Google arama motoru bugün “doodle”
köşesine “Ignaz Semmelweis’ı ve el yıkamayı hatırlıyoruz” başlıklı bir el
yıkama videosu koymuş. Üzerini tıklayınca Youtube sayfasına yönlendirilip, elinizi
nasıl yıkamanız gerektiğine ilişkin bir video izliyorsunuz. Gerçekten çok
yerinde bir çaba. Maalesef çoğumuz elimizi nasıl yıkamamız gerektiğini
bilmiyoruz.
Semmelweis’ı birçokları 1840’lı
yıllarda cerrahlara ameliyatlara girmeden önce ellerini yıkatmak için verdiği
dramatik mücadeleyle tanır. Henüz “mikropların” bilinmediği bu dönemde
Semmelweis, Viyana’da çalıştığı doğum kliniğinde lohusaların, doğum sırasında
hekimlerin ellerinden “bulaşan” bir şeyle yaşamlarını yitirdiklerini savunmuş
ve hekimlere ellerini yıkamalarını tavsiye etmiştir.
Kendilerini yeni doğum yapan
kadınlara lohusa ateşi hastalığı taşıyan vektörler olarak görmek istemeyen
hekimler Semmelweis ile alay etmişler, hatta Viyana’da mesleğini icra etmesini
engellemişlerdir. Semmelweis’ın haklı olduğu çeyrek yüzyıl sonra Pasteur’ün
çalışmalarıyla kanıtlanmış ve cerrahi müdahalelerden önce ellerin iyice
yıkanması standart prosedür haline gelmiştir.
Fakat biz Semmelweis’ı yalnızca lohusa
annelerin hayatını kurtarmak için verdiği mücadele nedeniyle 1906 yılında
anısına dikilen “Annelerin Kurtarıcısı” anıtıyla değil, “komünist” kimliği ile
de anımsıyoruz.
Semmelweis’ın Viyana’da görev yaptığı
Viyana Genel Hastanesi Birinci Doğum Kliniği’nden uzaklaştırılmasının tek
gerekçesi hekimlere ellerini yıkatma çabası “değildi”. Semmelweis, esas olarak
1848 Ayaklanması sırasındaki eylemleri nedeniyle görevinden uzaklaştırıldı.
Klinik şefi Semmelweis’in el yıkama konusundaki iddialarını “saçmalık” olarak
görüyordu, fakat saçmalaması bir hekimi işten atmak için yeterli değildi. Oysa
“komünist” olmak, işten çıkartılmak için fazlasıyla yeterliydi.
Ayaklanma patlak verdiğinde
Semmelweis, Viyana’da öğrencilerin örgütlediği “Akademik Lejyon” içinde yer
almıştı. Ayaklanma boyunca birçok silahlı eyleme aktif olarak katıldı.
Ayaklanma yenildiğinde dahi gri pantolon, siyah düğmeli mavi ceket ve siyah
tüylü, geniş siperlikli şapkadan oluşan üniformasını üzerinden çıkartmadı.
Birinci Doğum Kliniği’nde öğrencilerine üniformasıyla ders vermeye devam etti.
O günlerde ayaklanma Macaristan’a
ulaşmıştı ve Macar sermayesi çok zor durumdaydı. Gerici Avusturya hükumeti
Macaristan sermayesine yardım için yüzlerce ton mühimmat göndermeye kadar
vermişti. Bu gelişmeden haberdar olan komünistler bir sabotaj örgütleyerek
Macar ayaklanmacılara destek oldular. Viyana’da bu 13 Mart 1848’de sabotajı
örgütleyenler arasında Semmelweis da vardı.
Avusturya hükumeti Macaristan’daki
ayaklanmayı bastırmak için Ekim 1848’de bu kez askeri birlik göndermek istedi.
Semmelweis ve yoldaşları bu girişimi de engellemeyi başardılar. Ancak Ekim
ortalarında durum değişmeye başladı ve proleter birlikler geri çekilmek zorunda
kaldılar. Avusturya hükumeti Akademik Lejyonu silahsızlandırdı. İşte Semmelweis
bundan sonra işinden çıkartıldı.
Yine de yoldaş Semmelweis’ı Google’ın
“doodle”ında, ölümünden 155 yıl sonra dahi insanları hastalıklara karşı
korumaya çalışırken görmek güzel. Fakat öyküsü “eksikli” anımsanmasın istedik…
Akif Akalın
https://haber.sol.org.tr/bilim/biz-el-yikamadan-fazlasini-hatirliyoruz-yoldas-semmelweis-283195
Akif Akalın
https://haber.sol.org.tr/bilim/biz-el-yikamadan-fazlasini-hatirliyoruz-yoldas-semmelweis-283195
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder