Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1965 yılında kabul edilen Public Health Services Act (Toplum Sağlığı Hizmetleri Yasası) çerçevesinde “yoksulların” sağlık hizmetine erişimi önündeki engellerin kaldırılması, toplum sağlığının iyileştirilmesi, sağlıkta eşitsizliklerin azaltılması ve sağlık bakımında tasarruf sağlamak amacıyla “Toplum Sağlığı Merkezleri” (Communinty Health Centers) örgütlenmesi tasarlandı.
Toplum Sağlığı Merkezleri, 1960'larda ABD hükumeti tarafından başlatılan “War on Poverty” (Yoksullukla Savaş) ana
programının bir bileşeni olan “Federal Sağlık Merkezi Programı” veya “Toplum,
Göçmen, Evsiz ve Toplum Barınma Sağlık Merkezleri”adı altında, sunduğu
hizmetleri Medicare ve Medicaid gibi sosyal güvenlik kurumlarına fatura
edebilen, “kâr amacı gütmeyen” ve vergiden bağışık tutulan “kamusal” merkezler
olarak kuruldu.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nde birinci
basamak (aile hekimliği, dahiliye, kadın hastalıkları ve doğum ile çocuk
sağlığı ve hastalıkları) tıbbi hizmetler, ağız ve diş sağlığı hizmetleri, akıl
sağlığı hizmetleri ve Türkiye’de henüz yaygın olmayan chiropractic (kayropraktik)
hizmetler, doğum öncesi ve doğum sonrası bakım dahil “önleyici” hizmetler, kanser
taramaları, bulaşıcı hastalık taramaları, kronik hasta izlemi, sağlam çocuk
takibi, aşılama – bağışıklama hizmetleri, aile planlaması ve eczacılık hizmeti sunuluyor.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nin kendi laboratuvarları ve radyoloji birimleri
bulunuyor.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nde
“geleneksel” olarak bir sağlık kurumunda görmeye alışık olmadığımız hizmetler
de sunuluyor. Sağlık hizmetine erişimi “kolaylaştırıcı hizmetler” başlığı
altında toplanabilecek bu hizmetler şunlar: vaka yönetimi, sosyal yardım,
tercüme, ulaşım, sağlık eğitimi, egzersiz programları (yürüyüş grupları,
pilates ve zumba vb), beslenme (gıda) yardımı, sigorta danışmanlığı, ev
ziyaretleri, barınma yardımı, iş eğitimi ve destek grupları (sigarayı bırakma,
anonim alkolikler, hamilelik desteği vb).
İLK MERKEZLER
ABD’de Toplum Sağlığı Merkezleri’nin
kurulmasına iki hekim öncülük etti: H. Jack Geiger ve Count D. Gibson Jr. Biri
Dorchester’ın Columbia Point bölgesinde (1965) ve diğeri Mississippi’nin Mound
Bayou kırsalında (1966) iki Toplum Sağlığı Merkezi örgütlediler.
Geiger 1957 yılında henüz tıp
fakültesinde öğrenci iken burs kazanarak 4 ay Güney Afrika’da “batı” dünyasında
toplumcu tıbbın öncülüğünü yapan Sydney ve Emily Kark tarafından örgütlenen bir
sağlık merkezinde çalışmıştı. ABD’de Toplum Sağlığı Merkezleri’nin
örgütlenmesini bu deneyim şekillendirdi.
1964 Bahar’ında Geiger, 30 hekim
arkadaşıyla birlikte İnsan Hakları İçin Tıp Komitesi örgütleyerek Mississippi’ye
gittiler ve buradaki insan hakları aktivistlerine tıbbi destek sağladılar. Gibson
Komite’nin Önleyici Tıp bölümünü örgütledi. O yaz ABD’nin her yerinden yüzlerce
hekim, diş hekimi, hemşire, sosyal çalışmacı, sağlık eğitimcisi ve diğer sağlık
emekçisi Komite’ye katılarak Mississippi’ye geldi (Özgürlük Yazı).
Geiger meslek yaşamı boyunca “yoksulların
daha çok hastalandığını ve hastaların daha da yoksullaştığını” görmüş ve bir
toplulukta sağlığın sürdürülebilmesi için yoksulluğa neden olan koşullara hitap
edilmesi gerektiğini düşünmüştü. Geiger ve Gibson ilk Toplum Sağlığı Merkezleri’ni
bu felsefeyle, tıbbi hizmetler yanında yoksullukla da mücadele edebilecek
tarzda örgütlediler.
Senatör Edward M. Kennedy, 1966
yılında ziyaret ettiği Columbia Point Toplum Sağlığı Merkezi’nin
çalışmalarından çok etkilendi ve aynı yıl Denver, Chicago ve New York’da Merkezler
açıldı. 1971 yılında Toplum Sağlığı Merkezleri’nin sayısı 150’ye ulaştı.
1974 yılında Başkan seçilen Gerald
Ford (Cumhuriyetçi Parti) “ilk iş” olarak Toplum Sağlığı Hizmetleri Yasası’nı
iptal etmek ve Toplum Sağlığı Merkezleri’ni kapatmak istedi. Ancak “azınlıkların”
mücadelesiyle saldırı geri püskürtülmekle kalmadı, yeni Toplum Sağlığı
Merkezleri açılması için bütçe arttırıldı.
Daha sonra 1981 ve 1995 yıllarında
Cumhuriyetçi Parti iki kez daha Toplum Sağlığı Merkezleri’ne verilen Federal
bağışları (grant) kesmeye kalktı fakat iki girişiminde de çok büyük halk
hareketleriyle karşılaştı ve geri adım atmak zorunda kaldı.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1. Toplum tarafından yönetim: Yasaya göre sağlık merkezinin Yönetim Kurulu sayıları 9 – 25
arasında değişen üyelerinin en az yüzde 51’i, merkezden hizmet alan bölgede
yaşayanlardan oluşur. Bu ilke, sağlık merkezinin toplumun gereksinimlerine ve
önceliklerine yanıt vermesini sağlamak için benimsenmiştir. Yönetim Kurulu,
çalışanların işe alınması – işten çıkartılması gibi yetkileriyle bir “tavsiye”
kurulundan çok daha fazla işlevseldir.
2. Sağlık hizmetine yeterli erişemeyen bölgelere – toplum kesimlerine
hizmet: Toplum
Sağlığı Merkezleri’nin açılabileceği yerler Health Resources and Services
Administration – HRSA (Sağlık Kaynakları ve Hizmetleri İdaresi) tarafından
belirlenir. Şu bölgelere öncelik verilir: çok az birinci basamak sağlık kurumu
olması, bebek ölüm hızının yüksek olması, yüksek yoksulluk ve/veya yaşlı nüfus oranı.
3. Evrensellik:
Herkese, ödeme gücüne bakılmaksızın hizmet sunulması. Toplum Sağlığı Merkezleri
“bireyin ödeme gücüne” göre ücretlerini birey bazında ayarlarlar. Ödeme gücü
olmayandan ücret talep edilmez.
4. Kapsamlı, eşgüdümlü ve birincil - önleyici bakım hizmetleri: Toplum Sağlık Merkezleri diğer yerel
sağlık hizmeti ve sosyal hizmet sunan kurumlarla işbirliğine gitmek zorundadır.
5. Kültürel olarak kabul
edilebilir bakım:
Hizmet sunulan toplumun kültürel tercihlerine saygılı olunmalıdır.
6. Sürekli gereksinim ve hizmetin niteliğini iyileştirme değerlendirmeleri
yapılması: Toplum
Sağlığı Merkezleri’nin nitelik iyileştirme ve nitelik garantisi programları
olmalı ve toplumun gereksinimleri sürekli değerlendirilmelidir.
7. Veri raporlama: Toplum Sağlığı Merkezleri çalışmalarını (hasta bilgileri, hizmetler,
nitelik ve finans) yıllık olarak Sağlık Kaynakları ve Hizmetleri İdaresi’ne
rapor etmek zorundadır.
HİZMETİN KAPSAMI
Günümüzde sayıları 1.400’e ulaşan Toplum
Sağlığı Merkezleri 27 milyondan fazla “yoksul” ABD vatandaşına 10 bine yakın hizmet
biriminde hizmet sunuyor. Bu merkezlerden hizmet alanların gelirleri Federal
Yoksulluk Sınırı’nın altında ve çoğu azınlıklara (siyahiler, Latinolar,
yerliler vb) mensup.
2020 yılı için yoksulluk sınırı tek
başına yaşayanlar için yıllık 12.670 dolar, iki kişi yaşayanlar için 17.240
dolar ve 3 kişi yaşayanlar için 21.720 dolar olarak belirlenmiş. Toplum Sağlığı
Merkezleri’nin yarısı kırsal alanlarda, diğer yarısı şehirlerin yoksul
mahallelerinde örgütlü.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nden hizmet
alanların yüzde 36’sı sigortasız. ABD’deki sigortasız yoksulların beşte biri
Toplum Sağlığı Merkezleri’nden hizmet alıyor. Hizmet alanların yüzde 40’ı
Medicaid, yüzde 8’i Medicare, yüzde 2’si diğer kamusal sigorta güvencesine
sahip. ABD’de Medicaid güvencesinde olanların yedide biri Toplum Sağlığı
Merkezleri’nden hizmet alıyor.
Hizmet alanların yüzde 14’ünün de
özel sağlık sigortası var. Bunların yanında 1 milyondan fazla evsize ve yine 1
milyon kadar göçmen ve mevsimlik tarım işçisine hizmet sunuluyor. Toplamda
hizmet alanların yüzde 59’u kadın, yüzde 32’si çocuk (18 yaş altı) yüzde 7’si
yaşlı (65 yaş üzeri).
Toplum Sağlığı Merkezleri’nde görevli
hekimlerin yüzde 47’si aile hekimliği, yüzde 20’si dahiliye, yüzde 20’si çocuk
sağlığı ve hastalıkları, yüzde 10’u kadın hastalıkları ve doğum uzmanı. Kalan
yüzde 3’ünü de diğer uzmanlık dalları oluşturuyor (ABD’de Türkiye’deki gibi
pratisyen hekimlerin aile hekimi olarak veya başka bir yerde mesleğini icra
etmesine izin verilmemektedir. Aile hekimliği de bir uzmanlık dalıdır ve tıp
eğitimi sonrası uzmanlık eğitimi vardır).
Toplum Sağlığı Merkezleri’nde diğer
sağlık kurumlarındaki gibi “geleneksel” sağlık mesleklerine mensup emekçiler
(hekimler, hemşireler, hekim yardımcıları, toplum sağlığı emekçileri) yanında
“vak'a yöneticisi” gibi sosyal bilimler kökenli mesleklere mensup emekçiler de
istihdam ediliyor.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nin ana
gelir kaynakları yüzde 38 oranında federal bağışlar (grant) ve başta Medicaid (yüzde
40) olmak üzere sosyal güvenlik kurumlarının ödemelerinden oluşuyor. Toplum
Sağlığı Merkezleri hastalarının ilaçlarını, Federal İlaç Programı’ndan oldukça
ucuza temin ederek ücretsiz veya düşük fiyatla sağlayabiliyor.
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder