman hekim Rudolf Virchow’un doğumunun (13 Ekim 1821) 200. yıldönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor, makaleler yayınlanıyor.

 

Bu makalelerden birinde Klaus W. Lange, Virchow’un 1848 yılında yayınladığı Yukarı Silezya Tifüs Salgını Raporu’nda hastalığın ve ölümlerin ana nedeni olarak belirttiği beslenme yetersizliği, işsizlik, sağlıksız barınma koşulları, eğitimsizlik ve tıbbi kurumlara yetersiz erişimin bugün COVID 19 salgınında da geçerli olduğunu belirtiyor: “enfeksiyon riskinde, hastalığın seyrinde ve vaka/ölüm hızlarında aynı faktörler rol oynuyor”.


Virchow’un biyografisine ve toplumcu tıbba katkılarına, 2013 yılında yayınlanan “Toplumcu Tıbba Giriş: Toplumcu Tıp Ders Notları” başlıklı kitabımızda genişçe yer vermiştik. Bu yazımızda Virchow’u ülkemizde çok bilinmeyen bir yönüyle tanıtarak anmak istiyoruz.   

 

TRUVA KAZILARI

 

Çanakkale’nin antik tarihini ortaya çıkartan kazılar 1800’lü yılların ortalarında başlamıştı.

 

1830’larda Malta’dan Çanakkale’ye göç eden Calvert ailesi, satın aldıkları binlerce dönüm toprak üzerinde yetişen ürünleri Avrupa’ya ihraç ediyor, ayrıca bölgede İngiliz hükumetini temsil ediyordu. Ailenin yedi çocuğundan biri olan Frank Calvert, topraklarından çıkan antik eşyaların esrarını çözmek için kazılar yapmaya başlamış ve ilk bulgularını 1865’te Londra’da akademik çevrelerde paylaşmıştı. Truva’nın Hisarlık Tepesi civarında olduğuna inanıyor, fakat ciddi bir kazı çalışması için yeterli maddi kaynak bulamıyordu.

 

Bu gelişmelerden habersiz, 1864 yılında kendisini iş adamlığından “emekli” ederek dünyayı dolaşmaya başlayan Alman milyoner Heinrich Schliemann, 1868’de Homeros’un İlyada’sındaki yerleri görmeye karar verdi. Ancak uzun aramalarına rağmen destanda anlatılan yerleri bulamadı. Geri dönmek üzereyken Çanakkale’de Calvert ile tanıştı. Calvert meraklı milyoneri kazılarına Hisarlık Tepesi bölgesinde devam etmeye ikna etti.

 

Schliemann 1870 Nisan’ında Hisarlık’ta başlattığı kazılarını 11 Ekim 1871’de oldukça genişletti. Ancak kazısı sırasında büyük bir sürprizle karşılaştı: kazdığı yerde bir değil, katmanlar halinde birbiri üzerine kurulmuş birçok şehir vardı. 1873’te de Priamos’un hazinesini bulduğunu açıkladı. Ancak bulguları Alman bilim çevrelerinde ilgi görmedi.

 

Akademik bir geçmişi bulunmayan Heinrich Schliemann, akademinin karşısına daha güçlü çıkabilmek için Alman bilim insanlarından yardım aramaya başladı. Bunlardan biri de Almanya’da hücresel patoloji kavramının kurucusu olan Rudolf Virchow’du. Schliemann 1874’de Virchow’la temas kurarak, çalışmalarına katılmaya davet etti.

 

Schliemann’ın Virchow’dan yardım istemesinin nedeni yalnızca Virchow’un Almanya’nın önde gelen tıp otoritesi olması değildi. Virchow aynı anda birçok şapkayı bir arada taşıyan ender bilim insanlarından biriydi. Muhtemelen 1869 yılında ilk Almanya Antropoloji Cemiyeti’nin ve Berlin Antropoloji, Etnoloji ve Tarih Öncesi Cemiyeti’nin kurucusu olması da önemli bir faktördü.

 

Schliemann 1878’de Çanakkale’ye dönerek, Hisarlık’taki kazılarına bu kez aralarında Wilhelm Dörpfeld gibi mimar ve arkeologların bulunduğu daha donanımlı bir ekiple yeniden başladı. Schliemann’ın davetini değerlendiren Virchow konuyu ciddiye aldı ve 1879 ilkbaharında Çanakkale’ye geldi.

 

Virchow Schliemann’ı kazılardan elde ettiği Truva Antika Koleksiyonu’nu Berlin Müzesi’ne bağışlamaya ikna etti. Böylece Schliemann, Virchow’un tanıklığı sayesinde 1881 yılında Berlin Antropoloji Cemiyeti’ne kabul edildi.



VIRCHOW ÇANAKKALE’DE

 

Virchow’un Çanakkale’de geçirdiği bir aylık süreye ilişkin kendi yazdıkları dışında çok kaynak bulunmuyor.

 

Heinrich Schliemann'ın kazılarına bir doğa bilimci olarak eşlik eden Rudolf Virchow, Truva yakınlarındaki düzlüklerde 1 – 2 metre derinlikte birkaç kazı yürütmüş fakat bir bulguya rastlayamamıştır.

 

Çanakkale’de kaldığı kısa süre içine Schliemann ile birlikte Kaz Dağları’nda at sırtında bir geziyi de sığdırmayı başaran ve bu gezide birçok endemik bitkiyi toplama şansı bulan Virchow, Calvert’in de kendisine gönderdikleriyle birlikte 160 kadar bitkiyi Berlin’e götürmüştür. Berlin’deki Alman botanist Paul Ascherson, Alman bitki toplayıcısı Paul Sintenis’in 1883 tarihinde Çanakkale’de Thymbra tepelerinde topladığı yeni bir gelincik (papaver) örneğini Virchow’a ithaf etmiş ve bu yeni türe Papaver virchowii adını vermiştir.

 

Virchow tıbbi faaliyetlerine ilişkin bilgileri, Schliemann tarafından 1880 yılında yayınlanan “Ilios. The City and Country of the Trojans” başlıklı kitapta paylaşmıştır.

 

Virchow’un Çanakkale’deki hekimlik faaliyetleri, Hisarlık kazısı sırasında kazıda görevli işçilerden hasta olanları muayene etmesinin talep edilmesiyle başlar. Her sabah uyandığında kapısında 120 – 150 hasta bulan Virchow, Çanakkale boğazından (Hellespont) Edremit’e (Adramyttium) uzanan bölgede kendisinden başka hiçbir hekimin, hatta “şarlatanın” (hekimlik eğitimleri olmadığı halde hekim gibi davrananlar) dahi olmadığını öğrenir. Sadece önüne gelenden kan alan (flebotomi – hacamat benzeri bir uygulama) Rum keşişin tehlikeli işler yaptığına tanık olur.

 

Bölgede eczane de yoktur. İlaç gereksinimi yürüyerek 6 saatte erişilebilen Çanakkale’den (Dardanelles) sağlanabilmektedir. Virchow Geyikli’de (Ghiekli) bir kadın için yazdığı reçeteyi, eşinin Bozcaada’dan (Tenedos) sağlayabildiğini öğrenir. İnsanlar bölgede çok yetişen Papatya (Chamomile) ve Ardıç (Juniper) gibi bitkilerin tıbbi amaçla kullanılabileceğini bilmemektedir.

 

Kazıda çalışanları ve yakınlarını ayaktan muayene eden Virchow, Kalafat (Kalifatli) ve Erenköy – İntepe (Ren Kioi) gibi Rum köylerinde hastalarını Schlieman’ın tercümanlığıyla evlerinde muayene ediyordu. Ayrıca Kumkale (Koum Kaleh) ve Çıplak (Chiblak) köylerinden Türk hastalar ile bölgede yarı göçer yaşam süren Romanlar (Gypsies) muayene olmaya geliyordu.  

 

Kazıda çalışan işçiler arasında Türklerin yanında Ermeniler, Bulgarlar ve İranlılar da vardı. Osmanlı İmparatorluğu Schliemann’ın çalışmalarını gözlemek için Hisarlık’ta 10 jandarma ve bir sivil memur (Kadri bey) görevlendirmişti.       



ÇANAKKALE’DE SAĞLIK

 

Virchow İstanbul ve Üsküdar’da (Scutari) gördüğü insanların aksine, Çanakkale’de oldukça güçlü ve sağlıklı bir nüfus bulduğuna şaşırdığını belirtiyor. Özellikle İstanbul ve Üsküdar’da gördüğü kadınların “anemik” görünümleriyle kıyaslandığında, Truva bölgesindeki kadınlar çok sağlıklı görünüyorlardı.

 

Virchow’un Çanakkale’de bulunduğu dönem, Rumların 40 günlük oruç döneminin sonlarına rastlamıştı. Rumlar bir aydan fazla bir süredir et, balık, yumurta gibi hayvansal gıdaları yemiyorlardı. Eğitimsiz din adamları Rum toplum üzerinde çok etkiliydi ve hastaların oruçtan muaf tutulmamaları, sağlık durumlarının daha da kötüleşmesine neden oluyordu.

 

Virchow’un karşılaştığı ikinci büyük sağlık sorunu sıtmaydı. Bölge geniş bataklık alanlar ve her yöne uzanan sazlıklarla doluydu. Virchow Çanakkale’ye gelmeden kısa bir süre önce Kara Menderes (Scamander) nehri taşmış, Nisan’ın ilk haftasında ovayı su basmıştı. Kalafat (Kalifatli) Azmağının çeşitli kolları durgun su havuzları halini almıştı. Bu koşullar sıtma için çok uygun bir ortam yaratıyordu. Ancak bölgede sıtmanın oldukça hafif seyreden bir formu hâkimdi. Bölgedeki Kumkale, Kalafat ve Kumköy dışında bütün köyler sıtmadan sakınmak için yüksek yerlerde, tepelerde kurulmuştu. Bu nedenle sıtma en çok bu köyleri etkiliyordu.

 

Nisan ayında gündüzleri 20 – 22 derece olan hava sıcaklığı, güneş batar batmaz 10 dereceye kadar düşüyordu. Yaşamlarının büyük bölümünü açık havada tarım ve hayvancılıkla geçiren köylüler, sert soğuk rüzgarlara maruz kaldığından, bölgede soğuk algınlığı ve zatürre de sık görülüyordu.

 

Virchow bölgede kaldığı sürede hiç çiçek, kızıl ve kızamık vakasına rastlamadığını ifade ediyor ve bunu bölge halkının ülkenin geri kalanıyla çok temas etmemesine bağlıyor. Rastladığı tek frengi (sifilis) vakasının yabancı bir işçi olduğunu, bazı çocuklarda da bit ve uyuza rastladığını ifade ediyor. Bölgedeki hastaların çok uyumlu olduğunu ve alışkanlıklarına aykırı önerilerde bulunduğunda dahi, dediklerini yaptıklarını söylüyor. 

 

Virchow Mart 1890’da Truva’ya tekrar gelmiş ve Schliemann’ın Hisarlık’ta düzenlediği İkinci Truva Konferansı’na katılmıştır. 23 Mart - 7 Nisan arasında gerçekleştirilen konferansta, Osmanlı Devleti’nin Müzeler Umum Müdürü olan Osman Hamdi Bey de vardır. 


Konferans dönüşü İstanbul’da La Société Impériale de Médecine’in (Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane) misafiri olarak, derneğin 25 Nisan 1890 günkü oturumuna katılmıştır. Virchow cüzzam (lepra) konusunda açılan tartışmalara katılarak lepra basilinin insandan insana bulaşması ve yerleştiği organlar üzerine konuşmuştur.


Virchow Hisarlık’ta yaptığı arkeolojik ve antropolojik çalışmaları iki kitap halinde yayınlamıştır: 1879 yılında Beiträge zur Landeskunde in Troas (Truva Topografisine Katkılar) ve 1882 yılında Alttrojanische Gräber und Schädel (Eski Truva Mezarları ve Kafatasları). Umarız bu kitapları dilimize kazandırılır.



2. Hisarlık Konferansı (1890): 1. Rudolf Virchow, 2. Wilhelm Grempler, 3. Heinrich Schliemann, 4. Frank Calvert, 5. Osman Hamdi Bey, 6. Halil Edhem Bey (Osman Hamdi beyin kardeşi), 7. Edith Calvert, 8. Wilhelm Dörpfeld, 9. Henri Babin'in eşi, 10. Charles Louis, 11. Friedrich Von Duhn (Arkeoloji Profesörü),  12. Charles Waldstein (Atina Amerikan Klasik Araştırmalar Okulu Müdürü), 13. Henri Babin (Antropolog).

 


Rudolf Wirchow (solda) ve Charles Waldstein, Frank Calvert’in Çanakkale'de, Hisarlık'ın 4 mil güneydoğusunda bulunan Thymbra çiftliğinin bahçesinde (1890). 


KAYNAKLAR

 

Akalın, MA. (2013). Toplumcu Tıbba Giriş: Toplumcu Tıp Ders Notları. İstanbul: Yazılama.

 

Allen, SH. (1995).  "Finding the Walls of Troy": Frank Calvert, Excavator. American Journal of Archaeology , 99 (3): 379 – 407.  


Allen, SH. (1999).  Finding the Walls of Troy: Frank Calvert and Heinrich Schliemann at Hisarlik. Berkeley: University of California Press.

 

Baytop, A. (2011). Anadolu'dan bitki örnekleri toplamış olan arkeolog, antropolog ve diplomatlar. Osmanlı Bilimi Araştırmaları, 13 (1): 81 – 100.

 

Çanakkale Kent Müzesi. (2018). https://canakkalekentmuzesi.blogspot.com/2019/01/26-aralk-2018-eski-kent-fotograflar.html (Erişim: 01.10.2021).

 

Epöztürk, K. ve Görkey, Ş. (2018). Yaşadığı çağda efsane olmuş bir tıp insanının işyeri hekimi olarak çalışması: Rudolf Virchow ve Troya. Lokman Hekim Dergisi, 8 (3): 167 – 171.

 

James, T. (1979). Rudolf Virchow and Heinrich Schliemann: An Essay on the Friendship of Two Great Men. S. Afr. Medical Journal, 56 (3): 111 – 114.

 

Kayan, İ. (1997). Troia Aşağı Şehir eteklerinde Çıplak vadisinin jeomorfolojik gelişimi ve arkeolojik materyal katkılı alüvyon katmanları. T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü 19. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu. 26 - 30 Mayıs 1997. XV. Araştırma Sonuçları Toplantısı Bildiriler Kitabı. Cilt 2: 1  - 18.

 

Lange, KW. (2021). Rudolf Virchow, poverty and global health: from “politics as medicine on a grand scale ”to “health in all policies ”. Global Health Journal, 15: 149 – 154.


Latacz, J. (2004). Troy and Homer : Towards a Solution of an Old Mystery. New York: Oxford University Press.

 

Robinson, M. (1994). Pioneer, Scholar, and Victim: An Appreciation of Frank Calvert (1828-1908). Anatolian Studies, 44: 153 – 168.

 

Schliemann, H. (2010). Ilios. The City and Country of the Trojans. Cambridge University Press.


Tildsley, GJ. ve Lakhani, S. (1992). Early clinical pathologists 4: Rudolf Virchow (1821-1902). J Clin Pathol, 45: 6 – 7.


Uslu, G. (2017). Homer, Troy and the Turks. Amsterdam: Amsterdam University Press B.V

 

Virchow, R. (1879). Beiträge zur Landeskunde der Troas. Abhandlungen der Königlichen Akademie der Wissenschaften. Berlin’den aktaran:  Pernicka, E., Rose, CB., Jablonka, P. (2014). Troia 1987 - 2012: Grabungen und Forschungen I. Bonn: Dr. Rudolf Hablet GmbH.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder