Translate

22 Şubat 2021 Pazartesi

Bu koşullarda normalleşme intihardır


Daha salgının ilk günlerinde sermaye çevreleri salgınla mücadelenin sınırını çizdi: “çarklar dönecek”! Kırmızı çizgi sermaye birikimiydi. Bilim insanlarının önereceği ve hükumetlerin alacağı hiçbir tedbir sermaye birikimi süreçlerine zarar vermeyecekti.

 

Oysa salgını yenmenin bilinen tek yolu, hükumetlere ve bilim insanlarına yasaklanan yoldu. Bakan Fahrettin Koca bunu bir konuşmasında şöyle itiraf etti: “Bu sorunun tamamen ortadan kalkması için yapılması gereken tam izolasyon. Fakat dünyada hiçbir ülke tam izolasyona geçmek istemiyor. Türkiye de istemiyor”.

 

Bu durumda bilim insanları Nasrettin Hoca’ya sığındılar. Yaralı leyleğin gagasını, bacaklarını ve kanatlarını keserek kuşa benzeten hoca gibi, kapanma tedbirlerini kesip – biçip, hiçbiri tıp kitaplarında yer almayan, yurttaşların “virüs haftasonu ve gece hayatını seviyor” diye dalga geçtiği “kısmi kapanma” tedbirleri ürettiler.

 

İnsanlar kapalı mekânlarda bir araya gelmesin diye kahvehaneler ve lokantalar kapatılırken, milyonlarca insanın fabrikalarda dip dibe çalışmaya, işe gidebilmek için toplu taşıma araçlarında kucak kucağa seyahat etmeye devam etmeleri yüzünden salgın kontrol altına alınamadı.  

 

Bunlara bir de hükumetin mağdur yurttaşlarına yardım etmek yerine, onları borçlandırma çabaları eklenince esnaf isyan bayrağını çekti. Çoğunluğu örgütsüz, diğerleri de DİSK, Türk – İş ve Hak İş gibi sarı sendikalara üye olan işçilerden çekinmeyen hükumet, esnafın tepkisinden ürkerek 1 Mart’tan itibaren tedbirleri gevşetmeye karar verdi.

 

Şimdi ne olacak? Elbette geçen yıl yaza girerken ne olduysa aynısı olacak. Nasıl geçen Nisan’da pik yaptıktan sonra alınan kısmi kapanma tedbirleriyle azaltılan vaka sayıları ve ölümler, tedbirlerin gevşetilmesinden sonra Eylül’de patladıysa, şimdi de aynısı olacak. Bu filmi hep birlikte izledik.

 

Peki, böyle olacağı çok iyi bilindiği halde neden 1 Mart’ta “normalleşmeye” başlanıyor? Çünkü hükumet sıkıştı: aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Tedbirleri gevşetmezse küçük esnafla papaz olacak. Belki küçük esnaf biraz nefes alırsa, vaka ve ölüm sayıları patladığında, yeniden Eylül gibi bir “kısmi kapanmaya” razı olur.

 

Fakat virüsle oyun olmaz. Her gün yeni bir mutasyon haberi geliyor. Sermayenin kırmızı çizgisini aşmayalım, aman çarkları durdurmayalım derken, karşımıza virüsün daha bulaşıcı, daha öldürücü ve eldeki aşıların etkilemeyeceği varyantları çıkabilir.  

 

Akif Akalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder