Sağlık veya hastalık dendiğinde
aklımıza neden hemen beslenme alışkanlıklarımız ve sigara gibi sağlıkla
ilişkili bireysel davranışlarımız veya aile hekimi, ilaç, hastaneler, MR gibi sağlık
hizmetlerinin geldiğini hiç düşündünüz mü?
Çünkü egemen sınıflar sağlık dendiğinde aklımıza bunların gelmesini istiyorlar. Çünkü sermaye egemenliğindeki eğitim sistemi sağlık veya hastalık dendiğinde aklımıza bunlar gelsin diye tasarlanmış, okullarda ve ekranlarda bunlar öğretiliyor.
Oysa sağlıklı bir yaşam sürmenizde sağlık
hizmetlerinin payı yalnızca yüzde 25. Yani ekranlardaki bütün sağlıklı beslenme
tavsiyelerine uysanız, hiç sigara içmeseniz, bütün sağlık hizmetleri parasız
olsa ve gereksinim duyduğunuz bütün sağlık hizmetlerine anında erişebilseniz,
sağlıklı bir yaşam sürmeniz için asla yeterli olmaz.
Bilimsel araştırmalar sağlığımızı
belirleyen faktörlerin başında yüzde 50’lik bir payla içinde yaşadığımız sosyal
ve ekonomik çevrenin geldiğini söylüyor. Bunu çok farklı biçimlerde ifade ediyorlar.
Örneğin Dünya Sağlık Örgütü bunu insanların doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı,
çalıştığı ve yaşlandığı koşullar olarak tanımlıyor ve bu koşulları yerel,
ulusal ve küresel ölçeklerde paranın, gücün ve kaynakların dağılımının şekillendirdiğini
ifade ediyor.
O halde sağlıklı bir yaşam
sürdürmemizde çalışma ve yaşam koşullarımızı iyileştirecek tedbirlerin alınması,
ekranlardaki sermaye profesörlerinin beslenme tavsiyelerinden veya ülkemizdeki
sol örgütlerin talebi olan sağlık hizmetlerine parasız erişimden iki kat daha
etkili.
Nitekim 2008 yılında Dünya Sağlık
Örgütü’nün Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu yayınladığı raporda
sağlığın teşviki için üç öneri sıralıyordu:
1. İnsanların gündelik yaşam ve
çalışma koşullarının iyileştirilmesi
2. Yerel, ulusal ve küresel
ölçeklerde paranın, gücün ve kaynakların eşitsiz dağılımının giderilmesi
3. Sorunu anlamak ve çözüm için
gerçekleştirilen eylemin etkisini değerlendirmek
Kuşkusuz bir de “hangi” sağlık
hizmeti konusunun tartışılması gerekiyor. Parasız erişmek istediğimiz sağlık
hizmeti, sorunların çözümünü tıbbi teknolojide arayan bugünkü sağlık hizmeti
mi?
Sağlık sorunlarına “teknik”
(teknolojiye dayalı) çözümler “birey” düzeyinde başarılı sonuçlar elde etse de,
sorunların toplumsal yaşam içindeki kaynaklarına hitap etmediğinden, “toplum”
düzeyinde başarısız kalırlar. Bun rağmen kapitalist toplumlarda tıbbın teknik
yaklaşımda ısrarcı olmasının nedeni, bu yaklaşımın “sermaye birikimini”
desteklemesidir. Oysa sağlık sorunlarına “toplumcu” veya sağlığın sosyal
belirleyicilerine hitap eden çözümler sermaye birikiminin gereksinimlerini
karşılamamaktadır.
Kapitalist sanayileşme (endüstriyel
büyüme) sürecinde ortaya birçok yeni sağlık sorunu çıkar. Kapitalist toplumda
tıbbın görevi, bu yeni sorunları ekonominin kapitalist örgütlenmesiyle uyumlu
bir şekilde ele alarak sermaye birikimine hizmet eden yanıtlar üretmektir.
Bunun için alınır – satılır bir meta haline getirilmiş olan sağlık hizmeti, “iyileşme”
(veya tedavi) üretilen sağlık hizmetinin tüketilmesine eşitlenerek sermaye
birikimine hizmet eder.
Salgının ilk aylarında yayınladığımız
“Kapitalist
tarım bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı makalemizde bugün dünyayı kasıp kavuran
yeni koronavirüs salgını dahil son on yıllarda çıkan bütün “yeni” sağlık
sorunlarının nedeninin kapitalist sanayileşme olduğunu anlatmıştık. Oysa
sermaye güdümlü tıp sorunun bu boyutuna hiç değinmiyor ve var gücüyle yeni
koronavirüse karşı etkili olabilecek ilaçlar ve aşı geliştirmeye çabalıyor.
Kapitalizmin kendisini yeniden üretmesine hizmet eden böyle bir sağlık
hizmetine “parasız” erişmekten işçi sınıfının ve emekçilerin nasıl bir kazanımı
olabilir?
Belki de artık bilime daha saygılı
davranmamız ve emekçilerde sağlık bilinci oluşmasını önleyen “herkese eşit
ücretsiz sağlık” yerine, sağlığın sosyal belirleyicilerine hitap eden yeni bir
slogan bulmamız gerekiyor.
Akif Akalın
KAYNAKLAR
Akalın, A. (2020). Kapitalist tarım
bir halk sağlığı sorunudur. https://sol.org.tr/haber/kapitalist-tarim-bir-halk-sagligi-sorunudur-2090
Renaud, M. (1975). On the Structural
Constraints to State Intervention in Health. International Journal of Health
Services, 5(4): 559 – 571.
Waitzkin, H. (1981). A Marxist
Analysis of the Health Care Systems of Advanced Capitalist Societies. The
Relevance of Social Science for Medicine (Ed: Leon Eisenberg ve Arthur Kleinman)
içinde. Boston: D.Reidel.
WHO - CSDH. (2008). Closing the gap
in a Generation: Health Equity Through Action on Social Determinants of Health.
Final Report of the Commission on Social Determinants of Health. Geneva,
Switzerland: World Health Organization.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder