Translate

16 Mart 2025 Pazar

Sosyalizm kendisini böyle savunacaksa hiç savunmamalı

 


Sosyalizmin 1960'lı yıllardaki metinleri, “Çağımız kapitalizmden sosyalizme geçiş çağıdır” veya “Çağımız proleter devrimler ve ulusal kurtuluş savaşları çağıdır” gibi tespitlerle başlardı. Hepimiz yüzyıl sona ermeden kapitalizmin yenilebileceğine veya en azından çok zayıflayacağına inanıyorduk. Oysa yirminci yüzyılda sosyalizm inşa etmeye çalışan Küba dışındaki bütün ülkeler, yüzyılın sonu gelmeden kapitalizme geri döndüler.

Sosyalist ülkeler, ne kolayca yıkılamayacak “başka bir dünya” yaratabildiler, ne de iktidarları süresinde toplumu “eski” dünyanın pisliklerinden arındırabildiler. Bunu eski sosyalist ülkelerin çoğunda kapitalizmin birkaç yıl içinde kolayca yeniden kurulabilmesinde ve eski düzenin bütün gerici ögelerinin hızla canlanarak toplumsal yaşama yeniden egemen olmasında apaçık gördük.

Sosyalizmin emekçileri ikna etmekte ve yanına çekmekte artık başarılı olamadığı yirmi birinci yüzyılda kalan “son kale” de piyasa sosyalizmini benimseyerek, ekonomisini liberalleştirme yönünde adımlar atmaya başladı. Henüz büyük devlet işletmelerini özelleştirmediği için ABD tarafından ablukaya alınan Küba'da karşı-devrim güç kazanırken, komünistler de düzeni korumaya çalışıyor. Bu çabalardan birinde Küba Komünist Partisi liderlerinden Francisco Delgado Rodríguez, Kübalıları kapitalizme dönüldüğünde başlarına gelecek felaketler konusunda uyarıyor (*).

Rodríguez'e göre Küba kapitalizmi, kapitalizme dönmek isteyenlerin hayal ettiği gibi “İskandinav tipi” bir kapitalizm değil, üçüncü dünya tipi bir “neoliberal kapitalizm” olacak. Bu nedenle Kübalıların geleceklerini görmek için İsveç veya Norveç'e değil, Latin Amerika'daki komşu kapitalist ülkelere bakmaları gerekiyor. Kuşkusuz bu çok doğru tespit, fakat aynı zamanda da sosyalizmin “iflasının” Komünist Parti'nin en yetkili ağızlarından biri tarafından “itirafı” anlamına gelmiyor mu? Yani Küba kapitalizme döndüğünde Kolombiya değil de “İsveç” gibi olacak olsa kabul edilebilecek miydi?

Burada aslında başka bir yazıda derinlemesine tartışacağımız bir sorun var. Sosyalizmin gerçekten “ne” olduğu sorunu. Bunu yazarın makalesini okumaya devam ettikçe daha iyi görüyoruz. Kapitalizme dönülüp elektrik, su, yakıt, internet ve telefon gibi kamusal hizmetler özelleştirildiğinde bu hizmetlerin fiyatlarının “sınırsızca” artacağını, eğitim ve sağlığın paralı olacağını söyleyen Rodríguez, “lüks süpermarketlerin ve alışveriş merkezlerinin olduğu, her türlü malın satıldığı bir şehir oldukça cazip görünebilir... Her türlü kıtlıkla mücadele eden bir Kübalının yine de bu caziplikten etkilenmesini anlamak kolaydır” derken de aslında sosyalizmin “iflasını” ilan ediyor.

Gerçekten de sosyalist üretim ilişkilerinin on yıllarca egemen olduğu bir toplumda “süpermarketlerin” insanları cezbedebileceği “anlaşılabilir” bir olgu olarak kabul edilecekse, sosyalizm nedir? Dünyada ve Türkiye'de milyonlarca devrimci neden savaştı?

Yazar Küba'nın “dünyanın en büyük uyuşturucu ithalatçısı/tüketicisi olan ülkeye sadece 90 mil uzaklıkta olması ... neden[iy]le uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı açısından kaçınılmaz olarak stratejik bir geçiş noktası, kuzeydeki komşuya uyuşturucu akışını sağlayan adeta devasa bir uçak gemisi noktası haline gelebil[eceğini]” söylüyor ve Kübalıları “Muhtemelen, karşı devrimci öbeğin başını çeken ve -Havana’da- ülke siyasetinden sorumlu hale gelecek olan neo-Batistacı yöneticiler, tekrar "Baba"yı davet edeceklerdir” diye korkutmaya çalışıyor.

Rodríguez bu öngörüsünde kesinlikle haklı. Devrim öncesinde Küba'nın “kıtanın” genelevi olduğu düşünüldüğünde, kapitalizme dönülür dönülmez bu “geleneğin” de canlanacağından elbette kimsenin kuşkusu olmamalı. Fakat bir komünist lider sosyalizmi, Küba'daki karşı-devrimcileri “birkaç dolar uğruna kapitalizmin geri dönüşü lehine koro oluşturanlar, kapitalizme dönüş durumunda temel varlık nedenlerini kaybederek işlerinden olacak ve özel olarak büyük zarar göreceklerdir” diye korkutarak veya ABD yönetimini, Küba'nın kapitalizme dönmesi halinde “yüzbinlerce” Kübalı ABD'ye göç eder diye uyararak mı korumalı?

Bütün bunlardan sonra yazarın makalesini ABD'yi, “Yeni bir Moncada ve 1959 Devrimi'nin zaferini tekrar etmeye hazır gerillaların olduğu yeni Sierra Maestra...” diye tehdit ederek bitirmesi gerçekten çok ironik. Çünkü Moncada kışlasını basıp, Sierra Maestra'da savaşanlar, devrimden 65 yıl sonra Küba hala süpermarketlerin Kübalıları cezbedebilmesinin “anlayışla karşılanacağı” bir ülke olsun diye ölmediler.



(*) https://haber.sol.org.tr/haber/kuba-sosyalizm-yolundan-ayrilirsa-ne-olur-396793



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder