Friedrich Engels “İngiltere’de Emekçi
Sınıfın Durumu” kitabını yazdığında yalnızca yirmi dört yaşındaydı. Lisedeyken
okulu bırakmış olmasına rağmen, sağlığın ve hastalıkların sosyal
belirleyicileri kavramını Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tanımlamasından 150 yıl
önce geliştirdi. Analizlerinde kullandığı diyalektik maddeci yaklaşım,
hastalıkların “nedenlerinin nedenlerini” yorumlamakta elverişli bir yöntem
oldu. Ünlü Alman hekim Rudolf Virchow, Engels’in düşüncelerini tıbba tercüme
etti ve Avrupa’da toplumcu tıbbı geliştirdi. Ünlü Yukarı Silezya tifüs salgını
raporu toplumcu tıbbın başyapıtı haline geldi.
Friedrich Engels was only twenty-four
years old when he wrote “The Conditions of the Working Class in England”. Even
though he was a high school drop-out, Engels developed the concept of the
social determinants of health and diseases, 150 years before the World Health
Organization (WHO) defined it. The dialectical materialist approach that he
employed in his analyses proved a useful way of interpreting the “causes of the
causes” of diseases. Rudolf Virchow, the prominent German physician, translated
Engels’ ideas into medical language and promoted socialist medicine in Europe.
His famous report on Upper Silesia typhus epidemic became the masterpiece of
social medicine.
GİRİŞ
Toplumcu tıp ve toplumcu sağlık
anlayışının kurucusu Friedrich Engels, 28 Kasım 1820’de Almanya’nın Barmen
kentinde doğdu. 16 – 17 yaşlarında okulu bırakan Engels, Telegraph für
Deutschland gazetesindeki Wuppertal’dan Mektuplar köşesinde, bölgedeki
işçilerin ve emekçilerin durumunu ve kapitalist sömürüyü betimleyen yazılar
yazmaya başladı.
Henüz 21 – 22 yaşını sürerken
ailesinin işletmesinde çalışmak üzere İngiltere’nin Manchester kentine yerleşen
Engels, burada, kapitalizmin beşiğinde, işçilerin ve emekçilerin çalışma ve
yaşam koşullarını gözlemledi ve gözlemlerini 1845 Mart’ında İngiltere’de Emekçi
Sınıfın Durumu başlığı altında kitap olarak yayınladı.
İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu,
Engels’in 1842 Kasım – 1844 Ağustos dönemindeki 22 aylık gözlemlerinin,
tanıklıklarının, araştırmalarının ve okumalarının ürünüdür. Engels kitabını
1844 Eylül’ünde yazmaya başlamış, 6 ayda tamamlamıştır. Almanca olarak basılan
kitap, ancak 1887’de İngilizceye çevrilebilmiştir (Engels, 1997).
1. LİBERAL DÜŞÜNCENİN SAĞLIĞA / HASTALIĞA YAKLAŞIMI
Tıp / sağlık alanında herhangi bir
formel eğitimi bulunmayan Engels, işçilerin ve emekçilerin sağlık sorunlarını
diyalektik ve tarihsel maddeci bir yöntemle analiz ederek, tıbba ve sağlığa
yaklaşımda “toplumcu” bir tarz geliştirmiştir.
On dokuzuncu yüzyıl tıbbına egemen
olan miyasma kuramına göre hastalıkların nedeni, kabaca, çürüyen organik
materyalin çevreye yaydığı kötü havadır. Ancak tıbba yüzyıllardır egemen olan
bu kuram, on dokuzuncu yüzyıl başlarında sarsılmaya başlamıştır.
Fransa’da liberal görüşlü bir hekim
ve düşünür olan Louis Villermé, Paris’te mortaliteyi Seine nehrine uzaklık,
yükseklik vb gibi miyasma faktörlerinin değil, fakat bireylerin sosyo-ekonomik
durumlarının açıkladığını bilimsel olarak ortaya koymuştur. Bu bulgular, halk
sağlığı biliminin kurucusu olan Peter Frank’ın, “yoksulluk hastalıkların
anasıdır” tespitiyle uyum içindedir.
1800’lü yılların ilk yarısında, başta
İngiltere ve Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde liberal görüşlü
yazarlar tarafından, hastalıklar ile yoksulluk ve işçilerin, emekçilerin
çalışma ve yaşam koşulları arasında ilişkiler arayan, ortaya koyan çok sayıda
yayın yapılmış, miyasma kuramı giderek zayıflarken, hastalıkların
etiyolojisinde sosyo-ekonomik faktörler ve çevre öne çıkmaya başlamıştır.
Engels’in İngiltere’ye geldiği
dönemde yayınlanan 1840 Allison ve 1842 Chadwick raporları, emekçiler arasında
yaygın hastalıkların nedenlerini esas olarak yoksulluğa ve “çevresel”
faktörlere bağlamaktadır.
Liberal düşünce, sağlık sorunlarının
çözümünü de yoksullara yardım edilmesinde (hayırseverlik) ve emekçilerin
çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinde görmektedir. Ütopik sosyalistler
de benzer düşüncelerle, işçilerin ve emekçilerin durumunu kooperatifleşmeler
yoluyla iyileştirmeyi önermektedir (Akalın, 2013).
2. ENGELS’İN SAĞLIĞA / HASTALIĞA YAKLAŞIMI
Engels’in İngiliz emekçilerin sağlık
sorunlarına yaklaşımı, liberallerin ve ütopik sosyalistlerin yaklaşımından
farklı olarak daha “derinliklidir”. Engels emekçiler arasında yaygın olan
hastalıkların ve vakitsiz ölümlerin nedenlerinin yoksulluk veya kötü çalışma ve
yaşam koşullarında değil, bunlara da neden olan üretimin örgütlenmesinde ve
sosyal çevrede aranması gerektiğini savunmaktadır (nedenlerin nedenleri).
Engels’e göre sağlık sorunlarının
çözümü hayırseverlik ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının
iyileştirilmesinde değil, özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ve eşitlikçi bir
düzen kurulmasındadır (Akalın, 2013).
2.1. Sağlığın/Hastalıkların Belirleyicileri
Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü’nün
(DSÖ) sağlık modeli, Engels’in 1845 yılında İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu
kitabında çizdiği çerçeveye oturan bir modeldir. Sağlığı genel sosyal,
ekonomik, kültürel ve çevresel koşullar ile biyolojinin ürünü olarak tanımlayan
model içinde insanların çalışma ve yaşam koşulları özel bir yere sahiptir.
Ancak bugün hastalıkların
etiyolojisinde sosyal faktörlerin rolünü kabul etmek zorunda kalan sermaye
aydınları, on dokuzuncu yüzyıl liberalleri ve ütopik sosyalistleri gibi bu
faktörleri toplumsal – ekonomik düzenle ilişkilerinden “arındırarak” ele
almaktadır. Örneğin bireylerin gelir düzeylerinin sağlıklarının en önemli
belirleyicisi olduğunu, sağlıkta eşitsizliklerin temelinde gelir eşitsizliğinin
yattığını kabul etmekle birlikte, gelir eşitsizliğini “üreten” koşullara asla
hitap etmemektedir.
Bugün sermaye, tek tek hastaları
iyileştirerek toplumun daha sağlıklı hale getirilemeyeceğini, önleyiciliğin
tedaviden daha etkili olduğunu kabul etmekle birlikte, tıbbı ve sağlığı kendi
çıkarları doğrultusunda örgütlemeye devam etmektedir (Akalın, 2015).
2.2. Engels’in Döneminin Tıp Otoriteleri Üzerindeki Etkileri
Engels’in İngiltere’de Emekçi Sınıfın
Durumu başlıklı kitabında ele aldığı sağlık sorunları arasında çevresel
toksinler, kurşun zehirlenmesi, tüberküloz, tifüs gibi enfeksiyonlar, beslenme
ve gıda temini, alkolizm, sağlık personelinin dengesiz dağılımı, ölüm
hızlarında sınıf temelli eşitsizlik, iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi
konular yer almaktadır.
Ancak Engels çağdaşlarından farklı
olarak, işçi sınıfının sefil durumunun nedeninin ufak tefek yakınma konularında
değil, kapitalist sistemin kendisinde aranması gerektiğine inanmaktadır.
Engels’e göre emekçilerin içinde bulunduğu koşulları anla(t)mak yeterli
değildir, bu koşulları üreten mekanizmanın eleştirisi yapılmalı ve bu
koşullardan kurtuluş yolu önerilmelidir.
Engels’in düşünceleri ilk yankısını
Almanca konuşulan coğrafyalarda bulmuştur. Engels’in kitabını okuyan Alman
hekimler, Engels’in düşüncelerini tıbba “tercüme” etmeye başlamışlardır. Alman
hekimler arasında en öne çıkan, ismi toplumcu tıbbın kurucuları arasında ilk
sıralarda sayılan Rudolf Virchow’dur.
Virchow Engels’in sorunlara
yaklaşımda kullandığı diyalektik ve tarihsel maddeci yöntemi benimseyerek,
işçilerin ve emekçilerin yaşam koşullarının, kötü barınma ve beslenme
koşullarının onları hastalıklara “daha yatkın” hale getirdiğini, diğer bir
deyişle hastalıkların oluşması ve gelişmesi için “yeterli” koşulu yarattığını
savunmuştur.
Virchow bu düşüncelerini 1847/48’de
Yukarı Silezya kömür madenlerinde patlak veren tifüs salgınına ilişkin
raporunda ortaya koymuştur. Alman hükumeti tarafından bu tür salgınların
önlenmesi için alınması gereken tedbirler üzerine bir rapor hazırlamakla
görevlendirilen Virchow, 1848 Şubat ve Mart aylarında yaptığı incelemeler
sonunda salgının nedeninin tıbbi (biyolojik) olmaktan çok “sosyal” olduğunu
tespit etmiş ve bir daha böyle salgınlar görülmemesi için alınması gereken
tedbirleri şöyle sıralamıştır: Sınırsız demokrasi, karar yetkisinin yerele
bırakılması, herkese eğitim, kilisenin devlet işlerinden uzaklaştırılması,
vergi ve tarım reformu, endüstriyel kalkınma… (Akalın, 2013).
2.3. Toplumcu Tıp / Sağlık Anlayışı
1848 ayaklanmaları Avrupa’ya
yayılırken, Alman hekimler Virchow, Neumann ve Leubuscher Temmuz 1848 – Haziran
1849 arasında Tıp Reformu başlıklı bir dergi yayınladılar. Dergide toplumcu
sağlık anlayışına geniş yer verilirken, toplumsal yapı ile hastalıkların
dağılımı arasındaki ilişki tartışılmıştır. Sağlık için istihdam, ücret, barınma
ve beslenme koşullarının iyileştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
48 sayı yayınlanan dergide yer alan
fikirlerin bir kısmı şöyle sıralanabilir:
· Herkesin çalışma hakkı vardır.
· Herkesin sağlığının korunması toplumun
görevidir.
· Devlet halkın sağlığı ile yakından
ilgilenmelidir.
· Hastalıklarla mücadele sadece hekimlik
hizmeti ile sağlanamaz, sosyal tedbirler de gerekir.
· Sağlık ile sosyoekonomik koşullar
arasındaki etkileşim önemli bir araştırma konusudur.
Bu düşüncelerle, toplumcu tıbbın üç
temel ilkesi şöyle özetlenebilir:
1.
Sağlık doğrudan sosyal bir sorundur.
2.
Sosyal ve ekonomik koşullar sağlık, hastalık ve tıbbi pratik üzerinde
etkilidir.
3.
Sağlığı iyileştirmek ve hastalıklarla mücadelede, tıbbi tedbirler
yanında sosyal tedbirler de alınmalıdır (Akalın, 2013).
SONUÇ
Engels tarafından formüle edilen ve
Virchow’un tıbba tercüme ettiği toplumcu tıp / sağlık anlayışı, tarihte ilk kez
1917 Ekim Devrimi ile ete kemiğe bürünmüştür. Marx ve Engels’in en iyi
öğrencilerinden biri olan Lenin, sağlığın ve hastalığın sosyal
belirleyicilerini çok iyi kavrayarak, Sovyetler Birliği’nin ilk Sağlık Bakanı
olan yakın dostu Nikolay Semaşko ile birlikte, Rusya’da toplumcu bir sağlık
sistemi (Semaşko modeli) örgütlemeyi başarmıştır (Akalın, 2010).
Kapitalist toplumlarda bütün
yaşamlarını başkalarını zengin etmek için harcayan on binlerce erkek ve
kadının, açlıktan ve sürekli beslenme yetersizliğinden perişan olmalarının,
iğrenç çalışma ve sefil barınma koşullarının, aşırı çalışmalarının neden olduğu
hastalıklar nedeniyle vakitsiz öldüğünü ifade eden Lenin (1901), Rusya’da
öncelikle bu hastalıklı iklimi ortadan kaldırmıştır.
Yirminci yüzyılda sosyalizm yoluna
giren birçok ülke, toplumcu tıp / sağlık anlayışını benimseyerek, sağlık
sistemlerini emekçilerin (halkın) gereksinimleri doğrultusunda
örgütlemişlerdir. Günümüzde de toplumcu tıp Küba’da yaşatılmakta ve Kübalıların
sağlığı ve iyiliğine katkı sunmaktadır.
Akif Akalın
http://bilimveaydinlanma.org/engels-ve-toplumcu-tip/
KAYNAKLAR
Akalın, A. (2010). Toplumcu Tıp:
Sovyetler Birliği Deneyimi. İstanbul: Yazılama Yayınları.
Akalın, A. (2013). Toplumcu Tıbba
Giriş: Toplumcu Tıp Ders Notları. İstanbul: Yazılama Yayınları.
Akalın, A. (2015). Sağlığa ve
Hastalığa Toplumcu Yaklaşım. İstanbul: Yazılama Yayınları.
Engels, F. (1997). İngiltere’de
Emekçi Sınıfın Durumu. (Y. Fincancı, Çev.) Ankara: Sol Yayınları.
Lenin, V.I. (1901). Another Massacre.
Erişim tarihi: 29.08.2019
https://www.marxists.org/archive/lenin/works/1901/may/07.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder