Dünyanın çeşitli coğrafyalarından
düzinelerce örgüt, kar amacı güden veya gütmeyen bütün biçimleriyle özel
sektörün Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) politika belirleme ve karar alma
mekanizmalarına sızmasına karşı
durmak için bir araya gelerek ortak bir deklarasyon yayınladılar.
Cenevre’de
sürmekte olan “Devlet-dışı Aktörlerle
Angajman Çerçevesi” taslağı hazırlama grubunun ilk toplantısında devlet
dışı aktörler, yardımsever kuruluşlar, özel sektör, akademik kurumlar ve kar
amacı gütmeyen, hükumet dışı örgütler olarak tanımlandı.
Halen DSÖ’nün finansmanı iki ana
kaynaktan sağlanıyor: her ülkenin zorunlu katkıları ve üye ülkeler veya
devlet-dışı aktörlerden gelen gönüllü bağışlar. 1990’lardan beri ABD’nin
baskısıyla üyelerden alınan zorunlu katkılar dondurularak, DSÖ devlet dışı
kuruluşların (yani özel sektörün) bağışlarına muhtaç hale getirildi. Böylece
gönüllü katkıların yarısını yapan ABD, İngiltere ve Kanada ile Gates Vakfı DSÖ
kaynaklarının nereye ve nasıl harcanacağını “şartlı bağışlarla” belirler hale
geldiler.
Dünya Sağlık Örgütü’nü Şirketlere Karşı Savun (19 Mayıs 2015)
Önümüzdeki Dünya Sağlık Meclisi’nde (DSM)
iki kilit müzakerenin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) geleceğini temelden
etkileme potansiyeli vardır. Meclis en son “devlet-dışı aktörlerle angajman
çerçeve” taslağını ele alacaktır. Aynı zamanda gelecek iki yıl için DSÖ’nün
finansmanı önerilerine son halini verecektir. DSÖ’nün finansmanı Genel
Direktör’ün zorunlu katkılarda yüzde 5 artış şeklindeki kritik önerisini
içermektedir.
Biz, aşağıda imzası bulunan sivil
toplum örgütleri ve toplumsal hareketler, DSÖ’nün Üye Ülkelerini, DSÖ’nü
güçlendirmek ve bütünlük ve bağımsızlığını korumak için bu müzakerelere müdahil
olmaya çağırıyoruz.
Zengin üye ülke donörlerin DSÖ’nün
kasten altını oyduklarından ve yetersiz mali kaynak sağlayarak, dönor fonlama
tahsisatlarında sıkılaştırmaya giderek ve şirketlerin etkisine yer açarak
küresel sağlığı teşvik kapasitesini zayıflattığından kaygılıyız. Bir dizi Üye
Ülke kısmen bu duruma bir yanıt olarak DSÖ’nü, DSÖ’nün özel sektör antiteleri,
yardımsever vakıflar, akademik kurumlar ve hükumet dışı örgütlerle angajmanını
düzenleme yoluyla uygunsuz etkiden korumaya yönelik bir inisiyatif güdüyorlar.
Ancak bu inisiyatif DSM’nde bloke edilebilir.
Finansman Krizi
Donör fonları DSÖ bütçesinin yüzde
80’ini oluşturur ve donör fonlarının yüzde 93’üsıkı bir şekilde, donörlerin
desteklediği programlara tahsis edilmektedir. Bu durum DSÖ’nün DSM tarafından
karar verilse bile zengin ülkelerin desteklemediği programları uygulamaktan
alıkoymaktadır.
Böyle programların uygulanmasına
girişilirse, daha fazla fon kesintisi tehditleri dayatılmaktadır. DSÖ’nün 2014
Ebola krizi sırasında etkin müdahale yeteneğinin kısıtlanması, DSÖ’nün
yetkilerini kullanma kapasitesi üzerine bütçe krizinin etkisinin trajik bir
örneğidir. Geçen dört yıl boyunca DSÖ, kısmen Örgüt kendi yetersizliklerine
hitap edene kadar zorunlu katkıların olduğu gibi kalması argümanı tarafından
güdülenen uzun erimli bir reform programından geçmiştir. Böylesi argümanlar, bu
yetersizliklerin büyük ölçüde zorunlu katkıların dondurulmasıyla DSÖ’nün mali
krize girmesinin bir fonksiyonu olduğu şeklindeki açık kanıtlar karşısında
uçuşmaktadır.
Genel Direktör şimdi zorunlu
katkılarda yüzde 5 artış önerdi. Yüzde 5 büyük donörlerin gönüllü katkıları
karşısında göreli olarak küçük bir artışken, büyük bir sembolik değer taşıyor
ve zorunlu katkıların dondurulması engelinin aşılmasına yönelik çok önemli bir
adım. Tahmin edileceği gibi belli büyük donör ülkeler artışa karşı çıkmaya ve
bütçeyi benimsemeyi reddetmeye hazırlanıyor.
Krizin temelinde DSÖ’nün küresel şirketlerle ilişkisi yatıyor
Sağlığa tehditler ve düşük maliyetli
sağlık bakımı önündeki engeller büyük şirketlerin ticari çıkarlarına bağlı
olarak ortaya çıkıyor. Yoğun olarak pazarlanan ucuz, ultra-işlenmiş gıdalara
bağlı obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve inme insidansı artışı çarpıcı bir
örnektir. İlaç şirketleri açıkça temel ilaç ve aşılara düşük fiyatla erişim
yerine, hissedarlarının kar taleplerine değer veriyor. DSÖ’nün görevini yerine
getirebilmesi için böyle tehdit ve engelleri isimlendirebilmesi ve bunları
yönetmek için politikalar geliştirmesi ve uygulaması zorunludur.
Ancak zengin üye devletler, özellikle
ABD ve İngiltere, DSÖ’nün ulus-ötesi şirketlerin çıkarlarına aykırı düşebilecek
bütün eylemlerine sürekli karşı çıkmışlardır. Dahası belli zengin üye devletler
DSÖ’nü politika belirleme ve karar alma süreçlerini ulus-ötesi şirketlere
açmaya zorlamaya çabalamaktadır.
“Çoklu-hissedar ortaklıkları”
önerileri, obezite, kalp hastalıkları ve inmeye hitap görevinde abur-cubur gıda
üreticilerini ortak olarak atayacaktır. Son iki yılda DSÖ ve Üye Ülkeler,
DSÖ’nde karar süreçlerine şirketlerin etkisini yönetme kuralları üzerine bir
tartışmaya kilitlenmiştir. Zengin ülkeler bu kuralları ulus-ötesi şirketlerin
etki elde etmesi ve şirket elemanlarının DSÖ Sekreterliği içinde stratejik
konumlara getirilmesinin yolunu açmak için kullanmaya çabalamaktadırlar.
Mevcut “devlet-dışı aktörlerle
angajman çerçeve” taslağı tartışmalı ve sorunludur. İyi bir sonuç almak,
DSÖ’nde karar süreçlerinde şirket etkisini daha fazla meşrulaştırabilecek bir
dokümanı benimsemek için acele etmekten daha önemlidir.
Uluslararası Gıda ve İçecek
Birliği’nden geçenlerde sızan bir doküman şirketlerin “angajman çerçevesinin”
kurumdaki politika belirlenmesine erişimlerini arttırmayı sağlamak için ne
kadar ileri gidebileceklerini ve üye ülkelerin onları desteklemeleri için
“ikna” edilebilecekleri düzeyi (böyle bir ikna gerekli olursa) göstermektedir.
68. Dünya Sağlık Meclisi delegelerini Dünya Sağlık Örgütü’nün
bütünlüğünü, bağımsızlığını ve demokratik hesap verirliğini
- Zorunlu katkılarda artışı destekeyerek
- Örgütü uygunsuz etkilerden korumak için devlet-dışı
aktörlerle angajmanda sağlam bir çerçeve oluşturmak için gerekli zamanı
harcayarak
savunmaya çağırıyoruz.
Aliança de Combate do
Tabagismo/Brasil (ACT/Br)
All India Drug Action Network
Associação Brasileira
Interdisciplinar de Aids (ABIA)
Baby Milk Action
Berne Declaration
Breastfeeding Association of Trinidad
and Tobago
Colombian Medical Federation
Corporate Accountability
International
Centro Studi e Ricerche in Salute
Internazionale e Interculturale (CSI) University
of Bologna
Diverse Women for Diversity
Drug Action Forum - Karnataka
European Mutual-help Network for
Alcohol related problems
First Steps Nutrition Trust
Fundacion Ifarma
Health Action International (HAI)
Health Innovation in Practice (HIP,
Geneva)
Health Poverty Action
HealthWrights (Workgroup for People's
Health and Rights)
Hesperian Health Guides
INFACT Canada / IBFAN North America
Initiative for Health and Equity in
Society,
International Association of Consumer
Food Organizations – Europe (IACFOEurope)
International Baby Food Action
Network (IBFAN)
Medact
Medico International
Medicus Mundi International Network
NGO Forum for Health
NGO Misión Salud (Colombia)
Osservatorio Italiano sulla Salute
Globale (OISG)
People’s Health Movement (PHM)
Policies for Equitable Access to
Health (PEAH)
Public Services International
SOCHARA (Society for Community Health
Awareness. Research and Action)
Society for International Development
(SID)
Third World Health Aid (TWHA)
Third World Network (TWN)
Universities Allied for Essential
Medicines
VBBBvzw / IBFAN Belgium
Wemos
World Social Forum on Health and
Social Security
Young Professionals Chronic Disease
Network
ZimbabweLGBTQ
http://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/dsode-ciger-kediye-emanet-edilmek-uzere-117258
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder