18 Mart 1871 tarihinde kurulan Paris
Komünü, insanlık tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olmuştu. Paris’te
emekçiler tarihte ilk kez bir hükumet kurarak “yönetebileceklerini” kanıtlamışlar, 10 hafta boyunca Paris’te
yaşamın bütün alanlarını ve bu kapsamda sağlık
hizmetlerini de örgütlemişlerdi.
Komün günlerinde Parisli emekçiler
sağlık hizmetlerini örgütlerken, Friedrich Engels ve Rudolf Virchow’un
çalışmalarından geniş ölçüde yararlanmışlardır. 1840’larda toplumcu tıbbın
temellerini atan Engels ve Virchow, emekçilere sağlık hizmetlerinin ve tıbbın toplumun gereksinimlerine göre nasıl
örgütlenebileceğini göstermişler, bu örgütlenmenin temel ilkelerini
belirlemişlerdir. Komün’ün örgütlediği sağlık hizmetleri arasında barikatlarda
savaşanlar için ambulans hizmetleri, kent içinde sanitasyon hizmetleri ve
hijyen tedbirleri sayılabilir (Akalın, 2013: 79 – 95 ve 111).
18 Mart ile 28 Mayıs 1871 tarihleri arasında
on hafta kadar iktidarda kalan Paris Komünü, sağlık hizmetlerini toplumun ezici
çoğunluğunu oluşturan emeğin gereksinimlerine göre örgütleme çabasında büyük
adımlar atamamışsa da (Akalın, 2011: 20; Şakacı, 2009: 246), egemen sınıfların
yüreklerine korku salarak emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek
için harekete geçmelerine neden olmuştur.
Komün işçi sağlığı ve iş güvenliği
alanında da önemli adımlar atmıştır. Komün günlerinde işçilerin gece
çalıştırılmalarını, sağlığa aykırı
olduğu gerekçesiyle yasaklamıştır. Fransa’da 21 Nisan 1810’da kabul edilen Maden
Yasası ile madenlerde çalışan işçilerin sağlığı ve güvenliğine ilişkin
tedbirler alınması öngörülmüşse de, bu hükümler ancak Komün günlerinde
uygulanabilmiştir. 1841 yılında kabul edilen İş Yasası da çocuk emeğine yönelik
düzenlemeler getirmişse de (8 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının
yasaklanması ve 13 yaş altındaki çocukların tehlikeli işlerde çalıştırılmasının
yasaklanması), alınan tedbirler gerçek anlamda Komün günlerinde
uygulanabilmiştir.
Paris Komünü deneyiminin Avrupa’da
çok büyük etkileri olmuştur. 1874 yılında Fransa’da iş yasalarında işçi
sınıfının çalışma koşullarını büyük ölçüde iyileştiren bir revizyona
gidilmiştir. Çocuk işçiler için çalışma yaşı 8 yaşından 12 yaşa yükseltilmiş,
kadın işçilere madenlerde çalışma yasağı getirilmiş ve işyerlerine kamusal
denetim zorunlu kılınmıştır.
Avrupa’da işçi sınıfının en güçlü ve
örgütlü olduğu ülkelerin başında gelen Almanya’da egemen sınıfların en büyük
korkusu, Alman işçilerin Fransız işçiler gibi ayaklanarak iktidarı ele
geçirmeleridir. Alman işçileri devrimci düşüncelerden (Alman Sosyal Demokrat
Partisi’nin etkisinden) uzaklaştırmak ve emekçileri sorunlarının devrim
yapılmadan da çözülebileceğine ikna etmek için Şansölye Otto von Bismarck, 1883
yılında Sağlık Sigortası Yasası’nı parlamentodan geçirmiştir (Navarro, 1989: 889).
Sigorta tamamen korporatist bir yaklaşım sergilemekte ve emekçiler gelirlerine
ve niteliklerine göre farklı planlar altında toplanarak bölünmektedir (Günal, 2008:
68). Sağlık sigortası sonraki yıllarda genişleyerek bir sosyal güvenlik
sistemine evrilecektir:
İşçi Sağlık Sigortası Yasası (Gesetz betreffend die Krankenversicherung der Arbeiter) 15
Haziran 1883’te kabul edilmiş ve 2.000 Mark’a kadar yıllık geliri olanlar
zorunlu ulusal sigorta kapsamına alınmıştır. Sigorta zamanla ulaşım, tarım ve
orman işçilerini kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 10 Nisan 1892’de Sağlık Sigortası Yasası’nın
(Krankenversicherungsgesetz) kabulü ile süreç tamamlanmıştır.
6 Temmuz 1884’te tehlikeli işlerde
çalışanlar için Kaza Sigortası Yasası
(Unfallsversicherungsgesetz) kabul edilmiştir. Sigorta zamanla inşaat, tarım ve
orman işçilerini de kapsamıştır. 13 Temmuz 1887’de denizcilik sektöründe de
kaza sigortası uygulamaya girmiştir.
Sosyal sigorta yasalarının son
halkası 22 Haziran 1889’da ücretlerine bakılmaksızın İşçiler, Ustalar ve Çıraklar İçin Yaşlılık ve
Sakatlık Sigortası Yasası (Gesetz über Invaliditäts- und Alterssicherung
für Arbeiter, Gehilfen und Lehrlinge) kabul edilmesiyle tamamlanmıştır.
Almanya’nın öncülük ettiği bu
gelişmeler kısa sürede kapitalist dünyada yaygınlaşmaya başlamıştır. Avusturya
1888’de, Macaristan 1891’de, Lüksemburg 1901’de, Norveç, 1905’te hastalık
sigortasını; İngiltere, 1908’de yaşlılık sigortasını, 1911’de bütün işçiler
için hastalık ve malullük sigortasını ve bazı kategori işçileri için dünyada
ilk kez işsizlik sigortasını; Fransa, 1910’da sınırlı bir uygulamayla yaşlılık
sigortasını; İsviçre, 1911’de iş kazaları sigortasını; İsveç, 1913’te yaşlılık
ve malullük sigortasını getirmiştir. Arjantin, Brezilya, Şili, Küba ve Uruguay
1920 ve 1930’larda kamu emeklilik planlarını yürürlüğe koymuşlardır. 1929
ekonomik bunalımı izleyen yıllarda sosyal sigortalar Güney Amerika ülkelerinde,
Birleşik Amerika ve Kanada’da, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise bütün
ülkelerde yaygınlaşmıştır (Akalın, 2012). Navarro bu süreçlerde ülke içindeki
işçi sınıfının örgütlülüğüne dikkati çekmektedir (Bkz. Tablo 1). İşçi sınıfının
örgütlenmesi, egemen sınıfları sosyal güvenlik sistemleri geliştirmeye
zorlamıştır.
Günümüzde ise bu süreç tersine
dönmüştür. 1970’li yılların sonlarına doğru başlayan neoliberal saldırı
karşısında bozguna uğrayan emekçiler, küresel ölçekte bir gerileme içine
girmişler, işçi sınıf partileri birçok ülkede tabela partileri haline gelmiş,
emekçilerin sendikalaşma oranları tek haneli rakamlara düşmüş ve bu gelişmelere
paralel olarak 20. yüzyılda sosyal güvenlik alanında kazanılan bütün haklar
yitirilmeye başlamıştır.
Bugün dünya emekçileri, yitirdiği
komün ruhunu arıyor. Yeniden arkasında durabileceği değerler yaratmaya, uğruna
mücadele edeceği idealler bulmaya çalışıyor. Emekçilerin yeniden kendisi için sınıf haline geldiği
günleri görebilmek umuduyla...
Tablo 1: Çeşitli ülkelerde emek partilerinin,
sendikaların kurulma tarihleri ile sosyal sigorta hakkının elde edilme
tarihleri.
ÜLKE
|
EMEK PARTİSİ
|
SENDİKA
|
SOSYAL SİGORTA
|
ALMANYA
|
1875
|
1868
|
1883
|
AVUSTURYA
|
1888 - 9
|
1893
|
1888
|
DANİMARKA
|
1878
|
1889
|
1891
|
NORVEÇ
|
1887
|
1877
|
1894
|
FRANSA
|
1905
|
1895
|
1898
|
BELÇİKA
|
1889
|
1910
|
1900
|
HOLLANDA
|
1894
|
1905
|
1901
|
İNGİLTERE
|
1900
|
1868
|
1908
|
İSVİÇRE
|
1888
|
1880
|
1911
|
İSVEÇ
|
1889
|
1898
|
1913
|
İTALYA
|
1892
|
1906
|
1914
|
Kaynak: Navarro, 1989: 892.
Akif Akalın
Kaynaklar
Akalın, MA. (2011). Sosyalleştirmenin
İdeolojisi. (Türkiye’de Sosyalleştirmenin 50 Yılı, TTB yayınları içinde).
Akalın, MA. (2012). Sovyetler
Birliği’nde İşçi Sağlığı ve Güvenliği. guvenlicalisma.org.
http://guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=4480%3Asovyetler-birliginde-isci-sagligi-ve-guvenligi-m-akif-akalin&catid=130%3Amakaleler
http://guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=4480%3Asovyetler-birliginde-isci-sagligi-ve-guvenligi-m-akif-akalin&catid=130%3Amakaleler
Akalın, MA. (2013). Toplumcu Tıbba
Giriş. İstanbul: Yazılama.
Günal, A. (2008). Health and
Citizenship in Republican Turkey: An Analysis of the Socialization of Health
Services in Republican Historical Context. Unpublished Ph.D. Thesis. Boğaziçi
University. Istanbul.
Navarro V. (1989). Why some countries
have national health insurance, others have national health services, and the
U.S. has neither. Social Science and Medicine, 28(9): 887 - 898.
Şakacı, BK. (2009). Unutulan Bir
Sosyalist Deneyim: Paris Komünü. Toplum ve Hekim, 24(4-5): 245 – 250.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder