Ütopya (1), Thomas MORE (2) tarafından 16. yüzyılın
başlarında ortaya konmuş bir toplumsal projedir. ' Toplumsal yaşamdaki bütün kötülüklerin kaynağının özel
mülkiyet olduğu savunan More, ideal bir toplumun,
ancak özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşebileceğini, böylece herkesin genel fayda için çalışacağını, kişisel çıkarın halkın ortak çıkarı ile birleşeceğini
düşünmüştür.
More, projesini, Portekizli bir gezgin olan ve Amerigo
Vespucci 'nin (3) Yeni Dünya yolculuklarına katılan öykü
kahramanı Raphael Hytloday ın ağzından anlatır. Raphael
bu yolculuklardan birinde Ütopya adasına gitmiş ve
burada beş yıl yaşadıktan sonra, "yeni" dünyayı "eskisine"
anlatmak için geri dönmüştür.
Ütopya bir tarım toplumudur. Her şey toplumun
ortaklaşa mülkiyetindedir. Bütün zenginlikler ve ürünler,
herkesin ortaklaşa emeğiyle yaratılmakta ve herkese
gereksinimi ölçüsünde, eşit olarak paylaştırılmaktadır.
Ülkenin bütün kurumları (politika, hukuk, eğitim, sağlık,
askerlik, din vb.) bu ilişkiler temelinde yükselmekte ve
gündelik yaşam, bu ilişkilerin birer fonksiyonu olarak
kendisini göstermektedir.
Çalışmamızın amacı, More'un Ütopya'sında ortaya
konan sağlık alanındaki görüşleri incelemek ve 16. yüzyıl
başlarında ortaya atılmış olan, ancak üzerinden beş yüzyıl
geçmiş olmasına rağmen henüz aşılamamış bulunan
ülkülere yeniden dikkat çekmektir.
Sağlığın Ütopyası:
Thomas More'un sağlık alanındaki ütopyası, sağlığın
herkes için bir hak olması ve bu alanda da toplumsal bir
eşitlik sağlanması ilkesine dayanmaktadır. Özellikle, sağlık
hizmetlerinden herkesin gereksindiği kadar yararlanabilmesi için önerdiği örgütlenme modeli, bu konuda
ne kadar duyarlı olduğunun en açık göstergesidir. Diğer
yandan More'un yaşamın amacı konusundaki düşünceleri
de, ütopya içinde sağlık alanının özel bir yer tutmasına
ve toplum projesinin neredeyse temel taşlarından biri
olmasına zemin oluşturmuştur.
More'a göre insanların tüm davranış ve erdemlerinin
amacı, yaşamdan keyif almaktır. Keyif sözcüğünü,
insanın doğal bir zevk aldığı her türlü ruh ve beden
durumu" olarak tanımlayan More, insanların duygularıyla
değil, akıllarıyla doğal zevklere, keyiflere ulaşacağını
savunmuştur. Bu anlamda, insanlar için, yalnızca iyi ve
dürüst zevkler (gerçek zevkler) mutluluk kaynağı olabilir.
More, gerçek zevkleri, ruha ve bedene ait zevkler olmak üzere iki kısımda toplamaktadır. Düşüncenin eğitimi
ve gerçeği anlamanın verdiği keyif ruhun zevklerini oluştururken, bedensel zevkler de ikiye ayrılmaktadır:
1. Yemek, içmek, barsak salgıları, cinsel boşalım vb. gibi bedenin fizyolojik gereksinimlerinin yanıtlandığı,
duyularımızda ivedi ve açık bir etkide bulunan zevkler.
2. Müziğin verdiği keyif gibi, insanın içindeki coşkulu,
etkileyici ve çekici, ilginç bir güçten kaynağını alan zevkler.
More, bu noktada, bedensel zevkler ile sağlık arasında
doğrudan bir ilişki kurmakta ve bu ilişki, More'un sağlığa
yaklaşımının felsefi boyutunu oluşturmaktadır. Yaşamdan
keyif almanın önemli bir unsuru olan bedensel zevkler,
More'a göre, "Organlar arasındaki sürekli bir dengeden
ve düzenli bir sağlıktan kaynaklanırlar." Ağrısı olmayan
bir insan, bir dış etken olmadan da, kendiliğinden bir
rahatlık içindedir. Sonuç olarak şöyle bir mantık kurulmaktadır:
"Yaşamın amacı keyiftir. Keyfin önemli kaynaklarından
biri bedensel zevklerdir. Bedensel zevkleri n kaynağı sağlıktır".
Bu zincir, More'u, Sağlıklı olmak, gerçek mutluluğun
(yaşamın amacının) esas kaynağıdır" düşüncesine götürür.
Çünkü, insan sağlıklı değilse, yaşamın tadı ve zevki kalmaz.
Sağlıklı olunmadan hiçbir keyif yaşanamaz. Sağlıklı
olmayan bir kişinin bedeni, bir ölüden farksızdır.
Sağlık ve Hastalık:
More'a göre hasta bir insanın duyduğu elem, zevkin
baş düşmanıdır. Bu nedenle hastalık da, sağlığın baş
düşmanıdır. insanlar, sağlıklarını tehlikeye atacak her
şeyden 'kaçınmalı ve hastalık etmenleriyle savaşmalıdırlar.
Bu düşünce tarzıyla More, sağlık konusunda bütünsel bir
kavrayışa ulaşmakta ve sağlık hizmetlerini "koruyucu,
geliştirici, tedavi ve rehabilite edici" hizmetlerin bireşimi
olarak görmektedir.
Beden, baş düşmanı olan açlık ile, yemekler aracılığıyla
sağladığı faydalı besinlerin yardımıyla savaşmakta ve
besinler sayesinde düşmanı kovarak mutlu olmaktadır.
More'a göre akıllı biri, hastalandıktan sonra ilaç derdine
düşeceğine, önceden hastalığın önüne geçmeli ve elemi
dindirmeye çalışmaktan çok, önlemeye çalışmalıdır.
Sağlık sorunlarına ilişkin referanslarını Hippokrates (4) ve Galenos'tan (5) alan More'a göre hastalıkların iki
kaynağı vardır. Bunlardan birincisi dış etkenlerdir. Doğada
var olan ve insanların sağlıklarını korumak için kaçınmak
zorunda oldukları her şey bu gruba girer. ikincisi ise
zamandır. Yaşlılığı da bir tür hastalık olarak kabul eden
More, zamanla bedenin yıprandığını düşünür.
İnsanlar, sağlıklarına zarar verebilecek her şeyden
kaçınmanın ötesinde, bedenlerinin (fiziklerinin) düzgünlüğünü, atikliğini ve sağlıklı olmasını, yaratılışlarını en
güzel ve en sevindirici ödülü olarak görmeli ve bedenlerini
büyük bir zevkle geliştirmelidirler. Bedenlerinin zevklerini
karşılarken, daha büyük bir zevkin yaşanmasına engel
olabilecek ve sonuçta elem getirecek her türlü zevkten
uzak durmalıdırlar.
More, sağlıklı bir insanın, sağlığının değerinin farkında
olamayacağı düşüncesine katılmaz . Ona göre insan, ancak
uyurken ya da hastaysa sağlığının bilincinde olamaz.
Sağlıklı olmaktan haz duymaması için insanın, put kesilmesi ya da kendinden geçmiş olması lazımdır.
More, Ütopya'da, insanların sağlıklarının korunması
için, bir dizi kamusal tedbir öngörmekte ve bunları bir
devlet yükümlülüğü olarak ortaya koymaktadır. Sağlığın
korunması ve bedenin hastalıklarla savaşmasında beslenmeye büyük değer biçen More, gıda maddelerinin üretiminden tüketimine kadar bütün süreçlerde, toplumsal
fayda ve eşitlik ilkeleri yanında, bu süreçlerin sağlık koşullarına uygun olması noktasında büyük bir titizlik göstermektedir.
Ütopya'da şehirlerin ve köylerin tüketecekleri yiyecek
ve içecekler, önceden ayrıntılı hesaplarla saptanır ve
böylece baş düşman olan açlığa karşı tedbir alınır. Ürünler,
şehir pazarına (dağıtım noktası) getirilmeden önce
kontrolden geçirilmektedir. Eğer ürün, "Kokusu ile havayı
bozarak, salgın hastalıklara neden olabilecek" ise, şehre sokulmasına izin verilmez. Sağlığa uygun besinler, şehir
dışında, akarsularda yıkanıp temizlendikten sonra pazara
getirilebilir. Ürünleri tüketmek için alanlar da, yemeden
önce yıkayıp temizlerler.
More, insanların su gereksinimlerinin yanıtlanması
için, modern bir şebeke öngörür. Kaynaklardan borularla
alınacak olan su, en kıyıda kalmış yerlere kadar şebeke ile
ulaştırılacak, bunun mümkün olmadığı yerlerde, yağmur
sularının biriktirildiği sarnıçlar kullanılacaktır.
More, Ütopya'da insanların kerpiç vb. evlerde oturmalarına izin vermez. Evlerin duvarları taş ya da tuğladan
olmalı, çatısı yağmura dayanıklı olmalı, ışık alabilmesi ve
rüzgardan korunabilmesi için pencereleri camdan
olmalıdır. Evlerde bebekler için bir oda ayrılmalıdır . Bu
odada ocaklar, temiz su ve beşikler olmalıdır .
insanların emekleri boşa akıtılmamalı ve insanlar
gereksiz işlerde fazla çalıştırılarak yorulmamalıdır.
İnsanların bir günde altı saat çalışmaları yeterlidir. More, çocukların pratik eğitim için tarımda çalıştırılmalarında onların
fiziksel gelişmelerine katkı sağlaması bakımından da bir
fayda görmektedir.
Ölüm ya da hastalık dışında, her anne çocuğunu
kendisi emzirmelidir. Anne hastalanır ya da ölürse, bebeğe
bir sütnine bulunması, yöneticilerin eşlerinin görevidir.
More, tedavi edici sağlık hizmetlerinin, bir devlet
hizmeti olarak örgütlenmesini öngörmektedir. Nüfus ve
coğrafyaya dayalı bir model sunar. Buna göre altı bin
ailenin yaşadığı şehirler, dört eşit mahalleye bölünmüş
ve her bin beş yüz ailenin yaşadığı mahalle için, surların
dışında bir hastane planlanmıştır. Bu hastaneler de küçük
birer şehir gibidirler. Sayıları ne kadar çok olursa olsun,
hastalar bu geniş hastanelerde sıkışık ve rahatsız edici bir
duruma düşmezler. Bulaşıcı hastalıkları olanlar ayrı bir
bölümde yatabilirler.
Hastalar, hastanede yatarak tedavi olmaları için asla
zorlanmazlar, fakat özendirilirler. Hastaneler o kadar iyi
düzenlenmiş ve hekimler hastaları ile o kadar ilgilidir ki,
hastalar, büyük bir şefkat ve özenle bakım göreceklerini,
iyileşmeleri için, ne ilaçlardan ne de yiyeceklerden sakınılmayacağını bildiklerinden, evlerinde yatmak yerine,
hastaneleri tercih ederler.
More'un Eşitlik" anlayışının, basit bir aritmetik
eşitlikten öte çağdaş bir eşitlik anlayışı olduğunun, eşitlik
kavramından, gereksinimi kadar sonucunu çıkarttığının
en somut örneği, yiyeceklerin dağıtımında, hastalara
öncelik verilmesinde görülür. Pazara gelen yiyecekler
dağıtılmadan önce, hekimlerin hastalar için talep ettikleri
yiyecekler hastane sorumluları tarafından alınmakta, geri
kalan yiyecekler sağlıklı insanlar arasında paylaştırılmaktadır.
More, sakat ve özürlü insanları da hem yasal, hem de
ahlaki yönden korunmaları için tedbirler öngörmektedir.
Ütopya'da sakat ya da özürlü bir insanla, bu eksiklikleri
yüzünden dalga geçmek, büyük suç oluşturan davranışlar
arasında başta gelmektedir. Bir kişi yalnızca hasta ya da
sakat olduğu gerekçesiyle eşinden ayrılamaz. Yine bir
kimsenin yardıma ve bakıma en çok gereksinim
duyulduğu bir zamanda kenara itilmesi, yaşlıların hor
görülmesi (yaşlılıkta bir hastalık olarak kabul edilmektedir)
bir hakaret olarak kabul edilmektedir.
Ölüm ve Ötanazi:
Sağlıklı olmayan bir bedenin ölüden farksız olacağını
düşünen More, ölümden sonra farklı " bir yaşam ümidiyle
avunur. Böylelikle tanrının istek ve iradesinin bir ürünü
olan ölüm, biraz daha kabullenilebilir bir hale gelir. Hastaları için ağlayan Ütopyalılar, cenazeleri için ağlamazlar.
Çünkü, insanları ölümden sonra sonsuz bir mutluluk
beklemektedir. Ancak kişiler, bu mutluluğa kavuşmak için,
kendi canlarına kıyamazlar. Böyle bir davranış tanrının
arzusuna karşı gelmek olur. İntihar edenler, gömülmek
ya da yakılmak hakkından mahrum kalırlar ve cesetleri
bir bataklığa atılır .
Ölüme ilişkin bu düşüncelerini, yaşama ilişkin
düşünceleri ile senteze ulaştıran More, tedavisi olanaksız
hastalıklar için çözümü "Ötanazi"de bulur. More'a göre,
tedavisi olanaksız bir hastanın, ölmek yoluyla bu illetten
kurtulması ahlaka uygun bir davranıştır. Böyle bir ölüm
intihar sayılamaz, ancak yönetici ve rahibin de onayının
alınması gereklidir. More, daha da ileri giderek, zaten
umarsız hastalığı nedeniyle yaşamdan keyif alamayan,
bir bakıma ölmüş olan ve yaşamı bir işkenceye dönüşen
bir hastanın ötanazi için ikna edilmesi, cesaretlendirilmesi
yönünde tavsiyelerde bulunur. Ancak bu düşüncesini,
böyle hastaların öldürülmeleri gerekliliğine kadar
vardırmaz ve bütün ikna çabalarına rağmen ölümü kabul
etmeyen hastalara da, şefkat ve özenle, hiçbir fedakarIıktan kaçınmadan bakılması gerektiğini söyler.
Ötanaziye ikna olan hasta, isteği yönünde, ya aç kalmasına izin verilerek ya da uyuşturucu bazı ilaçlar yardımıyla, uykudayken, acısız bir ölümle, hastalıktan kurtarılır.
Tıp ve Hekimlik:
Alınacak bütün tedbirler sonucu, bireylerin ve toplumun zaten sağlıklı bir yaşam sürdüreceklerine inanan
More'a göre hekimlik, saygın olan ancak pek de gerekli
olmayan bir meslektir. Bu konuyu açabilmek için More'un
eğitime bakışına değinmek gerekir.
More, eğitimi tamamen üretime yönelik bir eylem
olarak alır. Öte yandan More'a göre çalışmak, bir hak
olduğu kadar bir görevdir de. Toplumda herkes çalışmak
zorundadır. Bu nedenle kadın-erkek herkes, çocukluk
çağından itibaren, temel üretim etkinliği olan tarım alanında eğitim almak zorundadır. Bu eğitim dışında herkesin
özel bir mesleği de olmalıdır. Bu meslek, bilim ya da temel
zanaat alanlarından birinde (dokumacılık, duvarcılık,
testicilik, demircilik, dülgerlik vb.) zorunlu eğitimle kazanılacaktır. Ancak More, bu "Formel" eğitimle sınırlı kalmamış, dileyen herkesin, sabahları gün doğmadan önce
verilen dersleri izleyebilmelerini sağlayan bir model
öngörmüştür. Boş zamanlarında kendisini yetiştiren
örneğin bir tarımcı-dülger işçi, yöneticilerin ve rahiplerin izinlerini almak şartıyla, bilim dallarında çalışanların arasına
katılabilir . Bilimde gelişmeleri istenilen kişiler kol gücüyle
çalışmak zorunda değillerdir, ancak aralarından biri, beklenilen başarıyı sağlayamazsa tekrar işçiler arasına gönderilir.
Sağlık hizmetleri sektörünün diğer bir eleman kaynağı
da rahiplerdir. Ütopya'da rahipler, dini görevleri dışında
hizmetler sektörünün bir alanında da çalışmak zorundadırlar ki, bunlardan birisi de hastabakıcılıktır.
Tıbbı, doğa felsefesinin en faydalı ve en asil branşlarından biri olarak gören More'a göre, yaşamın gizemini
araştıran hekim, büyük zevklere ulaşmakla birlikte, yaşam
mucizesini yaratan o ulu ustanın da takdirini kazanmaktadır . More'un, iki büyük hekime, Hippokrates ve
Galenos'a çok değer verdiği daha önce belirtilmişti.
DİPNOTLAR
(1) Ütopya, yaşayanlarına kusursuz bir düzen içinde var olma
olanağım ağladığı kabul edilen ideal ülkedir.
(2) Sir Thomas More (07.02.1477 - 06.07.1535) mesleği avukatlık olan ve geçimini ticari anlaşmalar yapmaktaki ustalığına borçlu bir İngiliz aydındır. Yaşamının ikinci yarısını devlet adamı olarak sürdürmüştür. Adını günümüze taşıyan
Ütopya'yı, 1526 yılında yazmıştır. Terimi, Yunanca ou (değil)
ve topos (yer) sözcüklerinden türeten More, "hiçbir yer" ya
da "olmayan yer" anlamına gelen Ütopyayı, bütünüyle akıl yoluyla yönetilen bir devlet olarak betimlemiştir. F. Engels'in
deyimiyle, Yunanlılara yeniden dönüşle başlayan Yeniçağ'da,
bütün aydınlar gibi Thomas More da, gereksindiği referansları, Eski Yunan'da aramış, Epikuros'un etkisinde .kalmıştır.
MÖ 341 - 270 yıllan arasında yaşamış olan ve Atina'da 306
yılında kendi okulunu kuran Epikuros'a göre felsefenin amacı,
mutluluğa (eudaimonia) ulaşmaktır. Ahlak (ethik), insana
neyi mutluluk diye anlaması, neden kaçması, kaçınması
gerektiğini, neyi arayacağını, yaşayışım nasıl düzenleyeceğini
gösterecektir. Epikuros burada hazcılığı (hedonizm) canlandırmaktadır. Haz, canımın her türlü çaba ve isteminin doğal
amacıdır. Haz; acısızlıktır, acılar karşısında özgürlüktür.
(3) Amerigo Vespucci (1454 - 1512); Yeni Dünya'ya yaptığı yolculuklarla büyük heyecan yaratan bir denizci olup, yolculukları More'un Ütopya'sını oluşturmasında esin kaynağı olmuştur.
Akif Akalın
TOPLUM ve HEKİM. Mart - Nisan 1997 • Cilt 12 • Sayı 78: 62 - 65.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder