2013 Mart’ında Londra Sağlıkta Eşitlik Enstitüsü sağlıkta
eşitliğin sağlanmasında sağlıkçıların rolünü tartışan bir çalışma yayınladı: Working for Health Equity: The Role of Health Professionals. İki bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde sağlık
emekçilerinin sağlıkta eşitsizliklere müdahale yöntemleri ve ikinci bölümünde
ise meslek bazında yapılabilecekler ele alınıyor.
Kuşkusuz sağlık emekçilerinin sağlıkta eşitsizliklerle mücadele ve sağlığın toplumsal belirleyicilerine (STB) müdahale edebilmek için uygun bir eğitim almaları şarttır. Sağlık emekçilerine STB’nin doğası (toplumsal ve ekonomik koşulların bireylerin sağlığı üzerine nasıl etkide bulunduğu) ve bunlara sağlık sektörü içinde ve dışında nasıl müdahale edilebileceği öğretilmelidir.
Sağlıkçılar sağlıkta eşitsizliklerin
azaltılmasına bilgi toplayarak ve bilgi sunarak katkıda bulunabilirler. Sağlığın
toplumsal belirleyicilerine genel müdahale
becerileri arasında iletişim, işbirliği ve savunmanlık becerileri yer alırken, özel beceriler arasında toplumsal
anamnez almak ve hastaları sağlık-dışı sektörlere yönlendirebilmek gibi
beceriler vardır. Hastalar hakkında bilgi edinmek, sosyal ve ekonomik
faktörlerin hastanın sağlığını nasıl etkilediğini anlamakta önemlidir.
Eğitimlerin didaktik olmaktan çok,
öğrencilerin sağlığın toplumsal belirleyicilerinin sağlık üzerine etki
mekanizmalarını yaşayarak öğrenebilecekleri yerlerde (sosyal hizmet kurumları,
icra daireleri, iş kurumu, yoksul mahalleler, semt pazarları vb) çalışarak veya
ziyaret ederek verilmesi gerekir. Bu kurumlar hakkında yeterli bilgilerle
donanan sağlıkçılar, hastalarına bu olanaklardan en iyi şekilde nasıl
yararlanabileceklerini öğretebilirler.
Kitabın ilk bölümü özellikle tıp
eğitimcileri için oldukça ufuk açıcı. Sağlığın toplumsal belirleyicilerine
ilişkin bilgi ve becerilerin klinik derslerle bütünleştirilmesi ve bu derslerde
işlenmesinin önemi vurgulanıyor. Örneğin koroner arter hastalığı veya astım
konusu işlenirken, bu hastalıkların sosyal belirleyicilerinin de tartışılması ve
bu faktörlerin olumsuz etkilerinin giderilebilmesi için neler yapılabileceğinin
klinikte tartışılması gerekiyor.
Virchow hekimleri yoksulların doğal avukatları olarak tanımlamıştı. Gerçekten de yoksullara sağlık haklarını arama
mücadelesinde yardımcı olmak sağlıkçılar için en onurlu görevlerden biridir.
Ancak sağlıkçılar bireysel düzeyde yapacakları bu yardımla yetinmemeli, aynı
zamanda meslek örgütleri aracılığıyla yoksulların sağlık hizmetlerinden daha
etkin yararlanabilmeleri için neler yapılması gerektiğini tartışmalı, öneriler
sunmalıdır.
Kuşkusuz savunmanlık içinde en önemli
yeri hastalıklara neden olan sosyal ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi için
öneriler alır. Bireylerin maddi yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi
için neler yapılması gerektiğine ilişkin öneriler getirilebilir, bu alanda
aktivizm gösterilebilir.
Kitap bütün bu konularda çok detaylı
örnekler ve vaka çalışmalarıyla sağlıkçılara yol göstermeye çalışıyor. Şüphesiz
örneklerin çoğu İngiltere’den ve ne yazık ki sosyal yardım noktasında Türkiye’de
hayal bile edilemeyen uygulamalar (yaşlılara bireysel hijyen hizmetleri
sunulması) sıralanıyor ve sağlıkçılara “bu hizmetleri öğrenin ve insanların
yararlanmasını sağlayın” diyor. Türkiye’de sağlıkçıların belki önce bu
hizmetlerin “talep edilmesi” noktasında topluma önderlik etmesi gerekli
olacak...
Kitabın ikinci bölümünde, ilk
bölümdeki genel yaklaşımlar yanında tek tek her bir sağlık meslek grubunun
sağlıkta eşitsizliklerle mücadele noktasında kendi alanlarında neler
yapabilecekleri tartışılıyor. Yine bu sağlık mesleklerinin bir kısmının Türkiye’de
toplum içinde adının dahi bilinmediğini biliyoruz: müzik terapisti, chiropodistler ve podiatristler, konuşma ve
dil terapistleri, drama terapisti, sanat terapisti...
Sağlık bir ekip hizmetidir. Bu
nedenle sağlık meslek grupları tek tek kendi alanlarında sağlıkta
eşitsizliklerle mücadele ederken, ayrıca bir ekip olarak da çok şey
yapabilirler. Bu basitçe güçlerin birleştirilmesinden çok daha fazlasıdır. Sağlık
meslek gruplarının (Dünya Sağlık Örgütü 40’ın üzerinde sağlık mesleği
tanımlamıştır ve yukarıda belirtildiği gibi bunların önemli bir kısmı Türkiye’de
toplum içinde isim olarak dahi bilinmemektedir) birbirlerinin beceri ve
yeterliliklerini, kısıtlılıklarını bilmeleri hastalarının bu hizmetlerden daha
etkin yararlanabilmelerini sağlamak için önemlidir.
Çalışmanın sağlık hizmetlerine toplum katılımı ve aktivizm noktalarında eksik kaldığı dikkati çekmektedir. Bu
konularda da sağlık emekçilerine düşen birçok görev vardır. Özellikle Kanada’da
yerel düzeyde örgütlü Sağlık Kurulları (Board of Health) içinde sağlıkçıların bu
kurullardaki danışmanlık rolü önemlidir. Venezuela’nın mahalle bazında
örgütlenen Sağlık Komiteleri deneyimi de çok önemlidir. Sağlıkçıların bu
komitelerle işbirliği ve uyum içinde çalışmaları, bölgede sunulan sağlık
hizmeti için kritik önemdedir.
Bütün sağlık meslek gruplarından
profesyonellere hitap eden bu çalışmanın ülkemizde de yankı bulması umuduyla...
Akif Akalın
KAYNAKLAR
Allen M., Allen, J., Hogarth, S., ve
Marmot, M. (2013). Working for health equity: The role of health professionals.
London: UCL.
Akalın, MA. (2013). Toplumcu Tıbba Giriş. İstanbul: Yazılama.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder