Google arama motoruna “sağlıklı
beslenme” yazın, yalnız bugün içinde bu konuda kaç giriş yapıldığına bakın. Ben
0,6 saniyede 8 binden fazla giriş gördüm.
Hemen hemen bütün medya organları
bugün sağlıklı beslenme konusuna yer vermiş. Reklamları saymazsanız rakam biraz
azalabilir, fakat yine de sağlıklı beslenme medya gündeminde önemli bir yer
tutuyor.
Yine bugün Türkiye’nin birçok yerinde
konusu “sağlıklı beslenme” olan toplantılar yapılıyor. Google bunları da
vermiş. Örneğin Orhangazi Kent Konseyi bir panel yapıyor. TED Batman Koleji’nde
bir seminer var. Nevşehir’de Halk Sağlığı Müdürlüğü, İl Jandarma
Komutanlığı’nda eğitim çalışması yapıyor. Maltepe Belediyesi de şimdiye kadar
17 bin öğrenciyi eğitmiş. Memur Sen Zonguldak İl Temsilciliği, bu haftaki Cuma
söyleşisini sağlıklı beslenmeye ayırmış.
Türkiye insanları sağlıklı besleyerek
hastalıklardan korumak için seferberlik ilan etmiş görünüyor, fakat gerçekten
sağlıklı beslenme bizi hastalıklardan korur mu?
Burada beslenme ile sağlık arasındaki
herkesin bildiği gerçekleri yineleyecek değilim. Elbette sağlık için beslenme
çok önemli, ancak “sadece” sağlıklı beslenerek hiçbir hastalıktan
korunamazsınız.
Örneğin yalnızca sağlıklı beslenmeniz
sizi beslenmeyle çok yakından ilişkili olduğu bilinen diyabet (şeker)
hastalığından dahi koruyamaz. Gece vardiyasında çalışan emekçiler sirkadiyen
ritmin ve uyku düzeninin bozulmasına bağlı olarak şeker hastalığına yakalanma
eğilimindedir.
Sağlıklı beslenme, ancak sağlığı
“belirleyen” diğer etmenlerle birlikte anlamlıdır. Bu etmenlerin bir kısmı ne
yazık ki değiştirebileceğimiz faktörler değil. Örneğin genetik olanlar
konusunda en azından bugün için elimizden fazla bir şey gelmiyor. Fakat değiştirebileceğimiz
çok faktör var. Bunlara genel olarak sağlığın “toplumsal” belirleyicileri
diyoruz.
İşte beslenme bu “toplumsal”
belirleyiciler içinde değerlendirildiğinde anlam kazanıyor. Gerçekten sağlıklı
bir çevrede yaşıyor, sağlıklı ortamlarda çalışıyorsanız, çalıştığınız yerde
sizi meslek hastalıklarından koruyacak tedbirler alınıyorsa, ülkenin sağlık
sistemi sizi yalnızca hastalandığınızda değil, sağlıklı iken de izliyorsa,
sağlıklı beslenmeniz anlamlı olacaktır.
Yoksa Türkiye gibi çevrenin devlet
eliyle katledildiği, işçi sağlığı tedbirlerinin göstermelik olduğu, sağlık
sistemi içinde “sağlık muayenesi” kavramı olmayan (yalnızca hastaları muayene
eden) bir ülkede ne yerseniz yiyin (veya yemeyin) hastalanmaktan
kurtulamazsınız.
Fakat sizi hastalıklardan koruyacağı
bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntem önerebilirim: “örgütlenme”. Aslında bu
konuda araştırma yapmaya dahi gerek yok, fakat yapmışlar ve sendikalaşma oranı
arttıkça morbidite (hastalık) ve mortalite (ölüm) hızlarının azaldığını
bulmuşlar. Hatta ilişkiyi kurmakla kalmamış, örgütlenmenin insanları
hastalıklardan hangi “mekanizmalarla” koruduğunu bile açıklamışlar.
Örgütlenmek için öyle karmaşık
diyetleri izlemenize de gerek yok. Sadece çalıştığınız yerde bir sendika varsa,
gidip üye oluyorsunuz, o kadar. Yoksa, biraz uğraşmanız gerekebilir. Fakat
“sağlığınız” için o kadarını da yapıverin artık…
http://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/saglikli-beslenme-hastaliklardan-korur-mu-186791
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder