Halkın Sağlık Hareketi (People’s Health Movement – PHM), 15–19 Kasım 2018 tarihleri arasında Bangladeş’te gerçekleştirdiği dördüncü kongresinin bildirgesini güncelledi.
Sınıfın Sağlığı okurları, PHM’in daha önceki eylemleri ve yayınları ile ilgili yazılarımızı anımsayacaklardır (blog arşivimizden erişilebilir). Sözcüğün tam anlamıyla “bir avuç” gönüllü tarafından kısa bir süre önce sağlıkta özelleştirmelere karşı çoğunlukla internet ortamında bir araya gelinen “uluslararası” bir platform örgütlenmiş ve Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına “alternatif” raporlarıyla gündem yaratmıştı.
Örgütün geçtiğimiz yıl sonunda gerçekleştirdiği Bangladeş toplantısı da (People’s Health Assembly 4 – PHA4) 73 ülkeden 1.400’den fazla aktivisti bir araya getirmeyi başardı.
Bildirgede 2000 yılında yayınlanan Halkın Sağlık Bildirisi ve 2005’te yayınlanan Cuenca Bildirgesi’nin (arşivimizden erişilebilir) güncelliğini koruduğu belirtiliyor. Hastalıkların ve sağlıkta eşitsizliklerin köklerinin ataerkilliğe, kastlaşmaya, ırkçılığa, köktendinciliğe, ayrımcılığa, transfobiye, bireyciliğe, insan-merkezciliğe ve neoliberal kapitalizme uzandığını savunan bildirge, tekelci kapitalizmin çıkarlarının ülkelerin egemenliklerini aşındırdığını ve insanların hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırdığını ifade ediyor.
SAĞLIK KRİZİ, KAPİTALİST MODELİN KRİZİDİR
Uluslararası tekellerle yan yana duran zengin ülkelerin, küresel kapitalizmin mevcut krizini kapitalist sınıfın çıkarları doğrultusunda yönetmek için neoliberal politikaları teşvik ettiği, düşük ve orta gelirli ülkelerin tek yanlı ticaret ve yatırım anlaşmalarına zorlandığı belirtiliyor. Bu politikaların insanların sağlığını şekillendiren sosyal koşulları ve kapsamlı sağlık bakımının finansmanını olumsuz etkilediği, sağlığın temel belirleyicilerini kötüleştirdiği, sağlık altyapısını ve hizmet sunumunu sakatladığı, hükumetleri kamu sağlığı sorumluluklarını terk ederek özelleştirmelere ve sigorta rejimlerine yönlendirdiği ifade ediliyor.
PHM ALTERNATİF VİZYONU
Bu politikalara karşı “eşitlik, ekolojik sürdürülebilirlik ve herkese sağlık” alternatifini savunan PHM, sağlığın sosyal, ekonomik ve çevresel adaletin sonucu olduğunu vurguluyor. Hükümetlerin, uluslararası mali kuruluşların ve Dünya Sağlık Örgütü içinde Birleşmiş Milletler kuruluşlarının tekellere değil halka karşı sorumlu olmasını ve evrensel, bağlama uygun, bütüncül ve kapsamlı, ayrımcı olmayan, insanları bağımlı kılmayan, kâr amacı gütmeyen “kamusal” sağlık sistemleri talep ediyor. Sağlık sistemlerinin, mevcut güç ilişkilerinin değiştirilmesi dahil, sağlığın sosyal belirleyicileri üzerine uygun eylem için bir platform oluşturması gerektiğini savunuyor.
2012 yılında yaptıkları Cape Town Eylem Çağrısı’nda (arşivimizden erişilebilir), halklar arasında sosyal ve politik güç inşa edilerek insanlar harekete geçirilmeden hiçbir değişimin mümkün olmadığının ifade edildiğini anımsatan bildirge, PHM aktivistlerinin sağlık hakkı için mücadele eden hareketlerle, halkların toprak, su, geçim haklarını savunan ve uluslararası tekellere ve bu tekellerin çıkarlarını savunan ulusal hükümetlerle mücadele edenler arasında köprü kurmaya çalışacaklarını belirtiyor.
PHM’in önümüzdeki dönem için altı başlık altında önüne koyduğu hedefleri önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı değerlendireceğiz.
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder