Translate

29 Ağustos 2020 Cumartesi

Grip aşısına gerek yok derler mi?


 

Vakaların ve ölümlerin artık gizlenemez hale geldiği Mart ayından beri AKP hükumetinin sermayenin çıkarları doğrultusunda belirlediği, “salgınla mücadele yerine salgınının yayılmasını yavaşlatma” stratejisini meşrulaştırmaya çalışan profesörlerimiz, bugün de yeni bir görevle karşı karşıya.

 

Konu şu: Türkiye’de 27 – 33 milyon insanımız risk grubunda ve her yıl grip aşısı yaptırmaları gerekiyor. Anımsanacağı gibi geçen yıl AKP hükumeti yalnızca 1 milyon 300 bin doz grip aşısı ithal etmişti ve tahminen 30 milyondan fazla insanımız grip aşısı yaptıramamıştı. Eczacılar Odası hükumetin bu yıl da yeterli grip aşısı ithal etmediğini ve yeni bir aşı krizinin kapıda olduğunu söylüyor.

 

Bu durumda Tıp Fakülteleri, başta halk sağlığı ve enfeksiyon hastalıkları profesörleri olmak üzere öğretim üyeleri, önümüzdeki ayın sonunda kendilerine uzatılacak mikrofonlara ve aşı bulamayacak insanlara neler söyleyeceklerini düşünmeye başlamak zorunda. Örneğin gazeteciler “kronik bir hastalığı olanların ve yaşlıların bu yıl grip aşısı yaptırmaları tıbben gerekli mi hocam?” diye soracaklar. Ne yanıt verilecek?

 

Risk grubundaki 27 – 33 milyon vatandaşımızın grip aşısı yaptırmaları gerektiğini söyleseniz bir dert, aşıya gerek yok deseniz başka bir dert. Bir tarafta etik değerler, bilim, meslek onuru, topluma karşı sorumluluk, diğer tarafta imtiyazları yitirme, iktidarın gözünden düşme, ekranları küstürme korkusu… Gerçekten aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. En iyisi yutkunmak.

 

Peki, bugün “herkes maskesini taksa salgın biter” diyen profesörler, “bu yıl grip aşısı yaptırılmasa da olur” deseler ne olur? Nasıl olsa kendileri bir şekilde ithal edilecek sınırlı sayıda aşıya erişebilecekler. Vatandaş aşılanmasa ne olur?

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hamileler, 6 ay – 5 yaş arası çocuklar, 65 yaşının üzerindekiler, kronik hastalıkları olanlar ve sağlıkçılar mutlaka her yıl grip aşısı olmalı diyor. Ancak DSÖ’nün yerli ve milli bir kurum olmadığını, belki de bunları Türkiye’yi bir aşı krizine sokmak için uydurmuş olabileceğini de unutmamak gerek.

 

Bu risk gruplarına aşı yapılması gerektiğini yazan tıp kitaplarının da büyük çoğunluğununun “kökünün dışarıda” olduğunu biliyoruz. Nasıl salgınla mücadelede test yapılması, hastaların izole edilmesi, temaslıların karantina altına alınması gerektiğini yazarak, salgın mücadelesini “maske – mesafe – hijyen” üçlüsüne indirgemeye çalışan hükumetimizi zor duruma düşürmeye çalıştılarsa, aşı konusunda da aynısını yapıyor olabilirler. Bizim tıp fakültelerimiz, profesörlerimiz, halk sağlıkçı hocalarımız bunları yutar mı, bu oyunlara gelir mi?

 

Aslında sorun yalnızca grip aşısı da değil. Zatürre aşılarında da sıkıntı olduğu söyleniyor. Bugünlerde aile hekimlerinin risk grubundaki insanlara Prevenar 13 isimli zatürre aşısını yapmaları gerekiyor, fakat duyumlarımız bunun pek başarılı olmadığı yönünde. Açıkçası ben risk grubunda olduğum için aile hekimime aşımı yaptırdım, fakat başkaları yaptırabildiler mi bilmiyorum. Yaptırabildiniz mi? Ses verin lütfen!

 

Ayrıca bu konuda da büyük bir “bilgi kirliliği” var. Aslında Prevenar 13 yaptıranların iki ay sonra bir de Pneumo 23 aşısı yaptırması gerekiyor. Duyumlarımıza göre bu aşı da eczanelerde bulunmuyor. Aile hekimlerinin Prevenar 13 yaptıkları insanlara, iki ay sonra bir de Pneumo 23 yaptırmaları gerektiğini “söylemediklerini” duyuyoruz. Acaba, “nasıl olsa bulamayacaklar, bari üzülmesinler” diye mi söylemiyorlar?

 

Bu düzen böyle mi gidecek? Pireler filleri yutacak… Elbette hayır. Biliyorsunuz ülkemizdeki bütün profesörler “sermayenin profesörü” değil. Ülkemizde herşeye rağmen bilimden şaşmayan, etik değerlerden taviz vermeyen, işçilerden ve emekçilerden gerçekleri gizlemeye çalışmayan, aksine toplumu aydınlatmayı kendisine görev edinmiş hocalarımız da var.

 

Biz sermayenin profesörlerine değil, emeğin profesörlerine kulak verecek, onların dediklerini yapacağız. Yarın sermayenin profesörleri “risk grubundakilerin grip aşısı yaptırmalarına gerek yok” derlerse, kesinlikle inanmayacağız.  


Akif Akalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder