Bugün milyonlarca velinin en çok
merak ettiği soru şu: Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların açılacağını
açıkladığı tarih olan 31 Ağustos’ta okullar açılacak mı?
Ağustos ayının sonuna yaklaşırken
heyecan artıyor. Eğer okullar açılacaksa, hiç değilse bir hafta öncesinden
hazırlık yapmak lazım. Örneğin yazlıkta olanlar geri dönüş hazırlıklarına
başlamalı. Kayıtlar yapılacak. Çocuklar hızlı büyür, geçen yıl giydikleri bu
sene olmaz, yeni giysiler alınacak…
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: okullar 31 Ağustos veya bilemediniz Eylül ayının ilk haftası içinde mutlaka açılacak. Hiç kuşkunuz olmasın. Nereden mi biliyorum? Çok basit, hükumetin bugüne kadar izlediği politikalardan.
AVM’ler neden açıldıysa, turizm neden
açıldıysa, okullar da aynı nedenle açılacak. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Belki göstermelik birkaç gün gecikme olabilir, fakat mutlaka açılacak.
Açılacak çünkü nasıl AVM sahipleri ve
sahil şeridindeki esnaf kurtartıldıysa, özel okulların da aynı şekilde kurtarılması
gerekiyor. Salgın daha da azacakmış. Salgın daha da azsa ne olur? Daha fazla
insan hastalanır, daha fazla insan mı ölür? Kimin umurunda? Gerçekten kimin
umurunda?
Diyelim ki vaka sayısı bir milyonu,
ölü sayısı 50 bini geçti. Ne olur? Hastalananlar süründükleriyle, ölenler
öldükleriyle kalır. Peki, vaka sayısı milyonu, ölü sayısı 50 bini bulmasın diye
AVM’ler kapatılır, turizm kısıtlanır ve okullar açılmazsa ne olur? İşte o zaman
yandı gülüm keten helva…
Bugün işçilerine COVID 19 teşhisi
konan binlerce fabrikada ve işyerinde, diğer işçilerin sağlığı ve yaşamı tehdit
altında olmasına rağmen üretime neden devam ediliyorsa, bu ayın sonunda okullar
da, öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin sağlığı ve yaşamının tehlikeye
atılması anlamına gelse bile, aynı nedenle açılacak.
Fakat AVM’ler ve turistik tesisler
ile okullar arasında önemli bir fark var. AVM ve turistik tesislere gitmek
“zorunlu” değil. Yani “bilinçli” yurttaşlar, hükumet AVM ve turistik tesisleri
açtığı halde buralardan uzak durarak kendilerini ve ailelerini salgından
korumayı başardılar. Okullar ise böyle değil. Kanun var, çocuğunuzu okula
göndermek zorundasınız.
Belki bugün milyonlarca insan
farkında değil fakat bu ülkede ilköğretim hala “mecburi”. Salgın hastalık var,
ben çocuğumun hastalanmasını, ölmesini veya eve hastalık getirmesini
istemiyorum, çocuğumu okula göndermeyeceğim deme hakkınız yok. Dileyen
deneyebilir. Yaşadığınız yere göre jandarma veya polis kapınıza dikilince de
demek istediğimi anlarsınız.
Ama pandemi? Salgın?
Kimin umurunda? Önemli olan 31
Ağustos’ta vereceğiniz kayıt ücretleri. Eğer o ücretleri alamazlarsa birçok
özel okul kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Son soru şu olabilir: çocuklarımızın
sağlığı ve hayatı mı, özel okulların bekası mı? Bunun da yanıtını sizler
vereceksiniz.
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder