Bugün öğle saatlerinde Çanakkale’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan Dardanel Önentaş Gıda Sanayi AŞ, Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bir bildirim yaparak, “bugünden geçerli olmak üzere 14 gün süreyle” çalışanlarının “mesai saatleri dışında da … gözetim altında tutulduğu kapalı devre çalışma sistemi” uygulanacağını bildirdi (1).
Bildirimin duyulmasından sonra
çeşitli medya organları ayrıntıları yayınlamaya başladılar. İddialara göre
Dardanel fabrikasında çalışan işçilerde Covid 19 görülmüş ve şirket bu nedenle
bildirimde belirttiği tedbirlere başvurmuştu. Çalışanlar mesai bitiminde şirket
tarafından geceleri konaklayacakları bir kız yurduna götürülecek ve sabahları
yeniden fabrikaya taşınacaklardı (2, 3).
Şirket KAP’a yaptığı bildirimde üretim
faaliyetlerinde “herhangi bir aksama” yaşanmadığının özellikle altını çiziyordu
(1). Üretim sürüyordu ve sürecekti. Zaten salgının ilk gününden beri
Türkiye’nin sloganı bu değil miydi? Her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek!
Çanakkale 130 bin nüfuslu ufacık bir
yer. Fabrikada 1.200 emekçi çalışıyor. Haber daha medyaya düşmeden
Çanakkalelilerin diline düştü. Kahvelerde oturanlardan, plajlarda
serinleyenlere, herkes haberi tartışmaya başladı.
Özellikle Dardanel fabrikasının
bulunduğu Kepez’de yaşayanlar daha da endişeliydi. İşçilerin gece
konaklayacakları kız öğrenci yurdu da Kepez sınırındaydı. Ya hastalık şehre
yayılırsa? Ya çoktan yayılmışsa?
Bu arada şirket işçilere bir e-posta
attı. Yıllık izinler iptal edilmişti. Bütün işçiler üretimin aksamaması için
işinin başına geçecekti. Fakat e-postada çok tehlikeli bir nokta vardı. Şirket,
hastalarla teması olup, evlerinde izole edilenlerin de şirket tarafından
karantina altına alınacağını, itiraz edenlere 3.150 TL idari para cezası
uygulanacağını belirtiyordu (2).
Şimdi evlerinde karantinada olan
işçiler ne yapacak? 3.150 TL az para değil. Fabrikada çalışan işçilerin çoğu
bir aylık çalışmaları karşılığında bu kadar ücret alamıyorlar.
Bakın, bu bir bilim-kurgu filmi değil.
Gerçek! Şu saatlerde Çanakkale’de yaşanan gerçek. Başta Dardanel fabrikasında
çalışan 1.200 işçi olmak üzere bütün Çanakkale endişe içinde. Sırf “üretim
aksamasın” diye salgına karşı gerekli tedbirler alınmıyor. Bunun yerine dostlar
alış – verişte görsün tedbirlerine başvuruluyor.
Oysa fabrikada üretim hemen
durdurulmalı, bütün işçilere test yapılmalı. Test sonucu pozitif olanlar hemen
izole edilmeli ve bu işçilerle temasta bulunanlar karantinaya alınmalı. Tıp
bunu söylüyor. Fakat bilim ve tıp kimin umurunda? Önemli olan üretimin devam
etmesi. Her ne pahasına olursa olsun devam etmesi.
Peki, bu fabrikanın tıp fakültesi
mezunu bir işyeri hekimi yok mu? Olmaz mı, hatta birden fazla işyeri hekimi
vardır. İşyeri hekimleri tıp fakültesinde salgınla nasıl etkili bir mücadele
yürütüleceğini öğrenmediler mi? Nasıl şirketin işçilerin sağlığını ve
güvenliğini tehlikeye atabilecek uygulamalarına sessiz kalabiliyorlar?
Maaşlarını şirketten aldıkları için olabilir mi? İşlerini yitirmekten mi
korkuyorlar acaba?
Sadece işyeri hekimi de değil,
fabrikada iş güvenliği uzmanları da olmalı. Peki, iş güvenliği uzmanları
salgının ortasında nasıl üretimin devam etmesine göz yumabiliyorlar? Onlar da mı maaşlarını şirketten alıyor? İş
güvenliği uzmanları da mı işlerini yitirmekten korkuyor?
Bazı medya kuruluşları fabrikanın üç
bölümünde 40’a yakın işçide koronavirüs saptandığını bildiriyor (4). Diğer
işçilere test yapılmamış. Yani fabrikada kaç kişinin hasta olduğu bilinmiyor. Peki, 1.200 işçinin çalıştığı işyerinde,
işçilerin hakkını – hukukunu gözetecek bir sendika yok mu? DİSK’e bağlı Gıda İş
Sendikası ne yapıyor? Üretimden gelen gücünü kullanmak yerine Valiliğe,
Belediyeye dilekçeler yazıyor. Sendikacılar neden korkuyor?
Korku, dağları bekliyor. Çaresiz
işçiler “ölümüne üretime” devam ediyor. Maksat şirketin 2020 için belirlediği
ciro hedefine ulaşılsın. Ölen olursa mı? “Üretim zayiatı” deriz geçer gider…
Akif Akalın
DİPNOTLAR
1. https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/862020
3. https://www.a3haber.com/2020/07/27/dardanelden-kar-oncelikli-koronavirus-onlemi-bantta-karantina/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder