Birkaç gündür sosyal medyada bir fizik tedavi uzmanı hekimin fotoğraflı ilanı dolaşıyor. İlanda şu ifadeler yer alıyor:
“Resulullah Efendimiz Şöyle Buyurmuştur: Hicri Ayın 17’si Salı gününe denk geldiğinde, o gün yapılan Hacamatta 1 yıllık hastalıklara şifa vardır”.
Yani bir tür islami koruyucu/önleyici hekimlik uygulaması. Bilimsel tıptaki aşılama – bağışıklama uygulamalarına benziyor. Hicri ayın 17’si Salı gününe denk gelince bir hacamat yaptıracaksınız ve bir yıl boyunca hastalıklardan korunacaksınız.
Daha sonra doktorunuz uyarıyor: “Hicri ayın 17’si Salı günü bu sene (2017) 11 Temmuz Salı gününe denk gelen hacamatı yaptırmayı unutmayın”.
Hemen altında da Temmuz Ayı Hicri Hacamat Günleri sıralanmış: “11 – 13 – 15 ve 17 Temmuz”.
Biri bu ilanı ilginç bularak ve üzerine “ülkede tıbbın gittiği istikamet bu, fotoşop falan değil realitemiz” cümlesini yazarak sosyal medyada paylaşmış. Paylaşım bana ertesi gün eriştiğinde 156 kişi paylaşmış ve 190’dan fazla beğeni almıştı. Gönderiye 50’den fazla yorum yapılmıştı.
Yorumlara bakıldığında, herkesin konuya farklı bir açıdan yaklaştığı görülüyor. Biri bunun bir “şaka” olabileceğini yazmış ama ben hekimin adını ve soyadını Google’da aradığımda, hekimin kendisine ait bir web sayfası olduğunu ve ilanı hekimin çalıştığı bir özel hastanenin verdiğini gördüm. Yani ilan şaka falan değil, tamamen gerçek.
Bir başkası oldukça şüpheci ve meydan okuyor: “1 yıl hastalıklara şifa varsa 12 Temmuz’da özel hastane kapatsın hastanesini, hasta olmayacak çünkü…”.
Kimileri “vah” çekerken, kimileri “yok artık” demiş. “Hipokrat ağlıyor” diyen de var.
Büyük olasılıkla Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun bir hekim ise, fizik tedavi uzmanı hacamatçımızın da Hacettepe mezunu olduğunu öğrenmiş ve “para ve mevki için bunu yapan biri bedenini de satar” diyor ve ekliyor: “Hacettepeli olması ayrıca bir dram oldu bana”.
Bir başka hekim ise, “şaka gibi ama bizim tıp fakültesinden de hacamat yaptırmaya giden akademisyenler var. İnsanlar panik ataktan kansere, kellikten hipertansiyona kadar bir sürü şey için bunu yaptırıyor” demiş.
Bu arada yorumlardaki “hacamat nedir” sorularından, ülkemizde hala hacamatın ne olduğunu bilmeyenlerin de olduğu anlaşılıyor. Başkaları da bu soruların altına hacamatın ne olduğunu anlatan bağlantılar koymuş.
Son olarak Google araştırmamda hacamatçı hekimin bir tıp fakültesinde “yardımcı doçent” kadrosuyla akademisyenliğe adım attığını öğrendiğimi belirteyim. Sanıyorum kendisini çok yakında önce profesör, daha sonra güzide üniversitelerimizden birinde rektör, hatta belki de YÖK başkanı olarak göreceğiz.
Benim bu konudaki görüşümü merak ediyorsanız söyleyeyim. Ben de Türkiye’de 2017 yılında bu yazıyı kaleme almaktan mesleğim, meslek örgütlerim, tıp fakülteleri ve meslekdaşlarım hatta ilandaki “hekim” adına utanç duyuyorum. Gelecekte bu tür yazılar yazmamak umuduyla…
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder