Gail Reed tarafından MEDICC Review
adına Küba’nın tıbbi teknoloji yaklaşımı üzerine Havana Immunoassay Merkezi
Başkanı José Luis Fernandez Yero ile yapılan söyleşinin çevirisini sunuyoruz.
Söyleşi MEDICC Review dergisinin Kış 2009, Cilt: 11, Sayı 1 nüshasının 14 – 17.
sayfalarında yayınlanmıştır.
MR: Bir teknolojiyi “uygun” yapan nedir?
JLFY: Genel
olarak teknoloji, gereksinimi olan insanlar teknolojiye ülkenin her yerinde
ulaşabiliyorsa, sağlık bakımını kapsamını eldeki kaynaklarla olabildiğince
etkili iyileştirebiliyorsa uygundur. “Olabildiğince etkili” diyorum, çünkü
uygun teknoloji ekonomiden daha adildir. Yalnızca ekonomik mülahazaları dikkate
alırsanız, en ucuz teknoloji daima “en iyi” teknoloji olacaktır ve daha az
ekonomik fakat daha etkili teknolojiler ve ilaçların asla şansı olmayacaktır.
Aynı zamanda bu erişilmesi güç bir
dengedir, çünkü etkililiğin aynı zamanda etik bir anlamı da vardır: sağlık
planlamacılar en fazla sayıda insanın sağlık hakkını korumak için kaynakları en
akılcı ve optimal şekilde kullanmak zorundadır. Sosyal adalet bağlamında kötü
kaynak yönetimi diğerlerini aleyhine bazı alanlarda israf anlamına gelir.
Sağlığın toplumsal belirleyicilerinin
değerlendirmesi yoksulların, eğitimsizlerin ve marjinal mahallelerde
yaşayanların daha fazla hastalandıklarını ve durumu daha iyi olanlardan daha
erken öldüklerini ortaya koymaktadır. Bu durum bize her yerde çabaların, uygun
teknolojilerle desteklenen önleyici stratejilerle bu insanların sağlığına
öncelik vermesi gerektiğini anlatmaktadır.
Bizim deneyimlerimize göre
sürdürülebilir sağlık karmaşık veya Pazar güdümlü uluslararası üreticilerin
reklamını yaptığı en son model teknolojilerin uygulanmasından daha çok sosyoekonomik
ortama uygun, geniş sağlık kapsamı sağlayan teknolojileri uygulayan sağlığın
teşviki ve hastalıkların önlenmesine bağlıdır.
MR: Uygun teknolojide yeniliklerin çoğu nerede geliştiriliyor?
JLFY: “Uygun teknoloji” büyük ölçüde sanayileşmiş
ülkelerden gelir ve geri bıraktırılmış ülkelere yöneliktir. Maalesef önerilen
çözümler genellikle gereksinim duyduğumuz çözümler değildir. Boston’daki biri
için Maisi’de (Küba’nın doğu ucu) neyin gerekli olduğunu hayal etmek güçtür.
Bu araştırmacılar, gerçek sorun genellikle
sınırlı altyapı olduğu halde, bizim yeni teknolojileri özümsemek için sınırlı
bir eğitime ve sınırlı entelektüel yeteneklere sahip olduğumuz düşünme
eğilimindedir. Örneğin teknolojinin merkezileştirilmesini birçok sorunun yanıtı
olarak görürler. Bu örnekleri laboratuvara getirmek için etkili bir posta
sistemi olduğunu varsayar, oysa bunu Küba’da, Latin Amerika’da veya Afrika’da
bulamazsınız. Bu nedenle böylesi merkezi laboratuvar modelleri başarısızlığa
yazgılıdır. Ve bunun gibi sayısız iyi niyetli örnekler vardır.
Biz uygun şekilde uygulanabilmesi
için kendi teknolojileri kendimiz geliştirmeliyiz. Sağlık sorunlarını çözmek,
teknolojinin kendisi kadar teknolojiyi nasıl uyguladığınıza bağlıdır. Küba’nın
bebek mortalitesini ele alalım: 2008 yılında bebek ölümleri bin canlı doğumda
5’in altına düştü. Biz ABD veya Kanada’yla aynı yüksek teknolojik kapasiteye
sahip değiliz fakat bebek ölümlerimiz daha düşük – bunun nedeni kısmen gerekli
teknolojiyi bütün hamile kadınlara ve yeni doğanlara götürebilmemizdir.
MR: Küba’da daha iyi sağlık göstergeleri elde edilmesinde Immunoessay
Merkezi’nin ARGE’sinin katkısı nedir?
JLFY:
Bildiğiniz gibi kadınların ve çiftlerin gebeliği sürdürmek konusunda
aydınlatılmış bir karar vermelerini sağlamak ve bu şekilde hem bebek
ölümlerinin azalmasına katkı yapmak, hem de sorunlu doğan çocuklara daha iyi
tıbbi bakım sağlamak için fetal malformasyonları tespit etmek üzere ekonomik
bir alfa-fetoprotein testi geliştirmek için çalışan bir ekip olarak başladık.
O zamandan beri yeni doğanlarda
konjenital hipotiroididen fenilketonüriye, HIV, hepatit ve deng hummasına
yayılan durumları taramak için 28 tanı testi ve 16 nesil donanım geliştirdik.
Önde gelen ürünlerimiz ultramikroanalitik sistem (SUMA) ve miyar kitlerimizdir (UMELISA ve UMTEST). Bu tanı araçları ana-çocuk sağlığı gibi
toplum sağlığı programları ve enfeksiyon hastalıklarının epidemiyolojik
sürveyansına yakından bağlıdır. Örneğin 1986’da Küba Amerika kıtasında
Kanada’dan sonra konjenital hipotiroidi için bütün yenidoğanlara tarama yapan
ikinci ülke olmuştur. Bugün Kübalı bebeklere doğumda hipotiroidi, PKU,
konjenital adrenal hiperplazi, biotinidaz yetmezliği ve galaktozemi testleri
yapılmaktadır. Yalnızca bu testler yüzlerce Kübalı çocuğun ve ailelerinin daha
iyi yaşam kalitesini garantilemekte belirleyicidir.
Tanı kitlerini ve miyarları sonuçların
kesinliği yönünden düzenli olarak izlediğimizi ve Küba’daki ve Latin
Amerika’daki bütün laboratuvarlarımızın ABD Hastalık Kontrol Merkezleri
Yenidoğan Taraması Kalite Güvencesi Programı’nın yeterlilik ölçüm panellerince
uluslararası izlendiğini belirtmeliyim.
Bizim Merkezimiz aynı zamanda ülkenin
kan arzını korumak, taramak ve bütün kan bağışlarını onaylamaktan da
sorumludur.
Toplamda 50 milyon kadar test
ülkedeki bütün belediyelere ulaşan, kamu sağlığı sistemine yayılmış 181
laboratuvardan oluşan Merkez’in teknolojisiyle yapılmıştır. Diğer 55
laboratuvar araştırma kurumlarında ve silahlı kuvvetlerin sağlık tesislerinde
konumlanmıştır.
MR: Merkez araştırma, geliştirme ve üretimi nasıl finanse ediyor?
JLFY: 1990’ların
başlarında ekonomik kriz başladığında devletten bütçe almayı kestik. O zamandan
beri kendi ARGE çalışmalarımızla birlikte üretimimizi satışlarımız ve
ihracatımızla kendimiz finanse ediyoruz. 2008 yılında brüt 22 milyon dolar elde
ettik. Bu yeniden yatırıma dönüyor ve şimdiden Küba’da 2008’de 42 laboratuvar
eklendi ve 2009’da 64 laboratuvar daha eklenecek. Sonuç olarak bazı
belediyelerin şimdi üç laboratuvarı var. Bu teknolojinin sürekli topluma
yakınlaşması bakımından önemli.
Ürünlerimizi yerel para birimiyle
düşük fiyatla Küba sağlık sistemine ve diğer üreticilerin fiyatlarından daha
düşük fiyatla diğer ülkelere satıyoruz. Ana alıcılarımız Meksika, Kolombiya,
Venezuela, Bolivya, Brezilya, Arjantin ve Çin’dir. Şimdi pazarımızı Paraguay,
Peru ve Ekvator’a genişletiyoruz.
Aynı zamanda Arjantin (43), Meksika
(88) ve Angola (80) dahil çeşitli ülkelerde laboratuvarlar kurduk. Bu o
ülkelerde özellikle hamile kadınlar ve yeni doğanlar için tarama programlarını
genişletti.
MR: Merkez’in çalışmasının ufkunda ne var?
JLFY: Birkaç
yıl önce Halk Sağlığı Bakanlığı bizden bugün Küba’nın ana sağlık sorunu olan
bulaşıcı olmayan kronik durumlar üzerinde çalışmamızı istedi. Kübalıların yüzde
49’u metabolik sendromdan, yüzde 38’i kanserden ölüyor. Bu hastalıkların erken
tanısı ve kontrolünde ilerleme milyonlarca Kübalının daha uzun yaşaması ve daha
iyi yaşam kalitesi anlamına gelecektir.
Bir örnek 2007 yılında 2.540 Kübalı
erkeğin ölümünden sorumlu olan prostat kanseridir. Şimdi erken tanı için kendi
prostat spesifik antijenimizi (PSA) geliştirdik ve 50 yaş ve üzeri erkeklere
yıllık test yapmak için kademeli olarak bütün ülkeye yaygınlaştırıyoruz. Diğer
bir deyişle bize tanesi 14 dolara mal olan sınırlı ulaşılabilen ithal bir teste
karşı, kitlesel tarama için bir aracımız var. Ek olarak, bu test rektal muayene
yerine kan örneği gerektirdiğinden erkekler test yaptırmakta daha istekli
olacaklar. Prostat kanseri olan erkeklerin yarısından fazlası hastalık erken
tespit edilebilirse iyileştirilebilir. Bu test ulusal ölçekte yaygınlaştığında
yıla bin yaşam kurtarma potansiyeline sahip olacağımız anlamına geliyor.
Dahası, bu testlerin yüzde 95’i negatif olacak ve her belediyede laboratuvar
olduğundan sonuçlar hemen alınacak ve binlerce insan rahatlatılacak.
Diğer bir örnek kolon kanseridir.
İnsan dışkısında hemoglobin ölçen bir test üzerinde çalışıyoruz. Bu test
dışkıda kan tespitinde mevcut testten daha kesin. Bu Kübalı kadınları
erkeklerden daha çok etkileyen kolon kanserinin daha iyi erken teşhisini
sağlayacak. Ülkemizde yılda bin kadın kolon kanserinden ölüyor fakat yeterince
erken teşhis edilirse yüzde 80’i kurtarılabilir.
Diğer kronik durumlara gelince, halen
damar hasarıyla ilişkili hastalıklar (özellikle kronik böbrek hastalığı) için
önemli olan niceliksel mikroalbuminüri ölçümü için bir test kaydı yaptık.
Son olarak, Merkezimizce geliştirilen
bir glikometre (SUMAsensor) Küba’da hizmete sunuluyor ve Meksika ve Arjantin’de
kayıt ettiriliyor. Glikometreyi Küba kamu sağlığı sistemine çok ekonomik
fiyatla satıyoruz, uluslararası olarak da diğer benzer donanımların yüzde
60’ına satıyoruz.
Küba’nın diyabetik hastalar için geliştirdiği
glikometre özellikle tropik iklimler için tasarlanmıştır (her çubuk ayrı
paketlenip nemden koruyucuyla sarılmıştır) ve deri kalınlığına göre
ayarlanabilmektedir (bu çocuklarda önemlidir). Test sonucu 25 saniyede
alınmaktadır.
Glikometreyi hastaneler üzerinden
(yoğun bakım ve yenidoğan birimlerinden başlayarak) dağıtmaya başladık. Aynı
zamanda yıllık aile hekimi muayenesi yapılan birincil bakım düzeyinde pilot
çalışma başladı. Bu test genetik ve çevresel faktörleri hesaba katarak önleyici
bakıma daha bütüncül yaklaşım sunuyor ve önleyici bakım programı teknolojisine
alıyor.
Nihayetinde her şiddetli diyabetik
hastanın kendi evinde kendi glikometresi olacak ve mahalledeki aile hekimi ve
hemşire ofisi onların haftada 2 – 3 kez mahalledeki diğer diyabetiklerin glikoz
düzeylerini ölçmesini sağlayacak. Bu şimdi test yaptırmak için polikliniğe
gitmek zorunda kalan diyabetik hastaların yaşam kalitesini müthiş arttıracak.
MR: Merkezin karşılaştığı en büyük güçlük nedir?
JLFY: Ülkenin
bütün belediyelerinde yerleşik 181 laboratuvardan oluşan etkili bir ağı
örgütlemek ve yönetmek. İnsanlar daima moleküllerden daha zordur.
Daha ileri bakınca belli hastalıklara
ve durumlara yatkınlık testlerini kişiselleştirmeyi düşünmek zorundayız. Ancak
birkaç kişi için değil, 11 milyon insan için bunu yapmalıyız. Yatkınlık diğer
risk etmenleri yanında her bireyin klinik öyküsünü kapsayabilir. Bu toplum
düzeyinde düşük maliyetli aktif taramada, tek bir örnekle birçok durumun
tanısını kolaylaştıran nanoteknoloji kullanılması anlamına gelir.
Küba’daki ve katkı yapabileceğimizi
düşündüğümüz diğer geri bıraktırılmış ülkelerdeki ezici sorunlarla güdülenerek
hayal etmeyi ve ileri gitmeyi sürdüreceğiz.
Çeviri: Akif Akalın
Çeviri: Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder