Translate

19 Ağustos 2014 Salı

Zafer Açıkgözoğlu Çapa’da anıldı - İSİG Meclisi



İSİG Meclisi, 2013 yılı Temmuz ayında zorla kanalizasyon temizlettirilmesi sonucu hastalanan ve iki gün önce yaşamını yitiren Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi taşeron sağlık işçisi Zafer Açıkgözoğlu’nu andı.


Eyleme Zafer’in kardeşi Emre, Çapa’dan taşeron işçi arkadaşları, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri, SES Şubesi, Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya, Limter-İş Genel Başkanı Kamber Saygılı, Petrol-İş Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül, Sine-Sen Genel Başkanı Zafer Ayden, Enerji-Sen Genel Başkanı Ali Duman ve işçi sağlığı direnişinde olan BEDAŞ işçileri, milletvekili Levent Tüzel, İSİG Meclis üyeleri ve birçok basın emekçisi katıldı.

Eylemde Zafer Açıkgözoğlu’nun kardeşi Emre Açıkgözoğlu, Levent Tüzel, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ozan Toraman, direnişteki BEDAŞ işçilerinden Bayram Alanbay, Taşeron işçileri Derneği (Taş-İş-Der) Başkan Yardımcısı Güneş Cengiz konuşmalar yaptılar.

Eylemde ayrıca SES, Dev Sağlık-İş temsilcilerinin yanı sıra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hasta yakınlarının saldırısına uğrayan işçi Ramazan Kuleli ve İSİG Meclisi üyesi Murat Çakır da kısa birer konuşma yaptı.

Anma yapılan saygı duruşunun ardından sona erdi.

Eylemde okunan ve Zafer arkadaşımızın dilinden Akif Akalın’ın kaleminden yazılmış mektubu paylaşıyoruz:

Biliyorum arkadan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız…

Ben Nisan 2013’de İstanbul Tıp Fakültesi Acil Cerrahi ve Tramvatoloji Anabilim dalında poliklinikte müşahede odalarında temizlik personeli olarak çalışmaya başladım. Çalıştığım birimde hasta yoğunluğu çok fazlaydı, dolayısıyla da iş kazalarının yoğunluğu da fazla idi. İşe başlamadan sağlık raporlarımı tamamlayıp taşeron şirkete teslim etmiştim. Yapacağım İş ile ilgili herhangi bir eğitim almadım. Çalıştığım yerde tıbbi ve evrensel çöplerin toplanması ve atılması, paspasla zemin temizliği, hasta yataklarının temizlenmesi, dezenfeksiyonu, tuvalet temizliği ve cam temizliği gibi işleri yaptım.

İşe girdikten yaklaşık bir ay sonra tıbbi atıkları torbalarını çöp kutularına boşaltırken elime enfekte enjektör iğnesi battı. Sonucunun ne olacağını bilmediğim için önemsemedim işime devam ettim. Çalışmaya devam ederken çok şiddetli yağmurun yağdığı 14.06.2013 Cuma günü Acil Travmatoloji binasında bir klasik yaşanmış, acil hastalara hizmet veren binanın kanalizasyon suları alt katta bulunan Çocuk Beslenme polikliniği ve Mikrobiyoloji laboratuarını basmıştı. Poliklinikte çalışanlar ve temizlik personelleri hasta dosyalarını kurtarmak için hiçbir güvenlik önlemi olmadan lağım sularının içinde saatlerce kaldık ve hasta dosyalarını kurtarmaya çalıştık.

İSKİ tarafından yapılması gereken atık suların temizlenme ve tıkalı kanalların açılması işlemleri temizlik taşeron şirketin sorumlusu tarafından temizlik personellerinin tamamından istendi, içlerinden ben lağımın içine hiçbir güvenlik önlemi alınmadan içine sokulup tıkalı olan kısmın açılması işlemi yaptım. Lağım kapağını açar açmaz bütün lağım suları eline yüzüme püskürdü tüm vücudum ıslandı. Saatlerce ıslak kıyafetlerle kaldım.

O gün eve gittiğimde çorba içtim ve tüm vücuduma uyuşma geldi. 4 – 5 gün boyunca her gün daha da ağırlaşan vücudundaki ağrılar ve kanlı ishal sebebiyle acil dahiliyeye geldim. 21.06.2013 Cuma gününde Acil Dahiliye’den yoğun bakıma alınmışım. Bu temizlik işlerini yapan diğer arkadaşlar mide bulantısı kusma ishal şikayeti ile bir kısmı acile başvurmuş, bir kısmı da hastalığı ayakta atlatmıştı. Bana akut hepatit tanısı konmuş. Karaciğerim iflas etmiş, nakil olmam gerekmiş, 26.06.2013 tarihinde de karaciğer nakli gerçekleştirilmiş.

Yoğun bakımdan çıktıktan sonra tedavime ayakta devam edildi. İki ay sonra vücudum nakil yapılan organı kabul etmemiş Hastalığım o lağımdan bulaştı, bunu ben biliyorum. Ama şimdi tek isteğim iyileşmek. İkinci nakil başarılı geçsin, başka bir şey istemiyorum. Yaşarsam, malulen emekli olacakmışım. Şimdi bunları düşünemiyorum bile, sonum ne olacak, yaşayacak mıyım bilmiyorum ki! Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği vasıtasıyla yürütülen dava süreci devam ediyor, hastane yetkilileri bizden daha yüksekler, daha üstünler; belki onlar kazanırlar. Ne karar çıkarsa saygı duyacağız, elden ne gelir ki!

Karaciğer reddiyle ilgili baskılama tedavisi aldım ancak vücudu tedaviye cevap vermedi. ÖÖÖLLDDÜMMMMMMM!!!!!!

Biliyorum arkadan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. Benden önce her sene iş kazasından ölen 1500 kişi gibi Soma’da ölen 301 işçi gibi…

Şimdi diyorum ki iş ekmek buldum diye sevinirken gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, gerekli eğitimin verilmemesi ve alt yapı eksikliklerin ötürü canımdan oldum. Artık hiçbir işçi bu sıkıntıları yaşamasın. Sizler aynı kurumda çalışmaya devam edeceksiniz. Yaşamak istiyorsanız, sevdiklerinizden mutlu bir yaşam sürmek, evlenmek çocuk sahibi olmak insan olmak istiyorsanız var olan ŞARTLARIN eğitimlerin tamamlanmasını isteyin. Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere tüm sorumluların yasalarca cezalarının verilmesi en büyük dileğimdir. Ceza alsınlar ki kimse tekrar bu hataları yapmasın.

Son olarak yaşamam için elinden geleni yapan İLGİN Hocaya, hemşirelere tüm personele mesai arkadaşlarıma ve TASİSDER yönetime teşekkür ederim.

Güle güle sevgili arkadaşlarım…..


19.08.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder