Avrupa Konseyi dün (30 Haziran) aralarında Cezayir, Fas, Gürcistan, Karadağ, Ruanda, Sırbistan, Tayland, Tunus ve Uruguay’ın da bulunduğu bir dizi ülkeye seyahat kısıtlamasını kaldırırken, Türkiye’ye kaldırmadı (1).
AB’nin üçüncü ülkelere seyahat
kısıtlamasını kaldırmak için kriterleri epidemiyolojik durum ve salgına yönelik
tedbirlerden oluşuyor:
1.
Son
iki haftadaki yeni vaka / nüfus oranının AB ortalamasının altında olması
2.
Test,
sürveyans, temaslı izlemi, izolasyon ve karantina tedbirleri, tedavi ve
raporlama sayıları ve bunların “güvenilirliği” (bu veriler konusunda yalnızca ülkelerin
bildirimlerine güvenilmiyor ve ülkelerdeki AB delegasyonlarının raporları da
hesaba katılıyor).
3.
Toplam
Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri skoru.
Sağlık Bakanlığı Türkiye’de son 14
gün içinde 18.608 yeni vaka bildirdi (2). Bunu basitçe 83 milyona oranlarsak,
Türkiye’de vaka/nüfus oranının 100 binde 22,4 olduğunu hesaplayabiliriz. Aynı
süreçte AB ortalaması 20’nin altında olduğundan Türkiye bu kriteri
karşılayamamış görünüyor.
Sağlık Bakanlığı her gün bazı test,
vaka sayısı, ölüm ve yoğun bakıma alınmış veya entübe edilmiş hasta rakamları
veriyor fakat bu rakamlara ilişkin detaylar ortada yok. Örneğin TELE 1 TV sunucularından
Can Ataklı “her sabah” yetkililere test rakamlarına ilişkin kuşkularını ifade
ediyor ve testlerin kimlere yapıldığını soruyor fakat yanıt alamıyor. Sağlık
Bakanlığı verilerinin güvenilirliğinin Türkiye içinde bile bu kadar tartışmalı
olması, Türkiye’nin ikinci kriteri karşılayamamasında etkili olabilir.
Son olarak Uluslararası Sağlık
Düzenlemelerine uyum bakımından Küba 100 puanla dünyadaki en yüksek skora
sahipken, Türkiye’nin (2018) skorunun 73 olduğunu ifade edelim (3). Elbette bu
konuda skoru Türkiye’den daha düşük ülkeler de var, Türkiye dünyada en kötü
skora sahip ülke değil. Örneğin Afganistan’ın skoru Türkiye’nin altında. Fakat İtalya’nınki
85, Almanya’nınki 91, İngiltere’ninki de 93.
Hâlbuki Haziran başında Türkiye en
azından vaka sayısı bakımından kriterleri karşılayabilir durumdaydı. Hem AB
ülkeleri ortalaması daha yüksekti, hem de bizim vaka sayımız çok daha azdı.
Hükumetin bir kısım sermayeyi kurtarmak için kısıtlamaları erken kaldırması,
turizme yatırım yapan sermayedarları vurmuş görünüyor.
Hükumetin de işi zor, sermayedarların
da çıkarları zaman zaman böyle çelişebiliyor ve hükumetin bütün sermayedarları
aynı anda mutlu edebilmesi mümkün değil. Gerçi turizme yatırım yapan
sermayedarların zararlarını “toplumsallaştıracak” bir telafi yöntemi
bulunabilir elbette.
Sonuç olarak Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye
seyahat kısıtlamasını kaldırmamasının, sadece AB içindeki Türkiye düşmanlarının
lobi faaliyetlerinin bir ürünü olmayabileceğini söyleyebiliriz.
DİPNOTLAR
2.
https://www.ecdc.europa.eu/en/geographical-distribution-2019-ncov-cases
3. https://apps.who.int/gho/data/node.sdg.3-d-viz?lang=en
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder