Zimbabwe kara Afrika’da 13 milyonluk
yoksul bir ülke. Kişi başına geliri 2 bin dolar civarında olan ülkede 16 farklı
dil konuşan çeşitli etnik gruplar yaşıyor. 1965 yılında İngiliz emperyalizminin
boyunduruğundan kurtulan Zimbabwe, önce muhafazakar beyaz azınlığın yönetiminde
Güney Rodezya adıyla kurulmuştu. Siyahi etnik gruplar beyaz azınlık yönetimine
karşı 15 yıl mücadele etti ve 1980’de yönetimi ele geçirerek ülkenin adını
değiştirdi. Altın, elmas ve platin madenleri bulunan ülke bugün HIV/AIDS
pençesinde ve açlık çekiyor. Aşağıda Andrew Mambondiyani tarafından kaleme
alınan ve ülkedeki son durumu aktaran ve sağlık hizmetinin yalnızca doktor,
ilaç ve hastaneden ibaret olmadığını, insanlara “gıda güvencesi” sağlamanın “temel
sağlık hizmeti” olduğunu vurgulayan bir makalenin çevirisini sunuyoruz. Bir gün
ülkemizde “herkese eşit ücretsiz gıda” belgisinin yükselmesini umuyoruz.
Zimbabwe’nin doğusundaki Chipinge’den
HIV pozitif olan beş çocuk annesi Silindiwe Moyana kaygısını gizleyemiyor.
Kuraklığın tetiklediği açlık onu ve ailesini sinsice izlediğinden, bu yılı
çıkaramayacağından kaygılıydı. Ülke HIV ile yaşayan insanların beslenmesini
riske atan yıkıcı bir kıtlığın eşiğindeydi.
Uzmanlar mevcut kuraklığı El Nino’ya
bağladılar. Kuraklık ülke hala 2014/15 ekim mevsimini vuran önceki kuraklığın
acısını çekerken ortaya çıktı. Moyana üzgün bir şekilde “anti-retroviral ilaçlarımız
var fakat yiyeceğimiz yok” dedi ve ekledi: “Şimdi içme suyu da çok az.
Anti-retroviral ilaçlar alan insanlar için beslenme çok önemli fakat
yiyeceğimiz yok. Ciddi zorluklarla karşılaşıyoruz”.
Zimbabwe tahminen 1,2 milyon HIV
pozitif nüfusuyla Afrika’da bu pandeminin ağır yükü altındaki ülkelerden biri.
Ülke tarihsel olarak dünyada en yüksek HIV/AIDS hızlarından birine sahip, fakat
son yıllarda enfeksiyon hızını düşürmekte başarısıyla övülüyor.
2013 yılında Global Fund 2014 -2016
arasında 1 milyondan fazla insanın anti-retroviral tedavisini desteklemek üzere
Zimbabwe’ye 555 milyon dolar bağışladı ve halen 700 binden fazla HIV pozitif
Zimbabweli devletin ücretsiz anti-retroviral tedavi programında. Fakat ülke
çapındaki ücretsiz anti-retroviral tedaviyle elde edilen kazanımların mevcut
kıtlıkla silinebileceği korkuları var…
Devlet tarafından bu yıl Şubat’ta
yayınlanan rakamlara göre bu yıl ülkede 2,4 milyon insanın gıda güvencesi yok.
Manicaland eyaletindeki HIV/AIDS ile yaşayan insanlar için Zimbabwe Ulusal Ağı
koordinatörü Lloyd Dembure mevcut kıtlığın HIV ile yaşayan çok sayıda insanı
etkilediğini söyledi.
Dembure HIV ile yaşayan birçok
insanın ücretsiz anti-retroviral ilaçlara erişimi olmasına rağmen, birçok
insanın günlerce yeterli yemek yemeden yaşadığını söyledi: “Durum kötü.
Üyelerimizin bir kısmı yoksul ve boş mideye anti-retroviral ilaç alamazlar. Bu
diğer insanları ilacı bırakmaya zorlayabilir”.
Sağlık uzmanları HIV tedavisinin yarıda
kesilirse virüsün mutasyona uğrayacağını ve alınan ilaçlara direnç kazanacağını
söylüyor. Dembure “HIV ile yaşayan insanlara acilen gıda yardımı yapılması
çağrısı yapıyoruz” dedi. Durum HIV ve tüberkükoz enfeksiyonlarının bir arada
olmasıyla kötüleşiyor ve HIV ile yaşayan birçok insan aynı zamanda tüberküloz
ilaçları alıyor. Dembure “bu ilaçlar güçlü ve iyi beslenme gerektiriyor”
vurgusu yaptı.
Mutare şehrinin doğu sınırında
yaşayan bir HIV pozitif erkek olan Casper Pound, virüsle yaşayan birçok insanın
kıtlıktan mustarip olduğunu söyledi. Aynı zamanda bir HIV/AIDS baskı grubu olan
Aile AIDS Destek Örgütü’nün başkanı olan Pound, “HIV ile yaşayan insanlar
beslenme dikkate alındığında zor günler geçiriyor. Boş mideye ilaç almak
zorlaşıyor” dedi.
Zimbabwe Ulusal AIDS Konseyi’ne (UAK)
göre her yıl 60 binden fazla insan AIDS’e yakalanıyor ve Zimbabwe yüzde 15’lik
hızla Afrika’da en yüksek HIV prevalanslarından birine sahip. Mutlak rakamlarla
1,3 milyondan fazla insan HIV ile yaşıyor. Zimbabwe’de ücretsiz anti-retroviral
tedavi programı 10 yıl önce HIV ve AIDS’e bağlı morbitidite ve mortaliteyi
azaltmak ve HIV ile yaşayan insanların yaşam kalitesini iyileştirmek hedefiyle
başladı.
HIV ile yaşayan en az 618 bin erişkin
ve 46 bin çocuk 2014 Aralık itibariyle tedavi altında. Fakat UAK sözcüsü Tadiwa
Pfupa, HIV ile yaşayan insanlara gıda desteği sağlamanın konseyin yükümlülüğü
olmadığını öne sürdü: “bundan sorumlu başka devlet organları var” dedi.
Ancak bir Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
raporuna göre HIV/AIDS ve beslenme yakından bağlantılı. Rapor, “kötü beslenme
bağışıklık sistemine zarar verebilir ve AIDS’in ivme kazanmasına katkıda
bulunabilir” diyor. Bu nedenle yeterli ve dengeli bir diyet HIV/AIDS ile
yaşayan insanların temel bakımının zorunlu bir bileşeni.
Rapor, “AIDS’ten etkilenen geri
bıraktırılmış ülkelerin çoğunda tıbbi bakım ve ilaç tedavisinin olmayışı
nedeniyle, öncelikli olarak HIV enfekte insanların iyi beslenmesini sağlamak ve
sürdürmek için etkin çaba göstermek zorunludur” diye ekliyor.
Devlet felaketi önleme çabasıyla
Zambia ve Ukrayna’dan ulusal tüketim için 200 milyon dolara 650 bin ton mısır
aldı.
Kuraklık nedeniyle ülke 200 bin
tondan fazla mısır hasat edilemeyeceğini bekliyor; bu en az 1,4 milyon tonluk
ulusal gereksinimin çok altında. Devlet nüfusun açlıktan ölme sınırındaki
dörtte birini beslemek için 1,5 milyar dolarlık yardım başvurusu yaptı. Yerel
medya Zimbabwe başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa’nın “mısır dağıtımı için
lojistik kuruyoruz” dediğini bildiriyor.
Andrew Mambondiyani
Çeviri: Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder