Kapitalist ülkelerde tıp eğitimi
almış hekimler, hastalarına kalp ve damar hastalıklarına karşı korunmaları için,
tansiyonlarına ve kolesterollerine dikkat etmelerini, sigarayı bırakmalarını
söyler. Hatta hastalarının tansiyon ve kolesterol düzeyleri “normalin”
üzerindeyse, çoğu kez çeşitli ilaçlarla “kontrol” altına almaya çalışır. Peki,
bunlar sizi mesela olası bir kalp krizi veya inmeden korumak için yeterli mi?
Bilimsel araştırmalar “kapitalist tıbbın”
önerilerinin kalp damar hastalıkları karşısında çok yetersiz kaldığını ortaya
koyuyor.
12 ülkeden 21 araştırmacının imzasını
taşıyan bir makalede, Avrupa’da “eğitim düzeyinin” koroner kalp hastalığı için “geleneksel”
risk faktörleri kadar önemli bir risk faktörü olduğu belirtiliyor (1). Diyelim
ilaçlarla kolesterolü düşürdünüz, eğitimi ne yapacaksınız?
Varsayalım eğitim sorunu da bir
şekilde çözülmüş olsun. Üniversite diploması günümüzde iş bulmaya yetiyor mu?
Roeffls ve arkadaşlarına göre, eğer iş bulamazsanız, kalp hastalıklarından “ölme
riskiniz” iş bulabilmiş olanlara nazaran “yüzde 63” daha yüksek (2). Varsayalım
tansiyonunuzu da kontrol altına aldılar… Aferin. Peki, iş de bulabilecekler mi?
Efendim? Doktorun işi insanlara iş
bulmak değil, ilaç yazıp kolesterolü veya tansiyonu düşürmek mi? Tamam. Peki,
hiç değilse hastasına “bak, ben senin kolesterolünü düşürdüm, tansiyonunu da
kontrol altına aldım, ama bir de iş bulman lazım, yoksa kolesterolünü,
tansiyonunu düşürmek bir işe yaramaz” demek de mi doktorun işi değil?
Aslında Barth ve arkadaşları tam da
bu noktaya parmak basıyorlar ve “sosyal destek” yokluğunun da, koroner kalp
hastalığı gelişmesi ve gidişatında çok önemli olduğunu söylüyorlar (3). Sosyal
destek de hekimin işi değil? Gerçekten mi? Aslında anımsıyorum da, bir zamanlar
Sağlık Bakanlığı’nın adı, Sağlık ve “Sosyal Yardım” Bakanlığı idi. Bakanlığın
adından “sosyal yardımı” kim çıkarttı?
Daha önce de birçok kez söyledik;
“toplumcu tıp” bir uzmanlık alanı değildir. Her hekim, uzmanlık alanı ne olursa
olsun, kapitalist tıp yerine toplumcu tıp uygulayabilir ve insanlara yardımcı
olabilir. Bunun için yapması gereken tek şey, eğitimi sırasında gözlerine takılan
“kapitalist tıp” gözlüğünü çıkartmak ve hastalarını yalnızca “biyolojik” değil,
aynı zamanda “sosyal ve psikolojik” varlık olarak görmeye başlamaktır.
Toplumcu tıp uygulayan bir hekim,
hastasına “sigarayı bırak” dediği kadar, “sağlığın sosyal belirleyicilerine
dikkat et” demelidir. İki öneri de “eşit” düzeyde bilimsel ve tıbbidir.
Hastasına yalnızca sigarayı bırakmasını söyleyen, fakat sağlığın sosyal
belirleyicilerine hiç değinmeyen bir hekim, “eksik” hekimdir. Eksik hekim
olmayalım, işimizi “tam” yapalım.
Akif Akalın
KAYNAKLAR
1. Veronesi G ve ark. Educational
class inequalities in the incidence of coronary heart disease in Europe. Heart.
2016; 102(12): 958 – 65.
2. Roelfs DJ ve ark. Losing life and
livelihood: a systematic review and meta-analysis of unemployment and all-cause
mortality. Social Science and Medicine. 2011; 72(6): 840 – 54.
3. Barth J ve ark. Lack of social
support in the etiology and the prognosis of coronary heart disease: a
systematic review and meta-analysis. Psychosomatic Medicine. 2010; 72(3): 229 -
38.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder