Bugün Amerika (ABD) güne COVID 19
nedeniyle yaşamını yitiren 17 yaşındaki gencin acıklı öyküsüyle uyandı. Sol
Portal’ın da, “ABD’de koronavirüs belirtileriyle gittiği acil servise alınmayan17 yaşındaki sigortasız genç öldü” başlığıyla verdiği haber, “sınıf mücadelesi”
bakımından özellikle incelenmeye değer olduğundan daha detaylı ele almak
istedik.
SIRADAN BİR ÖLÜM
Öykü Los Angeles’ta 17 yaşında bir
gencin, birkaç gündür süren “solunum sıkıntısı” yakınmasıyla, 18 Mart Çarşamba
günü, sigortalılara aylık veya yıllık prim ödeme karşılığında hizmet sunan bir
sağlık kuruluşuna (Health Maintenance Organization) başvurmasıyla başlıyor. Sağlık
kuruluşu genci “sağlık sigortası olmadığı” gerekçesiyle muayene etmiyor ve en
yakın “devlet hastanesi” olan AV (Antelope Valley) Hastanesi’ne sevk ediyor.
Hastane yolunda gencin kalbi duruyor,
ancak hastanede yeniden canlandırılıyor ve altı saat daha yaşatılıyor, fakat
sonunda genç septik şoka girerek yaşamını yitiriyor. Bu arada hastanede gençten
örnek alınmış ve koronavirüs testi için laboratuvara gönderilmiş, fakat testin
sonucu gencin ölümünden sonra geliyor: Test pozitif. Hastane yönetimi ölümü Los
Angeles Sağlık Müdürlüğü’ne test sonucu ile birlikte bildiriyor ve Müdürlük, 23
Mart Pazartesi günü, gencin ölüm nedenini COVID 19 olarak kayıtlara geçiriyor.
Buraya kadar her şey “sıradan”
görünüyor. Ancak birkaç saat sonra gazetecilerin, gencin ABD’de COVID 19
tanısıyla yaşamını yitiren “en genç” vaka olduğunu keşfetmesiyle olay
popülerleşiyor.
ŞUYUU VUKUUNDAN BETER
Şuyuu, yani dillenmesi, üzerine
konuşulması, vukuundan, yani olayın kendisinden beter diye bir deyiş vardır.
Aslında 17 yaşında bir gencin sigortası yok diye sağlık kuruluşunun kapısından
geri çevrilmesi veya COVID 19 nedeniyle yaşamını yitirmesi yani “vaka” önemli
değildir, önemli olan bunun “dillenmesi”, üzerine konuşulmaya başlanmasıdır.
Gazetecilerin “keşfinden” sonra kısa
sürede gencin dramatik öyküsünün medyada yaygınlaşmasıyla Sağlık Müdürlüğü’nde
ortalık karışıyor ve Müdürlük yetkilileri alelacele gencin ölümünün henüz araştırılmaya
devam edildiğini, başka bir nedene bağlı olarak da ölmüş olabileceğini ilan
ediyorlar. Sağlık Müdürlüğü topu ABD’nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne
(Centers for Disease Control and Prevention – CDC) atıyor. Oysa ortada 23 Mart
2020 Pazartesi günlü “ölüm kayıtları” var ve gencin ölüm nedeni hanesinde COVID
19 görülüyor.
Gazetecilerin ısrarlı soruları
karşısında Sağlık Müdürü Barbara Ferrer, testin “pozitif” çıkmasının, gencin mutlaka
COVID 19 nedeniyle ölmüş olduğu anlamına gelmeyeceğini, gencin başka bir
nedenle de ölmüş olabileceğini, fakat “mahremiyet” nedeniyle basına daha fazla
bilgi veremeyeceklerini söylüyor.
Bu arada Los Angeles’in bağlı olduğu
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom devreye giriyor ve Los Angeles Sağlık
Müdürlüğü’nü gencin ölüm nedenini henüz kesinleşmeden açıklamakla suçlayarak,
“burada hız değil, kesinlik önemli” diyor. Oysa genç ayın 18’inde ölmüş, Sağlık
Müdürlüğü ölüm nedenini 23 Mart’ta ilan etmiş…
Kamuoyunun dikkatini gencin ölümüne
çeken Lancaster Belediye Başkanı Rex Parris’e göre genç 13 Mart Cuma günü
tamamen sağlıklı bir durumdaymış, arkadaşlarıyla sosyalleşiyormuş ve daha
öncesinde de bilinen hiçbir sağlık sorunu yokmuş. Daha sonra Los Angeles
Belediye Başkanı Eric Garcetti de kayıtlara göre gencin bilinen bir sağlık
sorunu olmadığını doğruluyor. Ayrıca Gencin Los Angeles’ta Uber şoförü olan
babası ve ailesinin diğer üyelerine de test yapılıyor ve testler pozitif
çıkıyor.
SINIF MÜCADELESİ BUNUN NERESİNDE?
Burada basit bir “ölüm kaydından”
sınıf mücadelesi çıkartmaya çalıştığımı, açıkçası meseleyi “zorladığımı” düşünebilirsiniz.
Burada öykünün kahramanının ABD’deki 27 milyon sigortasızdan biri olduğunu, bir
taksi şoförü olan babası dolayısıyla “emekçi” bir aileden geldiğini falan
tartışmayacağım. Sınıf mücadelesinin çok konuşmadığımız “ideolojik” yönünü ele
alacağım.
Sınıf mücadelesi dendiğinde
birçoklarının zihninde çatışmalar, grevler, havaya kaldırılmış sıkılı yumruklar
canlanır. Fakat aslında bunlar, sınıf mücadelesini bir buzdağı gibi düşünürsek,
buzdağının sadece görebildiğimiz kısmını oluşturur. Sınıf mücadelesinin suyun dibinde
kalan devasa kütlesini, “gündelik yaşam” içindeki çoğumuzun sınıf mücadelesiyle
hiç ilişkilendirmeyeceğimiz “ölüm kayıtları” gibi ufak tefek şeyler oluşturur,
asıl savaş buralarda verilir. İşte bu ufak tefek şeyler birikir, birikir ve
çatışmalara, grevlere, gökleri delen sıkılı yumruklara dönüşür.
Muhtemelen 17 yaşındaki Amerikalı
gencin öyküsünü okurken bazılarınızın aklına “Kübra bebeğin” öyküsü gelmiştir.
Hani ölüm nedeni olarak “açlık” yazılan, fakat daha sonra alelacele
değiştirilen otopsi raporu… Nasıl bugün ABD’de 17 yaşındaki gencin ölüm nedeni
tartışma konusu olmuşsa, on yıl kadar önce de Türkiye’de Kübra bebeğin ölümü
tartışma konusu olmuştu.
Kayıtlara baktığımızda Los Angeles’ta
17 yaşındaki gencin öldüğü gün, 18 Mart’ta Los Angeles’ta 1.216 vaka ve 21 ölüm
bildirildiğini görüyoruz. Muhtemelen Kübra bebeğin öldüğü günün kayıtlarına
erişebilme şansımız olsa, Türkiye’de o gün ölüm nedeni olarak “açlık”
yazılmamış olsa bile, benzer nedenlerle “yoksulluktan” ölmüş birçok bebek
olduğunu görürüz. Fakat mesele maalesef bu insanların ölmesi (vukuu) değil,
bunun dillenmesi, konuşulmaya başlanması (şüyuu)…
Egemen sınıflar, işçilerin ve
emekçilerin “ne konuşacaklarını” da belirlemeye, denetlemeye çalışıyorlar. 27
milyon sigortasızın olduğu ABD’de bir gence sigortası olmadığı için gittiği
sağlık kuruluşunda bakılmadığını ve sevk edildiği hastaneye giderken kalbinin
durduğu konuşulsun istemiyorlar. Nüfusunun yarısına yakınının sefalet
koşullarında yaşadığı, “resmi rakamlarla” sekiz milyon kişinin gelirinin asgari
ücretin üçte birinden az olduğu bir ülkede bebeklerin “açlıktan” öldüğü
konuşulmasın istiyorlar.
Bunlar olsun veya olmasın fark etmez,
ama “konuşulmasın”. Çünkü konuşulursa, insanlar bir araya geldiklerinde filan
dizide neler olduğunu değil de, sağlık sigortası olmayanların hastane
yollarında öldüğünü, yoksul annelerin kendileri aç olduğundan bebeklerini
emziremediklerinden el kadar bebeklerin öldüğünü konuşurlarsa… Belki bizimkiler
çok bilmiyor, fakat Paris Komünü’nü, 1917 Ekim Devrimi’ni, Vietnam’ı, Küba’yı ezbere
bilen egemen sınıflar, işte o yumrukların o zaman göğe yükseldiğini çok iyi
biliyorlar.
Akif Akalın
KAYNAKLAR
https://nypost.com/2020/03/28/17-year-old-dies-of-coronavirus-was-turned-away-for-lacking-insurance/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder