Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu hafta yapılacak Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısına, BioNTech CEO’su Uğur Şahin'in de katılacağını müjdeledi. Acaba Şahin Türkiye’nin salgınla mücadelesine bir artı sağlayabilir mi? BioNTech CEO’su salgın mücadelesinde bizim bilmediğimiz bir şey biliyor olabilir mi?
KORONAVİRÜS YENİ, FAKAT SALGIN MÜCADELESİ ÇOK ESKİ
COVID 19 hastalığına neden olan SARS –
CoV – 2, namı diğer “yeni koronavirüs”, insanın bugüne kadar karşılaşmadığı “yeni”
bir virüs. Fakat insanlığın bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadelesi
binlerce yıl eskilere dayanıyor.
İnsanlık, tarih boyunca cüzzam, veba,
kolera gibi salgınlarla boğuştu. Mikrop nedir, aşı nedir, ilaç nedir bilinmeyen
bu çağlarda, bulaşıcı ve salgın hastalıklarla nasıl mücadele edileceğini sınama
– yanılma yöntemiyle öğrendi ve başarıyla uyguladı.
İZOLASYON TEVRAT’TAN, KARANTİNA ORTAÇAĞDAN BERİ BİLİNİYOR
Bugün bilim insanlarının “izolasyon”
adını verdiği tedbir, günümüzden 4 bin yıl önce Tevrat’ta vardı. Tevrat
insanlara, cüzzam hastalığının toplum içinde yayılmaması için cüzzamlı
hastaları ayırmaları gerektiğini söylüyordu. Aynı bugün PCR testi pozitif
çıkanların toplum içinde girmelerine izin verilmediği gibi.
Yine “karantina” denen tedbir de, ilk
kez ortaçağda Venedik’te kullanılmıştı. Veba salgını olan ülkelerden gelen
gemiler kıyıya yanaşmadan önce 40 gün açıkta bekletiliyordu. Aynı bugün
İngiltere’ye gelenlerin 10 gün bir otelde bekletildiği gibi.
SOSYAL MESAFE YÜZ YILDIR BİLİNEN BİR TEDBİR
Bugün herkesin diline pelesenk olan
ve çoğumuzun “yeni” bir uygulama sandığı “sosyal mesafe” tedbiri de, ilk kez
yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde patlak veren İspanyol Gribi ile mücadelede
kullanılan bir halk sağlığı tedbiridir.
Bilindiği gibi grip hastalığı,
cüzzam, veba ve kolera gibi hastalıklardan farklı olarak “solunum yolu” ile
bulaşır. Bu nedenle İspanyol Gribi ile mücadelede, virüsün hastalardan
sağlamlara bulaşmasını önlemek amacıyla, 1918’de insanların toplu halde
bulundukları işyeri ve okul gibi yerler kapatılmış, toplu ulaşıma ve seyahate
kısıtlamalar getirilmiştir.
PEKİ, YENİ OLAN NE?
Görüldüğü gibi atalarımız, bulaşıcı
ve salgın hastalıklarla mücadelenin temel ilkelerini binlerce yıl önce oluşturmuşlardı.
Ancak izolasyon ve karantina tedbirlerini yeterince “etkin” biçimde
kullanamıyorlardı.
Bunun nedeni kimi izole edeceklerini,
kimi karantinaya alacaklarını tam olarak bilememeleriydi. Enfekte birinin, hastalık
belirtileri ortaya çıkmadan önce de hastalığı başkalarına bulaştırmaya
başladığını bilmiyorlardı.
Bilim ve teknolojideki ilerlemeler
sayesinde atalarımızdan bir adım öne geçtik ve “tanı testleri” geliştirdik.
Artık hiçbir şikâyeti olmayan, tamamen sağlıklı görünen “hastaları” tespit
edebiliyorduk. Salgınlarla mücadelede izolasyon ve karantina tedbirlerinin
etkinliğini arttıran yeni bir tedbir daha eklenmiş oldu: “test”.
Böylece yirminci yüzyılda birçok
bulaşıcı hastalık etkin sürveyans ve filyasyon uygulamalarıyla kontrol altına
alınabildi.
BİLMEMEKTEN DEĞİL, UYGULAMAMAKTAN
Şimdi Sağlık Bakanı, BioNTech CEO’sunun
bu hafta “Bilim Kurulu” toplantısına katılacağını söylüyor. BioNTech CEO’su,
bizim Bilim Kurulu üyelerinin bilmediği bir şey biliyor olabilir mi? Bizim
sorunumuz bilgisizlik değil ki, insanlığın salgınlarla mücadele üzerine dört
bin yıldır biriktirdiği bilgileri “kullanmamak”.
Örneğin geçen yıl Umre’den dönenlerin
karantinaya alınmamalarının nedeni, Bilim Kurulu üyelerimizin ortaçağdan kalma “cordon
sanitaire” tedbirini bilmemelerinden kaynaklanıyor olabilir mi?
Ya da Bilim Kurulu üyelerinin Avrupa’da
günümüzden 700 yıl önce bulaşıcı hastalığı olanları toplumdan ayırmak için “lazaretto”
denen hastaneler kurduğundan haberdar olmadıklarına inanabilir misiniz?
Sizce bir Bilim Kurulu üyesi PCR
testinin asıl hiçbir şikâyeti olmayanlara yapılması gerektiğini bilmiyor olma
ihtimali var mıdır?
Hangi birini söyleyelim? Bozuk saat
bile günde iki kez doğruyu gösterir, pandeminin başından beri salgınla
mücadelede tek bir doğru tedbir alınmaması tesadüf olabilir mi? Hastalara yan
etkileriyle ölüme yol açabilen hidroksiklorokin verilmesi mi, bir yıldır 65 yaş
üstündekilere kesintisiz eziyet edilmesi mi, eğitimin oyuncak edilmesi mi?
Peki, BioNTech CEO’su başka ne
söyleyecek? Salgınla nasıl mücadele edileceğini bizim Bilim Kurulu da gayet iyi
biliyor. Türkiye’nin dünya üzerinde pandemi sürecini “en kötü” yöneten ülkeler
arasında olmasının nedeni, Bilim Kurulu üyelerinin salgınla nasıl mücadele
edileceğini bilmemesi değil, 4 bin yıldır bilinen tedbirlerin alınmamasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder