Sovyetler Birliği’nin ilk yıllarında İşçi Sağlığı ve
İş Güvenliği
1. Rusya’da Devrim Öncesi Durum
Rusya’da modern
işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSG) çabaları, 19. yüzyılda Rusya’nın
sanayileşmeye başlamasına dayanır. 1847 yılında yayınlanan kitabında sanayi
hijyeni ve meslek hastalıkları sorunlarının sistematik bir değerlendirmesini
yapan A. N. Nikitin, Rusya’nın İSG uygulamalarının öncülerindendir. Nikitin’le
birlikte İSG hizmetlerinin örgütlenmesinde emeği geçenler arasında A. D.
Pegozhev, E. M. Dementev, S. M. Bogoslovski ve fizyolog I. M. Sechenov yer almaktadır.
1865 yılında Rusya’nın
önde gelen hekimlerinden S. P. Botkin[1]
tarafından, sanayi bölgelerindeki yaşam ve çalışma koşullarını belirlemek ve
iyileştirmek için bir komisyon kurulmuştur. 1866 yılında kabul edilen bir
yasayla işverenlere, işçileri için işyerlerinde tıbbi hizmet sunma ve istihdam
ettikleri her yüz işçi için bir hastane yatağı sağlama yükümlülüğü
getirilmiştir. Ancak bu yasa, arkasında yeterli bir güç bulunmadığından yaşama
geçirilememiş, Rusya’da işçiler için tıbbi hizmetler çok yetersiz kalmıştır. P.
A. Peskov 1875 yılında çevrenin, yaşam ve çalışma koşullarının insan sağlığı
üzerine etkilerini araştıracak hijyen merkezleri kurulmasının gereğine işaret
etmiştir.
Çarlık
Rusya’sında İSG alanına en önemli katkı, Mesleki
Hijyen, Fiziksel ve Mental İş Hijyeni kitabının da yazarı olan F. S.
Erisman tarafından konmuştur. 1882 yılında Moskova Üniversitesi’nde hijyen
dersi veren Erisman, otopsi raporlarının ve istatistiksel çalışmaların, ortam
kirliliğinin insan bedeninin akciğerler, göz ve sinir sistemi gibi önemli
organlarında etkiler oluşturduğunu belirterek, sağlığı korumak için havadaki
bütün yabancı maddelerin uzaklaştırılması
gerektiğini söylemiştir.
Rusya’da 1861
yılında serfliğin kaldırılmasından sonra hızla gelişmeye başlayan sermaye, kârın
asıl kaynağı olan emekçilerin en azından sabahları işe gelebilecek kadar
sağlıklı olması gerektiğinin farkındadır, fakat bunun bedelini ödemek
istememektedir. Sanayi batı ülkelerindeki kadar gelişmiş ve yaygınlaşmış
olmadığından işçi sınıfı da yeterinde gelişememiş, henüz Avrupa’daki
meslekdaşları gibi örgütlü mücadele gelenekleri oluşturup işverenleri ve
hükümeti sağlık alanında kendileri için düzenlemeler yapmaya zorlayacak bir
eylemlilik içine girememiştir.
Rusya’da
işçilerin Avrupalı meslekdaşları gibi hastalandıklarında sağlık yardımı hakkına
sahip olmak amacıyla gerçekleştirdikleri ilk büyük eylem, 9 Ocak 1905 tarihinde
Çar 2. Nikola’ya hitaben bir imza kampanyasıdır. Bu kampanyada işçiler politik
ve ekonomik talepleri yanında sosyal sigorta taleplerini de dile
getirmişlerdir. 1905 devriminin yenilgiye uğramasıyla birlikte ezilen işçi
sınıfı hareketi uzun süre kendisini toparlayamamış, Rusya’da ilk sosyal sigorta
yasası (hastalık ve kaza sigortası) ancak 1912 yılında Duma’dan[2]
geçebilmiştir. Ancak yasanın kapsamı çok sınırlıdır ve ücretli emekçilerin
yalnızca beşte birine uygulanabilmektedir. Yine iş kazası durumunda tazminat,
ancak işçinin kazanın patronun hatası sonucu meydana geldiğini kanıtlayabilmesi
koşuluyla verilebilmektedir. Çoğu kez patron bu süreç başlamadan işçiye küçük
bir miktar ödeyerek olayı kapatmaktadır.
2. 1917 Ekim Devrimi ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Sovyetler
Birliği’nde (SSCB) İSG alanının gelişmesinin temelini 1917 Devrimi ve Sovyet
sisteminin ilkeleri oluşturmaktadır. Devrimden sonra hızla sanayileşen[3]
SSCB’de İSG’ne büyük önem verilmiştir. Sovyet hükümeti devrimden[4]
hemen sonra 13 Kasım 1917 tarihinde bir kararname yayınlayarak, “Ücretli Emekçiler için Tam Sosyal Sigorta”
getirmiştir:
1. İstisnasız
bütün ücretli emekçiler ile köy ve kent yoksulları için sosyal sigorta,
2. Sigorta,
hastalık, yaralanma, yaşlılık, gebelik, dulluk, yetimlik ve işsizlik gibi
engelliliğin bütün türlerini kapsar,
3. Sigortanın
bütün maliyeti işveren tarafından
karşılanır,
4. Engellilik
veya işsizlik durumunda tam tazminat ödenir,[5]
5. Sigortalılar
sigorta kurumları üzerinde tam bir kontrole sahiptir.
Ancak devrim
sonrasında birkaç yıl daha devam eden iç savaş nedeniyle bu kararname, diğer
pek çok düzenleme gibi ancak 1922 yılından itibaren tam olarak uygulamaya
girebilmiştir. İşçiler için işverenin ödediği sigorta primi, işin tehlikesine
göre işçi ücretinin yüzde 4’ü ile yüzde 10,7’si arasında değişmektedir.
Sovyetler
Birliği’nde örgütlenen sosyal sigorta, 1920’li yıllarda diğer ülkelerde
örgütlenmiş olan sigortalarla karşılaştırıldığında işçilere Bismarck Almanya’sı
dahil dünyanın hiçbir yerinde sunulmayan avantajlar sağlamaktadır:
- Tıbbi
bakım,
- Geçici
engellilik durumlarında (hastalık, kaza, karantina, gebelik, hasta bir
aile bireyine refakat) yardım,
- Doğum,
ölüm vb. durumlarda ek yardımlar,
- İşsizlik
yardımları,[6]
- İş
göremezlik aylığı,
- Yaşlılık
aylığı,
- Aile
geçimini sağlayan kişinin ölümü durumunda geride kalanlara aylık
bağlanması.
Sigorta yardımları
emekçiyle sınırlı olmayıp, bağımlılarına genişletilmiştir. Geçici iş göremezlik
durumlarında işçinin son üç ay kazandığı aylıkların ortalaması iş göremezlik
süresince aylık olarak ödenir. Kalıcı iş göremezlik durumlarında ise işçiye
emekli aylığı bağlanır. Bu aylık iş göremezliğin nedenine ve derecesine bağlı
olarak son aylığın yüzde 40 – 100’ü arasında değişir. Meslek hastalığı veya iş
kazaları durumlarında oran yükselir.
SSCB’de bu
yıllarda yürürlükte olan mevzuat dünyanın diğer ülkelerinin mevzuatlarına göre
işçi yararına son derece ileri hükümler içermektedir. Daha bu yıllarda işçinin
evinden işe gelirken yolda geçirdiği kazalar da iş kazasından sayılmıştır.
Gelişmiş batı ülkelerinde bu tür hükümlerin benimsenmesi için çok uzun yıllar
geçmesi gerekecektir.
Bütün emekçilere
son aylıklarının yüzde 50 – 60’ı oranında yaşlılık aylığı bağlanmaktadır.
Yaşlılık aylığı bağlanma sınırı erkeklerde 60, kadınlarda 55 yaştır. Ancak
maden işçileri gibi ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlar 50 yaşında yaşlılık aylığına
hak kazanmaktadırlar. Ancak emekli aylığı bağlanması için erkeklerin 25,
kadınların ise 20 yıl fiilen çalışmış olmaları gerekir.
18 Haziran
1918’de bir hükümet kararnamesiyle Sağlık Bakanlığı (Narkomzdraw - Narodnyi
Komissariat Zdrawoochronienija) kurulmuş ve V. İ. Lenin’in yakın
arkadaşlarından Dr. Nikolay Aleksandroviç Semaşko Sovyetler Birliği’nin ilk
Sağlık Bakanı olmuştur. Sovyetler Birliği’ni oluşturan her cumhuriyette de
birer Sağlık Bakanlığı (Gubzdraw-Gubernia Zdrawoochronienija) kurulmuştur.
Sağlık Bakanlığı
kurulur kurulmaz ilk iş olarak bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadele etmek
için işyerlerinde İşçi Komiteleri
kurulmuştur. Komitelerin görevi kamusal kurumları temizlik yönünden denetlemek,
insanlara temizliği öğretmek, sabun dağıtmak ve bitle mücadele etmektir. 1919
yılında Lenin “ya sosyalizm biti yenecek,
ya da bit sosyalizmi” diyerek bu mücadelenin önemini vurgulamıştır.
Sovyet sağlık
sistemi esas olarak koruyucu ve önleyici hizmetlere dayalıdır. Bu alanlar
sermaye için karlı olmadığından kapitalist ülkeler daha çok tedavi hizmetlerine
yatırım yaparlar. Çarlık Rusya’sı sağlık bütçesinden koruyucu hizmetlere
yalnızca yüzde 5 pay ayırırken, SSCB’de 1920’li yıllarda bu oran yüzde 60’a
yükselmiştir[7].
3. 1920 – 1930 Dönemi
Sovyetler Birliği’nde
bütün sağlık kurumlarında öncelik işçi sınıfınındır. Ancak bununla
yetinilmemiş, sağlık hizmetleri işçi sınıfının sağlık gereksinimlerine göre
örgütlenmiş ve işçi sınıfı için çalıştıkları yerlerde sağlık birimleri
oluşturulmuştur.
Sovyetler Birliği
11 Kasım 1917’de (henüz devrimin üzerinden bir hafta dahi geçmeden) bir
kararname ile iş gününü 8 saate indirmiştir[8].
Devrimin 10. yıldönümü olan 1927 yılında ise iş günü ücret aynı kalmak şartıyla
7 saate indirilmiştir. Gece vardiyaları için ise mesai 6 saattir. Daha sonra
ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçiler için mesai günde 6 saate, bazı
kategorilerde (örneğin cıva sanayi) 4 saate indirilmiştir.
1920 yılında
Çalışma Bakanlığı tarafından, yerleşim yerlerinin sanayinin zararlı
etkilerinden korunması amacıyla bir kararname yayınlanmıştır. Bu kararnameyle
sanayi bölgelerinin yerleşim yerlerinin uzağında kurulması yasalaştırılmıştır.
İçinde İSG alanında
düzenlemeler de bulunan İş Kanunu 15
Kasım 1922’de kabul edilmiştir. Yasaya göre hiçbir sanayi tesisi veya işletme,
sendikaların ve sağlık otoritelerinin onayı
alınmadan inşa edilemez, tadilat yapılamaz veya başka yere taşınamaz.
Hiçbir tesis iş müfettişi ve hijyen müfettişi tarafından incelenmeden hizmete
giremez. Yine yasa, ev işleri ve zanaatkarlar dahil geçimini karşılığı ücretle
ödensin ya da ödenmesin emeği ile sağlayan herkesi işçi kabul ederek kapsamına
almıştır.
SSCB Sendikaları
Yönetmeliği’nin 34. maddesine göre iş kanunlarına uyulmasının sağlanması,
çalışanların koruyucu giysilerle donatılması, iş güvenliği için ayrılan
bütçenin nasıl kullanılacağının planlanması, teknik iş güvenliği
müfettişlerinin kontrolü Sendikalar
Konfederasyonu’nun görevidir. İSG hizmetlerinin uygulanması ve denetlenmesi
tam olarak sendikaların sorumluluğundadır.
Yasanın
uygulanmasını denetlemekten sorumlu olan iş müfettişleri sendikalar tarafından
işçiler arasından seçilmekte ve iş müfettişliği okullarında eğitilmektedirler.
Her işletmede Yerel Komiteler (fabkom veya mestkom)[9]
tarafından temsil edilen sendikalar, işyerindeki işçi sağlığı ve iş güvenliği
uygulamalarına katılır ve denetler.
1970’lerde sendikalar
bünyelerinde bulundurdukları 5.500 müfettiş ile İSG hizmetlerinin yürütülmesi
ve kontrolünde ve çalışma yasalarının uygulanmasında önemli bir rol oynamıştır.
SSCB’deki 25 sendikanın hepsinde Emek
Koruma Bölümleri vardır. İşçilere İSG alanında eğitimlerin verilmesini
yetkili sendikaların Emek Koruma Birimleri
sağlamaktadır. İSG teftiş uzmanlarının eğitilmesini ise, Eğitim Çalışanları
Sendikası’nın Emek Koruma Birimi yaşama geçirmiştir.
İşçi sağlığı
alanında standartların belirlenmesi ve bunların uygulanmasında Sovyetler
Birliği dünyaya öncülük etmiştir. Hava kirliliği standartları 1920’lerde
kullanılmaya başlamış ve işçi sağlığına zararlı 14 maddeyi içeren bir liste yayınlanmıştır[10].
Sovyetler Birliği’nde çalışma ortamlarında toksik maddeler için azami kabul
edilebilir yoğunlukların belirlenmesi için hükümet tarafından bilimsel bir
komite görevlendirilmiştir. Sendikaların bu değerler üzerinde yorum yapma
hakları bulunmaktadır. Komite tarafından oluşturulan işçi sağlığı standartları
her yıl yayınlanmaktadır.
Meslek Hastaneleri
ve Sanitasyon Denetim Merkezleri periyodik olarak işyerinde kimyasalların
miktarı, gürültü, işçilerin muayenesi, havalandırma gibi konularda analiz ve
teftişler yapmışlardır. Ayrıca işletme yönetimi, kirlenme düzeyi yüksek olan
işlerde sabun, zehirlenme riski olan işlerde süt, sıcak yemekler ve tüm işyerlerinde
kaliteli su bulundurmak zorundadır. Aksi takdirde işyeri kapatılması ve sorumlu
kişilere ağır cezalar uygulamaktadır. Tehlikeleri kaynakta yok etmek veya en
aza indirmek amaçlanmıştır.
İşyeri Sağlık Birimleri
Sovyetler
Birliği’nde 1922 yılında işyerlerinde “sağlık hücreleri[11],
dispanserler ve poliklinik gruplarından” oluşan sağlık kompleksleri biçiminde, Sovyetler Birliği’ne özgü bir
kurumlaşmaya gidilmiştir. Bu sistemde sağlık hücrelerinde işyerlerinde çalışan
işçiler arasından gönüllü olarak sağlık eğitimine katılan sağlıkçı işçiler görev almaktadır. Sağlık hücrelerinde bu işçiler tarafından
tespit edilen hasta işçiler, her işyerinde bulunan ve ilkyardım ve ön muayene
yapılan ayaktan bakım birimlerine gönderilmekte, buradan da hekim gerek görürse
dispanser veya polikliniğe sevk edilmektedir. Bu sistemin altında yatan felsefe
Dr. Semaşko tarafından, “işçilerin
sağlığı işçilerin elinde olmalıdır” şeklinde ifade edilmektedir.
Her dispanser
bir tıbbi ve bir sosyal bölümden oluşmaktadır. Sosyal bölüm hijyen şartlarını
denetlemekte, toplumsal ve bulaşıcı hastalıkların kayıtlarını tutmakta ve
sağlık eğitimi vermektedir. Tıbbi bölümde çocuk sağlığı, gençlik sağlığı,
tüberküloz, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, doğum gibi kısımlar vardır.
Sağlık hücreleri, dispanserler ve poliklinikler, dispanser çalışanları,
sendika, fabrika ve hükümet temsilcilerinden oluşan Sosyal Yardım Konseyleri’ne
bağlıdır.
Selmashstroy Tarım Makineleri Fabrikası
Kuzey
Kafkasya’da 425 bin nüfuslu bir şehir olan Rostovon - Don’daki Selmashstroy Tarım
Makineleri Fabrikası, her birinde bin kadar işçinin çalıştığı 18 işlikten
oluşmaktadır. Fabrikada, fabrikanın genel sağlık hizmetlerinden sorumlu bir
hekim ve ayrıca her atölyede bir hekim görev yapmaktadır.
İşe girişte
hijyen bürosunda işçilere işe giriş muayenesi ve koruyucu aşılar yapılır. Daha
sonra 3 - 4 ayda bir periyodik muayeneler yapılır. İşçiler bu muayenelerin
sonucunda kendilerine uyan işlere yerleştirilirler. Fabrikada hastalara tıbbi
bakım yapılmamakta, hastalar gerektiğinde dispanserlere veya hastanelere sevk
edilmektedir.
Atölye hekiminin
görevleri şunlardır:
- Acil
durumlarda ilk yardım
- Genel
hijyenik izlem
- Fabrikadaki
işçilerin tıbbi tedavilerinden sorumlu dispanser hekimlerinden rapor almak
- İşe
gelmeyen hasta işçilerin listesini işçi yöneticisine vermek
- Evde
istirahat eden işçilerin İşlek Komitesi’nden bir işçi tarafından ziyaret
edilmesini örgütlemek
- Hastalıkları
günlük olarak listelemek
- Mutfağa
diyet uygulanan işçileri ve uygulanacak diyetleri bildirmek
- İşçilere
hijyen eğitimi vermek.
Harkov Üçüncü Emek Polikliniği
Poliklinik,
kentin 90 bin nüfuslu bir sanayi bölgesine hizmet vermekte olup, 214 hekim
görev yapmaktadır. Bir merkez bina ve 4 pavyondan oluşan poliklinikte, bir gündüz
sanatoryumu ve anaokulu olan tüberküloz dispanseri, zührevi hastalıklar
dispanseri, beslenme dispanseri, beslenme salonu, süt mutfağı ve eczane
bulunmaktadır. Pavyonlarda 90 klinik ve 60 fizyoterapi yatağı yer alır.
Merkez bina dört
katlı olup:
Birinci katta
idari departmanlar, Yerel Komite bürosu, çalışan yemekhanesi ve röntgen servisi
bulunur.
İkinci katta
resepsiyon, muayene odası, hekim odası, cerrahi, üroloji, ortopedi klinikleri
ve hastalar için konsültasyon servisi; dört yaş altı çocuklar için bir
dispanser ve laboratuarlar vardır.
Üçüncü katta
kadın danışma bürosu, dahiliye, elektro ve fototerapi odaları, nöropsikiyatri
kliniği, beden eğitimi danışma bürosu, jimnastik salonu, tehlikeli işlerde
çalışan işçilerin gözetimi departmanı bulunur.
Dördüncü katta
çocuk danışma bürosu, göz, kulak-burun-boğaz, diş klinikleri, göğüs
hastalıkları için inhalatoryum ve hijyen danışma bürosu vardır.
Binanın ayrı bir
kanadı hidroterapi, çamur banyosu ve diğer tıbbi banyolara ayrılmıştır. Son
olarak bir konferans salonu, sinema salonu, okuma odası ve kütüphanesi olan
sağlık propagandası ve eğitimi departmanı bulunur.
Meslek Hastalıkları Enstitüleri
1922 yılında ilk
Meslek Hastalıkları Kliniği açılmıştır. 1921 yılında Moskova Hijyen Enstitüsü
(Erisman Enstitüsü) ve 1923 yılında –daha sonra İş Hijyeni ve Meslek
Hastalıkları adını alacak olan– Obukh Meslek Hastalıkları Araştırma Enstitüsü[12]
kurulmuştur. Enstitü üç bölümden
oluşmaktadır:
- Cerrahi,
nöroloji ve ergen sağlığı bölümleri de bulunan bir sağlık departmanı
- Hijyen
departmanı
- Deney
departmanı
Enstitü
hastanesi 155 yataklıdır. Ayrıca Enstitü’nün, bir başka hastanede de mesleki
deri hastalıkları için 20 yatağı bulunmaktadır. Belli sanayi dallarında çalışan
işçilerin periyodik muayeneleri için de bir dispanseri vardır.
Sovyetler
Birliği’nde 1924 yılında mesleki zehirlenmelerin bildirimi zorunlu kılınmıştır.
Mesleki zehirlenme durumunda hastalar araştırma için Enstitülere sevk
edilirken, Enstitülerden de ekipler olayı yerinde araştırmak için işyerlerine giderler.
Enstitülerin
çalışmaları meslek hastalıklarının bütün yönlerini (etiyoloji, proflaksi ve
tedavi) kapsar. Enstitüler, Deneysel Tıp Enstitüleri ile işbirliği içinde
çalışırlar ve kendi alanlarında uzmanlık eğitimi programları sunarlar. Ayrıca
10 günlük sürekli eğitim kursları da düzenlerler.
4. 1930 – 1940 Dönemi
Sovyetler
Birliği ismi Sovyet (şura) örgütlenmesinden gelmektedir. Sovyet, işyeri temelli
bir meclis ve işçiler ve emekçilerin kendi kendilerini yönetme organıdır.
1930’lu yıllarda SSCB’de 70 bin kadar köy Sovyet’i (Selosoviet) ve bin kadar
şehir Sovyet’i bulunmaktadır. 1931 yılında yayınlanan bir kararname ile köy Sovyetlerine
sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında önemli görevler verilmiştir.
Sağlık alanında
verilen görevler şunlardır:
·
Selosovyet bütçesinden
karşılanan hastane ve koruyucu hizmet birimlerinin gözetimi
·
Sanitasyon teftişi ve
cinsel yolla bulaşan hastalıklarla mücadele için gerekli bütün tedbirleri almak
·
Kişisel hijyen
bilgisinin yaygınlaşması ve beden eğitiminin geliştirilmesi
·
Akıl sağlığı yerinde
olmayan insanlar için koruyucu atanması
Sosyal güvenlik
alanında verilen görevler şunlardır:
- Sigortalıların
kaydını tutmak ve yardımları dağıtmak
- İş
göremez artelleri[13] oluşturur
- Kızıl
Ordu iş göremezleri, İç Savaş gazileri ve kulaklar ve karşıdevrimcilerden
zarar görmüş iş göremezlere özel bakım sağlar ve bunları kollektif
çiftliklere yerleştirir
- Karşılıklı
yardım cemiyetlerinin etkinliklerini gözetir
- Görme,
işitme ve zihinsel engellilere koruyucular atar.
Sosyal Güvenlik
1933 yılında
sosyal güvenlik alanında önemli bir reforma gidilmiştir. 28 Haziran 1933
tarihinde SSCB Çalışma Bakanlığı kaldırılarak,
Bakanlığın işlevleri (sigorta dahil) işçi sendikalarına devredilmiştir. Böylece
sosyal sigorta üzerinde işçilerin tam kontrolü sağlanmıştır. Bu uygulama
tamamen Sovyetler Birliği’ne özgü olup, hiçbir kapitalist ülke tarafından
benimsenmemiştir. Sağlık Bakanlığı işçilere eskisi gibi sağlık hizmeti sunmaya
devam ermiştir, fakat artık bu hizmetlerin finansmanı işçilerin kontrolündeki
sigorta fonu tarafından yapıldığından, işçiler Sağlık Bakanlığı tarafından
sunulan sağlık hizmetleri üzerine de kontrol kazanmışlardır. Sovyetler Birliği
sağlık hizmetlerine katılım düzeyi bakımından da benzersizdir.
Böylece
Sovyetler Birliği’nde sağlık hizmetlerinin maliyeti, doğrudan doğruya üretim
maliyetinin bir parçası haline gelmiştir. Dahası Sovyet sigorta sistemi,
Sovyetler Birliği’nde yalnızca kapitalist ülkelerdeki gibi talihsiz olaylarda
işçiye destek olacak bir sosyal dayanışma fonu değil, aynı zamanda işçilerin
yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirme aracı haline gelmiştir.
1930’lu yıllarda
gelişmiş kapitalist ülkelerde işçi sağlığı hizmetleri, ülkeler arasında az çok
farklılıklar göstermekle birlikte, ülkelerin “genel” sağlık örgütlenmelerinin
dışında, ayrı tutulmuştur. Çoğu kez fabrikalarda bir revirde görevlendirilen
hekim(ler) aracılığıyla sunulan tıbbi hizmetlerle yetinilmiş, bazı ülkelerde
sigorta fonları kendi sağlık örgütlerini (işyeri hekimlikleri, sigorta
istasyonları, sigorta hastaneleri vb) kurmuşlardır. Yine bu alanın düzenlenmesi
genellikle Çalışma Bakanlıklarının görev alanı içinde düşünülmüştür. Sovyetler
Birliği’nde ise işçi sağlığı, başından itibaren “genel” sağlık hizmetleri
içinde değerlendirilmiş ve doğrudan Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında
sayılmıştır.
İşçi Sağlığı
Sovyetler
Birliği’nde 1930’lu yıllarda birinci basamak[14]
sağlık kurumları olarak farklı isimler altında kurulmuş (dispanser, poliklinik,
ambulatoryum, preventoryum, profilaktoryum[15])
sağlık merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezler bir hastaneye bağlı olarak hizmet
sunabildikleri gibi (örneğin hastane içindeki poliklinik), hastane dışında ayrı
merkezler olarak da hizmet sunabilirler.
Sağlık
merkezleri bir sanayi tesisine bağlı ise, yalnızca bu tesiste çalışan işçiler
ve ailelerine hizmet sunar. Sanayi tesislerine bağlı olmayan, mahalle ve
semtlerde kurulmuş sağlık merkezleri, bulundukları bölgede ikamet edenlere hizmet
sunarlar. Şehirlerde her bölgenin kendisine ait bir sağlık merkezi olduğu gibi,
bütün büyük kuruluşlarda da bir sağlık merkezi bulunur.
Sağlık
merkezleri hizmet sunduğu insanların sağlığından sorumludur. Bütün Sovyet
yurttaşları bir sağlık merkezine kaydolmak zorundadır. Yurttaşların hizmet
alacakları sağlık merkezini seçmelerinde kıstas işleridir. Kendi sağlık merkezi
bulunan bir kuruluşta çalışan bir işçi bu merkeze kaydolmak zorunda iken,
sağlık merkezi bulunmayan işyerlerinde çalışanlar bölgelerde kurulmuş sağlık
merkezlerine kaydolurlar.
Yasaya göre
250’den fazla işçi çalıştıran kuruluşlarda sağlık merkezi açılmak zorunluluğu
vardır. Ancak aynı bölgede birbirlerine yakın birden fazla bu tür büyük kuruluş
varsa, hepsinin ortaklaşa yararlanacakları bir merkez açılır ve kuruluşlarda
yalnızca rutin çalışmaları ve acil hizmetleri sunacak küçük tıbbi birimler
açılır.
35 – 49 işçi
çalışan deniz araçlarında bir hekim yardımcısı (feldsher[16]),
50 veya daha fazla işçi çalışan deniz araçlarında bir hekim görevlendirilmesi
zorunludur. Uzun yol gemilerinde ise işçi sayısına bakılmaksızın hekim
bulundurma zorunluluğu vardır. Yine deniz araçlarında belirli sürelerde
görevlendirilen diş hekimleri, işçilerin rutin ağız bakımlarını ve tedavilerini
yaparlar.
Stalin Otomobil Fabrikası
1935 yılında 30
bin işçinin çalıştığı Moskova’daki Stalin Otomobil Fabrikası’nda her biri ayda
iki kez baş cerrah tarafından denetlenen 15 ilk yardım istasyonu bulunmaktadır.
Fabrikada ayrıca 6 ambulatoryum
hizmet sunmaktadır. Ambulatoryumlarda,
·
Bütün büyük branşlarda
uzman hekimler
·
Kadın danışma merkezi
·
Çocuk danışma merkezi
bulunmaktadır.
Fabrikada
bulunan Merkez Dispanser, fabrikanın
bütün sağlık hizmetlerini koordine etmek ve denetlemekle yükümlüdür. İlk yardım
birimleri ve ambulatoryumlardan karmaşık vakaların sevk edildiği dispanserlerde
baş dahiliyeci, baş cerrah ve baş oftalmolog görev yapar.
Fabrikada toplam
112 hekim ve 18 diş hekimi ile çok sayıda hemşire ve teknisyen görev
yapmaktadır. Hekimlerin çoğu fabrikanın sanitasyon koşullarının gözetiminden
sorumluyken, bir kısmı da mutfakta görevlendirilmiştir. Hekimler her gün
atölyeleri dolaşarak çalışma koşullarını kontrol ederler. Durumlarını iyi
görmedikleri işçileri muayene olmaya davet ederler.
Fabrikaya giren
bütün işçilere işe giriş muayenesi yapılır ve kayıtları dosyalarında saklanır.
Bu muayene sırasında özel tıbbi gözetim gerektiren işçiler belirlenir ve
bunlarla özel olarak ilgilenilir. Fabrika üç vardiya çalıştığından, tıbbi
birimler de vardiyalı çalışır.
Fabrikanın
kendisine ait bir hastanesi yoktur, fakat çevredeki üç hastanede bazı koğuşlar
bu fabrika için ayrılmıştır – şehir hastanesinde (dahiliye ve cerrahi
yatakları), Clara Zetkin Doğumevi’nde ve Çocuk Hastanesi’nde toplam 200 yatak.
Krasnoe Znamya Tekstil Fabrikası
Leningrad’da
Krasnoe Znamya Tekstil Fabrikası’nda 1935 yılında 16 bin işçi çalışmaktadır.
Fabrika çoğunlukla kadınların çalıştığı ve tehlike grubu Moskova’daki otomobil
fabrikasınınkinden daha düşük bir fabrikadır. Fabrikada üç ilk yardım istasyonu
ve bir dispanser olup, toplam 27 hekim görev yapmaktadır. Günde ortalama 400
poliklinik yapılan fabrika dispanseri jinekoloji ve pediatri hizmetleri
bakımından zenginleştirilmiştir.
Ordzhonikidze Alet Fabrikası
Moskova’da
Ordzhonikidze Alet Fabrikası 1933 yılında açılmış ve 1936 yılında bini kadın 4
bin işçi istihdam etmiştir. Fabrika yanında bir hastane bulunduğundan, sağlık
hizmetlerinin bir kısmı bu hastaneden sağlanmıştır. Fabrika içinde bir
dahiliyeci, bir cerrah, bir jinekolog ve birkaç pratisyen hekimin görev yaptığı
küçük bir poliklinik vardır. Bu poliklinikte işe giriş muayeneleri ve yılda iki
kez periyodik muayeneler yapılmaktadır.
Diğer Örnekler
Kazan
yakınlarında bir film fabrikasında 1936 yılında 6.800 işçi çalışmaktadır.
Fabrikada 140 bebek kapasiteli bir kreş ve 1 – 5 yaş grubunda 250 çocuk
kapasiteli bir anaokulu ve 5 – 6 yaş grubunda 160 çocuk kapasiteli bir okul
öncesi sınıf bulunmaktadır. Sağlık hizmetleri tesis yakınındaki 12 konsültasyon
odası bulunan bir ambulatoryumdan sağlanmaktadır.
Volodski
profilaktoryumu 10 bin kişiye hizmet sunan, hastane, biri erişkinler diğeri
çocuklar için olmak üzere iki gece sanatoryumundan[17]
oluşan bir tıbbi komplekstir.
İş Güvenliği
Emekçilerin
korunması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi, zahmetli ve uzun araştırmalar
gerektirir. Batı dünyasında bu tür araştırmalar daha çok tedavi hizmetleri
alanında yoğunlaşmıştır. Sermaye için bir kazanç vaat etmeyen iş güvenliği
alanında yürütülecek çalışmalar için sermayeden destek bulmak oldukça güçtür.
Sovyetler
Birliği’nde 1930’lu yıllarda emekçilerin iş güvenliği için araştırmalara
yoğunluk verilmiştir. 1935 yılında ülkede mevcut 40 bilimsel araştırma
enstitüsü sendikalar tarafından yönetilmekte ve finanse edilmektedir. İşçiler
için güvenlik araçları geliştirmek bu enstitülerin ana amaçlarındandır. Çeşitli
enstitülerin çalışmalarına ilişkin sonuçlar Sendikalar
Konseyi Bilim Bürosu’nda toplanır ve gerekli değerlendirmelerden sonra
uygulamaya konur.
Sendikalar
yanında emekçilerin iş güvenliğiyle ilgilenen diğer bir kurum Ağır Sanayi
Bakanlığı’na bağlı olan Güvenlik Teknolojisi (Tekhnika Bezopasnosti) bölümüdür.
Bölüm yalnız 1935 yılında 180 farklı güvenlik aracı geliştirmiştir.
Enstitüler ve
Güvenlik Teknolojisi çalışmalarında tıbbi kuruluşlarla yakın bir işbirliği
içindedir. Bilim insanları, mühendisler ve hijyenistler çalışma yaşamı üzerine
etkili fiziksel ve kimyasal faktörler üzerinde yoğunlaşırken, ülkenin 25 Tıp
Enstitüsü de meslek hastalıkları ve emeğin korunmasının tıbbi yönleri üzerine
çalışmalar yürütmektedir.
Leningrad
Çalışma Hijyeni Enstitüsü’nde 140’ı bilim insanı olmak üzere 280 görevli
bulunmaktadır. Ayrıca Kharkov, Kiev ve Smolensk’te benzer enstitüler vardır. Bu
enstitülerin gayretkeş teknik ve tıbbi çalışmalarıyla sanayinin sağlığı tehdit
eden olumsuzlukları büyük ölçüde giderilebilmektedir.
16 Kasım 1935
tarihinde yayınlanan bir kararname ile sanayi kuruluşlarının devletin ve
sendikaların müfettişleri tarafından İSG yönünden düzenli olarak denetlenmesi
zorunlu kılınmıştır. Buna göre kurşun ve cıva sanayilerinin her 4 ayda ve diğer
kimya sanayisinin her 6 ayda bir denetimi yapılmaktadır. Bunun yanında bu
sanayi dallarında çalışan işçilerin mesai saatleri kısaltılmış ve yıllık izin
süreleri arttırılmıştır.
5. 1950 Sonrası
Sovyetler
Birliği İkinci Paylaşım Savaşı’nda en büyük zararı gören ülkelerden biridir. Ülkenin
önemli bir bölümü uzun yıllar işgal altında kalmış, harabeye dönmüş ve genç
nüfusunun önemli bir kısmını yitirmiştir. 1945 sonrası uzun bir onarım dönemi
yaşayan SSCB’de işçi sağlığı alanında 1930 – 1940 döneminde ulaşılan yere,
savaş sonrasında ancak 1950’lerde yeniden ulaşılabilmiştir. 1928 – 1958 arası dönemde
iş kazaları sonucu oluşan sakatlanmalarda yüzde 70, 1958 – 1960 arasında önceki
yıllara göre yüzde 25, 1960 – 1965 arasında 1958 – 1960 dönemine göre yüzde 15
azalma görülmüştür.
1960’larda
sosyalist işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı ile kapitalist işçi sağlığı ve
iş güvenliği kavramı arasındaki fark iyice belirginleşmiştir.
1959 yılında
Uluslararası Çalışma Konferansı işçi sağlığı hizmetlerini şöyle
tanımlamaktadır:
“İşyerinde veya
işyeri yakınında şu amaçlarla oluşturulan bir hizmettir:
a. İşçileri
işlerinden veya işlerin yapıldığı koşullardan kaynaklanabilecek tehlikelere
karşı korumak,
b. İşçilerin
fiziksel ve ruhsal uyumuna, özellikle işin işçilere göre düzenlenmesi ve işçiye
göre iş verilmesine katkıda bulunmak,
c. İşçilerin
olanaklı en yüksek derecede fiziksel ve ruhsal iyiliğinin oluşturulmasına ve
sürdürülmesine katkıda bulunmak”.
Ancak Batı
Avrupa ülkelerinin çoğunda işyeri hekimleri, genel pratisyenlerin işlevini
yerine getirmektedir ve asıl görevleri hasta işçileri tedavi etmektir. Oysa
daha önce de belirtildiği gibi Sovyetler Birliği’nde koruyucu, önleyici ve
iyileştirici sağlık hizmetleri, Sovyetler Birliği’nin kuruluş yıllarından
itibaren bütünleştirilmiştir.
1960’lı yıllarda
Sovyetler Birliği’nde işçi sağlığı hizmetlerinin ilkeleri şöyle sıralanabilir:
1. İşçi sağlığı
hizmetleri bireyle birlikte bireyin çevresine yöneliktir.
2. Bireye hem
sağlıklı iken hem de hasta iken sağlık bakımı sağlanır.
3. Sağlık bakımı
işçilere, özellikle ağır işlerde çalışanlara öncelikli olarak sağlanır.
4. Çocuklara ve
gençlere özel önem verilir.
5. Önleyiciliğe
vurgu yapılır.
6. Hizmetler
devlet tarafından ücretsiz sağlanır.
İşçi sağlığı
hizmetlerinin “bireye ve aynı zamanda çevresine” yönelik örgütlenmesinin
nedeni, Sovyetler Birliği’nde egemen olan toplumcu
tıp ve sağlık anlayışıdır. Bu anlayışa göre bireyin sağlığı üzerine etkili
faktörlerin başında bireyin yaşam ve
çalışma koşulları gelmektedir. O halde bireyin yaşam ve çalışma koşullarına
hitap etmeyen bir yaklaşım, tedavi edilen birey yine sağlığını bozan yaşam ve
çalışma koşullarına geri gönderileceğinden, sağlık sorunları için tamamen
palyatif bir “çözüm” olacaktır. Bu anlayış doğrultusunda hekim yalnızca
işçilerin rutin muayenelerini yapmakla yetinmez, aynı zamanda çalışma ortamının
sağlık ve güvenlik bakımından kontrolü çalışmalarına da aktif olarak katılır.
1950’lerde
sağlık bakımında gerçekleştirilen reformlar (bütün sağlık kurumlarının
birleştirilerek büyük sağlık komplekslerinde toplanması) işçi sağlığı
hizmetlerinde de gerçekleştirilmiştir. 1960’larda Sağlık Bakanlığı’na bağlı 12
Sanayi Hijyeni ve Meslek Hastalıkları
Enstitüsü bulunmaktadır. Bütün sanayi tesislerinin bir hastane, bir ayaktan
tedavi departmanı ve fabrikaların çeşitli işliklerindeki bir dizi ilk yardım
istasyonundan ve kreşlerden oluşan sağlık birimleri vardır ve hastane başhekimi
tarafından yönetilirler. Küçük işyerleri rayon veya bölge hastanelerinden
yararlanırlar.
İşçi sağlığı
programı bütün büyük işyerleri ve fabrikalarda bulunan mediko-saniter birimde
yürütülmektedir. Kırsal alanda kollektif çiftliklerde de benzer işçi sağlığı
hizmetleri bulunmaktadır. Mediko-saniter birim genellikle uzman servislerin bulunduğu
bir poliklinik, büyük işliklerde hemşire ve hekimlerin görev aldıkları ayaktan
bakım üniteleri ve laboratuarlardan oluşur. Eğer yerel hastane yeterli değilse,
büyük fabrikalar için özel hastaneler kurulur. Mediko-saniter birimin
çalışmaları hastane tedavisi, ilk yardım, ev ziyaretleri ve işliklerin
denetimini kapsar. Bütün hastalık ve kazaların raporları tutulur. Bu birimler
sendika ve sosyal çalışmacılarla yakın işbirliği içinde çalışırlar.
Mediko-saniter
birimlerin koruyucu işlevleri şunlardır:
- Departmandaki
bütün uzmanlar tarafından yapılan periyodik fizik muayeneler (10 bin
işçinin çalıştığı bir sanayi tesisinde 62 hijyen hekimi ve 161 hemşire
görevlidir.)
- İş
güvenliği komiteleri (sendikaların aktif katılım ve desteğinde)
- Sağlık
eğitimi
- İlk
yardım (her 1200-1500 işçiden 20-30 gönüllü ilk yardım eğitimi alır.)
- Fizyoterapi
ve fizik tedavi
- Profilaktoryumlarda
(gece ve gündüz sanatoryumları) özel tıbbi gözetim gerektiren işçilere
gözetim
Andrea M. Hricko’nun Sunumu
1975 yılında bir
grup Amerikalı işçi sağlığı uzmanı ve emekçisi ile birlikte Sovyetler Birliği’ni
ziyaret eden halk sağlıkçı Andrea M. Hricko, Sovyet yetkililerle yaptığı görüşmelerden
ve yayınlardan derlediği bilgileri, 19 Kasım 1975 tarihinde Amerikan Halk Sağlığı
Birliği Kongresi’nde, Sosyalist Ülkelerde İşçi Sağlığı Oturumu’nda “Sovyetler Birliği’nde İşçi Sağlığı”
başlığı ile sunmuştur. Bir bilim kadını olarak SSCB’de kadınların durumuna
vurgular dikkat çekicidir.
Önleyici Hekimlik
Hricko’ya göre
Sovyet işçi sağlığı sisteminin en çarpıcı iki özelliği, önleyici tıbba ve işçi sağlığı
ve güvenliği konularında sendikaların içten katılımına vurgudur. Sovyetler
Birliği’nde sağlık bakımı bütün insanlar için temel bir haktır. Sağlığa vurgu,
Sovyet 5-Yıllık Planları’nın kilit unsurları olan üretkenlik ve ekonomik
kalkınmayla uyum içindedir.
Sovyet
sisteminin sağlığa vurgusu kendisini, Sovyetler Birliği’nde hekim sayısının ABD’dekinin
iki katı olması[18], kadın
hekim sayısının ABD’dekinin altı katı olması ve hasta yatağı sayısının
ABD’dekinden 3 kat fazla olmasıyla göstermektedir. Çok sayıda Sovyet hekim
önleyici tıp ve çevre sağlığı alanında görevlidir.
Sovyetler
Birliği’nde işçi sağlığı hizmetleri devlet, sanayi kuruluşları ve sendikalar
tarafından bütüncül olarak yürütülmektedir. Bütün büyük kuruluşların
polikliniği olup, bazılarının hastaneleri vardır. Daha küçük kuruluşlarda
sağlık istasyonları bulunmaktadır. Hricko Leningrad’da, optik donanım üreten
altı atölyenin emekçilerine hizmet eden bir 350 yataklı olan ve 100 hekimin
görev yaptığı hastaneyi ziyaret etmiştir. Başhekim hastanenin asıl işlevinin,
hizmet sundukları 20 bin emekçinin hastalanmalarını önlemek olduğunu belirtmiştir.
Yani bu hastane, sermayenin egemen olduğu ülkelerde olduğu gibi emekçilerin hastalandıklarında
başvurdukları bir hastane değil, emekçilere hasta değillerken yıllık sağlık muayeneleri
yapan bir “hastane”dir. Ayrıca belli tıbbi sorunları olan veya belli tehlikeli maddelere
maruz kalan emekçilere sıkı bir tıbbi gözetim uygulanmaktadır.
İşlikler
hekimler tarafından tehlikeler bakımından teftiş edilmektedir. Ayrıca her ay atölyelerden
hava örnekleri alınmakta, standartlara uyulmadığı tespit edildiği takdirde
tehlikenin kontrolü için SANEPİD[19]
(sanitasyon-epidemiyoloji) istasyonları çağrılmaktadır. Saniped istasyonlar
tarafından uygulanan işçi sağlığı standartları, çeşitli araştırma ve sanayi
hijyeni enstitülerinin araştırmalarına dayanmaktadır. Moskova’daki Tıp Bilimler
Enstitüsü’ne bağlı Sanayi Hijyeni ve Meslek Hastalıkları Enstitüsü, 275 bilim
insanının görev aldığı ana araştırma kurumudur. Bu kurum tarafından tespit
edilen standartlar, Sendikalar Konseyi’nin onayı ile Makul Azami
Konsantrasyon’lar (MAK)[20]
olarak belirlenmektedir.
Sovyet
standartları, ABD’de kullanılan standartlardan genelde daha katıdır. Bunun
nedeni Sovyet toksikologların, ABD’de standartlar belirlenirken sıklıkla ihmal
edilen davranışsal, nörotoksik ve mutajen etkileri hesaba katmalarıdır. Ayrıca
SSCB’de çevre ve işçi sağlığı standartları genelde mevcut teknoloji ve ekonomik
fizibilite dikkate alınmaksızın, yalnızca sağlık etkileri temelinde
belirlenmektedir. Bu durum ABD’deki standart belirleme politikalarıyla taban
tabana zıttır[21].
Moskova dışında
gezdikleri bir halı fabrikasında yönetim, fabrikalarında esas işçi sağlığı
sorununun gürültü olduğunu ifade etmiştir. Kontrol için çeşitli teknikler
(duvara ve tavana emici tuğlalar döşenmesi gibi) kullanılarak gürültü
azaltılmaktadır. Tura katılan üyelerden biri fabrikada gürültü düzeyinin alt 80
dBA’lerde olduğunu ölçümle doğrulamıştır.
Fabrikalarda
hamile kadınlar için özgün istihdam politikaları bulunmaktadır. Kadın işçinin
hamileliği tespit edilir edilmez, fabrikanın toksik maddelere maruz kalmayacağı
daha güvenli bölümlerine nakli yapılmaktadır. Dahası doğumdan sonra bir yıl
ücretsiz izin alabilmekte, daha sonra eski işine kıdem ve emeklilik haklarında
bir kayıp olmadan dönebilmektedir. ABD’de kadınların çoğu doğmamış bebekleri
için iş güvencelerini riske atmak zorunda kalmaktadırlar.
Sovyetler
Birliği’nde kadınların belli işlerde (örneğin kömür ocakları, metal döküm
işleri) ve belli kimyasal maddelerle (örneğin kurşun, benzen, krom, nikel,
zifir) çalışmaları yasaktır. Erkekler emekçiler de, erkek gonadlara etkili
olduğu bulunan kloropren, etilen oksit ve dimetil dioksit gibi kimyasalların
kullanıldığı işlerde çalıştırılmamaktadır.
Sendikaların Rolü
Sendikalar bütün
işçi sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi ve kontrolünde ve çalışma yasalarının
uygulanmasında, bünyelerinde barındırdıkları 5.500 müfettişle[22]
önemli bir rol oynamaktadır. Devletin de ayrıca 20 bin sağlık ve güvenlik
müfettişi bulunmaktadır. Sendika teknik müfettişlerinin tehlikeli çalışma
koşullarının iyileştirilmesini isteme yetkisi vardır. Tehlike ortadan
kaldırılmazsa işyerini kapatabilirler. İhlallerin devamı halinde yöneticiler
cezalandırılabilir veya işten çıkartılabilir.
İşyerlerinde
işyerinin büyüklüğüne göre 7 – 17 üyeden oluşan emek koruma komiteleri vardır.
Bu yerel komiteler işyerindeki makine koruyucularını, havalandırmayı, iş-günü
ihlallerini vs. denetleyen (ABD’deki işyeri sendika temsilcisininkine benzer
işlevleri olan) bir müfettiş seçerler.
Devletin işçi
sağlığı ve güvenliği araştırma enstitüleri yanında Sendikalar Konseyi
tarafından yönetilen, her biri farklı bir sanayi veya sağlık sorununa
odaklanmış altı emek koruma enstitüsü vardır. Amerikalı grubun Leningrad’da
ziyaret ettiği bu enstitülerden birinde 10 laboratuvar ve 300 çalışan
bulunmaktadır. Laboratuvarlardan bir kısmı akustik, klima, sanayi psikolojisi
ve ışıklandırmayla ilgilidir. Solunum sistemleri laboratuvarı yeni koruyucu
araçları denemekte, gürültü laboratuvarında pnömatik matkapların gürültü
düzeyini azaltacak yöntemler geliştirilmektedir. Sendikalara emek korunmasında
rehberlik eden Sendikalar Konseyi, hükümete enstitülerinin araştırmalarından
edinilen bilgilere dayalı yeni sağlık ve güvenlik düzenlemeleri için öneriler
sunmaktadır.
SSCB’deki 25
sendikanın hepsinin Emek Koruma Bölümü vardır. Bölüm’ün işlevlerinden biri
emekçileri işçi sağlığı ve güvenliği alanında eğitmektir. Örneğin 7.8 milyon
üyesi bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın Emek Koruma Bölümü, yeni
emekçiler işe başlamadan önce bunlara eğitim verir ve her yıl 189 bin teknik
müfettişi işyerlerini teftiş edebilmeleri için eğitir.
Sendikalar
emekçilerin tazminat anlaşmazlıklarında da rol alırlar. Engelli işçiler,
devletin sosyal sigorta fonundan emekli maaşı alırlar. Teknik müfettiş kazanın
yönetimin kusurundan kaynaklandığına karar verirse, işçi tazminat talep
edebilir. Son karar iş mahkemelerinde verilir.
Sonuç
Sovyet işçi
sağlığı sistemi, ülkenin sağlık bakımı sistemiyle tamamen bütünleşmiştir.
Devletin, sanayinin ve sendikaların rolleri birbirlerine yakından bağlıdır.
Sendikaların işçi sağlığı ve güvenliği konularında karar mekanizmaları
üzerindeki etkisi ABD’dekinden önemli ölçüde daha büyüktür. Toksikolojik
araştırmaların, toksik maddelerin davranışsal ve üreme üzerine etkileri üzerine
çalışmalar gibi belli yönleri ABD’dekiler göre daha ileri görünmektedir.
Sovyetler Birliği’nin belirlediği çevre standartları ABD’dekilere göre çok daha
katıdır.
Sonuç olarak,
işyerlerinde gözlem grubumuzun Sovyetler Birliği’nde işçi sağlığına, işten daha
fazla vurgu yapıldığına inanmamıza yol açmıştır. ABD’de durum bunun tam
tersidir, fakat geçen birkaç yıldır bu değişmeye başlamıştır. İki haftalık
gezimizde Sovyet toplumunda emekçilerin sağlık ve refahına büyük vurgu
yapıldığını açıkça gördük.
Bir
Sovyet Oto Tesisinde Sağlık Hizmetleri
Orta Rusya’nın
Volga Bölgesi’ndeki Gorki Otomobil İşleri’nde atölye hekimi ile yönetim
arasındaki karşılıklı anlayış ve iyi ilişkilerin çok önemli olduğu düşünülür.
Tesisin tıbbi hizmetler başhekimi Dr. I. Grinvald bir röportajda şöyle
demiştir: “Fabrika yönetiminin ve kamuoyunun dikkatini işçi sağlığının çeşitli
boyutlarına çekmek için sistematik olarak gücümüzün yettiği her şeyi
yapıyoruz”.
Gorki işletmesi
her ay 20.000 işçisinden hatalıkları ve atölyelerin hijyen koşullarına ilişkin
bilgi toplar ve veriler tesisin bilgisayar merkezinde işlenir. Sonuçlar tesis
yönetimine, sendika komitesine, kaza önleme bölümüne ve atölyeler ve hizmetler
yönetimine gönderilir. Üç aylık ve yıllık üretim raporlarında hastalıklara
bağlı işe gelmeme hızı önemli bir faktördür. Bu nedenle atölye yöneticileri
işçiler arasındaki hastalık ve kaza dinamiklerine büyük önem vererek, bunları
üretim gerçekleşmesi grafikleriyle yan yana koyarlar.
Tıbbi Hizmetler
Fabrika
hekimleri modern bir tıbbi tesiste çalışırlar. Tesisin tıbbi hizmetleri günde
3.200 hastaya hizmet sunabilecek bir poliklinik, 250 yataklı bir hastane, bir
radyoizotop tanı laboratuvarı, günde 3.000 hastaya hizmet verebilecek donanımlı
bir ayaktan fizyoterapi kliniği, bir diş polikliniği ve bir kadın danışma
merkezinden oluşur. 24 saat hizmet sunan bir ilk yardım istasyonu ve travma
bölümünde de fabrika hekimleri görevlidir. Bu tıbbi hizmetlerin hepsi işçiler
için ücretsizdir.
Tesiste üretim
hatlarının yapısına uygun olarak beş tedavi bölümü vardır. Her bölüm ilişkili
bir mesleki sektör grubunu kapsar ve her biri özgül bir üretim süreciyle
doğrudan ilgilidir. Bu, hekimin özgül üretim süreçleriyle ilişkili durumları
tedavi etmesi anlamına gelir. Atölyenin tıbbi tugayları (terapist ve diğer
uzmanlar dahil) benzer ilkelerle oluşturulmuştur.
Tesis
mediklerinin (hekim yardımcısı) ve hekimlerinin amacı yalnızca hastaları
iyileştirmek değil, aynı zamanda hastalıkları önlemektir. Grinvald “mesleki
hastalıkları zamanında tanımlamak ve önlemek için çeşitli aşılar ve kitlesel
tıbbi muayeneler (akciğer filmleri, jinekolojik muayeneler, diş muayeneleri vb)
yapıyoruz” demiştir.
Atölyenin sağlık
tesisleri mesleki hastalıkları önlemek için önleyici tedbirler almıştır.
Mesleki tehlikelere maruz kalan işçiler öğle yemeği aralarında masajlar, termal
banyolar, inhalasyon ve ultraviyole ışınlar gibi fizyoteröpatik tedaviler
alırlar. Bu tedavilerin hipertansiyon vakalarının sık görüldüğü atölyelerde de
yararlı olduğu görülmüştür. Bu tedbirlerin etkinliği bütün beklentilerin
üzerindedir – bu atölyelerde hastalık insidansı geçen birkaç yılda üç kat
azalmıştır.
Başhekime göre
“tesiste yeni bir istihdam uygulaması başlatılmıştır”. “Sağlık nedenleriyle
mesleğini değiştirmek zorunda kalan bir işçi başka bir pozisyon seçmesi için
tıp-kontrol komisyonuna davet edilir”.
Sakatların
rehabilitasyonu yönetimin desteğiyle örgütlenir. Hastanede bir bölüm kazalardan
kaynaklı komplikasyonları olan hastaların rehabilitasyonu için ayrılmıştır. Bir
atölyede hastalar için eğitim ve üretken emeği birleştiren bir sanayi
rehabilitasyon bölümü inşa edilmektedir.
Tesis işçilerin
tıbbi muayenelerine çok dikkat etmektedir. Geçen on yılda tıbbi muayene gören
işçi sayısı hemen hemen ikiye katlanmıştır. Tesis daha önce görülen hastalık
veya durumların yinelenmesini önlemek için yılda 20.000 ruble (23.300 ABD
doları) ayırmaktadır. Dermatologlar ve venerologlar, merkez sanayi hijyeni
laboratuvarı görevlileriyle işbirliği içinde deri hastalıklarının önlenmesinde
somut sonuçlar elde etmişlerdir.
Emek (Çalışma) Koşulları
Yönetim ve
işçiler arasındaki yıllık toplu sözleşmelerin çeşitli hükümleri çalışma
koşullarının iyileştirilmesi, sosyal sigorta sorunları ve barınmaya ayrılmıştır.
Tesisin sendika komitesinin kadın konseyi sözleşmeye ek olarak, kadınlar için
önerilmeyen işlerin bir listesini derlemiştir.
Normal çalışma
koşullarının gözetimi tesisin merkez sanayi hijyeni laboratuvarı tarafından
denetlenir. Laboratuvar, bütün atölyelerde kabul edilebilir çalışma koşullarını
sürdürmek için gerekli tedbirleri belirleyen bir sanitasyon-hijyen el kitabı
hazırlamıştır. Örneğin laboratuvarın talebi üzerine atölyelerde etillenmiş
benzin kullanımı yasaklanmıştır. Tesisin diğer bölümlerinde havalandırma ve
ışıklandırma sistemleri yeniden yapılmıştır. Elektromanyetik alanların gerilimi
azaltılmış ve gürültü düzeyini azaltmak için çok şey yapılmıştır.
Atölye yeniden
yapılandırılması ve diğer iyileştirmeler için bütün yeni projeler, tesisin
tıbbi hizmetlerinin bir parçası olan sanitasyon teftiş komisyonu tarafından
değerlendirilir. Geçen yıl böyle 267 proje gözden geçirilmiştir. 40 proje
sanitasyon şartlarını karşılamadığından reddedilmiştir. Örneğin bir metal
kaplama atölyesi kapasitesini arttırmak için modernize edilirken atık donanımı
değiştirilmemiştir. Komisyon renovasyonu tasarımcılar donanımın atık
kapasitesini 1,5 kat arttırana kadar durdurmuştur.
Çekoslovakya’da
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
İşçi sağlığı
alanında en köklü geleneği olan doğu Avrupa ülkesi Çekoslovakya’dır. Burada
işçilere sağlık hizmetleri sunulmaya başlanması madenciliğin gelişimiyle
bağlantılıdır. Onüçüncü yüzyıla uzanan “Jihlava Maden Yasası”[23]
madenciler için ilk güvenlik düzenlemelerini içerir; yasada yaralı madenci için
bir “yara-iyileştirici” yardımı sağlamanın işverenin yükümlülüğü olduğu
belirtilir. Meslek hastalıklarına ilgi de oldukça gerilere uzanır. Onyedinci
yüzyılın sonunda “işçi sağlığının babası” Bernardino Ramazzini Joachimsthal’da[24]
madencilerin akciğerlerinde patolojik değişimler gözlemiştir ve De Morbis
Artificum Diatriba’da[25]
bunları madenlerdeki çalışma koşulları ile ilişkilendirmiştir.
Onsekizinci
yüzyılın ikinci yarısında Bohemya ve Moravya’da birçok fabrika açılmış,
sanayinin gelişmesi ve işçi sınıfının öneminin artmasıyla sanayi işçilerinin
sağlığına büyük önem verilmiştir. Çekoslovakya’nın da bir parçası olduğu
Avusturya-Macaristan imparatorluğunda 1883 yılında fabrikaların tıbbi teftişi
dahil, iş teftişini tanımlayan yasalar kabul edilmiş ve 1888 yılında sağlık
sigortası yasası çıkmıştır. İlk işçi sigortası şirketleri bu dönemde
kurulmuştur. Başlangıçta sunulan hizmetler esas olarak tıbbi hizmetlerdir,
fakat bazı hekimler önleyici hizmetler de sunmuşlardır. Daha sonra Prag
Üniversitesi’nde ilk işçi sağlığı profesörü olan Dr. J. Rambousek[26],
Pribram[27]
madenlerinde sigorta şirketi hekimi olarak çalışmış ve Çekoslovakya’da
yayınlanan ilk işçi sağlığı kitabını yazmıştır4. İki paylaşım savaşı
arasında (1918 – 1939) büyük fabrikalar, işçilerden gelen baskılar sonucu ya da
kendiliklerinden kendi sağlık hizmetlerini kurmuşlardır.
Çekoslovakya’da
işçi sağlığı, Profesör J. Teisinger[28]
rehberliğinde 1931 yılında ayrı bir dal olarak gelişmeye başlamış, ilk işçi
sağlığı merkezi Prag’da kurulmuştur. Merkez işçilerin muayenesi, meslek
hastalıklarının tanısı, tedavisi ve izlemiyle görevlendirilmiştir. Kısa sürede
hekimlerin esas olarak meslek hastalıklarının önlenmesi, tanısı ve tedavisiyle,
sanayi hijyeni ve fizyolojisiyle uğraştığı diğer merkezler açılmıştır. İkinci
paylaşım savaşı öncesi hizmetlerin yönetiminde ve tıbbi görevlilere verilen
sorumluluklarda yapılan önemli değişiklikler sanayi sağlığı hizmetlerinde
hatırı sayılır iyileşmelere yol açmıştır. Ancak en büyük değişiklikler ikinci
paylaşım savaşı sonrasında, 1945 ve 1952 yılında gerçekleşmiş ve bütün sistem
Sovyet sanayi sağlığı kavramına uygun olarak yeniden örgütlenmiştir.
Çekoslovakya’da
işyerleri, karşılaşılan mesleki tehlikelere ve ekonomik önemlerine göre üç
gruba ayrılmıştır. İlk grup madenleri, dökümhaneleri, kimya fabrikalarını,
elektrik istasyonlarını, petrol sanayisini, demiryollarını ve atom
santrallerini kapsar. İkinci grupta ağır mühendislik tesisleri ve üçüncü grupta
diğer sanayiler vardır. Bu gruplardan her birinde işçi sağlığı hizmetleri
birinciden üçüncüye yasal gereklilikler hafifletilerek örgütlenir. Örneğin ilk
grupta her 800 işçiye bir hekim gerekli iken, ikinci grupta 1200 ve üçüncü
grupta 1600 kişiye bir hekim yeterli görülmektedir.
Çekoslovak işçi
sağlığı hizmetleri şu birimlerden oluşmuştur:
A. İyileştirici
Hizmetler:
1. Fabrika
Sağlık İstasyonu: Bir hekim veya hemşirenin görevli olduğu, bölge hastanesi
veya işçi sağlığı birimine bağlı çalışan en küçük birimdir.
2. Fabrika
Ayaktan Hasta Bölümü (Ambulatoryum): işyeri hekimleri, hemşireler, diş hekimi,
diş teknisyenleri, laborantlar ve genellikle dahiliye uzmanı, cerrah ve
jinekologlardan oluşan bir ekibin görev aldığı polikliniklerdir.
3. Fabrika
polikliniği:Büyük ambulatoryumlardır. Genellikle normal ambulatoryum ekibine ek
olarak bir fizyoterapist, bir göz hekimi, bir KBB uzmanı, bir dermatolog, bir
nörolog ve bir radyolog bulunur. Bazı poliklinikler fabrika hastaneleri içinde
yer alırlar.
4. Fabrika
hastaneleri: Bazı büyük tesislerin hastaneleri vardır ve bunlardan bir kısmı
fabrika poliklinikleriyle yakın işbirliği içinde hizmet sunarken, bazıları
doğrudan fabrika poliklinik hizmeti de sunarlar.
5. Gece
sanatoryumu: Büyük tesislerde ayaktan bakım hizmetlerini desteklemek amacıyla,
özellikle sağlıkları bozulmuş fakat hala çalışabilen işçilere hizmet sunarlar.
İşçilere sanatoryumda kaldıkları sürede yakın tıbbi gözetim, tedavi ve diyet
uygulanır.
6. Fabrika
kreşleri: 3 ay – 3 yaş grubu çocuklara hizmet sunar. En az 20 çocuk bulunan
yerlerde kurulur.
7. Fabrika
Ulusal Sağlık Enstitüleri: Büyük tesislerde şimdiye kadar sayılan ilk altı
birimin bileşiminden oluşan kurumlardır.
B. Önleyici ve
Koruyucu Hizmetler:
1. İşçi Sağlığı
Birimi:
- Ayaktan
hasta bakımı
- İşçilerin
işe giriş muayeneleri ile periyodik muayeneleri
- Sağlık
gözetimi, sağlık için potansiyel tehlikelerin izlemi
- Yönetim
ve sendikalarla birlikte işçilerin sağlığı ve ortam hijyeninin
iyileştirilmesi amacıyla kapsamlı bir önlemler listesi hazırlamak
2. Bölge SANEPİD istasyonlarının Sanayi
Hijyeni bölümü: Hekimler ve işçi sağlığı ile ilgili alanlarda uzmanlar
(kimyagerler, biyologlar, sanitasyon teknisyenleri vb) görev alırlar. Bölgedeki
sanayi hijyeni sorunlarını araştırmalarını sağlayacak laboratuarları vardır.
·
Tehlikeli işlerin
yapıldığı işyerlerinin listesini tutmak ve bunları yakından izlemek
·
Meslek hastalıklarının
kontrolünde diğer hizmetlerle işbirliği yapmak
·
Bölge SANEPİD ve sanayi
hijyeni ve araştırmalarda görevli işyeri hekimleri için teknik rehberlik
3. Bölgesel
Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün İşçi Sağlığı Bölümü: Bölge SANEPİD istasyonlarının Sanayi Hijyeni
bölümünü destekler.
- Meslek
hastalıklarının tanısı, kaydedilmesi, tedavisi ve kontrolü
- Çalışma
kapasitesinin değerlendirilmesi
- Bölgedeki
sağlık kurumlarına konsültasyon hizmetleri
- Epidemiyolojik
araştırmalar
Yönetimler,
sendikalar ve işçiler tıbbi hizmetlerin çalışmalarına yoğun olarak katılırlar.
Bunların oluşturdukları ortak komitelerin ana kaygısı hastalıkların ve
kazaların önlenmesidir. Sendikalar sosyal sigorta komiteleri yoluyla sağlık
hizmetlerinin çalışmalarını izlerler; işçi sigortası temsilcileri hastanın iyi
bir bakım aldığından ve tedavisine uyduğundan emin olmak için hasta işçilerle
yakın ilişkidedirler.
İşyeri Hekiminin İşlevleri
Sanayi sağlığı
hizmetlerinin kilit figürü işyeri hekimidir. Bölge sağlık ocağı hekimi gibi
devlet görevlisi olup, işçilerin sağlığından ve hizmetlerin standardından
sorumludur. Bir genel pratisyen ve bir sanayi hijyenistinin işlevlerini bir
arada yürütür. Dahiliye, cerrahi ve hijyen konularına hakimdir ve dahiliye ve
hijyen uzmanları ile iş kazaları için cerrahlarla birlikte çalışır. Görevleri
üç ana grupta toplanabilir:
1. Önleyici ve
Tıbbi:
a.
Kazalarda, zehirlenmelerde ve akut hastalıklarda ilk yardım
b.
İşçilerin işe uygun olup olmadığını belirlemek
c.
Ayaktan hastaların tedavisi
d.
İşçilerin çalışma kapasitelerini değerlendirmek, sakatlanmaların kaydını
tutmak, yönetim ve sendikalarla işbirliği içinde iş için yetersizlik
nedenlerini araştırmak, morbidite ve kaza hızlarını azaltmak için önlemler
önermek
e.
İşçilerin sağlığını tıbbi muayenelerle kontrol etmek (işçinin işe uygunluğunun
da değerlendirildiği işe giriş muayeneleri dahil)
f.
Tehlikeli işlerde çalışan işçilerin periyodik muayenelerini yapmak ve çalışma
koşullarının işçilerin sağlığı üzerine etkilerini araştırmak
g.
Düzenli olarak genç işçilerin, kadın işçilerin ve özellikle hamilelerin
sağlıklarını kontrol etmek
h.
Bakım önceliği olan işçileri izlemek ve hasta ya da sağlıkları iyi olmayan
işçileri periyodik olarak muayene etmek
i.
İşçilerin tıbbi kayıtlarını tutmak ve hastalanmaya yatkın işçileri düzenli
olarak muayene etmek
2. Sanitasyon ve
Epidemiyolojik:
İşyeri hekimi
SANEPİD ile işbirliği içinde
a.
Düzenli olarak işyerini teftiş eder ve gerekli kayıtları tutar, hijyen ve
güvenlik koşullarını iyileştirmek için önlemler önerir ve bunların yerine
getirilmesini sağlar
b.
Özellikle yeni işleklerin eklenmesi veya yeni üretim süreçlerinin uygulanmaya
konması durumları olmak üzere yasal sağlık tedbirlerine uyulmasını sağlamak
c.
epidemiyolojik tedbirlerin sanitasyon ve epidemiyoloji hizmetlerinin
tavsiyelerine göre alınmasını sağlamak
3. Sağlık
Eğitimi:
a.
Bu alandan sorumlu hekimin rehberliğinde sağlık eğitimi çalışmalarına katılmak
b.
Gönüllülerin (özellikle Kızılhaç gönüllülerinin) çalışmalarına rehberlik etmek
ve denetlemek, eğitimlerine destek vermek
c.
Yeni işçilere hijyen ve güvenlik eğitimi vermek
Akif Akalın
KAYNAKLAR
Akalın,
M.A. (2010). Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi. İstanbul: Yazılama
Yayınları.
Akalın, M.A. (2013). Toplumcu Tıbba Giriş: Toplumcu Tıp Ders Notları. İstanbul: Yazılama Yayınları.
Salimof, L. (2014). Azerbaycan ve Türkiye İş Sağlığı Güvenliği Karşılaştırması. A.Ü. SBE Çalışma Ekonomisi ve İlişkileri Bölümü AD. Yüksek Lisans Bitirme Projesi.
[1] Botkin Avrupa’da
dönemin önde gelen bilim insanlarıyla (Claude Bernard ve Rudolf Virchow gibi)
birlikte çalışmıştır.
[2] Çarlık
Rusya’sında yetkileri oldukça sınırlı olan Meclis.
[3] 1957 yılında Sovyetler Birliği’nde sanayi üretimi 1917 yılına göre
40 kat artmıştır. 1929 yılında 10.9 milyon olan sigortalı işçi sayısı, 1932
yılında 22.6 milyona ve 1934 yılında 23.4 milyona yükselmiştir.
[4] Sovyet devrimi
miladi takvimle 7 Kasım 1917 tarihinde gerçekleşmiştir.
[5] Çalışırken
aldığı maaşı kesintisiz olarak almayı sürdürür.
[6] 1930 yılından
sonra İkinci Paylaşım Savaşına dek geçen dönemde işsizlik sorunu tamamen
ortadan kalkmıştır. Bu dönemde işsizlik ödeneği için ayrılan paylar diğer
hizmetlere kullanılmıştır.
[7] Aynı yıllarda
ABD’de koruyucu hizmetlere ayrılan pay yalnızca yüzde 3,5’dir.
[8] Sovyetler
Birliği dünyada 8 saatlik iş gününü yasalaştıran ve uygulayan ilk ülkedir.
[9] Fabkom: fabrika
komitesi ve Mestkom: yerel komite.
[10] Bu
standartlar Birleşik Devletler’de 1937 yılında ve Almanya’da 1938 yılında kabul
edilmiştir. İsveç, standartları 1969yılında kabul etmiştir.
[11] Fabrika
Sağlık İstasyonu (Zdravpunkt): Bir hekim veya hemşirenin görevli olduğu, bölge
hastanesi veya işçi sağlığı birimine bağlı çalışan en küçük birimdir. SSCB’de
1956 yılında hekimlerin görev yaptığı 6.435, feldsherlerin görev yaptığı 13.564
fabrika sağlık istasyonu bulunmaktadır.
[12] 1935 yılında Sovyetler Birliği’ndeki meslek hastalıkları
enstitülerinin sayısı 25’e ulaşmıştır.
[13] Mülkiyeti emekcilerde olan kooperatif.
[14] İnsanların
sağlık örgütüyle ilk temas noktaları. Bu kurumlarda genel olarak ayaktan tedavi hizmetleri ve bireylere
ve çevreye yönelik koruyucu, önleyici hizmetler sunulur.
[15] Profilaktoryumlar
önleyici ve iyileştirici tıbbi hizmetlerin birlikte sunulduğu sağlık
merkezleridir.
[16] Feldsher terimi 15. yüzyıl Almanya’sında orduda görev yapan berber cerrahlardan köken
almaktadır. Günümüzde Birleşik Devletler’deki hekim yardımcısı veya
pratisyen hemşire kategorisine karşılık gelen bir sağlık emekçisidir.Bir hekim
gözetiminde hekimlik işlevlerinin çoğunu üstlenir. Tarihte Avrupa
ülkelerinde hekim açığını tamamlamak için kullanılmıştır. Teknik
olarak hemşire ile hekim arasında bir kategoridir. Genel tıp, hijyen ve
laboratuar feldsherleri vardır. Ebe feldsherler, gebe evlerinde görev
alırlar. Feldsher eğitimi yarım zamanlı (3yıl 10 ay) veya tam
zamanlı (2,5 yıl) alınabilir. Feldsherler tek başlarına (hekim gözetimi olmadan) ilk
yardım uygulamaya ve basit sağlık sorunlarıyla ilgilenmeye yetkilidirler.
[17] Gece sanatoryumu
Sovyetler Birliği’ne özgü bir sağlık kurumudur. Hastaneye yatacak kadar hasta
olmayan fakat tıbbi gözetim gerektiren hastalar kabul edilir. Gündüz işyerinde
çalışan işçiler, geceleyin bu sanatoryumlarda tedavilerini sürdürürler. Burada
ev ortamında veya dışarıda sağlanması güç olan özel diyetler sunulur. Vakaya
göre hidroterapi, masaj gibi uygulamalardan da yararlanılır. Gece
sanatoryumları hastaların uzun süre hastanede yatmak istemedikleri psöriasis
(sedef hastalığı) gibi hastalıkların tedavisinde çok kullanılır.
[18] Makalenin yayınlandığı dönemde SSCB nüfusu ABD nüfusundan % 18
kadar daha fazladır.
[19] SANEPİD istasyonları Sovyet çevre sağlığı sisteminin belkemiğidir. 1975
yılında Sovyetler Birliği’nde 5.500 kadar SANEPİD istasyonu görev
yapmaktadır.
[20] Makul Azami Konsantrasyon (MAK), atmosfer kirleticilerin günde 8
saat maruz kalmak suretiyle emekçilerin sağlıklarına zararlı etkisi olmadığı
kabul edilen en yüksek konsantrasyonudur (Maximum Allowable Concentration).
[21] Yazar, gezileri sırasında yalnızca birkaç fabrikayı ziyaret
edebildiklerinden, Sovyet standartlarının uygulandığı izlem aygıtlarının
kalitesi ve varlığını ilk elden gözleyemediklerini belirtmektedir.
[22] Bu müfettişler maaşlarını sendikalardan almaktadır.
[23] Jihlava, bugün Orta-Güney Çek Cumhuriyeti’nde, Bohemya – Moravya
yaylalarında, Jihlava nehri yanında bie şehirdir. 1240’dan itibaren gümüş
madenleriyle ünlenen kentte
1260 yılında kabul edilen madencilik yasası daha sonra başka ülkelere örnek
olmuştur.
[24] Bugün Jáchymov adıyla
Çekoslovakya sınırları içinde kalan bir maden (gümüş madeni) kasabası.
[25] 1713 yılında
Latince olarak yayınlanmıştır.
[26] Dr. J. Rambousek (1874 – 1917) fabrika hijyeni alanında Avrupa’nın önde gelen figürlerinden
biridir. Gewerbliche Vergiftungen adlı
kitabı 1913 yılında İngilizce’ye (Industrial Poisoning from Fumes, Gases, and
Poisons of Manifacturing Processes) çevrilmiştir.
[27] Orta Bohemya’da
bir şehir.
[28] 1902 yılında
Prag’da doğmuştur. 1932 yılında Çekoslovakya’da ilk Meslek Hastalıkları
Merkezi’ni kuran Teisinger, hekimlik yaşamını meslek hastalıkları ve sanayi
toksikolojisine adamıştır. 1948 yılında İşçi Sağlığı Birliği’ni kuran
Teisinger, hekimlerin yanında toksikolog, biyokimyacı, ergonomist, iş fizyoloğu
ve diğer teknik mesleklerden uzmanlarla birlikte disiplinler-arası bir
nitelikte olan İşçi Sağlığı isimli
bir dergi yayınlamaya başlamıştır. 1952 yılında Sanayi Hijyeni ve Meslek
Hastalıkları Enstitüsü’nü kuran Teisinger, 1970’lerde işçi sağlığına katkıları
nedeniyle Amerika ve Avrupa’da birçok ödül kazanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder