Translate

26 Kasım 2020 Perşembe

"Parasız sağlık" talebi emekçilerin bilincini köreltiyor mu?


Sağlık veya hastalık dendiğinde aklımıza neden hemen beslenme alışkanlıklarımız ve sigara gibi sağlıkla ilişkili bireysel davranışlarımız veya aile hekimi, ilaç, hastaneler, MR gibi sağlık hizmetlerinin geldiğini hiç düşündünüz mü?

 

Çünkü egemen sınıflar sağlık dendiğinde aklımıza bunların gelmesini istiyorlar. Çünkü sermaye egemenliğindeki eğitim sistemi sağlık veya hastalık dendiğinde aklımıza bunlar gelsin diye tasarlanmış, okullarda ve ekranlarda bunlar öğretiliyor.

 

Oysa sağlıklı bir yaşam sürmenizde sağlık hizmetlerinin payı yalnızca yüzde 25. Yani ekranlardaki bütün sağlıklı beslenme tavsiyelerine uysanız, hiç sigara içmeseniz, bütün sağlık hizmetleri parasız olsa ve gereksinim duyduğunuz bütün sağlık hizmetlerine anında erişebilseniz, sağlıklı bir yaşam sürmeniz için asla yeterli olmaz.

 

Bilimsel araştırmalar sağlığımızı belirleyen faktörlerin başında yüzde 50’lik bir payla içinde yaşadığımız sosyal ve ekonomik çevrenin geldiğini söylüyor. Bunu çok farklı biçimlerde ifade ediyorlar. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü bunu insanların doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı, çalıştığı ve yaşlandığı koşullar olarak tanımlıyor ve bu koşulları yerel, ulusal ve küresel ölçeklerde paranın, gücün ve kaynakların dağılımının şekillendirdiğini ifade ediyor.

 

O halde sağlıklı bir yaşam sürdürmemizde çalışma ve yaşam koşullarımızı iyileştirecek tedbirlerin alınması, ekranlardaki sermaye profesörlerinin beslenme tavsiyelerinden veya ülkemizdeki sol örgütlerin talebi olan sağlık hizmetlerine parasız erişimden iki kat daha etkili.

 

Nitekim 2008 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu yayınladığı raporda sağlığın teşviki için üç öneri sıralıyordu:

1. İnsanların gündelik yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi

2. Yerel, ulusal ve küresel ölçeklerde paranın, gücün ve kaynakların eşitsiz dağılımının giderilmesi

3. Sorunu anlamak ve çözüm için gerçekleştirilen eylemin etkisini değerlendirmek

 

Kuşkusuz bir de “hangi” sağlık hizmeti konusunun tartışılması gerekiyor. Parasız erişmek istediğimiz sağlık hizmeti, sorunların çözümünü tıbbi teknolojide arayan bugünkü sağlık hizmeti mi?

 

Sağlık sorunlarına “teknik” (teknolojiye dayalı) çözümler “birey” düzeyinde başarılı sonuçlar elde etse de, sorunların toplumsal yaşam içindeki kaynaklarına hitap etmediğinden, “toplum” düzeyinde başarısız kalırlar. Bun rağmen kapitalist toplumlarda tıbbın teknik yaklaşımda ısrarcı olmasının nedeni, bu yaklaşımın “sermaye birikimini” desteklemesidir. Oysa sağlık sorunlarına “toplumcu” veya sağlığın sosyal belirleyicilerine hitap eden çözümler sermaye birikiminin gereksinimlerini karşılamamaktadır. 

 

Kapitalist sanayileşme (endüstriyel büyüme) sürecinde ortaya birçok yeni sağlık sorunu çıkar. Kapitalist toplumda tıbbın görevi, bu yeni sorunları ekonominin kapitalist örgütlenmesiyle uyumlu bir şekilde ele alarak sermaye birikimine hizmet eden yanıtlar üretmektir. Bunun için alınır – satılır bir meta haline getirilmiş olan sağlık hizmeti, “iyileşme” (veya tedavi) üretilen sağlık hizmetinin tüketilmesine eşitlenerek sermaye birikimine hizmet eder.

 

Salgının ilk aylarında yayınladığımız “Kapitalist tarım bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı makalemizde bugün dünyayı kasıp kavuran yeni koronavirüs salgını dahil son on yıllarda çıkan bütün “yeni” sağlık sorunlarının nedeninin kapitalist sanayileşme olduğunu anlatmıştık. Oysa sermaye güdümlü tıp sorunun bu boyutuna hiç değinmiyor ve var gücüyle yeni koronavirüse karşı etkili olabilecek ilaçlar ve aşı geliştirmeye çabalıyor. Kapitalizmin kendisini yeniden üretmesine hizmet eden böyle bir sağlık hizmetine “parasız” erişmekten işçi sınıfının ve emekçilerin nasıl bir kazanımı olabilir?

 

Belki de artık bilime daha saygılı davranmamız ve emekçilerde sağlık bilinci oluşmasını önleyen “herkese eşit ücretsiz sağlık” yerine, sağlığın sosyal belirleyicilerine hitap eden yeni bir slogan bulmamız gerekiyor.    


Akif Akalın

 

KAYNAKLAR

 

Akalın, A. (2020). Kapitalist tarım bir halk sağlığı sorunudur. https://sol.org.tr/haber/kapitalist-tarim-bir-halk-sagligi-sorunudur-2090

 

Renaud, M. (1975). On the Structural Constraints to State Intervention in Health. International Journal of Health Services, 5(4): 559 – 571.

 

Waitzkin, H. (1981). A Marxist Analysis of the Health Care Systems of Advanced Capitalist Societies. The Relevance of Social Science for Medicine (Ed: Leon Eisenberg ve Arthur Kleinman) içinde. Boston: D.Reidel.

 

WHO - CSDH. (2008). Closing the gap in a Generation: Health Equity Through Action on Social Determinants of Health. Final Report of the Commission on Social Determinants of Health. Geneva, Switzerland: World Health Organization.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder