Translate

21 Mart 2020 Cumartesi

Biz Semmelweis’la el yıkamadan fazlasını hatırlıyoruz


Google arama motoru bugün “doodle” köşesine “Ignaz Semmelweis’ı ve el yıkamayı hatırlıyoruz” başlıklı bir el yıkama videosu koymuş. Üzerini tıklayınca Youtube sayfasına yönlendirilip, elinizi nasıl yıkamanız gerektiğine ilişkin bir video izliyorsunuz. Gerçekten çok yerinde bir çaba. Maalesef çoğumuz elimizi nasıl yıkamamız gerektiğini bilmiyoruz.


Semmelweis’ı birçokları 1840’lı yıllarda cerrahlara ameliyatlara girmeden önce ellerini yıkatmak için verdiği dramatik mücadeleyle tanır. Henüz “mikropların” bilinmediği bu dönemde Semmelweis, Viyana’da çalıştığı doğum kliniğinde lohusaların, doğum sırasında hekimlerin ellerinden “bulaşan” bir şeyle yaşamlarını yitirdiklerini savunmuş ve hekimlere ellerini yıkamalarını tavsiye etmiştir.

Kendilerini yeni doğum yapan kadınlara lohusa ateşi hastalığı taşıyan vektörler olarak görmek istemeyen hekimler Semmelweis ile alay etmişler, hatta Viyana’da mesleğini icra etmesini engellemişlerdir. Semmelweis’ın haklı olduğu çeyrek yüzyıl sonra Pasteur’ün çalışmalarıyla kanıtlanmış ve cerrahi müdahalelerden önce ellerin iyice yıkanması standart prosedür haline gelmiştir.

Fakat biz Semmelweis’ı yalnızca lohusa annelerin hayatını kurtarmak için verdiği mücadele nedeniyle 1906 yılında anısına dikilen “Annelerin Kurtarıcısı” anıtıyla değil, “komünist” kimliği ile de anımsıyoruz.

Semmelweis’ın Viyana’da görev yaptığı Viyana Genel Hastanesi Birinci Doğum Kliniği’nden uzaklaştırılmasının tek gerekçesi hekimlere ellerini yıkatma çabası “değildi”. Semmelweis, esas olarak 1848 Ayaklanması sırasındaki eylemleri nedeniyle görevinden uzaklaştırıldı. Klinik şefi Semmelweis’in el yıkama konusundaki iddialarını “saçmalık” olarak görüyordu, fakat saçmalaması bir hekimi işten atmak için yeterli değildi. Oysa “komünist” olmak, işten çıkartılmak için fazlasıyla yeterliydi.

Ayaklanma patlak verdiğinde Semmelweis, Viyana’da öğrencilerin örgütlediği “Akademik Lejyon” içinde yer almıştı. Ayaklanma boyunca birçok silahlı eyleme aktif olarak katıldı. Ayaklanma yenildiğinde dahi gri pantolon, siyah düğmeli mavi ceket ve siyah tüylü, geniş siperlikli şapkadan oluşan üniformasını üzerinden çıkartmadı. Birinci Doğum Kliniği’nde öğrencilerine üniformasıyla ders vermeye devam etti.      

O günlerde ayaklanma Macaristan’a ulaşmıştı ve Macar sermayesi çok zor durumdaydı. Gerici Avusturya hükumeti Macaristan sermayesine yardım için yüzlerce ton mühimmat göndermeye kadar vermişti. Bu gelişmeden haberdar olan komünistler bir sabotaj örgütleyerek Macar ayaklanmacılara destek oldular. Viyana’da bu 13 Mart 1848’de sabotajı örgütleyenler arasında Semmelweis da vardı.

Avusturya hükumeti Macaristan’daki ayaklanmayı bastırmak için Ekim 1848’de bu kez askeri birlik göndermek istedi. Semmelweis ve yoldaşları bu girişimi de engellemeyi başardılar. Ancak Ekim ortalarında durum değişmeye başladı ve proleter birlikler geri çekilmek zorunda kaldılar. Avusturya hükumeti Akademik Lejyonu silahsızlandırdı. İşte Semmelweis bundan sonra işinden çıkartıldı.

Yine de yoldaş Semmelweis’ı Google’ın “doodle”ında, ölümünden 155 yıl sonra dahi insanları hastalıklara karşı korumaya çalışırken görmek güzel. Fakat öyküsü “eksikli” anımsanmasın istedik…

Akif Akalın

https://haber.sol.org.tr/bilim/biz-el-yikamadan-fazlasini-hatirliyoruz-yoldas-semmelweis-283195

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder