Translate

7 Mayıs 2021 Cuma

Aşısız TC vatandaşları giremez!

 


Dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkemizde yabancı turistlerin sağlığı ve güvenliği için alındığını söylediği önlemleri duyanlar, özellikle Mayıs sonuna kadar “turistin göreceği herkes aşılanacak” dediğini işitenler, “acaba bu yaz kendi ülkemizde yaz tatili yapabilecek miyiz” diye kaygılanmaya başladı.

 

Acaba gerçekten bu yaz bazı turistik tesislerin kapısında “aşısız TC vatandaşları giremez” levhaları görecek miyiz?

 

EMEĞİN KENDİNİ YENİDEN ÜRETİMİ

 

Biz turizme sadece kendi turizm gelirlerimiz açısından bakıyoruz, fakat madalyonun bizim hiç konuşmadığımız diğer bir yüzü daha var.

 

Türkiye, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin işçileri için “en ucuz” tatil destinasyonlarından biridir. Yaz aylarında çok tercih edilen iklimi ve oldukça yüksek sayıda yatak kapasitesi nedeniyle diğer ucuz destinasyonlara göre birçok avantaj sunmaktadır.

 

İşçinin yaz tatilinin “ucuza” gelmesi aslında Avrupalı emekçilerden çok, işverenler için önemlidir. Çünkü Avrupalı işçi için “yaz tatili”, emeğin kendisini yeniden üretmesinin bir parçası haline gelmiştir.

 

Diğer bir deyişle Avrupalı işçinin ertesi gün işine gidebilmesi için barınma, beslenme, eğitim veya sağlık hizmeti gereksinimi ne ise, yaz tatili gereksinimi de odur.

 

Eğer işçinin yaz tatilinin maliyeti artarsa, bu artış Avrupalı işverenlerin önüne eninde sonunda “ücret artışı talebi” olarak gelecektir. Bu nedenle Avrupalı işveren açısından, işçilerinin yaz tatillerinin olabildiğince ucuza getirilmesi önemlidir.  

 

UCUZ AMA AYNI ZAMANDA GÜVENLİ TATİL

 

Avrupalı işçinin yaz tatili olabildiğince ucuz, fakat aynı zamanda güvenli olmalıdır.

 

Türkiye bu konuda tam turizm sezonu açılırken, tedbirsizliği nedeniyle çok kötü bir performans sergileyerek, vaka sayısı bakımından Avrupa şampiyonu olmuştur. Bu durum Avrupalı işçilerin korkmasına ve yaz tatili için Türkiye’yi tercih etmemelerine neden olabilir.

 

Türkiye bu olumsuz imajı düzeltmek için hemen bir “alaturka” kapanma uygulaması icat ederek, vaka sayılarını hızla turizm acentelerini ve Avrupalı işçileri ürkütmeyecek düzeylere çekmeye başlamıştır.

 

Turizm Bakanı 17 Mayıs’a kadar günlük vaka sayısının 5 bine indirileceğini ilan etmiştir. İlgililer mesajı almıştır. Gereği yapılacaktır.

 

Ancak turizm acenteleri, turist götürecekleri ülkelerde sadece günlük vaka sayısına değil, aynı zamanda bağışıklama yüzdesine de bakmaktadır. Türkiye’nin Haziran ayına kadar turizm acentelerinin istediği düzeyde bir aşılama yapamayacağı ortadadır.

 

İşte Çavuşoğlu’nun “turistin göreceği herkes aşılanacak” demesi bu kaygının giderilmesine yöneliktir. Turizm acentelerine açıkça, “siz Türkiye ortalamasına değil, tatil beldelerindeki aşılanma düzeylerine bakın” denmektedir.

 

BU İŞİN UCU BİZE DOKUNUR MU?

 

Bu makaleyi değil 10 veya 20 yıl önce, geçen sene bile yazıyor olsaydık, asla Türkiye’de turistik tesislerin kapısına, üzerinde “aşısız TC vatandaşları giremez” yazılı bir levha asılabileceği kaygımız olmazdı. Hatta böyle bir olasılık aklımızın ucundan geçmezdi.

 

Ancak son bir yıl içinde, pandemi sürecinde yaşadıklarımız, bizi bugün bu konuda kaygılandırıyor.

 

Geçtiğimiz yıldan beri yaşadıklarınızı şöyle bir düşünün. Umreden dönenlerin Anadolu’ya dağılması, özel okul sahiplerinin velilerden ücretlerini tahsil edebilmeleri için aç – kapa eğitim sistemine geçilmesi, parklar – bahçeler ve açık alanlar “kapatılırken” AVM’ler gibi kapalı alanların “açılması”…       

 

Peki, Avrupa’dan gelecek turistlere “merak etmeyin tesislerimizde aşısız TC vatandaşı olmayacak” güvencesi verilmesi sizi şaşırtır mı? Emin olun beni şaşırtmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder