Translate

14 Nisan 2021 Çarşamba

Neden “kısmi” kapanma?

 


Dün akşam Türkiye nefesini tutmuş, Cumhurbaşkanı’nın “resmi rakamlara” göre günde 60 binlere ulaşan vaka sayısı karşısında hangi tedbirleri alacağını merak ediyordu.

 

Başta bilim insanları, sağlık meslek kuruluşları, hekimler ve sağlıkçılar olmak üzere herkes, artık “hayati olmayan” alanlarda mal ve hizmet üretiminin de duracağı bir “tam kapanma” bekliyordu.

 

Heyhat! Ekranlarda Türkiye’nin önümüzdeki iki hafta süreyle sadece “kısmi” bir kapanmaya gireceği söylendi. “Olağan şüpheliler” yani 18 yaş altı ve 65 yaş üstü yurttaşlar yine gözaltına alındı, lokantalar ve kahvehanelere kısıtlamalar getirildi, yani “eski tas eski hamam”…

 

Şaşırdık mı? Kesinlikle hayır.

 

Peki, bütün Türkiye tam kapanma beklerken, kısmi kapanma açıklanması bizi neden hiç şaşırtmadı?

 

Çünkü hükumetin salgınla mücadele stratejisini biliyoruz. Bu strateji içinde hangi adımları atıp, hangi adımları atmayacağını çok iyi biliyoruz.

 

Hükumetin salgınla mücadele stratejisinin en önemli ögesi, “her ne pahasına olursa olsun üretimin sürmesi”dir. Bu nedenle üretimin değil durmasına, aksamasına neden olabilecek herhangi bir tedbir alınması mümkün değil.

 

Ne zaman ki salgının bizzat kendisi üretimi aksatmaya başlatır, hastaneler tamamen iflas eder, mezarlıklarda yer kalmaz, o zaman mecburen tam kapanmaya gidilir. Daha önce asla!

 

Peki, neden kısmi kapanma?

 

Bu sorunun yanıtı, Cumhurbaşkanı’nın dünkü konuşmasında vardı: “… salgının önümüze getirdiği fırsatları yeteri kadar değerlendirememe riskiyle karşı karşıya kalabiliriz".

 

Salgın önümüze ne fırsat getirdi diye çok düşünmeye gerek yok. Turizm sezonu yaklaşıyor. Diğer ülkelerde ve tatil yörelerinde tam kapanma tedbirleri alınması, Türkiye turizmi için bir “fırsat” olarak görülüyor.

 

Tabii bu ortamda Türkiye’nin turizm sezonuna günde 60 bin vakayla girmesi hiç hoş olmaz. Turistler bu rakamı görüp korkabilir, Türkiye’ye gelmekten vaz geçebilir. O halde “vaka sayısını azaltacak” tedbirler alınmalı…

 

Değerli okurlarımız. Bir yıldır pandemi üzerine yazdığımız hemen bütün yazılarda, salgını “kontrol altına almanın” bir şey, “vaka sayısını azaltmanın” başka bir şey olduğunu belirttik. Kısmi kapanma tedbirleriyle vaka sayısını azaltabilirsiniz, bu mümkün. Gerçekten de hepimiz Mayıs ayında vaka sayısının 60 binlerden 10 – 15 binlere indiğini göreceğiz.

 

Peki, salgın kontrol altına alınabilecek mi? Kesinlikle hayır. Gevşeme başlar başlamaz vaka sayıları yine tırmanmaya başlayacak ve Eylül 2021 sonrası gelecek dördüncü pikte bu kez günde 120 bin vaka göreceğiz.

 

Nereye kadar?

 

Bu sorunun iki yanıtı var: ya salgın artık üretimi aksatacak boyutlara varacak, işçiler emekçiler yataklara düşecek, ölen kalifiye işçilerin yerine yenilerinin bulunması zorlaşacak veya salgının ceremesini çeken işçiler ve emekçiler “artık yeter” diyecek ve şalterleri indirecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder