Hafta sonu Londra sokakları tarihinin
en büyük sağlık hakkı eylemlerinden birine sahne oldu. İngiliz sermaye
medyasının dahi katılımcı sayısının 250 bini bulduğunu söylediği NHS March
(Ulusal Sağlık Hizmeti Yürüyüşü) eyleminde İngiliz emekçiler, 1948 yılında elde
ettikleri “sağlık hakkı” kazanımını korumakta kararlı olduklarını ifade
ettiler.
NHS (ULUSAL SAĞLIK SİSTEMİ) NEDİR?
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nin Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Gazanfer Aksakoğlu, İngiltere’nin
National Health Service veya Ulusal Sağlık Hizmeti’ni şöyle tanımlamıştır:
“İngiltere’de
işçilerin Sovyetler Birliği emekçilerini örnek alarak ayaklanmasını önlemeye
dayalı genel strateji çerçevesinde, temel ilke olarak herkese eşit ve parasız sağlık
hizmetini, yerinde sunmak, ülkede yaşayan tüm bireylere tam olarak parasız
hizmet sağlamak üzere 1948’de devreye girmiştir”.
Başka yerlerde NHS için farklı
tanımlamalarla karşılaşılabilir. Ancak biz tarihi “sınıf savaşımının” bir ürünü
olarak gördüğümüzden, Aksakoğlu’nun NHS’e diyalektik ve tarihsel maddeci
yaklaşımını benimsiyoruz.
SAĞLIKTA GENEL VERGİLERDEN FİNANSMANI SAVUNMAK
Sınıfın Sağlığı’nda geçtiğimiz hafta
yayınlanan “CHP gerçekten muhalif bir parti mi?” başlıklı yazımızın konusu da
sağlık hizmetlerinin finansmanıydı. Kapitalist ülkelerde sağlık hizmetlerinin
finansmanında esas olarak iki model bulunduğu, bunlardan birinin sağlığın
“genel vergilerden” finanse edilmesi (Beveridge modeli), diğerinin ise
“primlerden” finanse edilmesi (Bismarck Modeli) olduğu anlatılmıştı.
Tarihsel olarak kendilerini “emek”
yanlısı olarak tanımlayan siyasi partiler, sağlık hizmetlerinin “genel
vergilerden” finanse edilmesini daha “adil” bularak, herkese eşit ve ücretsiz
sağlık hizmeti sunulması gerektiğini savunmuşlardır. Yine “emekten” yana
güçler, sağlık hizmetinin bir “devlet” hizmeti olması gerektiğini, özel
sektörün sağlıkta hiçbir şekilde yeri olmadığını savunurlar.
İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında,
emekten yana siyasi partilerin hükumete geldiği bütün kapitalist coğrafyalarda
Ulusal Sağlık Sistemleri kurulmuş ve sağlık hizmetleri, finansmanıyla,
örgütlenmesiyle ve sunumuyla bir “devlet” hizmeti olarak örgütlenmiştir.
1980’li yıllarda işçi sınıfı
hareketinin gerilemeye başlaması ve sosyalizmin çözülmesiyle birlikte, İkinci
Paylaşım Savaşı sonrasında işçi sınıfına vermek zorunda kaldığı tavizleri geri
almaya başlayan sermaye, ilk olarak “sağlık hakkına” göz dikti ve artık
hepimizin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimiz “sağlık reformlarını” önce
çevre ülkelerde uygulamaya koydu.
DÜNYA BANKASININ TÜRKİYE ÖRNEĞİ
İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra
Türkiye’de de sağlık hizmetleri bir “devlet” hizmeti olarak örgütlenmişti. 1961
Anayasası “Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve
tıbbî bakım görmesini sağlamakla ödevlidir” diyordu.
Gerçi sağlıkta özel sektör
yasaklanmamıştı, fakat sağlık hizmetlerinin finansmanı, örgütlenmesi ve sunumu
içinde özel sektörün payı “ihmal edilebilecek” düzeyde kalmıştı. Ancak emeğin
“örgütlü” kesimleri, başta tarım emekçileri olmak üzere diğer örgütsüz emek
kesimlerinin “sağlık hakkı” için yeterince mücadele vermediğinden, toplumun
geniş kesimleri kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlardı.
1980 sonrası dönemde Dünya Bankası ve
IMF, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması için ciddi bir çaba
içine girdiler. Önce sistematik olarak kamu sağlık kurumları çökertildi, daha
sonra sağlık “sermayenin” gereksinimleri doğrultusunda yeniden örgütlendi.
Bu çerçevede sağlık hizmetlerinin
genel vergilerden finansmanına son verilerek Genel Sağlık Sigortası kuruldu ve
sağlık hizmetlerinin maliyeti emekçilere yıkıldı. Yine hizmetler sermayenin
gereksinimleri doğrultusunda yeniden örgütlenerek, Sağlık Ocakları kapatılıp
yerlerine aile hekimliği modeli getirildi, hastaneler özel sektöre açıldı.
Türkiye’de 40 yıllık bir süreç içinde
sağlık bir “hak” olmaktan çıkartılarak, bir “imtiyaz” haline getirildi.
Hastalar “müşterileştirildi”, hastaneler “işletmeleştirildi” ve sağlık hizmeti
“piyasalaştırıldı”.
Bugün Dünya Bankası Türkiye’yi
“dünyaya” örnek gösteriyor.
İNGİLTERE’DE NELER OLUYOR?
Dünya Bankası ve IMF eliyle yürütülen
piyasalaştırma çabalarına, daha sonra GATT’ın yerini alan Dünya Ticaret Örgütü
ve Avrupa Merkez Bankası kanalıyla Avrupa Birliği’nin de katılmasıyla, “sağlık reformları”
gelişmiş (merkez) kapitalist ülkelere de genişletildi.
İngiltere ve diğer gelişmiş
kapitalist ülkelerdeki gelişmeler incelendiğinde, Dünya Bankası’nın Türkiye’de
AKP eliyle uyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın bu ülkelerde de adım adım
izlendiği görülebilir.
İngiltere’de “Sağlıkta Dönüşüm
Programı”nın adı “Sustainability and Transformation Plans” (STPs) veya
“Sürdürülebilirlik ve Dönüşüm Planları”dır. İngiliz emekçiler bu programın
sınıfsal özünü ve amacını kavramakta gecikmemiş ve STPs akronimini “Slash”
(baltala), “Trash” (tahrip et) ve “Privatize” (özelleştir) olarak tercüme
etmişlerdir.
Bugün İngiltere’de hükumet,
Türkiye’de 1991 – 1995 döneminde DYP – SHP koalisyon hükumetlerinin yaptığı
gibi kamu sağlık kurumlarının bütçelerini kısarak, bu kurumları “işleyemez”
hale getirmeye çalışmaktadır. Amaç aynı Türkiye’de olduğu gibi toplumu canından
bezdirmek ve “özelleştirin de kurtulalım” dedirtmektir.
Bunu anlayan İngiliz emekçileri
sağlık bütçesinde yapılmak istenen kesintilere direnmektedir. Sendika lideri
Jeremy Corbyn, sağlık sisteminin aşırı harcamalar nedeniyle değil, yetersiz
finanse edildiği için krizde olduğunu söylüyor. Hükumetin NHS’e “diz çöktürmek”
istediğini belirten sendika lideri, “sağlık haklarını” koruyacaklarını ifade
ediyor.
NHS YÜRÜYÜŞÜNÜ CHE’NİN KIZI DA DESTEKLİYOR
Küba devriminin efsanevi lideri
Ernesto Che Guevara gibi doktor olan kızı Aleida Guevara, İngiliz emekçilere
şöyle sesleniyor:
“NHS’i
korumak zorundasınız. Hükumettekiler NHS’i korumak istemiyorsa, halk korumak
zorunda. Baskı yapın. Haklarınız için savaşmak zorundasınız. Sendikaların ve
halkın yıllarca mücadele vererek elde ettiği kazanımların geri alınmasına izin
vermemelisiniz. NHS’i yalnızca siz koruyabilirsiniz. Ve bunu yapabilirsiniz”.
Akif Akalın
Akif Akalın
İLGİLİ MAKALELER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder