“Toplumcu
tıp tarihi, sağlığı/hastalığı belirleyen etmenleri doğa-üstü güçlerde arayanlar
ve biyoloji içinde hapsetmeye çalışanlarla, sağlığın/hastalıkların toplumsal
belirleyicilerini gün yüzüne çıkartmaya çaba gösterenlerin arasındaki ardıcıl
savaşımın tarihidir.”
Günümüzde
tıp eğitiminin "toplumcu" bir nitelikte olduğunu söylemek, tıp
eğitimin toplumcu bir bakışla hekim yetiştirdiğini söylemek imkansızdır. Hatta tıp
dünyası içinde dahi tıbbın toplumcu bir nitelik taşıması gerektiğini
düşünmeyenlerin sayısı, ne yazık ki, ülkemizde ve dünyada azımsanmayacak
derecede fazladır.
Bu
durumun oluşmasında elbette günümüz kapitalist toplumu, üretim ilişkileri ve
sağlık hizmetlerinin insan ve toplum sağlığına fayda etmekten çok kar etmeye yönelik işlemesi gerçeği belirleyici
olmaktadır.
Peki,
tıbbın toplumcu bir bakışla hayatımızda olması gerektiğini
düşünenler, yani günümüz tıp dünyasındaki bu "nitelikli azınlıktaki" insanlar,
düşüncelerini yaymak, geliştirmek ve bu bakışı hayata
geçirebilmek konusunda ne kadar özgür bir ortam bulabilmekteler?
Cevap;
ülkemizdeki tıp fakültelerinin müfredatı, akademideki baskılar göz önüne alınınca
kolaylıkla görülebileceği gibi oldukça kısıtlı bir özgürlük alanı ve
imkan vardır, bu alanda tartışmak ve bir birikim elde etmek isteyenler için.
ÇAPA'DA BİR HAYALET DOLAŞIYOR
4
yıl kadar önce, Çapa'da bir grup öğrenci, akademisyen ve hekimin bu alanda
beraber çalışmak ve birikim oluşturmak üzere
bir araya gelmesiyle başlayan süreç, seminer biçiminde ilerleyen toplantılarla
başlayıp, İTF Tıp Eğitimi Anabilim Dalı'ndan hocamız Dr. Akif Akalın'ın büyük
emekleriyle fakültede seçmeli ders olarak işlenmesiyle devam ediyor.
Daha
önce Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi (2010) kitabı ve
çeşitli yayınlardan çıkan derleme kitaplarıyla bu alanda çok değerli üretimler veren Dr. Akalın hocamız, Toplumcu Tıbba Giriş kitabını bahsi
geçen seminer ve sonrasında derslerdeki notlarından oluştuğunu belirtiyor.
Kitabın en önemli amaçlarından birinin de "ülkemizde toplumcu tıp
literatürünün zenginleşme katkıda bulunmak olduğu" yine kitabın önsözünde
vurgulanıyor.
ÇAPA'DA TOPLUMCU TIP DERSLERİ TECRÜBESİ HAKKINDA
Yazının
bir kitap incelemesi, tanıtımı olarak yazılsa da, elimizdeki kitaptan bahsederken Çapa'da ortaya
konan "toplumcu tıp dersleri" tecrübesinden de bahsetmek gerektiğini
düşünüyorum.
Çapa'da
3 yıldır devam eden "Toplumcu Tıp Bakış Açısıyla
Vaka İncelemeleri" seçmeli dersi her sene başta ilk dönemden
öğrenciler olmak üzere yüksek katılımlı şekilde
devam ediyor.
Ben
de, tıp fakültesine 3 yıl önce başlayan biri olarak, fakülteye gelmeden önce
yeni yayınlanmış olan Toplumcu Tıbba Giriş kitabını okumuş ve
fakültede yaptığım ilk iş olarak -abartı yoktur- seçmeli ders seçiminde aniden karşıma çıkan Toplumcu Tıp
dersini seçmişimdir. Bu dersleri alabilmiş olmanın
hayata ve tıbba bakışımı büyük oranda beslediği ve güçlendirdiğini rahatlıkla
söyleyebilirim.
İTF'lilerin bileceği
üzere Çapa'daki tıp eğitimi içerisinde öğrenciler tarafından çoğu zaman angarya
olarak görülen bu seçmeli dersler içinde, -çoğunluğunu sosyal alanlara
odaklanan derslerin oluşturduğu belli birkaç dersi tenzih ederek- nasıl oldu da
bir seçmeli ders bana ve diğer katılımcılara bu
denli faydalı oldu, bizde bu denli iz bırakabildi?
Cevabı çok
basit; yapılan iş, insanlığın ilerici birikimini bütün baskılara rağmen tıp
alanında var etmeye çalışan bir ders olarak çok güçlü bir öz barındırıyordu.
Akif hocamız bunu bildiği için dersler başladıktan sonra verdiği bir röportajda toplumcu tıp derslerinin ülkemizdeki diğer tıp/sağlık fakültelerinde
de başlayabilmesini umduğunu ve bunun için emek gösterilmesi gerektiğini
söylemişti.
Derslerde,
çeşitli romanlardan kuramsal kitaplara, tarihsel olaylardan, devrimlerden devrimci
hekimlere çeşitli konulara ve olgulara odaklanmış tartışmalar
yürüterek -evet, tartışarak, ders büyük oranda belirlenen konuların
öğrencilerin sunumlarıyla başlatılabilmesine olanak sağlıyordu- tıbbın tarihin
çeşitli dönemlerindeki uygulanma biçimleri bütünlüklü bir biçimde ele
alınıyordu.
KİTABA DÖNERSEK...
Aslında
yukarıda derse dair kısaca yazdıklarım, bu derslerin bir çıktısı olduğunu
göz önünde bulundurursak kitabın da içeriğini ve yaklaşımını büyük
oranda yansıtıyor.
Burada
ise yalnızca, kitabın biçim olarak derslerdeki katılımcılığı sağlamasına
olanak vermemesi dezavantajını, içeriğin niteliği, çeşitli olguların gerekli düzeyde
açıklanarak içeriği beslemesi, tarihsel kişiliklerin hayatları üzerinden
dönem ve yaklaşımları anlatmasıyla okuyucuya konuyu bilimsel olarak ele almanın
yöntemlerini kolayca kavratmasıyla dengeliyor olduğunu belirtmek
isterim.
Kısaca,
bu kitabın Türkiye'de toplumcu tıp hakkında Türkçe bir kaynaktan okumak isteyen
herkes için en uygun ve en nitelikli kitap olduğu kolaylıkla söylenebilir.
BİZE DÜŞEN
Bize
düşense, yani bu "bozuk" sağlık sisteminin içine atılmak üzere
temelinden bozuk bir tıp eğitiminin içinde bulunan biz öğrencilere, hatta
akademisyenine, hatta hatta işçisine, çalışanına ve bütün insanlara düşense, insanca bir yaşam
için hak ettiğimiz üzere "insana hizmet eden" bir tıp anlayışını örgütlemektir.
Bunu örgütlemekse tıbbın nasıl olması gerektiğini
bilmek üzere bir birikim sağlamayı da içerse de, bunun yetmeyeceği ortadadır.
Eşitlikçi
bir yaşamın kurulmasıyla gerçekleşebilecek olan tıbbın toplumcu bir anlayışla
uygulanması, tüm boyutlarıyla verilecek bir mücadelenin eseri olacaktır.
Aynı kitaptaki
her bir örneğin bize gösterdiği gibi...
Not: İTF'de hocamız
olmasıyla gurur duyduğumuz, ilerici değerlerin her daim arkasında duran sevgili
Akif Akalın hocamızın bulunduğu kurumdan emekli olması sebebiyle
bu sayımızda kitabını tekrardan öğrenci arkadaşlarımıza tanıtmak, bu birikimi onlara da
aktarmak ve hocamıza minnet duygularımızı iletmek
istedim. Yolunuz, yolumuz açık olsun hocam...
Mustafa Ersözlü
Yazı İTF Fikir ve Felsefe Kulübü ve CTF Bilim ve Felsefe Kulübü yayını olan SİNİSTRA dergisinin Aralık 2015 - Ocak 2016 (Sayı: 6) nüshasında yayınlanmıştır (Sayfa: 14 - 15).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder