Translate

BESLENME etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BESLENME etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2024 Pazar

Türkiye'de 1940'lı yıllarda Toplumcu Tıp kitabına Önsöz

 


ÖNSÖZ

İkinci Emperyalistler-arası Paylaşım Savaşı yıllarında iki toplumcu hekim, Dr. M. Hulusi Dosdoğru ve Dr. Sâbire Dosdoğru, Türkiye’de toplumcu tıp düşüncesine ses oldular ve ülkemizde sağlık sorunlarına “toplumcu” yaklaşımın ilk örneklerini sundular.

Dr. Sâbire Dosdoğru, Tan Gazetesi’nde yayınlanan bir yazısında toplumcu tıbbın kurucusu Friedrich Engels’e atıf yaparken, Dr. M. Hulusi Dosdoğru da Sendika Gazetesi’nde yayınlanan bir makalesinde, yirminci yüzyılın ilk yıllarında toplumcu tıp düşüncesinin Avrupa’da yayılmasını sağlayan Dr. Alfred Grotjahn’dan alıntı yapıyordu.

22 Ağustos 2022 Pazartesi

Emekçi halkın sağlığı ve akademisyenler

 


Komünist Manifesto’nun başlangıcında yer alan “Burjuvalar ve Proleterler” bölümü, “Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir" tümcesiyle başlar. Buradan hareketle komünistler karşılaştıkları bütün toplumsal olayları ve olguları “sınıf mücadelesi” içinde anlamaya ve anlamlandırmaya çalışırlar.

14 Kasım 2021 Pazar

Paran yoksa şeker hastası olmayacaksın


Birilerinin insanların hastalıkları üzerinden kazanç sağlamasına izin verilen bir düzende, ancak paranız kadar sağlık hizmeti alabilirsiniz. Bu durum şeker hastalığı gibi etiyolojisinde yaşam tarzının büyük rol oynadığı hastalıklar için daha da belirgindir.

 

Dünya Diyabet Günü’nden birkaç gün önce Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan “100 yıllık sözü tutmak: insüline erişimi evrensel kılmak” başlıklı rapor, bugün dünyada insüline gereksinim duyan en az 30 milyon insanın, kapitalist ilaç şirketleri tarafından üretilen ve pazarlanan insüline “bedelini ödeyemedikleri” için erişemediklerini anlatıyor.

11 Haziran 2021 Cuma

Solun ve aydınların halktan kopukluğu

 


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında “Şimdi bakıyorsunuz sözde siyasi parti genel başkanı olarak konuşanlara, neymiş millet açmış” sözleri, üzerinde çok tartışılması gereken sözler.

 

Bu sözlerden Cumhurbaşkanı’nın milletin “aç” olmadığını düşündüğünü veya savunduğunu anlıyoruz. Fakat diğer yandan muhalefet partileri, meslek örgütleri, sendikalar ve konunun uzmanı bilim insanları Türkiye’de yaşayan insanların önemli bir bölümünün “aç” olduğunu iddia ediyor. Peki, gerçek nerede?

27 Mayıs 2021 Perşembe

Günü kurtarmanın ferahlığı

 


Türkiye yıllardır aklınıza gelen her konuda “günü kurtararak” yoluna devam etmeye çalışıyor.

 

Hiçbir sorununu çözmüyor, fakat erteliyor. Hatta kapıya gelmiş bir sorunun ertelenebilmesi, örneğin bir kartın borcunun, başka bir kartla borç alınarak ödenebilmesi dahi büyük bir beceri ve başarı olarak görülüyor.

14 Aralık 2020 Pazartesi

Küba'da bir dönemin sonu


Küba’da “ücret reformu” Aralık ayının son haftasında, yeni mali yıla girilmeden hemen önce yürürlüğe giriyor. Adada 1994 yılından beri süregelen “ikili” para sisteminde de son veriliyor.

11 Aralık 2020 Cuma

Ekonomi, politika ve sağlık


 

Ekonomi, politika ve sağlık arasında çok güçlü ilişkiler vardır. Birçok bilimsel araştırmada bir ülkede yaşayan insanların sağlık düzeyi ile iktidardaki partinin politik eğilimi ve ekonomik gelişmişlik düzeyi arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur.

 

Bu durum ülkeler içinde yaşayan “bireyler” için de geçerlidir. İngiltere’de yapılan Whitehall çalışmaları, bireylerin sosyoekonomik düzeyleri ile sağlık durumları arasındaki ilişkiyi çok açık biçimde ortaya koymuştur.

 

Hafta içinde yayınlanan “Asgariücret ve sağlık” başlıklı makalemizde MetroPoll şirketi tarafından yapılan bir anketin sonuçlarından bahsetmiştik. Ankete katılanların yüzde 53’ü “şu andaki gelirinizle ilgili durumu birazdan okuyacağım ifadelerden hangisi daha iyi açıklar” sorusuna, “sadece beslenme/barınma gibi temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum” yanıtını vermişlerdi. Bu yazımızda ankete daha yakından bakmak istiyoruz.

10 Aralık 2020 Perşembe

Asgari ücret ve sağlık


2021 yılının asgari ücretini belirleyecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri veya daha doğru bir ifadeyle geleneksel yıllık Sendika - Patron - Devlet “ortaoyunu” şöleni 4 Aralık'ta başladı. Komisyon’un görevi, Aralık ayı boyunca işçileri ve emekçileri aslında sermaye tarafından çoktan belirlenmiş olan asgari ücreti kabullenmeye hazırlamak ve süreci meşru göstermeye çalışmak.

15 Ekim 2020 Perşembe

Türkiye’de bir zamanlar okul sağlığı hizmeti de varmış

 


Dünyada “okul sağlığı” çabalarının tarihi 20. yüzyılın başlarına dayanır. Tarihteki ilk Okul Sağlığı Kongresi, Almanya’da 1904 yılında toplanmıştır. Bu kongrede ağırlıklı olarak okulların fiziksel koşulları sağlık yönünden değerlendirilmiştir.  Daha sonraki kongrelerde okul sağlığının farklı boyutları ele alınmıştır.

 

Okul sağlığı hizmetleri 1917 Ekim Devrimi sonrasında kapitalist ülkelerde olduğundan çok daha kapsamlı bir anlayışla ele alınmış ve yine kapitalist ülkelerden farklı olarak “ayrı” bir okul sağlığı örgütlenmesi yerine, ülkenin genel sağlık örgütlenmesinin bir parçası olarak değerlendirilmiştir.

 

Osmanlı döneminde ilk okul sağlığı çalışmaları ise İkinci Meşrutiyet dönemi Maarif (Eğitim) Bakanı Emrullah Efendi tarafından başlatılmıştır. İttihat ve Terakki (Birlik ve İlerleme) Cemiyeti’nin önemli isimlerinden biri olan Emrullah Efendi, Eğitim Bakanı olarak görev yaptığı 1910 – 1912 yılları arasında okul sağlığı çalışmalarının temelini atmıştır.

18 Nisan 2020 Cumartesi

Kapitalist tarım bir halk sağlığı sorunudur


21. yüzyıla artık çok eskilerde kaldığını sandığımız bulaşıcı ve salgın hastalıklarla girdik. Bir yanda bugünkü gençlerin adını dahi duymadığı bazı hastalıklar hortluyor ve yeniden sağlık sorunu haline geliyor, diğer yanda hiçbirimizin tanımadığı yepyeni virüsler, yeni hastalıklar türüyor. Bu yazıda yaşananların tesadüf olmadığını, gıdalarımızın “nasıl” ve “ne amaçla” üretildiğiyle “doğrudan” ilişkili olduklarını anlatmaya çalışacağım.

Küba’da insanlar ne yiyor?

Geçtiğimiz hafta TTB’nin davetlisi olarak İstanbul’da bir konferans veren Dünya Tabipleri Birliği Başkanı Sir Michael Marmot, bir soru üzerine Küba’da yiyecek sıkıntısı bulunduğunu ve son yıllarda Küba’nın bu sorunu çözmek için tarımda özelleştirmeye gittiğini söylemişti (1). Aslında bu konuda daha yeni yayınlanmış bir kitap bunun tam tersini söylüyordu (2), fakat koskoca Dünya Tabipler Birliği başkanı da yalan söylüyor olamazdı. Bu nedenle konuyu biraz daha araştıralım dedik.

13 Mayıs 2019 Pazartesi

Bir beslenme tartışması

Beslenme son yılların moda tartışma konularından biri. Hemen her gün ekranlarda birkaç beslenme programı izlemek mümkün. Biz de geçtiğimiz hafta İzmir’de “Sağlıklı beslenme mümkün mü?” başlıklı bir toplantı yaptık.

Beslenme konusunu, bütün yurttaşların gıda güvencelerinin ve gıda güvenliliğinin devlet tarafından garanti altına alındığı Küba’da konuşuyor olsaydık, muhtemelen çok daha kolay bir tartışma olacaktı. Oysa devletin yurttaşlarının gıda güvencesi ve güvenliliği konusunda sınırlı bir sorumluluk üstlendiği, beslenmenin bireysel bir konu olarak görüldüğü kapitalist toplumlarda, ister istemez, sınırlı bütçelerle nasıl daha sağlıklı beslenilebileceği meselesi öne çıkıyor ve cüzdan, tartışmanın “sınırlarını” cüzdan çiziyor.

3 Nisan 2018 Salı

Gıda güvenliliği sağlanamamasının nedeni emeğin örgütsüzlüğüdür

Sınıfın Sağlığı okurları 1 Mart 2018 tarihinde yayınlanan “Gıda zehirlenmelerine toplumcu yaklaşım” başlıklı yazımızı anımsayacaklardır.

Yazıda 2018 yılının ilk iki ayı içinde yaşanan gıda zehirlenmeleri değerlendirilmiş ve bir öngörüde bulunmuştuk:

“İddia ediyorum, nasıl diğer sorunlarımızı çözemiyorsak, hatta bu sorunlar her geçen gün daha da artıyorsa, gıda zehirlenmesi sorununu da çözemeyeceğiz ve ‘alışmaya’ başlayacağız. Medyada gıda zehirlenmesi haberleri, trafik kazaları, iş cinayetleri ve şiddet haberleri gibi sıradanlaşacak ve diğer manşetler arasında kaybolacak. Her zaman olduğu gibi ölen ölecek, kalan sağlar bizim olacak.”

1 Mart 2018 Perşembe

Gıda zehirlenmelerine toplumcu yaklaşım

Son yıllarda Türkiye’de “gıda zehirlenmelerinin” sağlık gündeminin ilk sıralarına tırmandığını fark etmiş olmalısınız. Geçen yıl özellikle asker kışlalarında üst üste patlak veren ve ne yazık ki bir kısmı ölümle sonuçlanan gıda zehirlenmeleri, medyanın da ilgi odağına yerleşti ve trafik kazaları, iş cinayetleri ve şiddet olayları gibi gündelik yaşamımızın bir parçası haline geldi.

İddia ediyorum, nasıl diğer sorunlarımızı çözemiyorsak, hatta bu sorunlar her geçen gün daha da artıyorsa, gıda zehirlenmesi sorununu da çözemeyeceğiz ve “alışmaya” başlayacağız. Medyada gıda zehirlenmesi haberleri, trafik kazaları, iş cinayetleri ve şiddet haberleri gibi sıradanlaşacak ve diğer manşetler arasında kaybolacak. Her zaman olduğu gibi ölen ölecek, kalan sağlar bizim olacak.

14 Aralık 2017 Perşembe

Karatay'ın söylemedikleri

Google arama motoruna “Canan Karatay” yazıp son bir haftalık girişlere göz attığınızda, her zaman olduğu gibi Karatay’ın beslenme üzerine “yeni” tavsiyelerini görüyorsunuz. Bu kez de genç erkeklere “turpu veya havucu çiğ olarak beyaz peynirle beraber yiyin, yanına da zeytin koyun, düz duvara tırmanırsınız”, genç kızlara “fıstık yerseniz, fıstık gibi olursunuz” demiş.

24 Şubat 2017 Cuma

Sağlıklı beslenme hastalıklardan korur mu?

Google arama motoruna “sağlıklı beslenme” yazın, yalnız bugün içinde bu konuda kaç giriş yapıldığına bakın. Ben 0,6 saniyede 8 binden fazla giriş gördüm.

Hemen hemen bütün medya organları bugün sağlıklı beslenme konusuna yer vermiş. Reklamları saymazsanız rakam biraz azalabilir, fakat yine de sağlıklı beslenme medya gündeminde önemli bir yer tutuyor.

31 Mayıs 2016 Salı

Kent tarımı, permakültür ve sağlık

Küba’nın kent tarımında elde ettiği olağanüstü başarılar dikkatleri kent tarımı üzerine yoğunlaştırdı. Kuşkusuz kent tarımını Küba icat etmedi, Küba’dan önce dünyanın farklı coğrafyalarında kent tarımı örnekleri sergilenmiş, bir kısmı oldukça başarılı ve popüler olmuştu. Bunlar arasında öne çıkanlar Kanada (Montreal), İspanya (Madrid ve Valensiya) ve Fransa’dır. Yine son yıllarda Latin Amerika ülkelerinde, Rusya’da, Çin’de önemli kent tarımı girişimleri başlatılmıştır.

18 Nisan 2016 Pazartesi

Anti-retroviral ilaç var ama gıda yok

Zimbabwe kara Afrika’da 13 milyonluk yoksul bir ülke. Kişi başına geliri 2 bin dolar civarında olan ülkede 16 farklı dil konuşan çeşitli etnik gruplar yaşıyor. 1965 yılında İngiliz emperyalizminin boyunduruğundan kurtulan Zimbabwe, önce muhafazakar beyaz azınlığın yönetiminde Güney Rodezya adıyla kurulmuştu. Siyahi etnik gruplar beyaz azınlık yönetimine karşı 15 yıl mücadele etti ve 1980’de yönetimi ele geçirerek ülkenin adını değiştirdi. Altın, elmas ve platin madenleri bulunan ülke bugün HIV/AIDS pençesinde ve açlık çekiyor. Aşağıda Andrew Mambondiyani tarafından kaleme alınan ve ülkedeki son durumu aktaran ve sağlık hizmetinin yalnızca doktor, ilaç ve hastaneden ibaret olmadığını, insanlara “gıda güvencesi” sağlamanın “temel sağlık hizmeti” olduğunu vurgulayan bir makalenin çevirisini sunuyoruz. Bir gün ülkemizde “herkese eşit ücretsiz gıda” belgisinin yükselmesini umuyoruz.