Hazine ve Maliye Sekreteri Lütfi Elvan dün gece merakla beklenen “ekonomik reform” paketini açıkladı. Şüphesiz paket ekonomistlerimiz tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilecek fakat biz burada paketin “sağlıkla” ilgili yönlerini, diğer bir deyişle sağlık alanına nasıl yansıyacağını ele almaya çalışacağız.
ARKAPLAN
Ülkemizde sağlık alanında ilk
kapsamlı yasal düzenleme, 1930 yılında kabul edilen Umumi Hıfzıssıhha Yasası
ile yapılmıştır. Yasa Türkiye’de sağlık hizmetlerini bir “devlet hizmeti”
olarak tanımlamıştır. Ancak ülkemizde sağlığın yurttaşlar için bir “hak” ve
devlet için bir “ödev” olarak tanımlanması 1961 Anayasası ile gerçekleşmiştir.
Türkiye’de sağlıkta “sosyalleştirme”
dönemi olarak bilinen 1960 – 1980 döneminde sağlık hizmetlerine “sağlık hakkı”
kavramı damgasını vurur. Hak temelli yaklaşım çerçevesinde devlet Türkiye’nin
her yerinde insanların sağlık hizmetlerine erişimini garanti altına almak
amacıyla birinci basamakta Sağlık Ocakları ve ikinci basamakta Devlet
Hastaneleri örgütlemiştir.
1970’li yıllarda dünyada işçi sınıfı
hareketinin gerilemesi ve sosyalizmden uzaklaşmasıyla birlikte Dünya Bankası ve
IMF eliyle sağlığın bir “hak” olmaktan çıkartılması ve sermaye birikimi için
özelleştirilmesi – piyasalaştırılması süreci başlatılmıştır.
Bu bağlamda 1980 yılında Türkiye’de
gerçekleştirilen faşist darbeyle sağlığı bir “hak” olarak tanımlayan 1961
Anayasası kaldırılmış ve sağlıkta özelleştirme ve piyasalaştırmanın önünü açan
1982 Anayasası kabul edilmiştir.
1980’li yıllardan günümüze kadar
sağlık alanında gerçekleştirilen düzenlemelerle, sağlık alanı sermaye birikimi
için elverişli bir hale getirilmiştir.
SIRA SAĞLIKTA FİNANSALLAŞTIRMADA
Toplumun “hak temelli” sağlık anlayışından,
sağlığın doğuştan gelen bir insan hakkı olarak görülmesinden çıkarı olan
kesimlerin, yani işçilerin ve emekçi kesimlerinin, bu haklarının ellerinden
alınmasına ses çıkartmamasından cesaret alan sermaye, bir süredir sağlıkta
özelleştirme – piyasalaştırma ile elde ettiği kazanımlarını, sağlıkta “finansallaştırma”
saldırısıyla pekiştirmeye başlamıştır.
Finansallaştırmayı kabaca bir ülkenin
ekonomisinde mali sektörün büyüklüğünün ve öneminin artması olarak
tanımlayabiliriz. Sağlıkta finansallaştırma da, yine basitçe sağlık alanında
mali sektörün etkinliğinin arttırılması olarak tanımlanabilir. Açıklanan reform
paketinde bu alanda önemli adımlar atıldığını görüyoruz.
On başlıktan oluşan reform paketinde
sağlıkla ilgili düzenlemeler iki başlık altında yapılıyor: Sermaye
piyasalarının güçlendirilmesi ve cari açık.
Programın “sermaye piyasalarının
güçlendirilmesi” başlığı altında şu ifadeler var:
“Proje finansmanı fonu ve projeye
dayalı menkul kıymetlere ilişkin gerekli düzenlemeler tamamlanacaktır. Kamu
hizmeti niteliği taşıyan, altyapı, ulaşım, enerji, haberleşme, sağlık vb.
alanlardaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla finanse edilmesi ve bu
yatırımlara vatandaşlarımızın iştirak edebilmesi mümkün hale getirilecektir”.
Sermaye Piyasaları Kurulu
sorumluluğunda, Haziran sonuna kadar idari düzenlemelerin yapılması
öngörülüyor.
Aynı başlık altındaki ikinci bir
düzenleme için Eylül sonuna kadar yasa çıkartılması öngörülmüş:
“Bireysel Emeklilik Sistemi ile
sağlık, hayat, eğitim sigortası gibi özel güvencelerin cazip olanaklarla
bütünleşik bir güvence paketi şeklinde sunulması sağlanacaktır”.
Programın “cari açık” başlığı altında
“yapısal cari açığın azaltılması” çerçevesinde yine yıl sonuna kadar
çıkartılacak bir yasa ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle şunlar planlanmış:
“Rekabetçi, yenilikçi ve güçlü bir
sağlık sanayiinin geliştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık
Endüstrileri Başkanlığı kurulacaktır”.
Bu başlıktaki diğer bir düzenleme
sağlık teknolojileri alanında “ticarileştirmenin” önünü açmayı hedefliyor:
“Fintek, biyoteknoloji ve mobilite alanlarındaki
regülasyonlar inovasyonun ve ticarileşmenin önünü açacak şekilde gözden
geçirilecektir”.
Bu amaçla yıl sonuna kadar bir yasa
çıkartılması planlanmış.
Sağlıkta finansallaştırmanın toplum
sağlığı üzerine etkilerini de başka bir yazımızda ele alacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder