1970’li yıllarda işçi sınıfı
hareketinin gerilemeye başlaması ve nihayet sosyalizmin çözülmesiyle birlikte
kapitalizm, yirminci yüzyılda işçi sınıfına vermek zorunda kaldığı ödünleri
geri almaya başlamıştır. Reagan – Thatcher ekürisi eliyle başlatılan neoliberal
saldırı sermayenin önündeki engelleri ortadan kaldırmış ve kapitalistler için
dikensiz bir gül bahçesi yaratmıştır. Bu ortamdan sonuna kadar yararlanan sermaye,
“zor” kullanarak elde ettiği karlarını azamileştime çabalarını meşrulaştırmakta
“kötü bilimi” de sınırsızca kullanmaktadır.
Daha önceki bir yazımızda
kapitalizmin “çocuk emeği” üzerine kurulduğunu, çocuklarımızın ancak yirminci
yüzyılda işçi sınıfının mücadelesi sonucu sermayenin pençesinden bir ölçüde
korunabildiğini, yirmi birinci yüzyılda ise çocuklarımızın yeniden çocuk
emeğinden vaz geçemeyen sermayenin ağına düşürüldüğünü belirtmiştik. Geçen yıl
Bolivya çocukların çalıştırılabileceği yaş sınırını 10’a (on) çekerek bu alanda
vicdan sınırlarını zorlayan bir uygulamaya imza attı. Yine geçtiğimiz günlerde
Hindistan çalışma yaşını 14’ün altına indirme girişimleriyle gündeme geldi.
Bu örneklerin “geri kalmış” ülkelere
özgü olduğunu düşüneneler olabilir. Ancak yirmi birinci yüzyılda üretimde
“mekana bağımlılığın” ortadan kalkmış olduğu anımsandığında, aslında “geri
kalmış” ülkelerdeki üretimin gelişmiş batılı ülkelerdeki üretimin bir uzantısı
olduğu görülür. Hindistanlı çocuklar her ne kadar Hindistan’daki fabrikalarda
çalıştırılıyor görünse de, ürettikleri ürünlere bakıldığında, bu çocukların
“dolaylı” olarak gelişmiş batılı ülkelerdeki işletmeler için çalıştırıldıkları
aşikar hale gelir.
Geçtiğimiz yüzyılda bilim, çocukların
çalıştırılmasının beden ve ruh sağlıkları üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya
koyarak, işçi sınıfının “çocuk emeğinin yasaklanması” talebine önemli bir
destek sunmuştu. Günümüzde ise “kötü bilim”, sermayenin çıkarları doğrultusunda
geçen yüzyılda ortaya konmuş bilimsel gerçekleri saptırmaya çabalıyor, çocuk
emeği sömürüsünü meşrulaştırmaya hizmet ediyor.
Araştırmacıların 2000’li yıllarda
yapılan çalışmalarında “çalışmanın çocukların genel sağlığını ve fiziksel büyüme
ve gelişimlerini olumsuz yönde etkilemediği” sonucuna (!) ulaşmaları “kötü bilimin” sermayenin
hizmetine girmesinin somut örneğidir. İzzet Duyar’a göre bu araştırmalarda
kavramsal ve yöntemsel bakımlardan hatalar vardır.
Birincisi anakronik hatadır. Yirmi
birinci yüzyılda elbette çalışma ve yaşam koşulları Dickens’ın romanlarında
betimlediği koşullara göre daha iyidir ve bu nedenle günümüzde çocuklar çalışma
koşullarından “genelde” Dickens’ın çocukları kadar olumsuz etkilenmemektedir.
Ancak buradan yola çıkılarak günümüzde çalışmanın çocukların genel sağlığını ve
fiziksel büyüme ve gelişimlerini olumsuz yönde “etkilemediği” sonucuna ulaşmak
absürttür. İkincisi, “çalışan çocuk” kavramının muğlaklaştırılarak, örneğin
gazete dağıtan çocuklar ile madenlerde çalıştırılan çocukların “aynı kefeye”
konması ve araştırmalarda bu kefe “örneklem” olarak kullanılmak suretiyle ağır
ve tehlikeli işlerde çalıştırılan çocukların yaşadıkları sorunların
“istatistiksel” olarak daha az görünür kılınmasıdır. Son olarak bu çalışmalarda
“sağlıklı işçi etkisinin” göz ardı edildiği görülmektedir.
Diğer yandan “kesitsel” çalışmalarla
çalışma koşullarının çocukların genel sağlığı ve fiziksel gelişimleri üzerine
olumsuz etkileri yeterince gösterilemez. Meslek hastalıklarının, uzun süreli
maruziyetlerden sonra ve ileri yıllarda ortaya çıktığı göz önüne alındığında,
çalışma koşullarının çocukların genel sağlığı ve fiziksel gelişimleri üzerine
olumsuz etkilerini ortaya koymakta ne kadar yetersiz olduğu anlaşılır.
Araştırmalarında bu “hataları” yapan
bilim insanlarının, bu hataları “kasıtsız” olarak yaptıklarını söyleyebilmek
çok güçtür. Araştırmacıların adları önünde yer alan “ünvanlara” bakıldığında,
bu bilim insanlarının muhtemelen sınavlarda bu hataları yapan öğrencilerinin
notlarını kırmış olabilecekleri dahi söylenebilir. Bu nedenle bu
araştırmacıların çalışmalarını “kötü bilime” örnek olarak göstermek yanlış
olmayacaktır.
Akif Akalın
Kaynaklar
Akalın, A. (2015). Patronlar çocuklarımızı yemeye devam ediyor. http://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/patronlar-cocuklarimizi-yemeye-devam-ediyor-119764
Duyar, İ. (2013). Çalış(tırıl)an
çocuklarda bedensel yıpranmalar. İnsanbilim Dergisi, 2(1): 1 – 14.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder