Küba 11 milyon
nüfuslu, kişi başına milli geliri (GSMH) 9.900 dolar olan ve buna göre 226 ülke
arasında 110. sırada yer alan bir ada ülkesidir. Ancak Küba’nın sağlıktaki
başarıları çok daha zengin ülkelerinkiyle kıyaslanabilir durumdadır veya daha iyidir.
Örneğin Küba’nın binde 4.7’lik bebek ölüm hızı, ABD’nin binde 6.17 olan bebek
ölüm hızına göre daha düşüktür (1).
Küba’da etnik gruplar arasında sağlık
bakımından farklılıklar yok iken, ABD’de ırksal ve etnik azınlıklar orantısız
bir hastalık yükü taşırlar (2). Dahası, Amerikan sağlık bakımı sistemi en az 51
milyon kişiyi sağlık güvencesi kapsamı dışında bırakırken (4) ve
sigortasızların sayısı giderek artarken, Küba, ülkede yaşayan veya çalışanların
yüzde 100’üne, sağlık hizmetinin kullanıldığı noktada tamamen ücretsiz olarak,
tıbbi bakımdan gerekli bütün hizmetlere erişim sunmaktadır (5).
Genellikle “Küba
paradoksu” (5), hatta “Küba mucizesi” (6, 7) denen şeyin sırrı nedir? Bu
“mucizeyi” anlama çabasıyla, geçtiğimiz iki yıldır Küba’ya seyahat ediyorum,
ülkenin büyüleyici tarihi üzerine çalışıyorum, Küba sağlık hizmetlerini
araştırıyorum ve San Fransisko’da Kaliforniya Üniversitesi’nde uluslararası
sağlık bakımı sistemleri üzerine bir mezuniyet sonrası seminerinde Küba sağlık
sistemini anlatıyorum. Ülkemiz daha yakınlarda, 31 milyon bireyi sigortasız
bırakacak (8) ve sayısız insanı yüksek tenzil muafiyetleri ve katkı payları
olan iskelet “dar ağ” sağlık sigortası poliçelerinin insafına terk edecek olan,
keskin bir kavgayla çıkan bir sağlık reformu yasasını yürürlüğe koydu. Ancak
hala kişi başına sağlık bakımı harcamasında dünya lideriyiz (9). ABD’den ciddi
ölçüde az kaynakları olan Küba gibi ülkelerin başarıları üzerine düşünmenin
önemli olduğu sonucuna vardım. Küba’nın stratejilerinden ve sağlık adaleti
vizyonundan öğreneceğimiz şeyler var. Bu amaçla Küba’da, Havana Tıp
Üniversitesi’nde bir hekim ve Epidemiyoloji ve Antropoloji profesörü olan Dr. Enrique
Beldarrain Chaple ile görüştüm.
Social Medicine (SM): Dr. Beldarrain
Chaple, Social Medicine ile görüşmek
için zaman ayırmanıza teşekkür ederiz. Dergimizin okurlarının çoğu tıp
öğrencileri, asistan veya öğretim görevlisi veya mesleklerinin ilk yıllarında
olan hekimler. Bu nedenle bilim insanlarının Küba’nın sağlığa yaklaşımını bir
“mucize” olarak adlandırmalarına yol açan şeyin ne olduğuna ilişkin görüşünüzü
sorarak başlamak istiyoruz. Lütfen Küba sağlık hizmetlerinin temel yapısının
ana hatlarını ortaya koyarken, Kübalıların bir hekime görünmek için ne yapmaya
gereksinim duyduklarına, ne kadar ödemek zorunda olduklarına, hekimlerini nasıl
seçtiklerine ve kendi sağlıklarına bakma gereksinimleriyle, iş veya çocuk
bakımı gibi bunu aksatabilecek diğer gereksinimleri ve sorumlulukları nasıl bir
arada yürüttüklerine bazı örnekler verir misiniz.
Dr. Enrique Beldarrain Chaple (EBC): Claudia,
lütfen bu görüşmeyi yapmak üzere bana ulaştığınız için size teşekkür ederek
başlamama izin verin. Aynı zamanda, Küba sağlık sisteminin başardığı sonuçların
bir mucize olduğuna katılmadığımı söylememe müsaade edin. Bunlar, Devrimin
utkusundan sonra sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi gerektiğine karar
verildiğinde, elli yıldan fazla bir süredir yürürlüğe konan açık bir strateji
ve bir dizi eylemin sonucudur. Bu karar bir paradigma değişimine yol açmıştır. Esas
olarak hastalara bakan bir sistem, hedefi hastalıkları önlemek ve sağlığı
teşvik etmek olan ve böylece sağlıklı bir toplumun korunmasına, sağlık
okur-yazarlığına yatırıma ve sağlıklı yaşam tarzlarının teşvikine imtiyaz
sağlayan bir sisteme dönüştürüldü.
Dünya Sağlık
Örgütü ve Bütün Amerika Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşların sağlık
reformu (reforma sanitaria) dedikleri
süreç Küba’da 1960’ların başlarında başladı. Bu on-yılın sonunda reformun ilk
evresi tamamlandı ve 1970 yılında kamusal olarak finanse edilen ve işletilen,
kullanım noktasında ücretsiz, Küba’da yaşayan herkese açık ve birinci basamak
bakım üzerine inşa edilen bir birleşik Ulusal Sağlık Sistemi ortaya çıktı. Bu
reform, stratejiler iyileştirilerek ve ekonomiye, teknolojinin durumuna ve
insan sermayesinin gelişimine ilişkin koşullar dahil, değişen koşullara uyarak
sonraki on-yıllarda devam etti.
Ulusal bir
sağlık sisteminin gelişmesi aynı zamanda insan kaynaklarının eğitiminde bir
devrim gerektirdi. Bu reform tıp eğitiminin beş yıldan altı yıla çıkartılması
ve genel tıbba bir intörnlük eklenmesiyle yapıldı. Devrimci hükumet tıpta (ve
diğer alanlarda) yüksek öğretim önündeki engelleri kaldırdığından, öğrenci
sayısı dramatik olarak artarak, sağlık profesyoneli havuzu büyük ölçüde
genişledi. 1963 yılında Kırsal Toplumcu Tıp Hizmeti yaratıldı ve genç tıp
mezunları mesleklerini icra etmeleri için önce altı ay, sonra bir yıl ve
1980’lerden itibaren üç yıl için erişimin zor olduğu kırsal alanlara
gönderildi. Kırsal Toplumcu Tıp Hizmeti, sistemin en uzak yerlere erişmesini
mümkün kıldı. Devrimci hükumet aynı zamanda kırsal hastaneler ve 1965 yılında
poliklinikler inşa etmeye başladı. Poliklinikler önce birinci basamak sağlık
bakımı birimleri olarak başladı ve yıllar içinde gelişti. Bu poliklinikler
sistemi hala yürürlükte ve bütün belediyelerde mevcut. Poliklinikler sınırları
nüfusu ve diğer karakteristikleri hesaba katan coğrafi bölgelere hizmet ediyor.
1980’lerde Küba sağlık sisteminin birinci basamak bakımı topluma götürme
yöntemi olan aile hekimi ve hemşire ekibi modeli yaratıldı. Her ekibin bir
hekim ve bir hemşirenin yerel nüfusa hizmet sunduğu ve uzmanların, uzmanlık
bakımı sunmak için periyodik olarak geldikleri bir ofisi vardır. Bu model bütün
ülkede mevcuttur, böylece sağlık bakımı daima, bir topluluk büyük şehir
merkezlerine ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar bütün topluluklara sunulur.
Daha önce söz
ettiğim gibi sağlık hizmetleri kullanım noktasında tamamen ücretsizdir. Hekime
gereksinim duyarsanız, size yardımcı olacak ve en yakın poliklinikten veya
gerektiğinde uzmanlaşmış bir hastaneden gerekli tetkikleri isteyecek yerel
hekiminizi ziyaret edersiniz. Hekiminiz bir uzman tarafından değerlendirilmeniz
gerektiğini düşünürse, yerel poliklinikte, bölgeye hizmet sunan hastanede,
ulusal çapta hizmet sunan bir hastanede veya üçüncü basamak bakım kurumu olan
uzmanlaşmış araştırma enstitüsünde görev yapan uzman hekimlere sevk
edilirsiniz. Özetle, herkesin bakımın üç basamağına erişimi vardır.
İş veya çocuk
bakımı gibi aile sorumlulukları ile kendi sağlıklarına bakma gereksinimlerini
nasıl bir arada yürütebileceklerine ilişkin son sorunuza gelince, sağlık bakımı
gereksinimi olan herkese bir tıbbi rapor verilir. Bu raporda ne tür bakıma
gereksinim duyduğu, bakımın ne kadar zaman alacağı ve tıbbi durumun çalışanın
yetileri üzerine ne sınırlılıklar getirebileceği belirtilir. Böylece
çalışanlar, işlerini, tatillerini veya gelirlerini tehlikeye atmaksızın, tedavi
ve iyileşmek için izin alırlar. Çocuk bakımına gelince; çocuk bakımı, bütün
ailelere doğumdan itibaren ücretsiz olarak sağlanır, bu nedenle çocuğunuza
bakma gereksinimiz asla kendi tıbbi gereksinimlerinizi yerine getirmenizi
engellemez.
SM: Lütfen toplumun sağlık bakımı sistemi
dışında hangi sektörlerinin halk sağlığını teşvike katıldığını anlatır mısınız?
EBC: Sağlığın teşviki, yalnızca sağlık
profesyonellerinin değil, rolleri bilimsel mesajı radyo, televizyon veya diğer
medya aracılığı ile sıradan insanların anlayabileceği mesajlara tercüme etmek
olan iletişim uzmanlarının da katılımını kapsadığından, karmaşık bir
etkinliktir. Sonra sağlık profesyonellerinin bilgi topladıkları ve toplum
içindeki insanlarla özgül konuları tartıştıkları, insanların kaygılarına hitap
ettikleri işbirlikçi stratejileri ayrıntılandırdıkları ve benzer işleri
yaptıkları toplum toplantıları (audiencias
sanitarias) vardır. Bu
etkinlik, toplumun sorunları belirleme ve sağlık kaygılarına çözümler bulmakta
uzmanlarla karşılıklı etkileşim içinde olmaları nedeniyle kritik bir
etkinliktir.
SM: Lütfen bize Küba’nın halk sağlığındaki
büyük başarılarından bazılarını anlatır mısınız?
EBC: Geçen 50 yılda gerçekten birçok halk
sağlığı başarısı oldu. Sanırım kritik olan bir tanesi, devrimin yapıldığı 1959
yılından beri sağlık hizmetlerinin kullanım noktasında tamamen ücretsiz
olmasıdır. Bu, toplumun gereksinim duyulan hizmetlere herhangi bir engel
olmaksızın erişmesine izin verdi ve böylece toplum sağlığını gerçekten
etkilemek için çeşitli halk sağlığı programlarının geliştirilmesine olanak
sağladı. Eşit derecede önemli bir başarı da, bakım önündeki yalnızca mali
değil, aynı zamanda coğrafi engellerin de kaldırılması oldu.
Daha teknik
başarılara ilişkin olarak 1960’ların başlarında yürütülen ilk epidemiyolojik
kampanyalardan söz etmeme izin verin: Küba’da her çocuğa ulaşan difteri
kampanyası ve 1962 yılında başlatılarak, bütün Kübalı çocukların bağışıklanması
yoluyla ilk yılda bu hastalığın yok edilmesini sağlayan polio aşısı kampanyası.
Aşılamalar sürekli yüksek koruma hızını güvenceye almak için yıllık olarak
devam etti. Aynı zamanda 1962 yılında başlayan sıtmanın yok edilmesi kampanyası
da vardı; son yerli sıtma vakası 1967 yılında bildirildi. Halk sağlığı
kampanyaları devrimin ilk yıllarında yürütüldü ve hemen etkili oldular. Sonra
1963 yılında başlayan, verem vaka sayılarını zengin ülkelerdekilerle
kıyaslanabilecek kadar düşüren verem kontrol programı gibi sürveyans sistemleri
geliştirildi.
Son olarak,
bebek ölümlerini kontrol programı yıllar içinde bebek ölüm hızlarını sıradışı
düşük rakamlara düşürebildi; 2010 yılında birçok zengin ülkeninkine denk,
bazılarını geçen, binde 4.1’lik bir ölüm hızına ulaştık. Bunlar Küba’nın temel
halk sağlığı başarılarıdır. Daha birçokları vardır ve bunların hepsini anlatmak
çok zamanımızı alacaktır.
SM: Küba’da 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın
başlarında halk sağlığı ve sağlık bakımı üzerine araştırma yaptığınızı ve
yazdığınızı biliyorum. Lütfen bize mevcut Küba sağlık bakımı ve halk sağlığı
sistemlerinin nasıl oluştuğunu anlatır mısınız. Devrimden önce Kübalılar sağlık
hizmetlerine nasıl ulaşıyordu?
EBC: Mevcut halk sağlığı sistemimiz 1970
yılında kuruldu. Bu yıl, sözde hayır cemiyetleri tarafından işletilen son özel
kliniklerin kapandığı ve yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından işletilen kamusal
tıbbi kurumların kaldığı yıldı. Bundan önce toplumun sağlık hizmetlerine
eriştiği birkaç yol vardı: geriye, 17. yüzyıldan 19. yüzyıla gidersek, toplumun
imtiyazlı kesimleri için özel tıbbi bakım vardı. O zamanlarda hekimler,
hizmetlerinin bedelini ödeyebilen hastaların evlerine giderdi. Yoksullar
genellikle Katolik kilisesinin işlettiği hayır kurumu hastanelerine giderlerdi.
Buralarda yalnızca basit tıbbi eğitimleri olan keşişlerden yardım alırlardı, bu
nedenle aldıkları hizmetin niteliği arzu edilenin çok uzağındaydı. 1825 yılında
yerel İspanyol yetkililer tarafından “Hekim Haftası” modeli kuruldu. Bu, yasaya
göre yılda bir hafta yoksullara hizmet sunmak zorunda olan bir hekimden
oluşuyordu. Kraliyet Mahkemesi tarafından yapılan listeler, Havana’daki bütün
hekimlerin bu yükümlülüklerinin bulunduğunu belirtiyordu.
1830 civarında
ilk özel klinik açıldı. Bu daha çok bir bakım veya huzur eviydi. Havana’nın
Regla mahallesinde Dr. Belot tarafından kuruldu. Birçok özel kliniğin ilkiydi
ve kendilerine ödeme yapabilen varlıklılara hizmetler sundu. Ancak, toplumun
büyük çoğunluğu için çok zayıf olan birinci basamak bakım bir hayır işi olarak
kaldı. Bu dönemde önemli bir gereksinimi karşılayan ve üyelerine yüksek
nitelikli birinci basamak ve uzmanlık bakımı hizmetleri sunan, “Sağlık Evleri”
(Quintas de Salud) denen İspanyol
orijinli hayır cemiyetleri kuruldu. Fakat hizmetler yalnızca bu cemiyetlerin
üyelerine sunuluyordu. Oldukça makul bir aylık ücret ödeyen üyeler, hastane
bakımı dahil, gereksindikleri bütün sağlık hizmetlerini alıyorlardı.
Özel klinikler
sistemi 20. yüzyılın ilk yarısı boyunca geniş ölçüde büyüdü. Aynı zamanda
yoksullar için asgari sağlık bakımı tamamen hayır kurumları (Casas de Socorro and Dispensarios) tarafından sağlanmaya devam
etti. Ancak, daha öncesinde olduğu gibi, hizmetler çok azdı, nitelik
standartların altındaydı ve yoksulların sağlık bakımı gereksinimleri
karşılanmamış haliyle kaldı. Bu dönemde ücretsiz hizmet sunan daha büyük
kamusal hastaneler ortaya çıktı; ancak, sayıları çok azdı ve büyük şehirlerle
sınırlıydı. Dahası, Sağlık Bakanlığı’nın hastane bütçesi, hastanelerin asla iyi
durumda kalmalarına yetmiyordu. Özetle özel tıbbi kurumlar nitelikli hizmetler
sağladılar, fakat yalnızca ücretini ödeyebilenlere. Bu, 1959 öncesi Küba’da
halk sağlığı ve sağlık bakımının kısaca özetlenmiş tarihsel değerlendirmesidir.
SM: Lütfen bize hekimlerin nasıl
eğitildiklerini ve size göre Küba’da tıp eğitiminin kilit özelliklerini anlatır
mısınız?
EBC: Küba’da tıp eğitimi temel ve tıbbi
bilimlere dayalı kuramsal çalışma ve toplum içinde birinci basamak bakımda
uygulamalı eğitime dayanır. Tıp öğrencileri hekim ve hemşire ekipleriyle
çalışır ve verili bir toplumun sorunlarını, en sık görülen hastalıkları ve
toplumun zaaflarını öğrenir. Öğrenciler aynı zamanda toplumun sağlık ve diğer ilişkili
sosyal sorunlarını tanımlamayı ve topluma sağlık eğitimi vermeyi de öğrenirler.
Diyelim ki bir salgın ortaya çıkarsa, öğrenciler geçici olarak formel
derslerine ara verebilir ve toplum içinde “gerçek” çalışmaya katılabilirler.
Özetle, özellikle hekim-hemşire ekibi modelinin yürürlüğe girmesinden beri,
öğrenciler tıp eğitimlerinin başlarında sağlığın teşvikinde ve birinci basamak
bakımda çalışmaktadırlar. Tıp eğitiminin tamamen ücretsiz ve üniversitede
kontenjanların çok rekabetçi olduğunu söylemeye gerek yok. Tıp mesleği çok
saygındır ve müfredat öğrencileri güçlü bir dayanışma ve hizmet etiğiyle
eğitir.
SM: ABD’de bazı sağlık profesyonelleri ve
tıp öğrencileri Küba’nın diğer ülkelere, özellikle yoksul ülkelere hekim
göndererek, hatta diğer ülkelerden gençlere ücretsiz tıp eğitimi sağlayarak,
Küba’nın “tıbbi enternasyonalizm” (10) denen yardım politikasını duydular.
Lütfen bize bunu anlatabilir misiniz?
EBC: Tıbbi enternasyonalizmin devrimin ilk
yıllarında Küba’nın devlet politikası haline geldiğini belirtmeme izin verin.
1963 yılında Şili’de deprem kurbanlarına yardım etmek için bir tıbbi ekip
gönderdik. O yıl daha sonra diğer bir hekim ve hemşire grubu, 1962 yılında
Fransızların yenilgisinden sonra kurulmuş olan işçi ve köylülerin devrimci
hükumetini desteklemek için Cezayir’e gitti. O zamandan beri Kübalı sağlık
profesyonelleri, üç kıtada çok sayıda ülkeyi kapsayacak şekilde genişleyerek,
sürekli bir uluslararası varlık gösterdi. Kübalı tıp öğrencileri kariyerlerinin
başlarında, dünyanın her yerindeki ihtiyaç sahibi insanlara, nerede gereksinim
duyulursa, becerileriyle katkıda bulunmalarının beklendiğini öğrenirler. Bu
uluslararası dayanışma çalışması, birçok genç hekimin yapmak istediği bir
şeydir.
SM: Ülkenize yaptığım ziyaretlerde,
özellikle tıbbi kurumların çoğunun malzeme bulmakta yaşadığı güçlüklerden
etkilendim. Bu güçlüklerin nedenini anlamak için araştırdığımda, bazılarının
“ABD ekonomik ambargosu” ve başkalarının “ekonomik abluka” dediği şeyler
okudum. Bu durumun Kübalı insanların sağlığı ve iyiliği üzerine ciddi etkileri
olması nedeniyle ülkelerin çoğunun ambargoya karşı çıktığını ve yasadışı ilan
ettiklerini öğrendim (11). Lütfen bu ambargo/abluka üzerine daha geniş
konuşabilir misiniz?
EBC: Elbette. Ablukanın dayattığı ana
sorun, belli ilaçlar, özellikle Amerikan üretimi sitostatikler konusunda oldu
ve abluka bu ilaçları satın almamızı önlüyor. Aynı zamanda bazı tıbbi
donanımların ve hatta hastaneler gibi büyük kurumların işletilmesinde kritik
olan bilgisayar donanımlarının yedek parçalarına ilişkin sorunlarımız var.
Bunların hiçbirini ABD’den satın alamıyoruz, bu nedenle bunları diğer
ülkelerden satın almak zorundayız ve daha uzak yerlerden satın almak daima daha
yüksek fiyat anlamına geliyor. Son zamanlarda ek bir sorunumuz daha oldu; ABD
dışında üretilen donanım dahi ABD’de üretilen parçalar içeriyorsa, bunlara da
erişemiyoruz, çünkü ablukayla ilişkili düzenlemeler bu şirketlerin Küba’ya
satış yapmalarını yasaklıyor. Diğer yandan bu kısıtlamalar bizi yaratıcı olmaya
zorladı ve bunların sonucu olarak çok iyi giden bir biyoteknoloji endüstrisi
geliştirdik. 2006 yılında 40 ülkeye 3 ilaç ihraç ettik ve 2007 yılında ihracat
400 milyon dolara yakın gelir getiren 180 ilaca büyüdü.
SM: İnsanların özellikle ABD’de Küba ve
Küba’nın sağlık bakımına ilişkin, şüphesiz Amerikalıların Küba’ya seyahatinin
yasaklanmasıyla teşvik edilen birçok yanlış algısı olduğu şeklinde bir izlenim
edindim. Küba’ya seyahat etmemizin yasaklanması, çoğumuzun Kübalılarla
konuşmasını ve ülkeyi kendimizin görmesini önlüyor. Bu izlenimim doğru mu? Bunu
irdeleyebilir misiniz?
EBC: Pekala, ülkenizde Küba aleyhine birçok
olumsuz propaganda olduğu konusunda size katılmak zorundayım. Bu propaganda
Küba’nın sağlıkta ve eğitimdeki başarılarına sessiz kalmayı içeriyor, fakat
bunlarla sınırlı değil. Bu nedenle Amerikalılar ülkemize geldiğinde ve erişimi
ücretsiz, eşit ve çok az kaynakla birçok şeyi başarma kapasitesi olan sağlık
sistemimizi kendileri gördüğünde, kendi görüşlerinin nasıl çarpıtıldığını
anlayarak şaşırıyorlar. Gerçekten birçoğu ülkemizin ve toplumuzun birçok diğer
özelliğine ilişkin sahip oldukları çarpıtmalardan şaşkınlık duyuyorlar ve
bunları konuşmak için en azından başka bir görüşme daha yapmamız gerekir.
Kuşkusuz iki ülke arasında bilgi değişimi yapmak için çok daha büyük bir çaba
gerekli. Benim düşünceme gere, ülkem uzun zamandır Amerikan halkıyla bu
değişimi gerçekleştirmek için istekli oldu fakat çok az gerçekleştirilebildi.
Değişik kademelerdeki bütün ABD idarecileri, bunun gerçekleşmesini engellemeye hevesli
görünüyor.
SM: ABD’nin dünyada varlıklı ülkeler
arasında sağlık bakımı maliyelerinde (12),
dünyada sigortasız ve sigortaları yetersiz olanların sayısında, sağlık
sigortası olmamasına bağlı ölümlerde (13) ve tıbbi iflaslarda (14) lider
olduğunun farkındasınızdır. Aynı zamanda 2010 yılında Başkan Obama’nın bunlara
hitap etmek için bir yasa imzaladığını, ancak en iyi senaryoda dahi yasatam
olarak yürürlüğe girdiğinde hala 30 milyona yakın Amerikalının sağlık
sigortasına ve dolayısıyla çok gereksinim duyulan sağlık bakımı hizmetlerine
erişiminin olmayacağını (15) biliyorsunuzdur. Bunun neden böyle olduğunu
düşünüyorsunuz ve Amerikan halkına ne yapmalarını tavsiye ederdiniz?
EBC: Pekala, itiraf etmek zorundayım ki,
ABD sağlık bakımı sistemi bağlamında özgül öngörüler ve tavsiyeler sunmak için
yeterince bilgi sahibi değilim. Fakat Amerikalıların, Kanada veya İngiltere’de
sağlık bakımını düzenleyen yasalar gibi, herkese kullanım noktasında ücretsiz
veya ücretsize yakın bir sağlık güvencesi sağlayabilecek bir yasaya gereksinimi
olduğunu düşünüyorum. Açıkçası Kanada ve İngiltere komünist ülkeler değildir;
bu nedenle Amerikalıların herkese kullanım noktasında ücretsiz veya ücretsize
yakın bir sağlık güvencesi sağlamaktan kaygı duymamaları gerekir. Böyle bir
sistem yalnızca yoksullar için değil, aynı zamanda halen çok işlevsiz, kar
güdümlü bir sağlık bakımı sisteminin ağırlığı altında ezildiklerini anladığım
ABD toplumunun orta gelirli kesimleri için de çok iyi olabilir.
SM: Dr. Beldarrain Chaple, Küba halkını ve
Küba haklının sağlık adaleti vizyonunu daha iyi anlamamıza yardımcı olmak için Social Medicine okurlarıyla paylaşmak
istediğiniz başka bir şey var mı?
EBC:
Sanıyorum Küba sağlık bakımının bütün kilit noktalarını ve temel
önermelerini, bunlara aşina olmayabilecek okurlarınız ve ülkenizin insanları
için anlaşılır olabilecek şekilde ele aldık. Deneyimlerimizi, başarılarımızı ve
sorunlarımızı sizinle paylaşmak benim için bir mutluluk ve imtiyaz oldu ve
davetiniz için çok müteşekkirim.
SM: Biz de müteşekkiriz Dr. Beldarrain
Chaple ve bilgi ve görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için bir kez daha çok
teşekkür ederiz.
Çeviren: Akif Akalın
Kaynaklar
1. Central
Intelligence Agency, The World Factbook 2013-14. Central America and Caribbean:
Cuba. Washington, DC: Central Intelligence Agency, 2013 [cited 2014 Jun 2].
Available from: https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/cu.html.
2. Ordunez P,
Munoz JL, Espinosa-Brito A, Silva LC, Cooper RS. Ethnicity, education, and
blood pressure in Cuba. Am J Epidemiol. 2005;162(1):49-56.
3. Williams DR,
PB Jackson. Social sources of racial disparities in health. Health Aff
(Millwood). 2005;24(2):325-334.
4. U.S. Census
Bureau. Number and Percentage of People by Health Insurance Status: 2013.
2014 [cited 2014 September 25, 2014].
5. Feinsilver
JM. Healing the masses: Cuban health politics at home and abroad. Berkeley, CA:
University of California Press; 1993.
6. Birch SE,
Norlander L. The Cuban paradox. Am J Nurs. 2007;107(3):75-79.
7. Kath E.
Social relations and the Cuban health miracle. New Brunswick NJ: Transaction
Publishers; 2010.
8. Congressional
Budget Office (CBO), Insurance Coverage Provisions of the Affordable Care
Act—CBO’s April 2014 Baseline. 2014. [Accessed 2014 August 3] Available at:
http://www.cbo.gov/sites/default/files/cbofiles/attachments/43900-2014-04-ACAtables2.pdf.
9. Davis, K., et
al., Mirror, Mirror on the Wall, 2014 Update: How the U.S. Health Care
System Compares Internationally. 2014, The Commonwealth Fund: New York and
Washington D.C. [cited 2014 June 19] Available from: http://www.commonwealthfund.org/~/media/files/pub
lications/fundreport/2014/jun/1755_davis_mirror_mirror_2014.pdf (Accessed June
19, 2014).
10. Huish R,
Kirk JM, Cuban medical internationalism and the development of the Latin
American School of Medicine. Latin Am Perspect. 2007:34(6):77-92.
11. Nayeri K,
Lopez-Pardo CM. Economic crisis and access to care: Cuba’s health care system
since the collapse of the Soviet Union. Int J Health Serv. 2005;35(4):797-816.
12. Peterson CL,
Burton R. U.S. health care spending: comparison with other OECD countries. CRS
report for Congresss. Order code RL34175.Washington, DC: Congressional Research
Service; 2007 Sep 17 [cited 2007 Nov 10]. Available from: http://assets.opencrs.com/rpts/RL34175_20070917.pdf.
13. Wilper AP,
Woolhandler S, Lasser KE, McCormick D, Bor DH, Himmelstein DU. Health insurance
and mortality in US Adults. Am J Public Health. 2009;99(12):2289-95.
14. Himmelstein
DU, Thorne D, Warren E, Woolhandler S. Medical bankruptcy in the United States,
2007: results of a national study. Am J Med. 2009;122(8):741-746.
15.
Congressional Budget Office. Estimates for the insurance coverage provisions of
the Affordable Care Act updated for the recent Supreme Court decision.
Washington, DC: Congresional Budget Office; July 2012 [cited 2012 Oct 21]:
Available from: http://cbo.gov/sites/default/files/cbofiles/attachments/43472-07-24-2012CoverageEstimates.pdf.
İleri Okumalar
1. Bernstein E.
Cuba’s health care system: where humanity comes first. Vancouver: Battle of
Ideas Press; 2010.
2. Lamrani S.
The economic war against Cuba: a historical and legal perspective on the U.S.
blockade. New York: Monthly Review Press; 2013.
3. Lamrani S.,
ed. Superpower principles: U.S. terrorism against Cuba. Monroe, ME: Common
Courage Press; 2005.
4. Brouwer S.
Revolutionary doctors: how Venezuela and Cuba are changing the world's
conception of healthcare. New York: Monthly Review Press; 2011.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder