Geçtiğimiz yıldan beri ülkemizde
toplumcu tıp alanında çok önemli kitaplar yayınlanmaya başlamıştır. Geçen ay (Şubat 2014) bu kitaplara bir yenisi eklenerek, toplumcu tıp literatürümüzü daha da
zenginleştirmiştir. Yeni yayınlanan kitabın yazarı Gavin Mooney bir sağlık ekonomistidir. Herhalde bir ekonomist
olduğu için, kitabının adını Adam Smith’in başyapıtı Ulusların Zenginliği’ne nazire olsun diye Ulusların Sağlığı koymuş olmalıdır.
Kitabın orijinalinin ilk baskısı 2012
yılında yapılmıştır. Cem Terzi tarafından dilimize çevirisi yapılan kitap, Yordam
Kitap’tan yayınlanmıştır. Daha önce de çeşitli vesilelerle belirttiğimiz gibi
ülkemizde sosyal bilimcilerin sağlık ve tıp alanına çok uzak durmaları
nedeniyle, bu alandaki boşluğu hekimler doldurmaya çalışmaktadır. Ülkemizde de
dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi tıbbın ve sağlığın sosyal bilimcilerin
öncelikli ilgi alanları arasına gireceği günlerin yakın olduğunu umuyoruz.
Toplumcu tıbbın babaları olan Friedrich Engels ve Ruldof Virchow’dan sonra bu alana en büyük kuramsal katkıyı koyarak,
toplumcu tıp düşüncesinin “batı” dünyasında yaygınlaşmasını sağlayan çağımızın
en önemli Marksist sağlıkçısı Vicente
Navarro kitap için bir önsöz kaleme almış. Navarro önsözünde neoliberal politikaların yoksul
sınıfların refahı, yaşam kalitesi ve sağlığı üzerindeki etkilerinin yıkıcı olduğunu, fakat buna rağmen
hükumetlerin inatla bu politikaları
sürdürdüğünü belirtiyor.
Kitabın giriş bölümünde (Neoliberalizm Öldürüyor) ilk tümce kitabın
özeti niteliğinde: “İnanılmayacak ölçüde
zengin bir dünyada, hala bu kadar çok sağlık sorunu ve erken ölümlerin olması,
toplumlarda ve sağlık hizmeti sistemlerinde çok ciddi bir yanlışlık olduğunu
göstermektedir”. Yazar, zenginlerin bolluk, yoksulların yokluk nedeniyle
hastalandığını ve eşitsizliklerin bütün toplumun sağlığını bozduğunu, gerçek
acıyı ise en alttakilerin çektiğini belirtmektedir. Sağlık bakanlıklarının
sağlığın toplumsal belirleyicilerinden çok sağlık hizmetlerine, tabip
odalarının da birçok ülkede tıptan çok sağlık hizmeti konusu üzerine
yoğunlaştığını ifade eden yazar, yurttaşların sağlık alanında müdahil olamadığından yakınmaktadır.
İkinci bölümde (Durum Neden Bu Kadar Kötü?) mevcut sağlık politikalarının neden
başarısız kaldığı irdelenmektedir. Yazar öncelikle sağlık hizmetinin politik ekonomisini irdeleyerek, karar
süreçlerinde hekimlerin rolünü tartışmakta ve sağlığın bir meta olarak kabul edilmesinin sorunu nasıl içinden çıkılamaz bir
hale getirdiğini göstermektedir. Dünya
Sağlık Örgütü’nü (DSÖ) neoliberal politikaları yeterince eleştirmemekle
suçlayan yazar, örgütün sorunların tanımlanmasının ötesine geçemediğini
savunmaktadır. Bu bölümde DSÖ’nün eksik bıraktığı, neoliberalizmin sağlık
üzerine etkileri çok geniş bir şekilde ele alınmış, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya
Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun sağlık politikaları üzerindeki
belirleyici rolü gözler önüne serilmiştir.
Üçüncü bölümde (Örnek Durum Çalışmaları) ikinci bölümde ele alınan konular ayrıntılı
bir şekilde örneklendirilmektedir. Tartışmaya Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
ile başlayan yazar, Obama reformlarının niteliğini ve reformlara karşı çıkışın
ardındaki güçleri sergilemektedir. İngiltere’deki Ulusal Sağlık Sistemi’nin
çökertilme sürecini aktararak, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde durumun
neoliberalizmde nasıl ırkçı yönetim dönemini arattığını göstermektedir. Türkiye’de
çok tanınmayan Avustralya’da toplum sağlığının nasıl sanayinin insafına terk edildiğini
anlatmaktadır.
Kitabın dördüncü bölümü (Çözümler) sağlık için yeni bir politik ekonomi önermektedir.
Daha eşitlikçi bir toplumda, yurttaşların karar süreçlerine gerçekten
katılabildiği daha güçlü bir demokrasi öneren yazar, burada savunduğu komüniteryanizm kavramını açıklar.
Amartya Sen’e referanslar verdiği bu bölümde sesi kısılmışların seslerini
duyurabilecekleri mekanizmalar tanımlar. Gerçek çözümün neoliberalizmin sonunu
getirmekten geçtiğini savunan yazar, sorunların bireycilikten uzaklaşılarak
çözülebileceğini vurgulamaktadır.
Beşinci bölümde (Durum Nasıl Düzeltilebilir?) dördüncü bölümde hayali kurulan
topluma örnek olabilecek Kerala, Venezuela ve Küba örnekleri tartışılmıştır. Hindistan’ın Kerala eyaletindeki
toplumun sağlık hizmetlerine katılım modellerini değerlendiren yazar, Küba’nın
sağlık alanındaki başarılarının ardında yatan motifleri sergilerken, Küba ile
ABD’nin sağlık bakımından bir karşılaştırmasını yapmaktadır. Venezuela’da Chavez yönetiminin sağlık alanındaki
devrimlerini tartışan yazar, diğer modeller arasında kendisine en yakın modelin
Venezuela modeli olduğunu belirtmektedir.
Son bölüm (Sonuç) oldukça kısadır. Yazar bu bölümde “değiştirebilir miyiz?” sorusunu sormaktadır. Yanıt Kerala, Küba ve
Venezuela’dır; buralarda başarılmışsa, her yerde başarmak mümkündür.
Mooney bu çalışmasıyla toplumcu tıp
alanına sağlık ekonomisi penceresinden çok önemli bir katkı sunmaktadır, ancak
bir yandan DSÖ’nü yalnızca sorunları tanımlamak, çözüm konusunda ise tam bir
körlük içinde olmakla suçlarken, kendisi de tarihte toplumcu tıp alanında
yaşanan devasa birikimleri görmezden gelmektedir. Gerçekten Semaşko modelinden, Salvador Allende’nin Sağlık Bakanı olarak görev yaptığı 1930’lu
yıllardan, Çin’in efsanevi Çıplak Ayaklı
Hekimler hareketinden bahsetmeden Kerala, Küba ve Venezuela’nın
başarılarını kavrayabilmek çok zordur.
Latin Amerika ülkelerinde gelişen ve
son yıllarda bütün dünyaya yayılan Halkların
Sağlık Hareketi (People’s Health
Movement), yayınladığı bildirgelerle, düzenlediği okullarla ve kongrelerle
toplumun sağlık hizmetlerine katılımı konusunda büyük mesafeler alınmasını
sağlamıştır. 1970’lerden beri bu coğrafyada etkin olan David Werner, Kerala için esin kaynağı
olmuştur. Yine yazarın kitabında Howard
Waitzkin tarafından 2011 yılında yayınlanan Medicine and Public Health at the End of the Century başlıklı
çalışmasına atıf yapmamış olması bir eksikliktir. Okurun bu eksikliği
giderebilmek için Ulusların Sağlığı’nı Waitzkin’in kitabı ile birlikte
okumasının çok yararlı olacağına inanıyoruz.
Kitabı dilimize kazandıran Cem Terzi de kitabın sonuna kendisinin
kaleme aldığı bir makale eklemiştir: Türkiye’de
Sağlıkta Neoliberal Saldırı – Sağlıkta Dönüşüm Programı. Terzi makalesinde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ülkemizde
sağlık ortamı üzerine etkilerini değerlendirerek, kitaba bir Türkiye bölümü kazandırmıştır.
Son olarak Cem Terzi’nin çevirisinin
oldukça usta bir çeviri olduğunu belirtmek gerekir. Türkçede karşılığını
bulmakta zorlandığımız birçok kavramı oldukça anlaşılır bir şekilde çevirerek
bu alanda da önemli bir katkıda bulunmuştur. Yine yerinde ve çok açıklayıcı dipnotlarıyla, özellikle ekonomi
jargonuna uzak olanlarımızın başka kaynaklara başvurmasına gerek bırakmaksızın
konuyu anlamasına yardımcı olmuştur.
Önümüzdeki yıllarda Türkiye’den
sosyal bilimcilerin sağlık ve tıp üzerine çalışmalarını okuyabilmek
dileğiyle...
Akif Akalın
Ulusların Sağlığı: Yeni Bir Ekonomi Politiğe Doğru
Gavin Mooney (Çev. Cem Terzi)
Şubat 2014, Yordam Kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder