Dün akşam Türkiye nefesini tutmuş, Cumhurbaşkanı’nın
“resmi rakamlara” göre günde 60 binlere ulaşan vaka sayısı karşısında hangi
tedbirleri alacağını merak ediyordu.
Başta bilim insanları, sağlık meslek
kuruluşları, hekimler ve sağlıkçılar olmak üzere herkes, artık “hayati olmayan”
alanlarda mal ve hizmet üretiminin de duracağı bir “tam kapanma” bekliyordu.
Heyhat! Ekranlarda Türkiye’nin önümüzdeki iki hafta süreyle sadece “kısmi” bir kapanmaya gireceği söylendi. “Olağan şüpheliler” yani 18 yaş altı ve 65 yaş üstü yurttaşlar yine gözaltına alındı, lokantalar ve kahvehanelere kısıtlamalar getirildi, yani “eski tas eski hamam”…
Şaşırdık mı? Kesinlikle hayır.
Peki, bütün Türkiye tam kapanma
beklerken, kısmi kapanma açıklanması bizi neden hiç şaşırtmadı?
Çünkü hükumetin salgınla mücadele
stratejisini biliyoruz. Bu strateji içinde hangi adımları atıp, hangi adımları
atmayacağını çok iyi biliyoruz.
Hükumetin salgınla mücadele
stratejisinin en önemli ögesi, “her ne pahasına olursa olsun üretimin sürmesi”dir.
Bu nedenle üretimin değil durmasına, aksamasına neden olabilecek herhangi bir
tedbir alınması mümkün değil.
Ne zaman ki salgının bizzat kendisi
üretimi aksatmaya başlatır, hastaneler tamamen iflas eder, mezarlıklarda yer
kalmaz, o zaman mecburen tam kapanmaya gidilir. Daha önce asla!
Peki, neden kısmi kapanma?
Bu sorunun yanıtı, Cumhurbaşkanı’nın
dünkü konuşmasında vardı: “… salgının önümüze getirdiği fırsatları yeteri kadar
değerlendirememe riskiyle karşı karşıya kalabiliriz".
Salgın önümüze ne fırsat getirdi diye
çok düşünmeye gerek yok. Turizm sezonu yaklaşıyor. Diğer ülkelerde ve tatil
yörelerinde tam kapanma tedbirleri alınması, Türkiye turizmi için bir “fırsat”
olarak görülüyor.
Tabii bu ortamda Türkiye’nin turizm sezonuna
günde 60 bin vakayla girmesi hiç hoş olmaz. Turistler bu rakamı görüp
korkabilir, Türkiye’ye gelmekten vaz geçebilir. O halde “vaka sayısını
azaltacak” tedbirler alınmalı…
Değerli okurlarımız. Bir yıldır
pandemi üzerine yazdığımız hemen bütün yazılarda, salgını “kontrol altına
almanın” bir şey, “vaka sayısını azaltmanın” başka bir şey olduğunu belirttik.
Kısmi kapanma tedbirleriyle vaka sayısını azaltabilirsiniz, bu mümkün.
Gerçekten de hepimiz Mayıs ayında vaka sayısının 60 binlerden 10 – 15 binlere
indiğini göreceğiz.
Peki, salgın kontrol altına
alınabilecek mi? Kesinlikle hayır. Gevşeme başlar başlamaz vaka sayıları yine
tırmanmaya başlayacak ve Eylül 2021 sonrası gelecek dördüncü pikte bu kez günde
120 bin vaka göreceğiz.
Nereye kadar?
Bu sorunun iki yanıtı var: ya salgın
artık üretimi aksatacak boyutlara varacak, işçiler emekçiler yataklara düşecek,
ölen kalifiye işçilerin yerine yenilerinin bulunması zorlaşacak veya salgının
ceremesini çeken işçiler ve emekçiler “artık yeter” diyecek ve şalterleri
indirecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder