Yine bir seçim ve gündemimizde yine CHP. CHP memleketin bir türlü değiştirmeyi başaramadığımız gerçeklerinden biri ve bu nedenle gına da gelse, mecburen üzerine konuşmaya devam edeceğiz.
İnsanların CHP’ye “CHP olduğu için”, iktidara geldiğinde bir şeyleri değiştirebileceğine inandığı için oy verdiği son seçim 1977 seçimleri oldu. Bu seçimlere “toprak işleyenin, su kullananın” gibi sloganlarla giren CHP, emekçilerin önemli bir bölümünün “umudu” olabilmeyi başarmış ve tarihinin en yüksek oy oranına ulaşmıştı.
Ancak emekçilerin umutları birkaç ay bile süremeden dağılıp gitti. Seçim kazanılmış fakat “iktidar” olunamamıştı. Zaten iktidar olmak gibi bir amaç veya niyetin olmadığı da, yaz tatili bitip okullar açıldığında (1977 Eylülü), memlekette hiçbir şeyin değişmediği apaçık ortaya çıktığında anlaşıldı.
O yıl da Erzurum Tıp Fakültesi’ni kazananları, öğrenci işleri önünde “ön kayıt” masası açan faşistler (bunlardan bir kısmı şimdi CHP’nin müttefiki bir partinin milletvekilidir) karşıladılar ve bu masayı geçemeyenler, içeri girip kayıt yaptıramadılar. Israr edenler bir de üstüne dayak yediler ve ÖSYM’den aldıkları belgeyi yırtıp evlerine döndüler. Daha sonra yerleri boş kaldı ve aslında hiçbir yeri kazanamayan faşistler, bu kontenjanları doldurdu.
Hakkını aramak için CHP teşkilatlarının kapısını çalanlar, karşılarında “çaresiz” ilçe ve il başkanları, hatta vekiller buldular. Ellerinden bir şey gelmiyordu. Faşist tırmanış değil duraklamak, hızını daha da arttırdı. Umutlar giderek soldu, emekçiler CHP’ye sırtını dönmeye başladı. Dönüş o dönüş. O günden beri CHP’ye oy vermiyorlar.
Bundan sonraki “bütün” seçimlerde CHP’ye oy verenler, “mecburen” oy verdiler. Gerçekten CHP’ye, CHP olduğu için, iktidara geldiğinde bir şeyleri değiştireceğine inandığı için oy veren kimse kalmadı. Kimileri “en azından…” diye başlayan cümleler kurmayı sürdürse de, artık CHP’ye CHP’liler bile inanmıyorlardı.
Seçenek üretemeyenler, seçenek olmaya cesaretleri olmayanlar, inanmasalar da CHP’nin peşinden gitmeye devam ettiler. Her seçimde yeni bir “bahane” ürettiler CHP’ye oy vermek için. Şimdilerde bahane AKP’nin geriletilmesi. AKP gerilesin de, ne olursa olsun…
Bu kadar apolitik bir tutumun, taraftarlarınca nasıl “politik” bulunduğu ayrı bir tartışma konusu, fakat neticede siyasi partileri değerlendirmekte tek ölçüt “programlarıdır”. Bir partiyi değerlendirmek için programına, iktidara gelirse ne yapacağını söylediğine bakarız.
Sınıfın Sağlığı okurları anımsayacaklar, daha önce de CHP’nin “sağlık” üzerine neler söylediğini, CHP programında ve seçim beyannamelerinde sağlık alanında neler olduğunu yazmıştık. Sağlık konusunda CHP programına baktığımızda, AKP ile arasında yalnızca “nüans” farkları bulunduğunu ortaya koyduk. O halde CHP kazanırsa kim gerileyecek?
Solun bir kısmı her zaman CHP’yi komünistlere tercih etti. Bunun nedeni CHP’yi sevmeleri değil, komünistlerin “kendi karşılarında” güçlenmemesini istemeleriydi. Onlar için her zaman asıl rakip komünistler oldu. Daha önce başka bir yazımda anlattım, bir daha anlatayım.
2002 seçimleri. AKP resmen ortalığı silip süpürmüş ve Türkiye’nin bugünkü siyasi haritasını çizmiş. CHP sahillerde, HDP güneydoğuda, gerisi sapsarı… Fakat bazı “solcular” çok mutlu görünüyor, birbirlerini tebrik ediyorlar. Ne olmuş diye merak ediyorsunuz? Komünistlerin oyu 60 binde kalırken, onlar 100 bin oy almışlar. Antikomünistliğin bu kadarı karşısında kanım donmuştu.
Bu “solcular” bugün de, antikomünistliklerine devam ediyor, insanlara komünistlere değil CHP ve müttefiklerine oy verin diyorlar. Böylece AKP gerileyecekmiş. Asıl dertlerinin AKP’nin gerilemesinden çok, komünistlerin güçlenmemesi olduğunu biliyoruz elbette.
Bu seçimde CHP veya İyi Parti’ye oy verecek bir Marksist – Leninist’in, proleter devrimcinin, önce şu soruya yanıt vermesi gerekiyor: AKP’ye neden karşıyım? Politikaları, yaptıkları ve yapacaklarını doğru bulmadığım için mi, yoksa AKP’lileri “sevmediğim” için mi? Veya aslında komünistlere oy vermek zorunda kalmamak için mi?
Yani şimdi CHP seçimleri kazanıp, en azından sağlık alanında, kendi programında sağlık alanında yapacağını söylediği şeyleri yapıp, AKP’nin izlediği politikaları aynen uygulamaya devam edince, AKP gerilemiş mi olacak? Yine CHP’nin şeflerinden birinin deyişiyle bitirelim: hadi canım sende!
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder