TOPLUMCU TIP VAKA TARTIŞMALARI
VAKA 2. Olağan şüpheli: sigara
“Aile hekimine rutin kullandığı ilaçlarını yazdırmak için gelen hastanın
dosyası incelendi. Hastaya iki yıl önce kronik tıkayıcı akciğer hastalığı
tanısı konarak heyet raporu ile sürekli kullanması için bazı ilaçlar verilmiş.
Fizik muayenede akciğerlerinde patolojik sesler alındı. Ateşi normal olan
hastaya sürekli kullandığı ilaçlar reçete edilerek, yakınmaları artarsa tekrar
gelmesi söylendi”.
Fatma hanım 57 yaşında. İstirahat
halindeyken dahi nefes darlığı çekiyor. Kış aylarında bol miktarda balgamlı
öksürük şikayeti artıyor ve sık sık akciğer enfeksiyonlarına yakalanıyor. Fatma
hanımın aile hekiminde bir dosyası var. Dosyada aile hekiminin kayıtları
yanında, hastane kayıtları da bulunuyor. Kendisine iki yıl önce “kronik
tıkayıcı akciğer hastalığı” tanısı konmuş. Akciğer enfeksiyonları nedeniyle birkaç
kez hastanede yatmış. Yıllardır çeşitli tedavi rejimleriyle tedavi altında.
İlaçları arasında hava yollarını ferahlatmak için bronş genişletici ilaçlar,
inhaler cihazlarla alınan steroidler var. Sigarayı bırakmış.
Fatma hanım doğduğundan beri halen
yaşamakta olduğu şehirde yaşamış. Çocukluk anıları sarı-siyah dumanlar arasından
süzülüyor. Doğal gaz kullanılmayan yılların Ankarasını çoğumuz böyle
anımsarız. Genizleri yakan, gözleri yaşartan bir kalitesiz kömür dumanı. Fatma
hanımın evi ana caddeye de yakın olduğundan, yaz aylarında da egzoz dumanı
kışın kömürünü aratmıyormuş. Fatma hanım ve iki kardeşi, çocuklukları boyunca
sık sık solunum sistemi hastalıklarına yakalanmışlar.
Fatma hanımın babası bir matbaa
işçisiymiş. Zaman zaman işsiz kaldığı dönemler dışında sürekli bu işi yapmış.
Fatma hanım evlerinin hep soğuk ve rutubetli olduğunu anımsıyor. 14 yaşında bir
çorap fabrikasında işe ve sigaraya başlamış. Önceleri arkadaşları ikram ettikçe
sigara içen Fatma hanım kısa bir süre sonra paket almaya başlamış ve günde
ortalama 5 sigara içiyormuş. Fabrikadaki işi ipek veya pamuk sarmakmış. Fatma
hanım parafine bulanmış ipeğin buğusunu ve pamuğun çıkarttığı tozu anımsıyor
fakat fabrikada bir havalandırma sistemi gördüğünü anımsamıyor.
Fatma hanıma ilk kez 21 yaşında akut bronşit
tanısı konmuş. 24 yaşında evlenerek işten ayrılmış ve baba ocağına çok yakın olan
kendi evine taşınmış. Bu ev de babasının evi gibi soğuk ve nemliymiş fakat
fazlası da varmış: oluklu metal saçlarının her kış tamir edilmesine rağmen
akması durmayan bir çatı. Kocası da kendisi gibi “niteliksiz” bir işçiymiş ve
inşaatlarda çalışıyormuş. Sigortası düzenli yatmıyor, asgari ücret alıyormuş.
İnşaat sektörünün doğası gereği zaman zaman işsiz kalıyormuş.
İki çocukları olmuş. Çocuklar
birbirlerine bakabilecek kadar büyüdüklerinde Fatma hanım yeniden çalışmaya
başlamış. Elektronik fabrikasında çalıştığı sırada bobin sararken lehim
dumanına, bir paketleme işinde çalışırken de tozlara maruz kalmış. Bu arada
günde içtiği sigara sayısı 20’ye (1 paket) yükselmiş ve 52 yaşında sigarayı
bırakana dek tam 28 yıl bu düzeyde kalmış.
Fatma hanım 1970’li yılların
sonlarına doğru durumlarının biraz düzeldiğini anımsıyor. 31 yaşındayken
sendika iyi bir toplu sözleşme imzalayınca, eski evlerine yakın iki oda bir
salonu olan bir apartman dairesine taşınmışlar. Fakat 1980’lerin sonlarına
doğru giderlerini karşılayamadıklarından yeniden eski evlerine benzer bir eve taşınmışlar.
Fatma hanım 56 yaşında emekli olduğunda, kocası prim günlerini
dolduramadığından 60 yaşında olmasına karşın bulabildiği işlerde çalışmaya
devam ediyormuş.
Akif Akalın
SORULAR ve TARTIŞMA
- Fatma hanım neden hasta
oldu?
- Fatma hanımın yaşam ve çalışma
koşullarının hastalığı ile bir ilgisi olabilir mi?
- Hekimlerin Fatma hanımın sağlık
durumuna yaklaşımını tartışınız.
- Sizce bu öykü 2014 yılında
yaşanmış olabilir mi?
- Sağlıkçı olarak bu tür vakalarda
yapılanlardan başka bir şey yapabilir miyiz?
Not: Öykünün hazırlanmasında David
Blane’in, Adam Oliver’in editörlüğünü yaptığı “Personal Histories in Health
Research” başlıklı kitap içinde yer alan “Health inequalities: from science to policy”
bölümünden yararlanılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder