Translate

16 Mart 2014 Pazar

Ulusların Sağlığı: Yeni Bir Ekonomi Politiğe Doğru

Geçtiğimiz yıldan beri ülkemizde toplumcu tıp alanında çok önemli kitaplar yayınlanmaya başlamıştır. Geçen ay (Şubat 2014) bu kitaplara bir yenisi eklenerek, toplumcu tıp literatürümüzü daha da zenginleştirmiştir. Yeni yayınlanan kitabın yazarı Gavin Mooney bir sağlık ekonomistidir. Herhalde bir ekonomist olduğu için, kitabının adını Adam Smith’in başyapıtı Ulusların Zenginliği’ne nazire olsun diye Ulusların Sağlığı koymuş olmalıdır. 




Kitabın orijinalinin ilk baskısı 2012 yılında yapılmıştır. Cem Terzi tarafından dilimize çevirisi yapılan kitap, Yordam Kitap’tan yayınlanmıştır. Daha önce de çeşitli vesilelerle belirttiğimiz gibi ülkemizde sosyal bilimcilerin sağlık ve tıp alanına çok uzak durmaları nedeniyle, bu alandaki boşluğu hekimler doldurmaya çalışmaktadır. Ülkemizde de dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi tıbbın ve sağlığın sosyal bilimcilerin öncelikli ilgi alanları arasına gireceği günlerin yakın olduğunu umuyoruz.

Toplumcu tıbbın babaları olan Friedrich Engels ve Ruldof Virchow’dan sonra bu alana en büyük kuramsal katkıyı koyarak, toplumcu tıp düşüncesinin “batı” dünyasında yaygınlaşmasını sağlayan çağımızın en önemli Marksist sağlıkçısı Vicente Navarro kitap için bir önsöz kaleme almış. Navarro önsözünde neoliberal politikaların yoksul sınıfların refahı, yaşam kalitesi ve sağlığı üzerindeki etkilerinin yıkıcı olduğunu, fakat buna rağmen hükumetlerin inatla bu politikaları sürdürdüğünü belirtiyor. 

Kitabın giriş bölümünde (Neoliberalizm Öldürüyor) ilk tümce kitabın özeti niteliğinde: “İnanılmayacak ölçüde zengin bir dünyada, hala bu kadar çok sağlık sorunu ve erken ölümlerin olması, toplumlarda ve sağlık hizmeti sistemlerinde çok ciddi bir yanlışlık olduğunu göstermektedir”. Yazar, zenginlerin bolluk, yoksulların yokluk nedeniyle hastalandığını ve eşitsizliklerin bütün toplumun sağlığını bozduğunu, gerçek acıyı ise en alttakilerin çektiğini belirtmektedir. Sağlık bakanlıklarının sağlığın toplumsal belirleyicilerinden çok sağlık hizmetlerine, tabip odalarının da birçok ülkede tıptan çok sağlık hizmeti konusu üzerine yoğunlaştığını ifade eden yazar, yurttaşların sağlık alanında müdahil olamadığından yakınmaktadır.

İkinci bölümde (Durum Neden Bu Kadar Kötü?) mevcut sağlık politikalarının neden başarısız kaldığı irdelenmektedir. Yazar öncelikle sağlık hizmetinin politik ekonomisini irdeleyerek, karar süreçlerinde hekimlerin rolünü tartışmakta ve sağlığın bir meta olarak kabul edilmesinin sorunu nasıl içinden çıkılamaz bir hale getirdiğini göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nü (DSÖ) neoliberal politikaları yeterince eleştirmemekle suçlayan yazar, örgütün sorunların tanımlanmasının ötesine geçemediğini savunmaktadır. Bu bölümde DSÖ’nün eksik bıraktığı, neoliberalizmin sağlık üzerine etkileri çok geniş bir şekilde ele alınmış, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun sağlık politikaları üzerindeki belirleyici rolü gözler önüne serilmiştir. 

Üçüncü bölümde (Örnek Durum Çalışmaları) ikinci bölümde ele alınan konular ayrıntılı bir şekilde örneklendirilmektedir. Tartışmaya Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile başlayan yazar, Obama reformlarının niteliğini ve reformlara karşı çıkışın ardındaki güçleri sergilemektedir. İngiltere’deki Ulusal Sağlık Sistemi’nin çökertilme sürecini aktararak, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde durumun neoliberalizmde nasıl ırkçı yönetim dönemini arattığını göstermektedir. Türkiye’de çok tanınmayan Avustralya’da toplum sağlığının nasıl sanayinin insafına terk edildiğini anlatmaktadır.    

Kitabın dördüncü bölümü (Çözümler) sağlık için yeni bir politik ekonomi önermektedir. Daha eşitlikçi bir toplumda, yurttaşların karar süreçlerine gerçekten katılabildiği daha güçlü bir demokrasi öneren yazar, burada savunduğu komüniteryanizm kavramını açıklar. Amartya Sen’e referanslar verdiği bu bölümde sesi kısılmışların seslerini duyurabilecekleri mekanizmalar tanımlar. Gerçek çözümün neoliberalizmin sonunu getirmekten geçtiğini savunan yazar, sorunların bireycilikten uzaklaşılarak çözülebileceğini vurgulamaktadır.

Beşinci bölümde (Durum Nasıl Düzeltilebilir?) dördüncü bölümde hayali kurulan topluma örnek olabilecek Kerala, Venezuela ve Küba örnekleri tartışılmıştır. Hindistan’ın Kerala eyaletindeki toplumun sağlık hizmetlerine katılım modellerini değerlendiren yazar, Küba’nın sağlık alanındaki başarılarının ardında yatan motifleri sergilerken, Küba ile ABD’nin sağlık bakımından bir karşılaştırmasını yapmaktadır. Venezuela’da Chavez yönetiminin sağlık alanındaki devrimlerini tartışan yazar, diğer modeller arasında kendisine en yakın modelin Venezuela modeli olduğunu belirtmektedir.

Son bölüm (Sonuç) oldukça kısadır. Yazar bu bölümde “değiştirebilir miyiz?” sorusunu sormaktadır. Yanıt Kerala, Küba ve Venezuela’dır; buralarda başarılmışsa, her yerde başarmak mümkündür.

Mooney bu çalışmasıyla toplumcu tıp alanına sağlık ekonomisi penceresinden çok önemli bir katkı sunmaktadır, ancak bir yandan DSÖ’nü yalnızca sorunları tanımlamak, çözüm konusunda ise tam bir körlük içinde olmakla suçlarken, kendisi de tarihte toplumcu tıp alanında yaşanan devasa birikimleri görmezden gelmektedir. Gerçekten Semaşko modelinden, Salvador Allende’nin Sağlık Bakanı olarak görev yaptığı 1930’lu yıllardan, Çin’in efsanevi Çıplak Ayaklı Hekimler hareketinden bahsetmeden Kerala, Küba ve Venezuela’nın başarılarını kavrayabilmek çok zordur.

Latin Amerika ülkelerinde gelişen ve son yıllarda bütün dünyaya yayılan Halkların Sağlık Hareketi (People’s Health Movement), yayınladığı bildirgelerle, düzenlediği okullarla ve kongrelerle toplumun sağlık hizmetlerine katılımı konusunda büyük mesafeler alınmasını sağlamıştır. 1970’lerden beri bu coğrafyada etkin olan David Werner, Kerala için esin kaynağı olmuştur. Yine yazarın kitabında Howard Waitzkin tarafından 2011 yılında yayınlanan Medicine and Public Health at the End of the Century başlıklı çalışmasına atıf yapmamış olması bir eksikliktir. Okurun bu eksikliği giderebilmek için Ulusların Sağlığı’nı Waitzkin’in kitabı ile birlikte okumasının çok yararlı olacağına inanıyoruz.

Kitabı dilimize kazandıran Cem Terzi de kitabın sonuna kendisinin kaleme aldığı bir makale eklemiştir: Türkiye’de Sağlıkta Neoliberal Saldırı – Sağlıkta Dönüşüm Programı. Terzi makalesinde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ülkemizde sağlık ortamı üzerine etkilerini değerlendirerek, kitaba bir Türkiye bölümü kazandırmıştır.

Son olarak Cem Terzi’nin çevirisinin oldukça usta bir çeviri olduğunu belirtmek gerekir. Türkçede karşılığını bulmakta zorlandığımız birçok kavramı oldukça anlaşılır bir şekilde çevirerek bu alanda da önemli bir katkıda bulunmuştur. Yine yerinde ve çok açıklayıcı dipnotlarıyla, özellikle ekonomi jargonuna uzak olanlarımızın başka kaynaklara başvurmasına gerek bırakmaksızın konuyu anlamasına yardımcı olmuştur.

Önümüzdeki yıllarda Türkiye’den sosyal bilimcilerin sağlık ve tıp üzerine çalışmalarını okuyabilmek dileğiyle...

Akif Akalın

Ulusların Sağlığı: Yeni Bir Ekonomi Politiğe Doğru
Gavin Mooney (Çev. Cem Terzi)
Şubat 2014, Yordam Kitap 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder