Son yıllarda Sovyetler Birliği üzerine çok sayıda kitap yayınlandı ve Sovyetler Birliği’nin kapitalizme geri dönüşünün sanıldığı gibi “aniden” gelişmediği, bir “sınıf mücadelesi” sürecinin sonunda gerçekleştiği ortaya çıktı. Bu mücadele yalnızca politik iktidarın ele geçirilmesiyle sınırlı değildi, yaşamın sağlık da içinde bütün alanlarına ve hücrelerine yayılıyordu. Bu yazımızda bu mücadelenin hekimlik alanında nasıl geliştiğine göz atmaya çalışacağız.
BİRAZ TARİH
Okurlarımız yazılarımızda “tarihe”
çok yer vermemizi eleştiriyorlar, fakat olayları ve olguları “tarihsel bağlamlarından”
koparttığınızda, arkalarındaki dinamikleri (ele aldığımız bu konuda sınıf
mücadelesini) görebilmek zorlaşıyor. Yine de konunun tarihsel arka-planını
elden geldiğince kısa özetleyeceğiz.
Sağlık, Ekim Devrimi’nin ilk
günlerinden itibaren Bolşevik Parti’nin ajandasında ilk sıralarda yerini aldı.
Sermayenin gereksinimleri doğrultusunda örgütlenen tıp ve sağlık hizmetini kısa
sürede işçi sınıfının hizmetine sokma gayreti içinde olan Lenin, liberal
ideolojiye sahip hekimlerin örgütü olan Pirogov Cemiyeti ile ilişkilerini elden
geldiğince iyi tutmaya çalışıyordu. Çevresindekilere sağlık hizmetlerinin
yeniden örgütlenmesi sürecinde hekimlerin devrime karşı “tarafsız” kalmalarını
sağlamanın önemini anlatıyordu. Neticede Pirogov Cemiyeti de Çarlık rejiminden
hoşnut değildi.
Rus hekimlerin bir bölümü devrimden sonra
ülkeyi terk etmişti ve ülkede kalanlar bir tutum almak için iç savaşın sonucunu
bekliyordu. Hekimlerin çoğu mesleklerini kendi özel muayenehanelerinde
veya büyükşehirlerdeki özel hastanelerde icra ediyordu ve liberal Pirogov
Cemiyeti’nin üyesiydi. Cemiyet faaliyetlerine eskisi gibi devam ediyordu, fakat
Bolşevikler de tıbbı işçi sınıfının hizmetine sokmakta kararlıydı.
İç savaşın Bolşevikler lehine
dönmesiyle birlikte Pirogov Cemiyeti çeşitli sabotaj eylemlerine girişti. SSCB
Sağlık Halk Komiseri Nikolay Semaşko, sabotajları önlemek için Cemiyet
üyelerini yakın takibe aldırdı. Bazı sağlık kurumlarında Bolşevikler yönetici
olarak atayacakları “güvenilir” hekimler bulamadıklarında, komünist hemşire
veya feldsherleri doktorların üzerine yönetici olarak görevlendirmek zorunda
kaldılar.
Pirogov Cemiyeti Bolşeviklerin sağlık
hizmetinde “işçilere” öncelik verilmesini, “hekimlik ahlakına” aykırı
buluyordu. Tıp fakültelerine işçilerin ve işçi çocuklarının akademik yönden çok
yeterli olmasalar da “öncelikli” olarak kabul edilmelerini de “fırsat eşitliğine”
aykırı bir düzenleme olarak niteliyorlardı. Sembolik de olsa, hekimlerin tıp
fakültesinden mezun olurken Hipokrat yemini etmeleri, burjuva karakter taşıdığı
gerekçesiyle kaldırıldığında Cemiyet büyük tepki gösterdi.
HEKİMLER AYRICALIKLARINI YİTİRİYOR
Devrim öncesinde Rusya’da hekimler,
diğer kapitalist toplumlarda olduğu gibi ayrıcalıklı bir konumdaydı. Yüksek
eğitimli olmaları nedeniyle “aydın” olarak kabul ediliyorlardı ve yerel
belediyelerde maaşlı olarak çalışanları dahi, ekonomik yönden oldukça iyi durumdaydılar.
SSCB Sağlık Halk Komiserliği,
Sovyetler Birliği’nde hekimliğin özel muayenehanelerde icra edilmesine ses
çıkartmasa da, özel hastaneleri ve sağlıkla ilgili diğer kurumları (ilaç
endüstrisi vb) devletleştirdi. Mahallelerde devlet polikliniklerinin açılması
ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olarak sunulması, geçimlerini hastalara sağlık
hizmeti satarak sağlayan hekimlerin gelirlerinin düşmesine neden oldu. Bu
hekimler muayenehanelerini kapatarak devlet hizmetine girmeye başladılar.
Devlet hizmetinde çalışan hekimler,
diğer sağlık emekçileri ile birlikte Sağlık Emekçileri Sendikası’nda örgütlenmeye
teşvik ediliyordu. Hekimler Pirogov Cemiyeti çatısı altında örgütlü kalmak,
gerekirse bir “hekim sendikası” kurmak istediler. Pirogov Cemiyeti’nin karşı-devrimci
etkinlikleri nedeniyle 1924 sonunda kapatılmasından sonra hekimlerin çoğu, Sağlık
Emekçileri Sendikası’nda örgütlenmeyi reddetti.
1920’li ve 30’lu yıllarda Sovyetler
Birliği çok sayıda işçi sınıfı kökenli hekim yetiştirdi ve bu hekimler, diğer
sağlık emekçileriyle birlikte aynı sendika altında örgütlenmekten gocunmadılar.
Yıllar geçtikçe Pirogovcu hekimlerin sayısı ihmal edilebilir düzeylere düştü ve
hekimlerin tamamına yakını Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi oldular.
GLASNOST VE PERESTROYKA
Gorbaçov Rusya’da kapitalizmin yeniden
inşası sürecini hızlandıran glasnost ve perestroyka politikaları çerçevesinde “demokratikleştirme”
adı altında ülkenin sosyoekonomik sistemini dönüştürürken, Sağlık Emekçileri
Sendikası’nın da “demokratikleştirilmesi” için harekete geçti.
Sovyet toplumu için tıbbi bakımın niteliğinin
iyileştirilmesi için Sağlık Emekçileri Sendikası’nın “demokratikleştirilmesi”
gerektiği ifade edildi. Bu amaçla Ekim 1988’de Kremlin’de SSCB Doktorlar
Kongresi örgütlendi. Kongreye Gorbaçov da katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını SSCB
Sağlık Bakanı Dr. Yevgeni Chazov yaptı ve Sovyetler Birliği’nde hekimlerin, kapitalist
ülkelerdeki gibi “bağımsız” bir Sovyet Hekimleri Birliği’nde örgütlenmeleri gündemine
ilişkin tek söz etmedi. Oysa Kongre bu amaçla toplanmıştı.
Gorbaçov’un en ön sıradan verdiği
destek ve Chazov’un sessizliğinden aldığı cesaretle söz alan Leningrad Acil
Sağlık Hizmetleri hekimlerinden Dr. Lyudmila Nikolaevna Devotchenko (1),
önerilen Sovyet Hekimleri Birliği’nin işlevlerini şöyle tanımladı:
“Hekimlerin sosyal ve hukuksal
sorunlarını çözmek, prestijlerinin artmasına katkıda bulunmak ve üzerlerinde
ezici sorunlar yaratan diğer konularla ilgilenmek”.
Bu işlevlerin ancak özerk bir kurum tarafından etkili bir şekilde
yerine getirilebileceği savunuluyordu.
Kongre’de söz alan Sağlık Emekçileri Sendikası Merkez Komitesi başkanı Dr. Lidiya Novak (2), bu önerinin “sağlık emekçilerinin çalışma ve gündelik yaşam koşullarının iyileştirilmesine yapıcı hiçbir” katkı sağlamayacağını savundu.
Daha sonra söz alan Moskova’dan bir
kardiyoloji uzmanı, Dr. Aleksandr Sviridov, sendikanın “uzun zamandır içinden
fışkıran bürokratizmle kendisini değersizleştirdiğini” söyledi. Sviridov Sağlık
Bakanlığı’nı da eleştirerek, komuta tarzı
yönetim anlayışının devam ettiğini, Bakanlık içinde sağlık bakımının yeniden
yapılandırılmasında demokratikleşmeyi garanti altına alacak hiçbir mekanizma
bulunmadığını ifade etti. Sviridov, Sovyet Hekimler Birliği’nin hekimler
arasında kolektif bir özgüven ve özerklik duygusu yaratacağını savundu.
Gorbaçov’un desteğine rağmen
Sovyetler Birliği’nde hekimlerin “ayrı” örgütlenmesi önerisi hekimlerden
yeterli destek görmedi ve Kongre’den bir Sovyet Hekimleri Birliği örgütlenmesi
kararı çıkartılamadı.
SINIF MÜCADELESİ SÜRÜYOR
Ancak sınıf mücadelesi uzun
solukluydu ve sermayenin Sovyetler Birliği içindeki ajanları amaçlarından
vazgeçmediler. Sviridov Kongre’den dört ay sonra Meditsinskaya Gazeta’da
yayınlanan bir makalesinde Sovyetler Birliği’nde tıbbın bürokratikleşmesinin doktorlar
arasında mesleğe “yabancılaşmaya” neden
olduğunu, hekimlerin Sovyet Hekimleri Birliği kurulması önerisine bu nedenle
sıcak bakmadığını yazıyordu:
“Hekimler mesleklerine kayıtsız hale
geldiler. Üstlerinden aldıkları emirleri, kendilerinin de yaptıkları işten
sorumlu olduklarını düşünmeden yerine getiriyorlar. En üzücüsü, bu durumun bir çoğumuzun kolayına
gelmesi”.
Sviridov’a göre Sovyet Hekimleri
Birliği en azından hekimlerin mesleki yeterlilik standartlarını yükseltecek, idare
karşısında klinisyenlerin haklarını savunacak ve hekimlerin çalışma
koşullarının iyileştirilmesi için mücadele edecekti. Sviridov, Sovyet Hekimleri
Birliği’nin varlığında idarenin hekim ve hemşirelere ek görevler için ödeme
yapmak zorunda kalacağını söylüyordu.
Sovyetler Birliği’nde bir hekimin
mesleğini icra edebilmesi için, tıp fakültesini bitirdikten sonra SSCB Sağlık
Bakanlığı tarafından düzenlenen bir lisans sınavını vermesi gerekiyordu. Sermayenin
ajanları bu yetkinin kapitalist ülkelerdeki gibi SSCB Sağlık Bakanlığı’ndan
alınarak, örgütlenecek Sovyet Hekimler Birliği’ne verilmesi gerektiğini
savunuyorlardı.
Sermayenin ajanlarına göre SSCB
Sağlık Bakanlığı’nın lisans (sertifikasyon) sistemi, yetersiz ve kabiliyetsiz
hekimleri, bağlantılarını kullanarak veya parayla diploma sahibi olanları ayıklamakta
yetersiz kalıyordu. Sovyet tıbbının bir rönesansa
gereksinimi vardı ve bu da hekimlikten başlamalıydı.
Diğer yandan Sovyetler Birliği’nde örgütlenecek
bir Sovyet Hekimleri Birliği’nin Sovyet hekimlerini dünyadaki meslekdaşlarından
izole olmaktan kurtaracağı savunuluyordu. Sovyet hekimleri maddi nedenlerle yurt
dışından bilimsel yayın getirtemiyor, tıp dünyasını izleyemiyorlardı. Sovyet
Hekimleri Birliği kurulduğunda diğer ülkelerin Hekim Birlikleri’nin dayanışmasıyla Sovyet hekimleri de dünyanın
diğer ülkelerindeki Hekim Birlikleri’nin bilimsel yayın organlarını
izleyebileceklerdi.
Yine Sovyet Hekimleri Birliği,
Sovyetler Birliği’ndeki başarılı tıp öğrencileri için yurt dışında eğitim ve
çalışma olanakları sağlayabilecekti. Bu Sovyet hekimlerinin kendilerini mesleki
olarak geliştirebilmeleri için çok önemliydi.
SONA DOĞRU
Sınıf mücadelesi sürerken sermayenin
ajanları, Gorbaçov ve ekibi tarafından elleri kolları bağlanan komünistler
karşısında ideolojik üstünlüğü ele almaya başladı. Kasım 1989’da Meditsinskaya
Gazeta’da “okur mektupları” bölümü hekimler arasında bireyci idelojinin yaygınlaştırılması
için bir araç halini almıştı. Sovyet hekimleri geçen yıl red ettikleri Sovyet
Hekimleri Birliği önerisi için şimdi “muhteşem, harikulade, sonunda” gibi
sıfatlar kullanıyordu.
Sonunda Gazete’de Sovyet Hekimler
Birliği için bir yasa taslağı yayınlandı. Fakat sermayenin ajanları “geleneksel
çerçeveye” atıf yapan bu taslağı yeterince demokratik bulmadılar. “Okur
mektupları”, demokrasi idealinin daha
iyi yansıtıldığı bir taslak talep ediyordu. Taslağı Sendika’nın hazırladığı
iddia ediliyordu.
Bu arada hızla “yerel” Hekim Birlikleri
örgütlendi ve bu birliklerin temsilcileri Sağlık Emekçileri Sendikası’ndan
toplantı talep ettiler. Hekim Birlikleri, Sağlık Bakanlığı ve Sendika’nın
yetkilerini “barışçıl” biçimde kendilerine devretmesini istiyordu. Hekim
Birlikleri artık kendilerini sivil toplum
olarak tanımlıyordu.
Sağlık Bakanlığı Gorbaçov’un emriyle,
Sağlık Emekçileri Sendikası da “gönüllü” olarak sivil toplumun taleplerine
boyun eğdi. Sağlık Emekçileri Sendikası, bütün masrafları kendi bütçesinden
karşılayarak sivil toplum temsilcileri
için Moskova’da bir toplantı örgütledi.
Aralık 1989 biterken, SSCB’yi
oluşturan Cumhuriyetler “bağımsızlığa” yönelmişti. Bir ay içinde talepler hızla
değişti. Artık Sovyet Hekimleri Birliği talebi eskide kalmıştı, şimdi her
Cumhuriyet için ayrı bir Hekim Birliği talep ediliyordu. Bu akımın başını
Baltık Cumhuriyetleri çekti ve diğerleri kısa zamanda katıldılar.
İlk “özerk” Hekim Birlikleri, Baltık
Cumhuriyetleri’nde kurularak tamamen barışçıl biçimde yetkilerini ilan ettiler. Artık bu Cumhuriyetlerde Hekim
Birliği’nin lisans vermediği hekim, SSCB Sağlık Bakanlığı’nın lisans sınavını
vermiş olsa dahi mesleğini icra edemeyecekti.
Nisan 1990’da komünistler, sermaye
ajanları karşısında geri adım atarak Sovyet Hekimleri Birliği kurulması için
bir Kongre düzenlediler. Kongre’ye Rusya Federasyonu’nun 10 şehrinden hekimleri
temsil eden 47 ve diğer Cumhuriyetlerden 5 delege katıldı. Komünistler bu
yeni mevzide tutunmaya çalıştılar, fakat sermayenin ajanları bu girişimi “eski
muhafızların” üniformalarını çıkartıp kendilerini yeni bir oluşum gibi gösterme
çabası olarak değerlendirdiler.
Mayıs 1990’da Cumhuriyetlerin Hekim
Birlikleri, bu kez kendi istekleriyle bir federasyon çatısı altında toplanmaya karar verdiler. Taslak kuruluş metninde
hekimler, eskisi gibi sağlık emekçisi olarak
değil, kapitalist ülkelerde olduğu gibi sağlık
profesyoneli olarak tanımlanıyorlardı. Haziran 1990’da Sovyet Hekimleri
Birliği’ne alternatif bir Rusya Federasyonu Hekimleri Birliği kurulması
amacıyla bir Kongre düzenlendi.
Kongre’de en çok tartışılan konu
Birliğin politika ile ilişkisi oldu.
Kongre Birliğin “hiçbir politik amaç taşımayan, özerk, bağımsız, gönüllü,
sosyal ve profesyonel bir örgüt” olmasına karar verdi. Birlik esas olarak
hekimlerin çıkarlarının savunuculuğunu yapacaktı, fakat aynı zamanda
sosyo-medikal ve ekolojik sorunlarda toplum yararına görüşler bildirecekti.
Birlik “toplumun sağlığını korumak amacıyla bilimin ve hekimlik pratiğinin
geliştirilmesine aktif katılacaktı”.
Beklendiği gibi Birliğe seçilen ilk başkan, iktidar hala komünistlerin elindeyken cesaretle sermayenin
çıkarlarını savunan Dr. Aleksandr Sviridov (3) oldu. Sviridov delegelere bürokrasiyi
yıkma sözü verdi.
Akif Akalın
DİPNOTLAR
1. Dr. Lyudmila Nikolaevna
Devotchenko bugün St. Petersburg Şehir Acil Tıp İstasyonu hekimi olarak
çalışıyor ve kurumun sendika komitesi başkanı.
2. Dr. Lidiya Novak bugün Volgograd’da
Bölgesel Tıbbi Önleme Merkezi’nde eğitim departmanında çalışıyor.
3. Dr. Aleksandr Sviridov’un bugün
nerede olduğu bilinmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder