On beş gün önce Türkiye’de yeni “kontrollü
normalleşme” süreci başladığında, değerli gazeteci Ferhan Şaylıman ile bir video
söyleşi yapmıştık. Hükumetin esnafın isyanı karşısında uygulamadaki yarım –
yamalak tedbirleri de gevşetmesinin sonuçlarının neler olabileceğini
konuşmuştuk.
Video
kaydına Yurtseverlik.com arşivinden erişilebilecek olan söyleşide aynen şu
cümleleri kurmuşuz:
“Üçüncü pikte vaka sayıları 30 binlere, daha da yukarılara çıkacak. Vaka sayısı ile ölümler arasında bir ilişki olduğunu biliyoruz. Yani vaka sayısındaki artış demek, maalesef ölümlerde de artış demek”.
Söyleşinin yapıldığı günlerde Sağlık
Bakanlığı’nın bildirdiği ortalama vaka sayısı 15 bin ve ölüm sayısı 60’lar
civarında.
Söyleşide, hükumetin yeni “kontrollü
normalleşme” politikasının sonuçlarının bu tabloya virüsün kuluçka süresi olan
iki haftalık sürenin sonunda yansımaya başlayacağını söylemiş ve üçüncü pikin
başladığını belirtmişiz.
Aradan geçen süre içinde bütün
öngörülerimiz gerçekleşmiş, günlük vaka sayısı 30 bini bulurken, Sağlık
Bakanlığı günde ortalama 150 yurttaşımızın hayatını yitirdiğini açıklamaya
başlamış. Prof. Dr. Ahmet Saltık gibi “dürüst” bilim insanları, yaşamını
yitirenlerin sayısının aslında günde ortalama 500 civarında olduğunu, Sağlık
Bakanlığı’nın ölümlerin üçte veya beşte birini açıkladığını söylüyorlar.
Bu söyleşide hükumetin artık salgınla
mücadelesinde tamamen “sürü bağışıklığı” politikasına geçtiğini belirtmiş ve bu
politikanın “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” politikası olduğunu söylemişiz.
Söyleşide şöyle bir cümle kurmuşuz:
“Toplam 100 bin civarında bir ölüyle
biz bu salgını atlatırız diye hesap yapılıyorsa, yani buna itiraz eden de yoksa
gerçekten konuşacak bir şey kalmıyor”.
Evet, bugün konuşulması ve
tartışılması gereken mesele budur.
Bugün salgın nedeniyle dünyada 3
milyona yakın ve Türkiye’de “resmi” açıklamalara göre 30 binin üzerinde insan
yaşamını yitirdi. Salgına karşı mücadelede “bilim” rehber alınmazsa, “bilimin”
önerdiği tedbirler alınmayıp, “sürü bağışıklığı” stratejisi benimsenirse
ölümlerin “katlanarak” artabileceğini biliyoruz.
Ancak buna rağmen ölümler karşısında
sessiz kalmaya, yeni koronavirüs nedeniyle ölümleri aynı iş kazalarında veya
trafik kazalarında olduğu gibi “kader” olarak görmeye devam edeceksek,
hükumetleri ölümleri durdurmak için sürü bağışıklığı politikasından
vazgeçirmeye çalışmayacaksak, söyleşide de belirttiğimiz gibi gerçekten
yapılacak bir şey yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder