Translate

16 Mayıs 2025 Cuma

Pepe'nin ardından

 


Bu hafta Pepe'yi yitirdik. 2010 – 2015 yılları arasında Uruguay'da devlet başkanlığı görevini üstlenen ve “dünyanın en fakir devlet başkanı” unvanıyla ünlenen José Alberto Mujica Cordano ülkemizde de çok sevilen bir politikacıydı.


Eski bir Tupamaros Ulusal Kurtuluş Hareketi gerillası olan Pepe, Uruguay sol partilerinin oluşturduğu Geniş Cephe adayı olarak Cumhurbaşkanı seçilip, maaşının yüzde 90'ını hayır kurumlarına bağışlayınca meşhur oldu.


Oldukça mütevazı bir yaşam süren Pepe, hayatı boyunca “düşündüğü gibi yaşayarak”, 1970'li yıllarda türeyen solculardan çok farklı bir profil çiziyordu. Meydanlarda "eğitimde fırsat eşitliği" derken çocuğunu özel okullara göndermekte veya kitlelere "herkese eşit ücretsiz sağlık" diye slogan attırırken hastalandığında özel hastanelere koşmakta beis görmeyen solcu liderlerden değildi.


Jacobin dergisi Pepe'nin ölümü üzerine 14 Mayıs 2025 tarihli dijital nüshasında “Pepe Mujica: Benim Neslim Naif Bir Hata Yaptı” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazı José Mujica'nın Noam Chomsky ile birlikte yazdığı, Eylül 2025'te Verso tarafından yayınlanacak olan “Surviving the 21st Century” başlıklı kitabından uyarlanmış.


Açıkçası “düşündüğü gibi yaşayan” Pepe'ye çok büyük saygı beslemekle birlikte, bazı konularda ondan farklı düşünüyoruz. Yine Jakobin dergisinde yayınlanan yazısındaki görüşlerin de hepsine katılmıyoruz. Fakat bu yazısındaki sola yönelik eleştirilerinin çok kıymetli olduğunu ve solun 21. yüzyılda emekçilerle yeniden buluşmak istiyorsa bu eleştirileri dikkate alması gerektiğini düşünüyoruz.


Pepe yazısında kendi neslinin toplumsal değişimin yalnızca toplumdaki üretim ve dağıtım biçimlerine meydan okuma meselesi olduğuna inandığını ve kültürün toplumsal değişimdeki rolünü küçümsediğini ileri sürüyor.


Kapitalizmin bir “bencillik” kültürü olduğunu ve sosyalistlerin kapitalizme “dayanışma” kültürüyle karşılık vermesi gerektiğini savunan Pepe, “tüketimciliğin” kapitalist bencillik kültürünün bir parçası olduğunu savunuyor. Pepe'ye göre “tüketimcilik”, kapitalizmin sonsuz birikim mücadelesinde ihtiyaç duyduğu bir “etiktir”.


Pepe'ye göre kapitalist bir toplumsal sistem yalnızca “mülkiyet ilişkilerinden” ibaret değildir, kapitalizmi ayakta tutan ana güç “kapitalist değerlerdir” ve bu değerler “ordulardan daha güçlüdür”.


Pepe yazısında “kapitalist duvar ustalarıyla sosyalist bir bina inşa edemezsiniz” diyor. Çünkü kapitalist değerlere sahip duvar ustaları yalnızca “kendi” çıkarlarını düşündüklerinden, malzemeden, çimentodan çalacaklardır.


Pepe kendi neslinin insanların genellikle “içgüdüleriyle” karar verdiğini ve ardından vicdanlarının kararlarını haklı çıkarmak için argümanlar oluşturduğunu anlamadığını söylüyor.


Pepe günümüzde “solcu liderlerin” de kapitalist kültüre bulandıklarını ve bu nedenle mücadeleleri ile yaşam tarzlarının insanlara tutarlı görünmediğini, solun farklı bir düşünce çizgisi inşa etmesi gerektiğini söylüyor. Pepe'ye göre bu kapitalizmle olan bağlantının çöpe atılması demek. Yani kapitalizmde var olanların daha eşit paylaşımı sosyalizm değildir. Solun başka bir değerler dizisine ihtiyacı vardır.


Pepe “Başka bir yaşam biçimi önermeliyiz!” diyor. Pepe'ye göre bu “Düşündüğünüz gibi yaşamak” anlamına geliyor, aksi halde “yaşadığımız gibi düşünmeye başlarız”.


Pepe'ye göre içine gömüldüğümüz, etrafımızı saran kültür sadece bireysel kârın çoğaltılması için işlevseldir ve bu kültür dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca sıradan insanın ilişkilerini belirlemektedir. Bu kültür atom bombasından çok daha güçlüdür!


Pepe, “nostaljiye çok fazla bağlı eski bir solun” egemen olduğu bir dünyada olduğumuzu düşünüyor. Yeni bir sistem ve buna paralel olarak yeni bir kültür, yeni bir etik inşa edilmelidir. Aksi takdirde Sovyetler Birliği'nde gördüğümüz şey tekrar yaşanacaktır.


Umalım ki solcular Pepe'nin uyarılarına kulak versin.


KAYNAK: https://jacobin.com/2025/05/pepe-mujica-uruguay-capitalism-solidarity

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder