Neoliberal kapitalizmin dünyayı yeni bir
“ortaçağa” sürüklediğine ilişkin yorumlar giderek artarken, bu eğilimin
yalnızca sosyal ve siyasal yaşamla sınırlı olmadığı, tıp gibi bilimsel
alanlarda da hızla bilimden uzaklaşılmaya başlandığı ve binlerce yıl önce terk
edilmiş ilkel tıbbi uygulamaların neoliberal politikaları benimseyen ülkelerde yeniden
yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir. Neoliberal politikalar Asya ülkelerinde
tıbbın bilinen en ilkel biçimi olan şaman tıbbını desteklemekte ve teşvik
etmektedir. Geçtiğimiz 20 yıl içinde dünyanın birçok ülkesinde büyü gibi arkaik
yöntemler ve hacamat gibi ortaçağ uygulamaları hızla yaygınlaşmış ve bilimsel
tıbba rakip hale gelmiştir.
Şaman tıbbı, tıbbın bilinen en ilkel
biçimi olup, günümüzden 5 bin yıl kadar önce köleci toplumlarda, tanrılarla
“özel” bir ilişkileri olduğu düşünülen şamanlar tarafından uygulanmaktaydı.
Hastalıkların tanrısal bir ceza olduğuna inanılan bu dönemlerde şamanlar,
insanlar ile tanrı arasında oynadıkları aracı rol ile sağlık hizmeti (dualar,
danslar, kurbanlar vb) sunuyorlardı.
Sovyetler Birliği’nin çözülmesinden
sonra Rusya topraklarında, fakat aynı zamanda Alaska, Moğolistan ve Çin gibi
komşu coğrafyalarda şamanizmin “hortla(tıl)masına” tanık olundu. 1990’lı
yıllarda “aniden” ortaya çıkan şamanlar, kendilerine başvuran hastaları artık
çoktan tarihe karışmış olan yöntemlerle “tedavi” etmeye başladılar. Önceleri
“şaka” gibi görünen bu gelişmelerin aslında bizzat hükumetler tarafından
beslendiği ve desteklendiği kısa sürede ortaya çıktı. Neoliberal politikaları
benimseyen hükumetler, “tıbbi çoğulculuk” (medical pluralism) adına şaman
tıbbını desteklemeye başladılar.
Rusya hükumeti şamanlığı ve şaman
tıbbını çeşitli şekillerde desteklemektedir: Şaman örgütleri ve şaman tıbbı
uygulayan kurumlar ve kişilerin bu hizmetlerine vergi muafiyeti getirilmiştir.
Dahası bu kişi ve kurumların belirli kamusal fonlardan yararlanabilmeleri
sağlanmıştır. Bilimsel tıp uygulayan kişi ve kurumların sundukları hizmetler
vergilendirilirken, şaman tıbbının vergiden muaf olması, Rus hükumetinin şaman
tıbbına verdiği açık desteğin önemli bir göstergesidir. Ayrıca şamanlara ülkenin
kamusal sağlık kurumlarıyla işbirliği olanakları da sunulmuştur (Sundström, 2012:
369).
Şamanlara devlet desteği verilmesi,
şaman tıbbının hortla(tıl)ması için hayati önemdedir, çünkü şamanlığın “doğası”
gereği, 2000’li yıllarda ortaya çıkan “şamanların” ciddi bir “meşruiyet” sorunu
vardır. Bilindiği gibi şamanlık, hekimlik gibi üniversite kazanılarak ve
tahsille edinilecek bir “meslek” değildir. Şamanlar tanrı tarafından “seçilmiş”
insanlardır ve şamanlık iddiasında bulunan birinin insanları “ikna” etmesi
gereklidir. Bu durumda örneğin Oleg Krashevsky gibi beyaz derili bir Rus’un (Rusya’nın
en meşhur şamanlarından biri) şamanlık iddiası ancak devlet desteğiyle
mümkündür (Koptseva ve Kirko, 2014: 183).
Rusya’nın yakın komşusu Moğolistan’da
da şamanizm, 1990’larda hortla(tıl)mıştır. Delaplace’a göre Moğolistan’da
şamanizmin hortla(tıl)ması için gerekli koşulları, bu ülkede sosyalizm
çözüldükten sonra egemen olan “pazar ekonomisi” yaratmıştır. Ülkelerinin
kapitalizmi benimsemesiyle birlikte hemen ticarete giren ve kısa zamanda büyük
patronlar olmayı uman Moğollar, piyasanın gel-gitleri içinde uğradıkları ekonomik
kayıplarını “talihsizliklerine” bağlayıp, üstlerindeki laneti kaldırmaları için
Buryat şamanlarına koşmuşlardır. Buryat şamanların işlevlerini tıbbi
uygulamalara genişletmeleri ve hasta kabul etmeye başlamaları çok uzun zaman
almamıştır (Delaplace, 2014: 3).
Gawecka, 1996 - 2000 yılları arasında Kazakistan’ın
başkenti Alma-ata’da (1978 yılında Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in “2000
yılında Herkese Sağlık” stratejisini ilan ettiği kent) ve 2011 – 2013
yıllarında Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te şamanizmin hortla(tıl)masını
gözlemlemiştir. Gawecka otoritelerin şamanizme tutumunu “pozitif, hatta zaman
zaman destekleyici” olarak tanımlamaktadır. Şaman tıbbı Kazakistan’daki bazı
tıp fakültelerinde öğretilmekte ve kamusal sağlık hizmetleri arasında yer
almaktadır (Gawecka, 2014: 36 – 38).
Günümüzde Sibirya bölgesindeki
cumhuriyetlerde şamanlara iyileştiricilik yapabilmeleri için sertifika verilmeye
başlanmıştır. 2005 yılında yalnızca Tuva’da 8 şaman örgütü ve tahminen yüzlerce
sertifikalı şaman bulunduğu belirtilmektedir (Sundström, 2012: 369). Ancak
şamanların tıbbi uygulamaları ülkeden ülkeye büyük değişiklikler
göstermektedir. Bazı ülkelerde şamanlar her türlü sağlık sorununa müdahale
ederken, diğerlerinde kendilerini belli alanlarla sınırlamaktadırlar. Örneğin
Özbekistan’da diğer ülkelerden farklı olarak şaman tıbbı yalnızca psikolojik –
psikiyatrik durumlarla sınırlıdır. Bedensel rahatsızlıklarda bilimsel tıbba
başvurulurken, ruh sağlığı şamanlara bırakılmıştır. Şamanlara hastalar
kendileri doğrudan gidebildikleri gibi, bilimsel tıp uygulayan hekimler
tarafından da sevk edilebilmektedirler (Tursunova ve ark., 2014: 48).
TÜRKİYE’DE DURUM
Türkiye’de de neoliberal politikalar
izleyen hükumet henüz şaman tıbbına izin vermemiştir. Türkiye’de geçtiğimiz
yılın sonunda tarihsel olarak şaman tıbbını izleyen “ortaçağ tıbbı”
benimsenmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından 27 Ekim 2014 tarihinde Resmi
Gazete’de yayınlanan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği ile
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları üzerinde “ortaçağ tıbbı” uygulanabilmesinin
önündeki hukuksal engeller kaldırılmıştır.
Ancak Yönetmeliğin yayınlanmasından
sonra Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) “ortaçağ tıp uygulamaları” için ödeme
yapmayacağını açıklamıştır. SGK ödeme yapmadığı için hastalar şimdilik hacamat
veya sülük “tedavisi” gibi ortaçağ tıbbı uygulamalarını kamu hastanelerinde ve
özel kurumlarda bedelini ödemek şartıyla satın alabilmektedirler.
Ortaçağ tıbbının kan alma esasına
dayalı bu tür uygulamaları esas olarak “dört suyuk” kuramına dayanmaktadır.
Günümüzden 2.500 yıl öncesine dayanan bu kurama göre hastalıklara kan, balgam,
kara safra ve sarı safra gibi bedensel salgılar arasındaki dengesizlikler neden
olmaktadır. Buna göre bedende kanın fazla olduğu düşünülen durumlarda hacamat
veya sülük tedavisi ile “fazla” kan alınmaktadır. Bilimsel tıp bu yöntemin çok
sınırlı endikasyonlar dışında (örneğin polisitemi) hiçbir faydası bulunmadığını
yıllar önce kanıtlamıştır. Tıp fakültelerinde öğrencilere neredeyse yüz yılı
aşkın bir zamandır “tıp tarihi” derslerinde anlatılan bu yöntemlerin,
yirmi-birinci yüzyılda çağdaş klinik uygulamalar arasına girmiş olması,
neoliberal kapitalizmin insanlığı nerelere taşıdığının en somut
göstergelerinden biridir.
Türkiye’de de hükumet, Rusya’da ve
diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi “bilim-dışı” tıbbi uygulamaları hukuksal
düzenlemeler yanında maddi olarak da teşvik etmektedir. Örneğin kamu
hastanelerinde bilimsel tıp uygulayan bir hekimin muayene ücreti 30 – 45 TL
iken, bilim dışı bir uygulama olan hacamat tedavisinin ücreti devlet
hastanelerinde 50 TL ve üniversite hastanelerinde 75 TL olarak belirlenmiştir.
Böylece hekimler “bilimsel” tıp yerine, daha fazla para kazanabilmek için
“bilim-dışı” tıbba teşvik edilmektedir. Bu politikanın kısa sürede hekimlerin
mesleki pratiğine yansıyacağını ve bilimsel tıp eğitimi almış Türkiyeli
hekimlerin, “ortaçağ tıbbı” hatta “şaman tıbbı” uygulayabilmek için gerekli
sertifikaları edinmeye başlayacaklarını söylemek “kehanet” olmayacaktır.
Tarih “ya sosyalizm, ya barbarlık”
diyen Rosa Luxemburg’u, insanlığı yirmi-birinci yüzyılda şamanlık ve hacamatla yeniden
tanıştırarak haklı çıkartmıştır.
Akif Akalın
Kaynaklar
Delaplace, G. (2014). Establishing mutual misunderstanding: a Buryat shamanic ritual in
Ulaanbaatar. Journal of the Royal Anthropological Institute, : 1 – 18.
Gawecka, DP. (2014). The Way of the Shaman and the Revival of Spiritual Healing in
Post-Soviet Kazakhstan and Kyrgyzstan. Shaman, 22(1-2): 35 – 59.
Koptseva NP, Kirko VI. (2014). Post-Soviet practice of preserving ethnocultural identity of
indigenous peoples of the North and Siberia in Krasnoyarsk Region of the
Russian Federation. Life Science Journal, 1(7): 180 – 185 .
Sundström, O. (2012). Is the shaman indeed risen in post-Soviet Siberia? Scripta Instituti
Donneriani Aboensis, 24: 350 – 387.
Tursunova, Z., Kamp, M., Azizova, N., Azizova, L. (2014). Cultural Patterns of Health Care
Beliefs and Practices among Muslim Women in Uzbekistan. Health, Culture and
Society, 6(1): 47 – 61.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder