Sağlık hakkı
1999’da halk tarafından yazılan ve kabul edilen Venezuela Anayasası’nda garanti
altına alınmıştır. Devlet tarafından finanse edilen Barrio Adentro veya
‘mahallede’ adlı bir sosyal programla, bütün Venezuelalılar için ücretsiz,
kapsamlı sağlık bakımı sağlanmıştır. Venezuela, Küba ile bir ticaret anlaşması
yoluyla 2003 Haziran’ından itibaren, ucuz petrol karşılığında kırsal ve kentsel
yerleşimlere ücretsiz olarak Kübalı hekimler, tıbbi teknoloji ve ilaçlar
getirmeye başladı.
Yılda 1.5 milyon dolarlık program, bütün Venezuela nüfusuna
hizmet amacıyla geniş bir küçük mahalle klinikleri, daha büyük bölgesel
klinikler ve hastaneler ağı sağlamak üzere genişletildi (1). Chavez bu yani
sağlık bakımı sistemini “sağlık bakımının demokratikleştirilmesi” olarak
tanımlayarak, “sağlık bakımı temel bir sosyal hak haline geldi ve katılımcı bir
ulusal kamu sağlığı sistemi inşasında devlet esas rolü üstlenecek” (2).
Venezuela’da sağlık bakımı yalnızca bir hak değildir; sağlık bakımı gerçek
katılımcı demokrasi için esas olarak kabul edilir.
Bu herkese
sağlık bakımı hareketinin bazı özellikleri, halkın katılımı, önleyici tıp ve
toplum sağlığı konularının değerlendirilmesini kapsar. Kapitalist tıp yukarıdan-aşağıya
bir tarzda işler. Hekimler belirtileri tedavi eder ve genellikle toplum sağlığı
konularının büyük resmini değerlendirmekte veya önleyiciliği önlemekte
başarısız olurlar (1). Özel, kar amaçlı bir sistemde maliyetli hastalıkların
önlenmesi için çok az özendirici vardır. Venezuela’da ise Barrio Adentro o güne
kadar hiç hekim görmemiş mahallelerde klinikler inşa etmeye başlamıştır. Bir
mahalle bu program aracılığıyla bir klinik inşa etmek ve kliniğe hekimler
getirmek üzere fon almak için örgütlenebilir. Mahalle, üyeleri kapı kapı
dolaşarak mahallelerindeki sağlık sorunlarını değerlendirmek için sağlık
komiteleri oluşturmaktan sorumludur. Mahallelerde yaşayan hekimler de evleri
ziyaret ederler (1). Halk, bütün toplumun sağlık gereksinimlerine hizmet sürecine
katılır.
Yaygın sağlık
programı aynı zamanda yeni bir Venezuelalı hekimler nesli yaratmak için de
kullanılmaktadır. Eğitim programı klinik sistemi içinde yürütülür ve ağırlıkla
deneyime dayalı öğrenmeye dayanır. Program hekim ile hasta arasında hizmet,
dayanışma ve şefkat değerlerine dayalı yeni bir ilişki inşa etmeye çalışır.
Eğitim programında yer alan hekimler içinde öğrendikleri ve hizmet sundukları
mahallelerden gelirler. Sağlık profesyonelleri halk forumlarını kullanarak,
mahallenin gereksinimlerini yanıtlayabilirler ve özgün kamu sağlığı sorunlarını
ele alan eğitim, tedavi ve danışmanlık sunarlar (1).
Sistem özellikle
önleyici sağlık üzerine odaklanarak başlamış olmasına karşın, acil sağlık
hizmetleri, akıl sağlığı hizmetleri, cerrahi, kanser tedavisi, diş bakımı,
ücretsiz gözlük ve kontakt lensle birlikte optometrist erişimi, engellilere ve
ailelerine destek sistemleri ve uzman hekimlere erişimi kapsayacak şekilde
genişlemiştir. Programlar yetersiz fonlanan, çürümüş bir kamu sağlığı bakımı sisteminin
yalnızca kalitesini ve erişilebilirliğini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda bu
hizmetlerde çalışanların mantalitesini de değiştirmiştir. Venezueal’da sağlık
bakımı halkın geniş kesimlerinin erişimini sistematik olarak yadsıyan
kar-amaçlı endüstrinin aksine, temel bir insan hakkı olarak görülmektedir.
Venezuela’da insanlar yalnızca hastalıkları bakımından değil, bir bütün olarak
ele alınırlar ve para ait olduğu yerde, sağlık bakımı sisteminin dışında kalır.
Venezuela’da
geçirdiğim zaman sürecinde üç hafta süren ve giderek kötüleşen bir öksürüğe
yakalandım. Sonunda tıkanıp, ateşim yükselince bir Barrio Adentro kliniğe
gitmeye karar verdim. En yakın olanı Barrio Adentro II Kapsamlı Tanı
Merkezi’ydi (KTM) ve tıbbi kayıtlarım olmaksızın veya önceden randevu almadan
gittim. Beni hemen sıcakkanlı bir Kübalı hekim olan Carmen’in bana
belirtilerimi sorduğu küçük odasına aldılar. Akciğerlerimi dinledi ve beni
başka bir muayene odasına götürdü. Burada yine beklemeden akciğer filmim
çekildi. Daha sonra teknisyen beni bir sandalyeye oturttu ve akciğer filmimin
çıkması için beklemem gerektiğini, bunun beş dakikadan uzun sürmeyeceğini
söyledi. Beş dakika sonra akciğer filmlerimle geri döndü. Carmen filmleri
inceledi ve bana akciğer filminde pnömoni işareti olan gölgeleri göstererek
pnömoniye yakalandığımı söyledi. Beni filmlerim, pnömonimi, tıkanıklığımı ve
ateşimi tedavi için üç ilaç ilaçla eve yolladı ve üç gün içinde durumun
düzelmezse ya da kötüleşirse tekrar muayeneye gelmemi söyledi.
Kliniğe
girdikten 25 dakika sonra tek kuruş ödemeden bir tanı ve tedaviyle çıktım.
Bekleme yok, evrak yok, param olup olmadığını sormak yok, nüfus cüzdanı veya
başka bir şey sormak yok; bir yabancı ülke vatandaşı olarak ücretsiz kapsamlı
sağlık bakımı almaya hakkım vardı. Fiziksel iyiliğimle ilişkili hiçbir parasal
değer yoktu; aldığım bakım hizmeti benim ödeme gücüme bağlı değildi. Bana
onurluca, saygıyla ve şefkatle davranıldı, hastalığım iyileştirildi ve
Venezuela’daki yolculuğuma devam edebildim.
Geçen yıl bir
aile dostum çok şanslı değildi. 56 yaşında okula geri dönmüştü ve sigortasızdı.
Şiddetli bir griple yatağa düşmüştü ve durumu kötüleştiğinde, maddi durumu iyi
olmadığından hekime gidemedi. Evindeki yatağında öldü; yaşamını temel bir insan
hakkı olan hayatta kalma hakkına saygı göstermeyen bir sistemde yitirdi. Ölümü
izole bir vaka değildi. Her yıl 18 binden fazla ABD vatandaşı yanına
yaklaşılamaz ölçüde pahalı olan sağlık sigortası olmadığından ölür. ABD, “bütün
yurttaşlarına sağlık sigortası sağlamayan tek zengin sanayi ülkesi” olma
onuruna sahiptir (3). Bunun yerine bizde metalaştırılmış bir kamu sağlığı
vardır ve ABD’de yaşayanların iyiliği kendi sağlık sigortalarını kendilerinin
satın almalarına bağlıdır.
Çalıştıkları iş üzerinden sağlık sigortasına sahip
olmayanlar, haftalık çalışma saatleri işyeri üzerinden sağlık sigortası
alabilmeleri için yetersiz olanlar, işsizler veya sigorta şirketlerinin “daha
önceden bir sağlık sorunu” gerekçesiyle sigortalamak istemediği kişiler,
potansiyel olarak ölümcül bir karar olan tıbbi bakımı reddetme ve kendilerini
kaçınılmaz bir borç döngüsü tuzağına düşüren tıbbi faturaları biriktirme
arasında bir seçim yapmaya zorlanmaktadırlar. Ve bazen onlar için bu kararlar
başkaları tarafından verilir. Hekimler kritik testler, işlemler veya tedaviler
önermeden önce genellikle şu ölümcül soruyu sorarlar: “sigortanız var mı?”
Yanıt hayır olduğunda, daha önce gerekli olduğu kabul edilen tedaviler,
hastanın ödeme gücü sağlığından daha önemli bir hale geldiğinden aniden iptal
edilir (4).
50 milyondan
fazla ABD vatandaşının halen sigortasız olduğu tahmin edilmektedir ve bu rakam
işsizlik oranı arttıkça, insanlar bu uluslararası mali kriz ortamında işe
dayalı sağlık sigortalarını yitirdikçe daha da yükselecektir (5). Bu yıl şimdiden
7.5 milyon insan işe dayalı sağlık sigortasını yitirmiştir. Bu yıl Washington
eyaletinin bütçe kısıntıları nedeniyle, halen 17 bin insanın bekleme listesinde
olduğu bir sübvansiyon programı olan Washington Asgari Sağlık programından 40
bin kişi çıkartılmıştır (4). Venezuela’dan ABD’ye döndüğümde, ABD’nin insan
hayatına parasal bir değer verdiği gerçeğiyle yüzleştim. Biz yaşam ve ölüm
kararlarını bireylerin ödeme gücüne göre veriyoruz. Ve benim yeni yakalanıp,
iyileştiğim bir hastalık nedeniyle bir başkası, sistemimize göre hayatı sigorta
edilmemiş olduğundan öldü.
ABD’de birçok
insan ücretsiz bir sağlık bakımı sisteminin kötüye kullanılacağından ve bunun
kliniklerde kalabalığa yol açıp, bakım düzeyini düşüreceğinden korkar.
Başkaları sağlık hizmetlerinin devlet tarafından finanse edilmesinin hem
hekimin, hem de hastanın özgürlüğünü sınırlayacağını iddia eder. ABD’deki
tekelci medya tarafından yayılan bu iddialar, ABD’de yaşayanları sağlık
hizmetlerinin finansmanının genel bütçeden karşılanmasını talep etmek için
örgütlenmekten uzak tutmak için içi boş iddialardır. Temel sağlık hizmetleri ve
önleyici tıp sürdürülebilir bir üniversal (herkese) sağlık bakımı için ilk
adımdır; bunlar insanları pahalı hastane masraflarından, tetkiklerden ve
tedavilerden korurlar. Tıbbi hizmetlerin maliyetini sosyalleştirmek, pahalı
tedavileri ve sağlık sorunlarını önleyerek maliyetleri düşük tutar. Kendinizi
aciz bir konumda bulmadıkça, ücretsiz sağlık bakımının ne anlama geldiğini, ne
kadar önemli olduğunu kavrayabilmek çok güçtür.
Ben Venezuela’da seyahat
ederken kendimi ABD’de hissetmediğim kadar güvende hissettim; Venezuela’da sizi
düşerken yakalayacak bir güvenlik ağı var. ABD’de yaşayan insanlar kendilerine
değerlerinin nereye gittiğini ve nasıl yalnızca insanların uçuruma
yuvarlanmalarına izin vermekle kalmayıp, aynı zamanda onları sistematik olarak
dışlamaya çalıştığımızı sormalı. Sigorta şirketlerinin ve tıbbi sanayi
kompleksin, hastalara bakımı ret ederek ve hastaların tedavi edilmesini
engelleyerek kar etmesi gerektiğine inanıyor muyuz? Yoksa bakımın bireylerin
ödeme gücünden bağımsız olması gerektiğine mi inanıyoruz? Ulus olarak
insanlığımızı kucaklamalı ve kar elde etmeye karşı yaşama değer
vermeliyiz.
Caitlin
McNulty
Çeviren: Akif Akalın
KAYNAK
McNulty, C.
(2009). A Look at the Venezuelan Healthcare System. June 30, 2009.
http://venezuelanalysis.com/ analysis/4566 (Erişim: 31 Mart 2013).
Notlar:
1. Wilpert,
Gregory. Changing Venezuela The History and Policies of the Chavez Government.
New York: Verso, 2006.
2. "Mision
Barrio Adentro." Mision Barrio Adentro. 02 June 2009
<http://www.barrioadentro.gov.ve/>.
3.
"Insuring America's Health: Principles and Recommendations -."
Institute of Medicine. 02 June 2009 <http://www.iom.edu/?id=19175>.
4.
"PR-2000-43/ WORLD HEALTH ORGANIZATION: ASSESSES THE WORLD'S HEALTH
SYSTEMS." 02 June 2009
<http://www.who.int/inf-pr-2000/en/pr2000-44.html>.
5. "Census
Revises Estimates of the Number of Uninsured People - Center on Budget and
Policy Priorities." Center on Budget and Policy Priorities. 02 June 2009
<http://www.cbpp.org/cms/?fa=view&id=245>.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder