Translate

20 Şubat 2021 Cumartesi

Hayaller Samanyolu, gerçekler ortaçağ sefaleti?


Bugünlerde insanlık muhtemelen tarihin hiçbir döneminde yaşamadığı bir karmaşanın ortasında, neye inanacağını bilemez bir halde, oradan oraya savruluyor. Gerçek ile hayal öylesine iç içe geçmiş ki, psikiyatristlerin bu ortamda hastalarına hangi kriterlere göre şizofreni teşhisi koyduklarını hakikaten çok merak ediyorum.  

 

ÇELİŞKİLİ GÖRÜNTÜLER

 

Bir gazeteye baktığınızda, aynı sayfa içinde hem NASA’nın Meksika körfezinin bir ucundaki Cape Canaveral üssünden havalanan uzay aracı Perseverance (Azim) “Mars yüzeyine indi” haberini, hem de körfezin diğer ucundaki Houston’da geçen Çarşamba ilan edilen “su kaynatma uyarısının” Pazartesi gününe kadar uzatıldığını okuyabiliyorsunuz.

 

Aynı günlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı da “Ay'a gitmek” için çalışmaların başlatıldığını müjdelerken, gazeteler Edirne’de Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı bir öğrenci yurdunda COVID 19 şüphesiyle karantinaya alınan 40 kişinin gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldığını yazıyor.

 

Bir tarafta Samanyolu, diğer tarafta ortaçağ görüntüleri. 


Yukarıdaki resimde 18 Şubat 2021 tarihinde Houston’da bir park çeşmesinde su doldurmak için sıra bekleyen Houston sakinleri görülüyor. Fotoğrafı Associated Press fotoğrafçısı David J. Phillip çekmiş. Fotomontaj filan yok, internette Houston ile ilgili buna benzer birçok fotoğrafa erişebilirsiniz.

 

SU KAYNATMA UYARISI NEDİR?

 

Su kaynatma uyarısı (boil-water advisory) halk sağlığının “tarihi” konularından biridir. Bir yerleşim yerinde sular herhangi bir nedenle kontamine olduğunda, sağlık otoriteleri su ile bulaşabilecek bir salgın hastalığı önlemek için, halka sularını kaynatmadan içmemelerini tavsiye eder.

 

Tarihte ilk “su kaynatma uyarısı”, 1866 yılında İngiltere’de ilan edilmiştir. Kolera salgınına karşı bir tedbir olarak Londralılardan sularını kaynatmadan içmemeleri istenmiştir. Yirminci yüzyılda kentlerin “altyapıları” iyileştirilince, kolera gibi su ile bulaşan birçok hastalık tarihe karışmıştır.

 

HOUSTON NEDEN SU KAYNATMA UYARISI VERDİ?

 

Houston’da su kaynatma uyarısı verilmesinin nedeni, su şebekesindeki basıncın kritik eşiğin altına düşmesidir. Şebekede su basıncı düşünce bir vakum oluşur ve şebekeye dışarıdan sızmalar meydana gelir. Sağlık otoriteleri bir salgın patlak vermesin diye sorun giderilene kadar halka sularını kaynatarak içmelerini tavsiye eder.

 

Houston’da geçen Çarşamba su şebekesi basıncı 20 PSI altına düşünce Belediye Başkanı Sylvester Turner su kaynatma uyarısı ilan etmek “zorunda kalmış”. Burada “zorunda kalmış” tabirinin altını çiziyoruz, çünkü bir belediye başkanı için 21. yüzyılda, uzay araçları Mars’a inerken, su kaynatma uyarısı ilan etmek çok “utanç verici” bir durumdur.

 

Bir yerde su kaynatma uyarısı verilmesi, orada “temel altyapının” sorunlu olduğu anlamına gelir. “Perseverance Mars’a inerken” su kaynatma uyarısı ilan ederseniz, “ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider tuvalete” derler…

 

TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜLEMEYEN BİR SORUNU: GIDA ZEHİRLENMELERİ

 

Aslında gıda zehirlenmeleri de, su ile bulaşan hastalıklar gibi çoktan tarihe karışmıştır. Yirminci yüzyılda gıda güvenliliğinin sağlanması konusunda atılan adımlar sayesinde gıda zehirlenmeleri sorunu büyük ölçüde çözülmüştür. Ülkemizde ise gıda zehirlenmeleri kanayan bir yaradır.

 

Belki biraz “kaba” görünecek fakat gıda zehirlenmesinin tek nedeni “pisliktir”. Gıdanın tarladan – tabağa yolculuğu sürecinde gerekli önlemler alınmazsa gıdalar kontamine olur ve bu gıdaları yiyenler de zehirlenir. Edirne’deki 40 kişi, yedikleri tavuğun sıhhi şartlara uygun olarak, “temiz” bir biçimde önlerine konmaması nedeniyle “pislikten” zehirlenmişlerdir.

 

Ülkemizde her yıl binlerce insan “pis” gıdalardan zehirlenmektedir. Gıda zehirlenmelerinin yüzde 70’i işyerlerinde meydana gelmektedir. İşyerlerine çok ucuz yemek sağlayan özel yemek şirketleri, maliyetlerini azaltmak için en basit sağlık şartlarını dahi yerine getirmediklerinden, verdikleri yemekleri yiyenler zehirlenerek hastaneye kaldırılmaktadır.

 

ÇELİŞKİ Mİ, TERCİH Mİ?

 

Aslında ne Florida’dan Mars’a uzay aracı gönderilmesiyle Houston’da su kaynatma uyarısı verilmesi, ne de Türkiye’de her yıl binlerce insan pislikten zehirlenirken Ay’a seyahat planları yapılması bir “çelişkidir”. Burada doğru sözcük çelişki değil, “tercihtir”.

 

Burada bir tarafta gıda / su güvenliliği, diğer tarafta uzay programından bahsediyoruz. Bunların ikisi de “kamusal kaynaklarla” finanse edilirler. Kamusal kaynakları harcama yetkisine sahip olanlar (hükumetler), bu kaynakları gıda / su güvenliliğini iyileştirmek için de, Mars’a veya Ay’a gitmek için de harcayabilirler.

 

Görünen o ki, ABD’de hükumetler kaynakları su şebekesinin ıslahı yerine Mars’a gitmeye, Türkiye’de de gıda güvenliliğinin iyileştirilmesi yerine Ay’a gitmeye harcamayı “tercih” etmektedirler.

 

Burada asıl sorun hükumetlerde değil, park çeşmesinde sıra beklerken “Mars’a indik” diye sevinen Houstonlılarda ve yediği yemek nedeniyle midesi yıkanırken “Ay’a gidiyoruz” diye övünen Türkiyelilerdedir.   


Akif Akalın


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder