Kenya dünya üzerinde nüfusuna oranla hekim sayısının en düşük olduğu ülkelerden biri. En iyimser tahminlere göre 100 bin kişiye ortalama 15 hekim düşüyor. Küba’da 100 bin kişiye ortalama 762, OECD ülkelerinde 345, hatta Türkiye’de dahi 181 hekim düştüğü göz önüne alındığında durumun ne kadar vahim olduğu daha iyi anlaşılabilir. Bu yazıda Kenya’nın hekim gereksinimini gidermek için Küba ile yaptığı ikili anlaşma çerçevesinde Kenya’ya gelen 100 Kübalı hekimin öyküsünü paylaşacağız.
KENYA
Kenya’nın nüfusu 50 milyonun biraz üzerinde. Başkent Nairobi’de 4 ve ikinci büyük şehir Mombasa’da 1,5 milyondan fazla insan yaşıyor. Nüfusun geri kalanı, çoğu 100 bin nüfuslu bölgelerde, oldukça dağınık kırsal yerleşimlerde (nüfusun yüzde 75’i) yaşıyor.
Kenya Tabipler Birliği’ne 2.711’i uzman, kalanı pratisyen hekim olmak üzere 11.334 hekim kayıtlı ve bunlardan 2.204’ü uzman olmak üzere 6.394’ü Kenya’da aktif hekimlik yapıyor. 4 bine yakın Kenyalı hekimin “daha iyi bir gelecek” için şanslarını yurt dışında aradıkları belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği bin kişiye bir hekim oranını yakalamak için dahi ülkenin en az 40 bin hekime ihtiyacı var.
Kuşkusuz bu durumun tarihsel (sömürgecilik) ve toplumsal (kapitalizm) birçok nedeni var, fakat en gözle görülür nedenler arasında, eğitimlerini Kenyalıların vergilerine borçlu olan Kenyalı hekimlerin, kendileri için daha iyi bir gelecek umuduyla zengin ülkelere gitmeleri öne çıkıyor. Bu hemen hemen bütün Afrika ülkelerinin sorunu. Geçen yüzyıllarda kapitalist metropolleri kol gücüyle destekleyen Afrika, şimdi beyin gücüyle destekliyor.
Hekim kıtlığı nedeniyle ülkenin bazı kesimlerinde hizmet sunamayan Kenya, 2017 yılında ülkedeki hekim kıtlığını bir ölçüde giderebilmek amacıyla Küba ile görüşmelere başladı. Başlangıç olarak 100 Kübalı hekimin iki yıl için Kenya’ya gelmesi üzerinde mutabık kalındı. Plan, 2018 Mart’ında Kenya devlet başkanı Uhuru Kenyatta’nın Küba’yı ziyareti sonrasında hız kazandı.
KENYALI HEKİMLER HOŞNUTSUZ
Başından beri Kenya’ya “Kübalı” hekim getirilmesine karşı olan hekim örgütleri, durumun ciddiyet kazanması karşısında hızla harekete geçerek, Kenya hükumetini Küba’dan hekim getirme kararından döndürmeye çalıştırlar. Kenya Hekimler, Eczacılar ve Diş Hekimleri Sendikası (KHEDHS) Genel Sekreteri Dr. Ouma Oluga, Kenya’da yeterli sayıda hekim varken hükumetin Küba’dan hekim getirmesinin “etik olmadığını” iddia etti.
Kenya’da tıbbi hizmet sunumunun tek sorunu hekim kıtlığı değil, aynı zamanda hekimlerin ülke içinde “orantısız” sözcüğünün dahi gerçeği tam olarak yansıtmakta yetersiz kaldığı “dağılımı”. Kenya’da hekimlerin çoğu başkent Nairobi’de toplanmış. Kenya’da 100 bin kişiye ortalama 15 doktor düşerken, 1.340’ı uzman (ülkedeki uzmanların yüzde 61’i) toplam 3.702 hekim bulunan Nairobi’de, 100 bin kişiye ortalama 95 doktor (DSÖ’nün tavsiyesine yakın) düşüyor. Oysa Kenya’nın hiç hekim olmayan birçok yerleşim yeri var. Bu nedenle ülkenin birçok yerinden hastalar hekime görünebilmek için Nairobi’ye gelmek zorunda kalıyor.
Kenya Tabipler Birliği’nin protestolarına rağmen Nisan 2018’de Kenya ile Küba arasında anlaşma imzalandı ve Kübalı hekimler Haziran başında Kenya’ya gelmeye başladılar. Kübalı hekimlerin iki haftalık bir oryantasyon programından sonra Kenya’nın 47 bölgesine dağılması kararlaştırıldı. Kübalı hekimler arasında 53 Aile Hekimliği Uzmanı ve kardiyoloji, nefroloji, radyoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi, ortopedi, genel cerrahi, nöroloji, üroloji, beyin cerrahi, anestezi, endokrinoloji, baş – boyun cerrahi, dermatoloji, göz ve gastroenteroloji branşlarından 47 uzman hekim vardı.
Kenya hükumeti, Küba’dan gelen 100 hekimin öncelikle Kenyalı hekimlerin “gitmeyi kabul etmedikleri” ücra yerlerde istihdam edileceğini açıkladı. Buna rağmen Kenya Tabipler Birliği protestolarını sürdürmeye devam etti. Ancak Kenya hükumeti, 50 Kenyalı pratisyen hekimi kapsamlı toplum hekimliği (aile hekimliği) uzmanlık eğitimi için Küba’ya göndereceğini ilan edince, Kenyalı hekimlerin öfkesi daha da kabardı.
Küba Tabipler Birliği, Kenya hükumetinin Kübalı hekim getirme kararını iş mahkemesine taşıdı. Ancak Kenya Tabipler Birliği “Kenya’da 1.200 işsiz hekim varken, hükumetin Küba’dan hekim getirdiği” iddiasına ilişkin “kanıt” sunamayınca, mahkeme Kenya Tabipler Birliği’nin başvurusunu reddederek, Kübalı hekimlerin Kenya’nın Kenyalı hekimlerin gitmek istemedikleri ücra yerlerde görevlendirilebileceğini hükmetti. Yargıç Onesmus Makau kararın gerekçesinde, hükumetin sunduğu belgelerden, “Kübalı hekimlerin yeni mezun Kenyalı genç hekimlerin dahi gitmeyi kabul etmedikleri, yıllardır boş bulunan pozisyonlarda görevlendirildiğinin anlaşıldığını” belirtti.
YABANCI HEKİME DEĞİL, KÜBALI HEKİME KARŞILAR
Aslında Kenya yıllardır hekim gereksinimini “yabancı” hekimlerle hafifletmeye çalışıyor. Hatta Küba’dan 100 hekim getirilmesinin tartışıldığı günlerde Kenya’da 358’i ABD, 143’ü Hindistan ve 65’i Almanya yurttaşı olmak üzere toplam 1.019 “yabancı” hekim görev yapıyordu. Gerçi Kenya’ya gelen yabancı hekimler genellikle daha kısa süreli (6 ay) sözleşmelerle geliyorlardı, fakat ne Kenya Tabipler Birliği, ne de KHEDHS bugüne kadar ülkeye gelen “yabancı” hekimlere ses çıkartmamıştı. Şimdi Kübalı hekimler söz konusu olunca, Kübalı hekimlerin oranı toplam yabancı hekimlerin yüzde 10’undan az olmasına rağmen kıyamet kopmuştu. Bu arada okurlarımız için Kenya Tabipler Birliği ve Sendika’nın “anti-komünist” veya “ırkçı” örgütler olmadığını da belirtelim.
Kübalı hekimler böyle durumlara alışıklardı ve gelişmeleri sükunetle izlediler. Kübalı hekimlerin yardıma gittiği bütün kapitalist ülkelerde, yalnızca anti-komünist ve ırkçı hekimler değil, maalesef zaman zaman kendilerini “solcu” veya “sosyalist” olarak tanımlayan hekimler de, Kübalı hekimlerin ülkelerinde görevlendirilmemesi için mücadele ediyorlardı. En son Venezuela’da da aynı şeyler olmuş, Kübalı hekimler muhalefetin iktidarda olduğu eyaletlerde görevlendirilememişlerdi.
Bunun nedeni kapitalist ülkelerde hekimlik mesleğinin sınıf atlamak hayali içinde olanlar için bir “kaldıraç” işlevi görmesiydi. Bu ülkelerde insanları tıp fakültesine yönelten motivasyon, sosyalist ülkelerdeki gibi “topluma hizmet” olmaktan çok, toplumun acıları ve hastalıkları üzerinden kişisel ikbal sağlamaktı. Elbette bunun istisnaları vardı. Salvador Allende, Che Guevara, Norman Bethune, Victor Sidel ve daha niceleri kapitalist ülkelerde hekim olmalarına rağmen, hiçbir zaman insanların hastalıkları ve acıları üzerinden zengin olmayı hayal etmediler. Ancak ne yazık ki Kenya’daki ve diğer kapitalist ülkelerdeki hekimlerin çoğu için bunu söyleyebilmek kolay değildi.
Kenya’nın hekim örgütleri mahkemeden sonuç alamayınca, kamuoyunu Kübalı hekimlere karşı kışkırtma çabalarına girdiler. KHEDHS, Kenya hükumetinin Kübalı hekimlere 2 milyar Kenya lirasından daha fazla ödeme yapacağı yalanını yaymaya başladı. Ayrıca Kübalı hekimlerin Kenya’nın sağlık sistemini zayıflatacağını iddia ediyorlardı. Kenya Sağlık Bakanı, Kübalı hekimlere uzmanlıklarına göre Kenyalı kamu hekimleri gibi yılda 7,861 - 8,821 dolar ücret ödeneceğini açıkladı.
Kenya Tabipler Birliği Kübalı hekimlerin mesleki bakımdan “yetersiz” olduklarını ve Kenyalıların sağlığını Kübalı hekimlere emanet etmemesi gerektiğini savunuyordu. Kübalı hekimlerin neden olacakları malpraktis durumları için bütün imkanlarıyla Kenyalıların yanında olacağını açıklayan Kenya Tabipler Birliği, Kenyalıları Kübalı hekimlere ilişkin şikayetlerini kendilerine iletmeye davet etti (Bugüne kadar hiçbir Kübalı hekime yönelik malpraktis suçlaması yapılmadı).
İT ÜRÜR, KERVAN YÜRÜR
Kübalı hekimler her şeye rağmen ülkenin 47 bölgesine dağılmış, hizmet sunmaya başlamışlardı. Tahmin edilebileceği gibi Kübalı hekimlerin karşılaştıkları en büyük sorun “dil” engeliydi. Ülkede Kiswahili (Swahili) dili resmi dildi, fakat 40’tan fazla etnik grubun yaşadığı ülkede 50’den fazla dil veya lehçe bulunuyordu. Özellikle Kübalı hekimlerin görevlendirildikleri ücra yerlerde farklı diller, “yerel” lehçeler konuşuluyordu ve kimi zaman bu lehçeleri ülkenin başka yerlerinden Kenyalılar dahi anlamakta güçlük çekiyordu.
Gerçi Kübalı hekimler 60 yıldır dünyanın bütün coğrafyalarında dilini bilmedikleri insanlara hizmet vermekte deneyimliydiler. Kenya hükumetinin görevlendirdiği çevirmenler yetersiz kalınca kolları sıvayıp, yerli halka iletişimin yollarını aramaya başladılar. Nyeri Hastanesi’nde görevli olan Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Diana Rosa, kendisiyle röportaj yapan Capital FM muhabirine, Kübalı hekimlerin yerli dilini öğrenmelerinin en çok 4 – 5 aylarını alacağını söylüyordu. Hastanenin tıbbi direktörü Cyrus Njoroge de, Kübalı hekimlerin yerel dili, Kenyalı hekimlerden “daha hızlı” öğrendiklerini anlatıyordu.
Nakuru’da görevlendirilen iki Kübalı hekim, Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Mayroliz Benitez Rodriguez ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yanelys Herrera Soto, Vali Lee Kinyanjui’nin, deneyimlerini Kenyalı hekimlerle paylaşmaları talebini memnuniyetle karşıladılar. “Böylece Kenya’dan ayrılırken gözümüz arkada kalmayacak” diyorlardı. Ancak bir süre sonra “iş büyüdü”. Nakuru Sağlık Müdürü Dr. Samuel Mwaura, “komşu ülkelerdeki” (Uganda vb) hekimlerin de Kübalı hekimlerle birlikte çalışmak istediklerini söyledi. Kübalı hekimler bunu da memnuniyetle kabul ettiler.
Kajiodo’da görevlendirilen Kübalı Aile Hekimi Uzmanı ve Üroloji Uzmanı da kısa zamanda yerel halkın sevgilisi oldular. Aynı şekilde Mandera’da bir kaç ay içinde yerlilerle neredeyse “akraba” olan Aile Hekimi Uzmanı Aselerera Korea, akşamları işten çıkarken gün içinde kendisine getirilen hediyeleri taşıyamıyor, mesai arkadaşlarına dağıtıyordu.
Nyamira’da Kardiyoloji uzmanı Edy Cordero Suco, geldikten birkaç ay sonra Ekegusii lehçesini kapmayı başarmıştı. Kendisine muayeneye gelen hastalar, Kübalı hekimin kendilerini dünyada yalnızca birkaç bin kişinin konuştuğu Ekegusii lehçesiyle karşılayınca ne yapacaklarını şaşırıyorlardı. Dahası, zaman buldukça birlikte çalıştığı Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Yunia Puebla Ricardo’ya tercümanlık yapıyordu. Yıllardır hastanenin tıbbi direktörlüğünü yürüten Kenyalı kamu görevlisi dahi dillerini bu kadar iyi konuşamıyordu.
NİTELİKLİ HEKİMLİK HİZMETİ
Mandera, Vihiga, Marsabit ve Wajir’de Kenyalılar tarihte ilk kez uzman hekim görüyorlardı. Kendilerini bildiklerinden beri uzman hekim gerektiren durumlarda 300 kilometre yol kat etmeleri gerekmişti. Oysa Küba’da “pratisyen hekimlik” tarihe karışalı yıllar olmuştu. Küba’da tıp fakültesini bitiren hekimler Kenya’da (veya Türkiye’de) olduğu gibi hemen hasta bakmaya başlamıyor, önce uzmanlık eğitimine başlıyorlardı. Ancak uzmanlık eğitimini tamamlayan hekimler hasta bakabiliyordu.
Yıllardır Küba’da ilk basamakta (Türkiye’deki eski Sağlık Ocağı) Aile Hekimliği Uzmanları yanında Çocuk ve Kadın Doğum uzmanları görev yapıyordu. Kübalıların Çocuk veya Kadın Doğum uzmanına muayene olmak için hastaneye veya büyük merkezlere gitmesine gerek yoktu. Çocuk ve Kadın Doğum uzmanları da “sağlık ekibi” üyesiydi ve Aile Hekimi Uzmanı kadar yakınlarında, kendi mahallelerindeydi.
Tabii bunlar Kenyalılar (ve Türkiye’nin emekçileri) için rüya gibiydi. Nyamira’da Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Yunia Puebla Ricardo, Küba’da olduğu gibi gününü ikiye ayırıp, yarısını merkezde geçirdikten sonra diğer yarısında köyleri ziyaret ederek insanları muayene etmeye başladığında, Kenya medyası ilgisiz kalamadı. Böyle bir şey Kenya tarihinde ilk kez oluyordu. Bir doktor köye gidip, “ben geldim, sizi muayene etmek istiyorum” diyordu. Oysa Kenyalılar yıllardır kendileri hastanelere gidip muayene olamamışlardı.
Kübalı hekimlerin Kenya’ya ayak basması üzerinden henüz 3 ay geçmişken, Kübalı hekimlerin “bir” ay içinde 12 binden fazla hasta muayenesi yaptıkları açıklandı. Bu rakam Küba’daki bin kadar yabancı doktorun aynı sürede muayene ettiği hasta sayısından fazlaydı. Kübalı hekimlerin çoğu Kenya’nın o güne kadar uzun aralıklarla nadiren hekim atanmış 4 ve 5. Düzey hastanelerinde (sağlık merkezleri) çalışıyorlardı (Kenya’da birinci basamak örgütlenmesi yok denecek düzeyde).
BİR YILIN DOLMASINA AZ KALDI
Kübalı hekimler Kenya’da göreve başlayalı 10 ay oldu. Kenyalı yetkililer, yeterli hazırlık yapamadıkları için geçen süre içinde Kübalı hekimlerin hizmetlerinden yeterince yararlanamadıklarını belirttiler. Birçok nitelikli Kübalı uzman, gönderildikleri hastanelerde kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili donanım bulunmadığından, yapabileceklerinin çok azını yapabildi. Yetkililer önümüzdeki süreçte bu eksikliğin giderilmeye çalışılacağını bildiriyor.
Kenyalı yetkililer, geçen 10 ay içinde bütün Kübalı hekimlerin görev yaptıkları bölgede yaşayan insanların dilini konuşmayı öğrendiğini ve artık tercüman görevlendirmeye gerek kalmadığını, fakat yıllardır bu bölgelerde kamu görevi yapan çeşitli mesleklerden Kenyalıların hala yerel halkla iletişim kurmak için tercümana gereksinim duymasının üzerine düşünülmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Son olarak Kenyalı yetkililer, Kübalı hekimlerin sözleşmelerinin bitmesinden sonra eksikliklerinin nasıl doldurulacağının şimdiden düşünülmeye başlanması, Kübalı hekimlerin görev yaptığı yerlerde yaşayanların mağdur edilmemesi için çareler aranması gerektiğini söylüyorlar.
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder