Paris Komünü, 18 Mart 1871’de Montmartre tepelerinde başlayan ayaklanmayla iktidarı ele geçiren Parisli emekçilerin, 72 gün süreyle kendi kendilerini yönettikleri ilk işçi devletidir.
Komün sözcüğü kendi kendisini yöneten kentsel topluluk anlamında kullanılmaktadır.
Komünistlerden anarşistlere kadar solun birçok rengini taşıyan Komüncülerin tek bir ortak paydası vardır:
“Paris’ten başlayarak dünyayı değiştirmek”.
Paris Komünü'nün kökleri Aydınlanma'ya ve 1789 Fransız Devrimi'ne, 1830
ve 1848 Ayaklanmaları'na uzanır. Komün bu uzun süreçte doğan ve gelişen toplumcu fikirlerin tarihte ilk kez yaşama
uygulandığı bir sosyal laboratuvar olmuştur.
Komün deneyimleri arasında Komün’ün tıbbı ve sağlığı toplumun gereksinimlerine göre örgütlemesi, sol yazında üzerinde en az durulan konulardan biridir. Oysa temelleri 1845'de Friedrich Engels ve 1848'de Rudolf Virchow tarafından atılan "toplumcu tıp", ilk kez Paris Komünü sürecinde ete kemiğe bürünmüş, yaşama geçirilmiştir.
KOMÜN ÖNCESİ TIP VE SAĞLIK HİZMETİ
Antik dönem
Antik çağda tıp, insanların
hastalıkların tanrının günahlarına
karşılık verdiği bir ceza olduğuna inanması nedeniyle, varlığını “din” etkisi altında sürdürmüştür.
Sağlık hizmeti de buna paralel olarak
örgütlenmiş, nasıl günümüzde sağlığı doğaüstü güçlere bağlayanlar çözümü şifacılarda arıyorsa, antik çağlarda da
insanlar çözümü şamanlarda ve
tapınaklarda aramışlardır.
Tıp, antik çağın sonlarında, sağlığı
ve hastalıkları doğaüstü güçler
yerine doğal süreçlerle açıklamaya
çalışan Hipokrat geleneği ile bilimselleşmeye başlamıştır.
Tıbbın bilimselleştirilmesi süreci, esas olarak
hurafelerden arındırılması ve sekülerleştirilmesi
sürecidir.
Sekülerleşme terimi
Latince “saeculum” sözcüğünden
türetilmiş olup, dinsellikten arındırma
anlamında kullanılıyor. Örneğin Avrupa’da 1648’de imzalanan Westphalia
Antlaşmasıyla kilise topraklarının yeni oluşturulan ülkeler arasında
paylaştırılması “sekülerleşme” olarak
tanımlanıyor.
Fransız Devrimi sürecinde
sekülerleşme, kamusal yaşamın din
etkisinden çıkartılması anlamını alıyor.
Ortaçağ
Hristiyanlığın Avrupa’ya egemen
olmasıyla tıpta sekülerleşme akamete uğramış ve antik çağda tapınaklarda
örgütlenen hastaneler, ortaçağda Kilise
egemenliğine girmiştir.
Rahiplerin yönettiği, rahibelerin
hemşire olarak hizmet sunduğu ortaçağ hastaneleri, günümüzdeki hastanelerden
çok farklıdır ve hastalıkların tedavisinden
çok hastaların bakımı işlevini
üstlenmişlerdir.
Toplumların zengin kesimleri evlerine
hekim çağırabilme gücüne sahip olduğundan ve bakımları için kendi evlerini
tercih ettiğinden, tarihsel olarak hastanelerin misafirleri (hastane – hospital sözcüğü, latince misafir anlamına
gelen “hospice” sözcüğünden türemiştir) hemen daima yoksullar olmuştur.
Roma’da hastaneler daha çok askeri amaçlıdır ve savaşta yaralanan
askerlerin en kısa zamanda cepheye dönmesine hizmet eder. İlk sivil hastane 370 yılında Kapadokya’da
açılmış, burada cüzzam (lepra) hastalarına, evsizlere, yoksul hastalara ve
yaşlılara bakım ve barınma (sosyal işlev) sağlanmıştır.
Fransa’da 7. yüzyılda kamusal bir kurum olarak örgütlenen Hotel Dieu, hastaların “bedenlerinden” çok “ruhlarını” iyileştirmekle ilgilidir. Ancak ulaşım ve ticaretin
gelişmesiyle birlikte bulaşıcı ve salgın hastalıkların yaygınlaşması,
hastanelerde tıbbi işlevleri
arttırmıştır.
12. yüzyılda kilisenin, birçoklarının
manastırlara dinsel motivasyon
yerine, hasta bakarak kazanç sağlamak
için “sızmasını” önlemek amacıyla,
din adamlarına iyileştiricilik yapmayı yasaklaması ve bu dönemde Avrupa’da tıp
okullarının açılmaya başlaması, tıbbın kilise dışına kaymaya başlamasını sağlamıştır.
Kilise dışına çıkan tıp, yeniden bakımdan çok iyileştiriciliğe yönelerek, bilimselleşme
yoluna girmiştir.
Aydınlanma
Aydınlanmayla birlikte Avrupa'da
dinin toplumsal yaşam üzerindeki etkisi zayıflamaya başlarken, din kurumları ve
din adamları da tıbbi bilgi üzerindeki tekellerini, Avrupa’da yaygınlaşmaya
başlayan üniversitelere kaptırdılar.
Tıp dinsel etkilerden arınarak, daha
bilimsel bir kimlik kazanırken, tıp fakültelerinden mezun olan hekimler de,
toplum içinde saygınlık kazanmaya başladılar.
Diğer yanda geleneksel berber – cerrahlık ve bitkisel tedavi – eczacılık meslekleri,
formel eğitimin dışında, bir tür usta – çırak ilişkisi içinde yetişen insanlar
tarafından sürdürülüyordu. Ebelik
mesleği de geleneksel ilişkiler
içinde sürdürülüyordu. Bu meslek grupları yüzyıllarca birbirlerinin alanına
girmeden, kendi yöntemleriyle sağlık hizmeti sunmayı sürdürdüler.
Ortaçağın sonlarına doğru, toplum
içinde giderek daha fazla prestij kazanmaya başlayan tıp fakültesi mezunu
hekimler, diğer iyileştiricileri tıp alanından uzaklaştırmak veya kendilerine
bağımlı çalışmalarını sağlamak için saraylardan yardım istemeye başladılar.
İngiltere’de hekimlik mesleğinin
denetim altına alınabilmesi için 1518 yılında Kraliyet Hekimler Koleji kuruldu. Artık tıp fakültesini bitiren bir
doktor, İngiltere’de hekimlik yapabilmek için Kolej’den (meslek örgütü) lisans
almak zorundaydı. Fransa’da da 1707 yılında kabul edilen bir fermanla “şarlatanlık” yasaklanırken, hekimlerin
diğer meslekler karşısındaki konumu güçlendirildi.
Böylece kilisenin tıp üzerinde
ortaçağ boyunca devam eden egemenliği ağır bir darbe almış, fakat hastaneler
kiliselerin himayesinde kalmayı sürdürmüştü. Dahası hemşirelik görevleri
rahibelerde kalmaya devam ediyordu.
1789 Fransız Devrimi
Fransa’da 18 Mart 1707’de yayınlanan Marly Fermanı ile yalnızca tıp
fakültelerine hekim yetiştirme yetkisi tanınmış, şarlatanlara karşı yaptırımlar
getirilmiştir. Ferman hekimlerin haftada bir gün yoksullara ücretsiz bakmasını
emretmektedir. Cerrahların statüsü değiştirilerek, cerrahlar da hekimlik
mesleğinin üyeleri olarak kabul edilmiştir.
Ancak bu hükümlerin uygulanmasını
denetleyecek kurumlar örgütlenmediğinden, hükümler genelde kâğıt üzerinde
kalmıştır.
Fransız Devrimi’ne çok sayıda
akademisyen, hekim, cerrah ve eczacı da katılarak Kurucu Meclis’te görev almış, bunlardan bir kısmı Devrim sürecinde
tıbbın ve sağlığın yeniden örgütlenmesinde önemli roller almışlardır.
Sağlık profesyonelleri arasında öne
çıkanlar arasında Pierre Cabanis,
Jean-Antoine Chaptal, Dominique Jean Larrey, Joseph-Ignace Guillotin, Louis
Claude Cadet de Gassicourt, Michel Chevreul, Nicolas Jadelot, Guillaume
Dupuytren, Antoine François Fourcroy, Jean-Étienne Esquirol ve Pierre Sue
sayılabilir.
Fransız Devrimi öncesinde aydınlar,
devletin sağlık alanında daha fazla sorumluluk alması gerektiğini savunuyor, bu
sorumluluğun sınırlarını ve devletin bu ödevini nasıl yerine getirebileceğini
tartışıyorlardı. Devrimle birlikte bu tartışmalar Meclis’e taşınmıştır.
Dr. Sabarot de L’Averniére, Meclis’te 1789’da yaptığı bir konuşmasında, yurttaşların sağlık haklarını kullanabilmeleri için,
sağlık hizmetlerinin parasız sunulması,
dolayısıyla bir devlet hizmeti
olması, hekimlerin maaşının da devlet
tarafından ödenmesi gerektiğini savunuyordu.
Fransız Devrimi’nin ilk yıllarında
aydınlar arasında hekimliğin kamusal
bir hizmet olması, hekimlerin hastalarından ücret talep etmek yerine hizmetleri
karşılığında devletten maaş almalarının gerektiği yönünde düşünceler oldukça
yaygındır.
Sabarot de l'Averniére, din
adamlarının insanların ruhunu iyileştirdiği gibi, hekimlerin de bedenlerini
iyileştirdiklerini, o halde a hekimlerin de din adamları gibi geçimlerini
sağlamak için devletten belirli bir maaş almaları gerektiğini savunmaktadır.
Doktorlar mesleklerini diledikleri
yerde değil, devletin tayin ettiği, kendilerine gereksinim duyulan yerde icra
etmelidir. Doktorlar deneyim kazandıkça sorumlulukları ve maaşları artmalıdır.
Bu dönemde, ileride Friedrich Engels ve Rudolf Virchow
tarafından temelleri atılacak olan toplumcu
tıp düşüncesinin de tohumları atılmıştır.
Dr. Julien-Joseph Virey ve Dr. Pierre Cabanis gibi aydınlar,
hastalıkların toplumun yanlışlarından kaynaklandığını savunmakta ve bu görüş
giderek daha geniş çevrelerde kabul görmeye başlamaktadır. O halde sağlık
sorunları yalnızca tıbbi müdahalelerle çözülemez, sosyal ve ekonomik tedbirler
de alınmalıdır.
Yine devrimin ilk yıllarında tıbbın yalnızca iyileştirme
bilgi ve tekniklerinden ibaret olmaması, aynı zamanda sağlığın bilgisinin de
öğrenilmesi gerektiği düşünceleri ortaya atılmıştır.
Devrimden önce sağlık profesyonelleri
hekimler, cerrahlar, eczacılar, hemşireler ve ebeler olmak üzere beş grup
altında toplanmışlardı. Cerrahlar kendi aralarında deneyimlerine göre kıdemsiz
ve kıdemli cerrahlar olarak iki alt grup oluşturmaktaydı. Yalnız hekimler tıp
fakültelerinde eğitim alırken, diğerleri uygulamalı (çıraklık) eğitimle
yetişmekteydi.
1789 – 1791 yılları arasında Kurucu Meclis’in sekreterliğini üstlenen
Dr. Joseph-Ignace Guillotin, tıp
reformu çalışmalarının yürütülmesi için bir Sağlık
Komitesi kurmuştur. Komite’nin görevleri arasında tıp eğitiminin ve
hastanelerin yeniden örgütlenmesi de vardır. 1791 yılında Sağlık Komitesi
sağlığı devletin yurttaşlarına karşı yükümlülüğü
olarak tanımlamıştır.
Ulusal Meclis tarafından 24 Ağustos
1790’da kabul edilen bir yasa ile sosyal hizmetlerin belediyeler aracılığıyla
sunulması esası getirilmiştir.
Sağlık Komitesi 1791’de tıp reformuna
yönelik bir araştırma yaparak dört sorun tespit etmiştir:
Birincisi, 1707 yılında yayınlanan kararnameye rağmen
şarlatanların ve kerametleri kendilerinden menkul “hekimlerin” sayısı
artmaktadır.
İkincisi, dinin etkisi altındaki tıp eğitimi, hekimlik
pratiği ve tıpta yeni buluşlar yapılması için yeterli değildir.
Üçüncüsü, tıp okullarının sayısı çok fazladır ve her biri
kendi müfredatını izlemektedir.
Dördüncüsü, tıp okullarında kürsüler parayla satılmakta,
profesörler paralı kurslar düzenlemekte, öğrenciler sınavları rüşvetle geçmekte
ve tezlerini parayla yazdırmaktadır.
Araştırma sonuçları Michel Chevreul ve Nicolas Jadelot tarafından hekimlik ve cerrahlık eğitiminin
birleştirilmesi yönünde formüle edilmiştir.
Sağlık Komitesi Fransa’da idari
birimler düzeyinde ulusal sağlık hizmeti
örgütlenmesine ve her birimin kendi bölge ve kanton hekimlerine sahip olması
gerektiğine karar verir ve hastaneler devletleştirilir.
1790 yılında Dilencilik Komitesi başkanı La
Rochefoucauld-Liancourt yoksullar için evde tıbbi yardım hizmeti
oluşturmuştur.
1791’de Tenon, Jean-Antoine Chaptal, Félix Vicq d'Azyr ve Antoine Lavoisier’den oluşan Kamusal Yardım Komitesi şu görevleri
üstlenmiştir:
1. Hastane reformu
2. Tıbbi yardımda dini “hayır” kavramından, cumhuriyetçi
“yardımseverlik” kavramına geçiş
3. Geleneksel ebeliğin kaldırılarak modern (eğitimli) ebeliğe
geçilmesi ve yeni doğanların korunması
4. Cerrahların ve hekimlerin birlikte çalışmaları
Kamusal Yardım Komitesi Fransa'daki
bütün hastane, bakımevleri ve kliniklerin bir envanterini çıkartmak için
araştırma başlatır. Daha sonra Komite, Fransa’nın, sağlıkçılarının ve diğer
çalışanlarının maaşlarının devlet tarafından ödendiği ilk kamu hastanelerini örgütlemeye başlar.
21 ve 27 Nisan 1792 tarihli
kararnamelerle hastanelerin yeniden örgütlenme esasları ve sağlık kurullarının
görevleri belirlenmiştir. Ancak bu düzenlemeler askeri sağlık hizmetlerinin
örgütlenmesinde oldukça başarılı biçimde uygulamaya girerken, topluma yönelik
sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi için gerekli adımlar atılmamıştır.
8 Ağustos ve 15 Eylül 1793’te
yayınlanan kararnamelerle eski düzenin sağlık kurumları kaldırılarak, tıp ve
hekimlik yeniden örgütlenmeye başlanır.
Kamusal Yardım Komitesi’nin
çalışmaları 1793 – 4 döneminde Bertrand
Barere de Vieuzac tarafından baltalanır, ancak Komite 1794’te Paris’teki
hastanelerin kontrolünü ele alır ve tıp eğitiminde büyük yeniliklere gidilir.
4 Aralık 1794’te (14 Frimaire 3)
Meclis, Paris, Montpellier ve Strasbourg’da
birer tıp fakültesi açılması ve bu fakülteleri hastanelere bağlanması için bir yasa kabul eder.
30 Aralık 1794 (9 Nivôse 3) tarihli kararnameyle, tıp eğitimine alınacak
öğrencilerin nitelikleri ve sayıları belirlenir.
Paris tıp okulu 150, Montpellier tıp okulu 100 ve Strasburg
tıp okulu 50 olmak üzere 300 öğrenci alınacaktır.
Fransa’nın her bölgesinin belirleyeceği birer öğrencinin
eğitim giderleri devlet tarafından karşılanacaktır.
Okullara alınan öğrenci sayısı
1796’da 856, 1797’de 896, 1798’de 1.190 ve 1801’de 1.390’a yükselir.
1795 yılında ilk halk sağlığı ekipleri örgütlenir.
Napoléon Bonaparte, 17 Ocak 1801’de (27 Nivôse 9) İçişleri Bakanı tarafından atanan 11
üyeden oluşan Genel Hastaneler Konseyi
oluşturularak, hastanelerin yönetimini tek elde toplar. 4 Şubat 1801’de (15
Pluviôse 9) yayınlanan bir kararnameyle Konsey başkanlığı Seine Valiliğine
bağlanır. 19 Nisan 1801’de (29 Germinal 9) yayınlanan diğer bir kararnameyle de
hastaneler ve bakımevleri yanında sosyal yardım hizmetlerinin yönetimi de
Konsey’e verilir.
Konsey Fransa’da yarım yüzyıl sonra
örgütlenecek L’Assistance Publique (Kamusal
Yardım) kurumunun ilk nüvesidir. Üye sayısı 18 Şubat 1818’de yayınlanan bir
kararnameyle 15’e yükseltilir ve Konsey 18 Şubat 1848’de dağıtılana kadar görev
yapar.
1802 yılında tıp eğitiminde bütün tıp
fakültelerinin izleyeceği ortak bir müfredat benimsenir ve eğitimde “hastanelerin”
(kliniğin) rolü arttırılır.
Antoine François Fourcroy 1803 yılında hekimlerin ve cerrahların eğitimlerinin
birleştirilmesi ve hekimlik mesleğinin nasıl icra edileceğine ilişkin bir yasa hazırlar.
10 Mart 1803’de (19 Ventose 9)
yayınlanan yasayla formel eğitim alarak sınavlarını vermeyenlerin hekimlik,
cerrahlık ve sağlık memurluğu yapmaları yasaklanır. Tıp Cemiyeti ve Tıp Akademisi
gibi mesleki örgütler oluşturulur.
1805 yılında Dr. Guillotin Paris’te Aşılama Komitesi’nin başkanlığına
getirilir.
La Rochefoucauld – Liancourt 1818
yılında Paris’te işçiler için ilk yardım sandığını örgütler. Buna göre
işçilerin haftalıklarından kesilecek küçük bir miktar ile oluşturulan fon,
hasta işçilere gelirlerinin üçte biri kadar bir yardım sağlamak için kullanılacaktır.
Topluma yönelik kamusal sağlık
hizmeti örgütlenmesi ilk olarak 1848 Ayaklanmaları sürecinde yaşama
geçirilmiştir. Ayaklanma başladığında önce toplumcu hekimler ve sağlıkçılar
kendi olanaklarıyla barikatların ardında ilk yardım hizmeti sunmaya başlamışlardır.
Daha sonra belediyeler bu bireysel girişimleri
örgütlemeye karar vermişler ve 26 Haziran’da Paris’in belediyelerinde örgütlenen
ilk yardım istasyonlarında görevlendirilen cerrahlar, hemşireler, sedye
taşıyıcılar ve pansumancılar, çatışmalarda yaralananlara ilk yardım hizmeti
sunmaya başlamışlardır.
Bu süreçteki diğer bir girişim de,
Gros Caillou hastanesinde staj yapan tıp öğrencilerinin Paris’in çeşitli
semtlerinde ilk yardım istasyonları örgütlemeleridir. Ancak ayaklanmanın
bastırılmasından sonra örgütlenen hizmetlere son verilmiştir.
Kaldırılan Genel Hastaneler Konseyi
yerine 1849 yılında Kamusal Yardım ve
Hastaneler Genel Müdürlüğü örgütlenir. Müdürlük evde bakım hizmetlerini de
üstlenmiştir. 1850 yılında da, gönüllülük
esasına dayalı bir Ulusal Emeklilik Fonu
oluşturulur.
Fransız Devrimi’nin sağlık alanında
gerçekleştirdiği en büyük dönüşüm, sağlığı bir yurttaş hakkı olarak ilan etmesidir. Bu yaklaşımla devletin sağlık
alanında sorumluluk almasının,
dolayısıyla sağlık hizmetlerinin basitçe hasta ile hekim arasındaki özel bir ilişki olmaktan çıkartılarak, kamusal bir niteliğe bürünmesinin önü
açılmıştır.
Ancak ilerleyen yıllarda burjuvazi tıbbı ve sağlığı kendi
gereksinimlerine, diğer bir deyişle sermaye
birikiminin gereksinimlerine göre örgütlemeye başlayarak, ilk yıllarda
savunduğu ilerici düşünceleri terk etmiştir.
Örneğin Fransa nüfusunun onda
dokuzunun yaşadığı kırsal kesimlere hekim görevlendirme düşüncesi asla
gerçekleştirilememiştir. Bunun yerine Paris Tıp Fakültesi dekanı Michel-Augustin Thouret, hekimlerin
altında çalışacak, gündelik bakım, basit tıbbi müdahaleler, hasta ve yaralılara
ilkyardımla sınırlı hizmet sunacak sağlık
memurları tanımlamış, kırsal kesimde hekim yerine sağlık memuru
görevlendirilmesini önermiştir.
Sağlık memurları da hekimler gibi Tıp
Fakültesi’ne gidecek fakat hekimler 6 yıl eğitim alırken, sağlık memurları
üçüncü yılın sonunda mezun olacaktır.
Sağlık memurları okulu bitirdikten sonra bir profesör ve iki hekimden
oluşan bir kurul önünde sınava girerek lisans alacaklardır. Lisans sınavı
ücreti 200 Frank’tır (hekimler için 1.000 Frank).
Böylece daha çok küçük burjuva
kökenlilerin elde edebildiği, ancak halktan “yetenekli”
gençlerin de sahip olabildiği cerrahlık, eczacılık ve ebelik meslekleri daha
çok büyük şehirlerde yoğunlaşmış, nüfusun ezici çoğunluğunun yaşadığı kırsal
kesimler, şarlatanlara, kırık – çıkıkçılar ve geleneksel iyileştiricilere bırakılmıştır.
KOMÜN GÜNLERİNDE SAĞLIK
Sağlık Örgütlenmesi
Komün yönetimi 18 Mart 1871’de
iktidara geldiğinde Paris’in sağlık ortamı tam bir kaos içindeydi.
Yataklı Tedavi Kurumları
Victoria Caddesi 3 numarada bulunan Kamusal Yardım (L’Assistance Publique) bünyesinde 12 bakımevi ve her biri 400 – 800 yataklı 16 hastane vardı.
Toplam 8.800 hastane yatağının 2.200 kadarı doğum
ve cerrahi için ayrılmıştı. Ayrıca Ocak 1871’de bugün Cumhuriyet
heykelinin bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’ndaki,
Magasins Réunis binasında 600 yataklı
geçici bir hastane açılmıştı.
Paris’te sivil hastaneler dışında Val-de-Grâce, Saint Martin ve Gros-Caillou
askeri hastaneleri bulunuyordu. Ayrıca Almanya’nın Paris’i kuşattığı 19 Eylül
1870 – 28 Ocak 1871 döneminde Paris’teki bütün hastanelerde askeri bölümler de
açılmıştı.
Ayrıca Kamusal Yardım’a bağlı 50
Yardım Ofisi şehrin çeşitli bölgelerine dağılmıştı.
Hastaneler içinde Hôtel-Dieu, Charity ve Saint-Louis hastaneleri
en iyi durumda olanlardı. Lariboisière ve Sainte Eugénie hastaneleri hariç diğer
hastanelerin binaları oldukça bakımsızdı ve su / kanalizasyon sistemlerinden
yoksundu.
Çok büyük olan koğuşlar aşırı
kalabalık ve soğuktu. Henüz antisepsinin bilinmediği bu dönemde hastanelerde
cerrahi ve doğum sonrası ölüm hızları oldukça yüksekti.
Komün ilan edilince Başbakan Adolph
Thiers Paris’ten kaçarken, bütün devlet görevlilerine de Paris’i terk ederek
Versay’a katılmalarını emretmişti.
Kasım 1870’de Kamusal Yardım Genel
Müdürü olarak atanan Michel Möring, Thiers’in emrine uyarak Paris’i terk etmişti. Genel Müdür Yardımcısı Paul Broca ise kaçmadı ve tıbbi ve idari personelin görevinin başında kalmasını istedi. Kamusal Yardım Hazinedarı
Guillon, 29 Mart’ta kurumun kasasındaki 75 milyon altın Frank’ı Versay’a
kaçırdı.
Ambulans Hizmetleri
İlk yardım hizmetleri, 1870 yılında Fransa’nın Prusya karşısında yenilmesi ve Paris’in Almanlar tarafından kuşatılması sürecinde canlanmıştır.
Paris’te “Yaralılara Yardım
Cemiyetleri” örgütlenmiştir. Bu cemiyetler yaralılara yerinde müdahale etmek ve
hastanelere taşımak amacıyla ambulans hizmeti örgütlemişlerdir. Bu çerçevede
cerrahlar, hemşireler ve tıp öğrencilerinden oluşan sağlık ekipleri
oluşturulmuş ve tıbbi malzemelerle donatılmıştır.
Komün ilan edilmeden önce Paris’in
hemen bütün bölgelerinde hizmet sunan özel
ambulans şirketleri vardı. Ambulanslarda Kamusal Yardım’a bağlı hastanelerde görev
yapan hekim ve cerrahlar ek iş olarak çalışıyorlardı. Ambulans şirketlerinin en
büyükleri La Presse ve Yaralılara Yardım Cemiyeti (Kızıl Haç) ambulans şirketleriydi.
Ambulans patronlarının Komün arifesinde
hizmetlerini azaltarak, ekiplerini şehrin zengin mahallelerine yoğunlaştırmaları
nedeniyle, genellikle emekçilerin yaşadığı yoksul bölgelerde yaşayanlar,
sivillere hizmet sunan kamusal bir
ambulans hizmeti olmadığından mağdur durumdaydı.
Askeri ambulans hizmeti, Fransız ordusunun
ağır bir yenilgi almış olması nedeniyle büyük ölçüde dağılmıştı. Komün
güçlerinin elinde yalnızca Paris’in savunmasında görev alan emekçi Ulusal Muhafız bölüklerine ait
ambulanslar kalmıştı. Ancak bunlar da personel ve donanım yönünden çok
yetersizdi.
Tıp Fakültesi
Paris Tıp Fakültesi’nin kendisine ait
bir hastanesi yoktu. Bu dönemde tıp eğitimi henüz klinik ağırlıklı olmadığından,
Fakülte klinik eğitim için şehirdeki büyük hastanelerden yararlanıyordu.
Tıp Fakültesi dekanı Charles Würtz de, Kamusal Yardım Genel Müdürü Möring gibi Thiers’in emrine uyarak 20 Mart'ta Paris’i terk etmişti. Ancak Paris’ten ayrılmadan önce fakülteyi eğitime kapatıp, öğretim üyelerini izne çıkartmıştı. Tıp fakültesindeki öğretim görevlilerinin çoğu Paris’i terk ederken, bir kısmı kalarak Kamusal Yardım hastanelerinde çalışmaya devam ediyordu.
Würtz, Prusya ile savaş sırasında burjuva Ulusal Muhafız bölüklerine
katılmış olan tıp fakültesi öğrencilerinden de, Komüncülerin eline geçmemesi için silahlarını
saklayarak Paris’i terk etmelerini istemişti.
Parisli hekimler gibi tıp fakültesi
öğrencilerinin de büyük kısmı liberal görüşlüydü ve Komün’e sempati
duymuyorlardı. Tıp Fakültesi’ne ancak oldukça uzun ve pahalı bir eğitimin
maliyetine (yıllık ortalama 1.600 Frank) katlanabilecek orta sınıf ailelerin
çocukları devam edebiliyordu. Bir köylü veya işçi ailesinin çocuğunun tıp
fakültesine devam edebilmesi olanaksızdı.
1870 – 71 döneminde Paris Tıp
Fakültesi’ne toplam 2 bin kadar öğrenci devam ediyordu. Öğrenciler arasında yalnızca
5 enternasyonalist vardı ve okuldan atılmışlardı. Bunlardan üçü, Regnard,
Jaclard ve Lafargue Komün’de rol aldılar.
Son olarak aşağıdaki Paris haritası
incelendiğinde, şehirdeki sağlık kurumlarının oldukçe eşitsiz dağıldığı görülür.
Paris’in yoksul emekçilerin yaşadığı kuzey – kuzeybatı bölgelerinde (ayaklanma
bu bölgelerde başlamıştır) hiçbir sağlık kurumu bulunmazken, Paris’teki
hastaneler ve ambulans hizmetleri şehir merkezinde ve zenginlerin yaşadığı
güney – güneybatı bölgelerine yayılmıştır.
1870 - 1871'de Paris'teki Hastaneler ve Ambulans Merkezleri
Tıbbı ve Sağlığı Toplumun
Gereksinimlerine Göre Örgütleme Çabaları
Hastaneler
Kamusal Yardım Genel Müdürü Möring, kendisiyle birlikte Versay’a kaçan yirmi
kadar idari personeliyle l'Orangerie caddesindeki ofisinden hala kurumun Genel
Müdürü’ymüş gibi Paris’teki hastane müdürlerine emirler yağdırmaya devam
ediyordu. Komün, Kamusal Yardım’a Möring’in yerine Camille Treillard’ı atayınca, kurumda “iki başlılık” oluştu.
Başhekimler ve hastane müdürleri “taraflarını” seçmeye zorlandılar. Treillard, 16 hastane müdüründen Möring’in
emirlerine uymaya devam eden 7’sinin görevine son verdi. Görevine son verilen
hastane müdürlerinden üçü Möring’in yardımıyla Paris’ten kaçmayı başardı.
Möring’in boşalttığı Kuruma işlerin devam etmesi için 68
deneyimsiz yurttaş alındı. Genel sekreter Inglemarre’ın
yerine Laborde getirilirken,
Möring’in ekibinden kalma genel müfettiş Ismard
ve lojistik müdürü Lafrabègue’nin
görevlerine devam etmelerine izin verildi.
Komün’ün tıbbın ve sağlığın yeniden örgütlenmesi amacıyla attığı ilk
adım, tıbbın ve sağlığın sekülerleştirilmesi oldu. 1 Nisan 1871’de hastanelerin
ve okulların sekülerleştirilmesine ilişkin kararname yayınlandı.
Komün
generallerinden Emile Eude, “tanrı olsaydı, onu vururdum” derken, Komün’ün
kilise karşısındaki tutumunu çok açık bir biçimde ifade ediyordu. Bu tutum,
Komün’ün 72 gün boyunca gerçekleştirdiği bütün eylem ve reformlarda kendisini
göstermiştir.
Treillard’ın 12 Nisan’da yayınladığı ilk genelgesinde şu ifade
dikkat çekiyordu:
"Hastanelerde
yalnızca adanmışlık ve dayanışma ruhunun hüküm sürmesi için siyasi ruh
yasaklanmalıdır".
Bu genelge ile hastanelerin kendilerine getirilen yaralılara
"hangi taraftan" olduğuna
bakılmaksızın yardım edilmesi emrediliyordu. Ancak birçok hastane yaralı “federeleri” (komüncüleri) kabul etmeye çekiniyordu.
3 Nisan’da Komün rahibe hemşirelerin dini giysileriyle hizmet
etmesini yasakladı. Hemşirelere çok gereksinim duyulmasına rağmen, yasağa
uymayan 105 hemşire görevinden alındı. Ancak hastanelerde görevli hemşirelerin
neredeyse tamamı rahibelerden oluşuyordu. Bu durum hastanelerin
sekülerleştirilmesini zorlaştırıyordu. Bu ortamda, Komün yeni hemşireler
yetiştirene kadar, rahibelerin hastanelerde hemşirelik yapmalarına göz
yummaktan başka çare yoktu.
Treillard, hastanelerdeki dini sembolleri (haçlar vb), azizlerin
resimlerini kaldırmak ve rahibelerin hastalara “yurttaş” diye hitap etmesini zorunlu kılmakla yetindi. Eski
rejimden kalma hastane yöneticilerinin işlerine karışmamayı tercih etti ve daha
çok bakımevlerinin ve Yardım Ofislerinin çalışmalarıyla ilgilendi.
Belediye bölgelerindeki Yardım Ofisleri sekülerleştirildi ve bütün
Ofislerde günde 24 saat bedava sıcak çorba dağıtılmaya başlandı. Daha önce
Kilise tarafından üstlenilen bu etkinlik Komün’e prestij kazandırdı.
Geleneksel olarak yoksullara ilaç dağıtımı da rahibe hemşireler
tarafından yapılıyordu. Her bölgede Komün Eczaneleri açılarak, rahibe
hemşirelerin ilaç dağıtmaları yasaklandı.
Hastanelerde yaralılar, cerrahlar tarafından kloroform anestezisi
altında ameliyat ediliyordu. Göğüs, karın ve kafatasının delici yaraları için
müdahale yapılamıyordu. Uzuvlar, baş ve boyun yaralanmalarında mermilerin
çıkartılması, kanamanın durdurulması ve pansuman gibi sınırlı girişimler. Büyük
damar, sinir, kemik hasarında ampütasyon gerçekleştiriliyordu.
Saint-Louis hastanesinde Dr. Alphonse Guérin, Pasteur'ün mikrop
teorisinden ve destekçisi olduğu Lister'in antisepsi yönteminden esinlenerek,
34 ampute hastadan 19'unu iyileştirmeyi başardı. Yine enfekte hastaları izole
etme fikri, özellikle Dr. Liégeois gibi Cours-la-Reine Ambulans grubuna bağlı
cerrahlar arasında yaygınlaştı.
Treillard, oğlu François Treillard’ı iyi maaşlı genel müfettişlik görevine atadığı ve 28 Nisan’da arkadaşı Paget-Lucipin’i de Hôtel-Dieu hastanesinin başına getirdiği için eleştirilerek görevinden alındı.
Komün’ün Kanlı Hafta olarak da bilinen son haftasında Versay
güçleri tarafından yakalanan Camille Treillard, 24 Mayıs 1871'de Politeknik
Okul'un avlusunda yargılanmadan öldürüldü.
Möring Kanlı Hafta’nın son günü Paris’e döndü ve yeniden Kamusal
Yardım’ın başına geçti.
Ambulans Hizmetleri
Komün Nisan ayının ilk haftasında Ambulans hizmetlerini yeniden
örgütlemek için girişimler başlattı. Dr. Herzfeld Paris Belediyesi (Hotel de
Ville) baştabipliğine atanırken, Dr. Amsler ve Dr. Claude baştabip yardımcılığı
görevine getirildiler.
Ulusal Muhafızlar Sağlık Hizmeti’nin yeniden örgütlenmesi amacıyla
Vendôme’da Sivil – Askeri Ambulanslar
Genel Müdürlüğü kuruldu ve başına Ulusal Muhafızlar Sağlık Hizmeti Baştabibi
Dr. Charles Edme Courtillier atandı.
8 Nisan’da elde kalan Ulusal Muhafız ambulansları Dr. Herzfeld ve
yardımcısı Dr. Claude yönetiminde, bazı tıp öğrencilerinin de yardımıyla
Luxembourg Bahçeleri’nde oluşturulan dört barakaya yerleştirildi.
Paris Komünü kayıtlarında sağlık konulu ilk duyurunun 9 Nisan
1871'de kaleme alındığı görülüyor. Metinde hekimlerin Ulusal Muhafızlara
katılmak için gönüllü olmaları talep ediliyor:
“Yurttaş Doktorlar,
Ulusal Muhafızlar hekimliğine gönüllü
olmaları için bütün doktorların yurtseverliğine ve insanlığına sesleniyoruz.
Paris, 9 Nisan 1871
Başhekim adına, Delasaigne”
9 Nisan’da Hotel de Ville (Paris Belediyesi) Başhekimi Dr.
Herzfeld yayınladığı bir emirle, bütün ambulansların günlük olarak ölü ve
yaralı sayılarını bildirmelerini istedi.
10 Nisan’da Sivil ve Askeri
Ambulanslar Genel Müfettişliği kuruldu ve Dr. Paul Philémon Rastoul Ambulanslar Genel
Müfettişi olarak atandı. Daha sonra Dr. Rastoul’un yerine Dr. Bernard
görevlendirildi.
9 (veya11) Nisan’da Paris’in
Savunması ve Yaralıların Bakımı için Kadınlar Birliği (L’Union des femmes pour la défense de Paris
et les soins aux blessés) veya kısaca Kadınlar
Birliği kuruldu. Kadınlar Birliği Ulusal Muhafız müfrezelerine ilkyardımcı
kadınlar görevlendirdi. Böylece ilkyardımcı idari olarak kadınlar Ulusal
Muhafızlar Sağlık Hizmeti’ne bağlı çalıştılar fakat gündelik etkinliklerini
çalışmalarını bölgesel Kadın Komiteleri
örgütledi.
Kadınlar Birliği’nin Parisli kadın emekçilere ilkyardım hizmetinde
görev almaları için yaptığı çağrı büyük ilgi gördü ve çok sayıda emekçi kadın
Ulusal Muhafız Sağlık Hizmeti’ne ilkyardımcı olarak katıldı. Kadınlar Birliği
tarafından düzenlenen eğitimlerini tamamlayan kadınlara günde 1,5 Frank ücret (asker
ücreti) ödendi.
Bir kadın ambulans görevlisi için düzenlenmiş Dr. Herzfeld imzalı belge.
11 Nisan’da Dr. Narcisse
Rousselle, Özel Ambulans Hizmetleri’nin denetimiyle görevlendirildi.
13 Nisan 1871’de yeniden örgütlenen ambulans hizmetlerinin çatısı
oluşturulmuş ve Komün tarafından yayınlanan bir kararnameyle hizmet standartları
belirlenmişti.
Ulusal Muhafızlar Baştabibi Dr. Courtillier, Paris Belediyesi (Hôtel-de-Ville)
Baştabibi Dr. Herzfeld ile birlikte bir emir yayınlayarak, Ulusal Muhafızlar
Sağlık Hizmeti, cerrahlar, cerrah yardımcıları ve sedye taşıyıcılar ile ilgili
tüm konular için Vendôme Meydanı'nda Dr. Courtillier ile ve Sivil Sağlık Hizmeti,
şehir ambulansları, ekipman, ilaçlar vb. ile ilgili her şey için
Hôtel-de-Ville'de Dr. Herzfeld ile iletişime geçilmesini istediler.
Aynı gün yayınlanan kararname ile Paris’in her bölgesi için bir
tane olmak üzere toplam 20 tıbbi lejyon planlandı. Her lejyonda ikişer ambulans
ekibi oluşturuluyordu.
Bu ekiplerde en az iki doktor (gençler cephede
görevlendirildiğinden bu doktorların 40 yaş üzeri olmaları gerekiyordu), 6
asistan, bir ambulans, ikisi kadın olmak üzere 10 ambulans görevlisi (ilkyardım
görevlisi) bulunuyordu. Cerrahlar sistem oturduktan sonra ekiplere
katılacaklardı. Hekimlere “çalışmaya
elverişli” raporu verme yetkisi tanındı.
Kararname ile personel maaşları da belirlendi. Buna göre hekimlere
yüzbaşı, sağlık memurlarına teğmen ve ilkyardımcılara asker maaşı verilecekti.
Ancak bu lejyonlarda görev alacak yeterli hekim ve cerrah
bulunamadığından, Başhekimlerin itirazlarına rağmen ambulans ekiplerinde asistan
hekimler, hatta ikinci, üçüncü sınıf tıp öğrencileri (bu dönemde tıp
fakültelerinde hekimlik eğitimi 3 – 4 yıl sürmektedir) görevlendirildi.
“PARİS KOMÜNÜ
Ulusal
Muhafızlar sağlık örgütünün ciddi şekilde kusurlu olduğunu,
Birçok taburun
cerrah olmadan savaşa girdiği,
Bir dizi
taburun cerrah bulmasının imkânsız olduğu, tabur savaşırken tabur başına yasal
olarak iki cerrah sayısına ulaşıldığında bile yetersiz olduğu, bu sayının eylem
dışında faydasız olduğunu göz önüne alarak,
KARAR
1. Her bir
Ambulans ekibi şunlardan oluşacaktır:
20 doktor ve
sağlık memuru;
60 tıp
öğrencisi,
Bunların
emrinde:
Her biri iyi
stoklu bir ambulans çantası taşıyan 10 ambulans,
Ve otuz sedye
taşıyan 120 sedye taşıyıcısı.
Her ekip on
mangaya bölünmüştür.
2. Her bölgede
en az iki manga ve en fazla dört manga konuşlanacaktır. Belediyeler kendilerine
mekan sağlayacaklardır.
3. İlçeden
doktorlar ve gönüllü öğrenciler mümkün olduğunca bu mangalara kaydedilecektir.
Aynısı ambulans sürücüleri ve sedye taşıyıcıları için de geçerli olacaktır.
Gönüllü doktor
ve öğrenci sayısı yetersizse, yirmi ile kırk yaş arası erkekler alınacaktır.
4. Her bir
mangaya sedye taşıyıcılarıyla birlikte yürüyecek ve yaralılara içecek vermek
için görev yapacak iki paramedik eklenecektir.
5. Mangalar,
bölge taburu ilerlemediğinde dahi bölge tarafından rotasyona tabi
Hôtel-de-Ville Sağlık Komisyonu tarafından iletilecek savaş alanının
gereksinimlerine göre ilerleyecektir.
6. Her bölgede
bir veya iki yedek sağlık merkezi kurulacaktır. Bu pozisyonların her birine
hizmetten muafiyet sertifikaları verecek ve evde ciddi hastalıkları bildirecek
iki doktor atanacaktır. Her merkeze bir araç sağlanacaktır.
Yedek
merkezlerde yalnızca en az kırk yaşındaki doktorlar veya sağlık görevlileri
görevlendirilecektir.
7. Doktorlara
yüzbaşı maaşı sağlık memurlarına teğmen maaşı; öğrencilere asteğmen maaşı,
sedye taşıyıcılara, şoförlere, paramediklere asker maaşı ödenecektir.
8. Ekipler bu
kararnameye göre kadrolarını tamamladıklarında, belirli özellikle tabura kayıt
yaptırmamış cerrahlara açık olacaktır. Bu hak kırk yaşın üzerindeki doktorlara
tanınacaktır.
9. Bu
kararnamenin uygulanmasından Hôtel-de-Ville Sağlık Komisyonu sorumludur ve bu
konuda belediyelerle birlikte hareket edilecektir.
Paris, 13 Nisan
1871
Paris Komünü”
Ulusal Muhafız birlikleri için her bölüğe bir hekim istasyonu ve
bir ilkyardım istasyonu kurulması öngörüldü. Burada çalışacak hekimler için
kırk yaşının altında olma zorunluluğu getirildi. Savaş Bakanlığı’nın talebine göre bir cerrah
ve yardımcı cerrahtan oluşan istasyonlar da kuruluyordu.
“SAVAŞ
BAKANLIĞI
EMİR
Sağlık hizmeti şunlardan oluşur:
1. Ordu baş
cerrahı
2. Yerel
personelin baş cerrahı ve yardımcı personeli
3. Lejyon veya
bölge başına bir baş cerrah
4. Tabur başına
bir cerrah, bir tabip ve bir cerrah yardımcısı.
Yalnız bir
sağlık memuru veya tıp öğrencisi tabur cerrah yardımcısı olabilir.
İLİŞKİLER
Lejyon cerrahı,
yalnızca tabur bölgesindeki ve savaş alanındaki tıbbi hizmetlerinin
organizasyonunu denetlemekle kalmaz, aynı zamanda ambulansları teftiş etmek ve
izlemekle de sorumludur.
Cerrahlar ve
tabipler, kıdemli cerrahın emriyle taburlarını takip etmeli ve gerekirse
tehlikeli noktaya hareket etmelidir.
Paris, 30 Nisan
1871.
Ordu Başhekimi
Dr. Courtillier”
La Presse Ambulans Şirketi, Longchamp caddesinin
sonunda, şehrin La Muette ve Dauphine kapıları arasındaki surların
altındaydı. La Presse Ambulans, Komüncülere ve Ulusal Muhafızlara hizmet
sunmakta isteksizdi. Ancak Komün henüz şehirde sivillere yönelik etkili bir
Ambulans ağı kuramadığından şirketin faaliyetini sürdürmesine izin vermek
zorunda kalmıştı. La Presse Ambulans, Versay’ın ağır bombardımanı altında
kalınca, 20 Mayıs’ta Oudinot
caddesine taşıdı.
Cours-la-Reine Kızıl Haç Ambulans, Musard konser salonu
bahçesine 8 baraka ve tente kurmuştu.
Komün’ün askerlik görevinden kaçanlara kucak açan Kızıl Haç Ambulans,
kısa sürede burjuvazi ve din adamlarının yanında olduğunu gösterince başkanı Dr. Chenu, Dr. Roussel tarafından
tutuklandı ve St. Vincent de Paul
rahibeleri de Paris dışına sürüldü.
Ancak ambulans hekimleri arasında “hasta ayrımı” yapmayanlar da
vardı. Saint Sulpice Ambulans’tan Dr. Faneau, Versaycılar tarafından
Komüncüleri tedavi ettiği için öldürüldü. Yine Dr. Lailler’in Komüncülerin kaldığı koğuşa girmesini engellemeye
çalışan bir Versaycı hastane görevlisi,
doktoru koğuşun önünde öldürdü.
Bu süreçte en önemli gelişmelerden biri de, tarihte ilk kez sağlık
hizmetinin basamaklandırılması ve Belediye
temelli kamusal birinci basamak sağlık hizmeti örgütlenmesi oldu.
“PARİS KOMÜNÜ
ONBİRİNCİ BÖLGE
BELEDİYESİ
Yurttaş A.
Humbert'i 11. lejyon başhekimi atayan Cluseret imzalı 20 Nisan 1871 tarihli
bir kararname uyarınca 11. bölgenin yurttaş doktorları, cerrahları, sağlık
memurları ve 8 ve 16 kayıtlı tıp öğrencileri, Ulusal Muhafız taburlarında
Sağlık Hizmeti'nin yeniden örgütlenmesini kararlaştırmak üzere 27 (Nisan)
Perşembe günü saat tam 3'te Ulusal
Muhafız Lejyonu Tıbbi Hizmet Ofisi'nde hazır bulunmaya davet edilir.
Paris, 27 Nisan
1871.
Başhekim, Dr. A. Humbert
Komün Üyeleri
11. Bölge
Belediyesi Delegeleri Mortier, Verdure, Delescluze, Avrial”
Belediyelerde doktor ofisleri açıldı ve hekimler bu ofislerde
belirli saatlerde parasız hasta kabul etmeye başladılar. Hastaların ilaçları da
Yardım Kurumu tarafından örgütlenen Komün Eczaneleri tarafından parasız
karşılanıyordu.
“ÜÇÜNCÜ BÖLGE BELEDİYESİ
KOMÜNAL YARDIM
SAĞLIK HİZMETİ
Yurttaşlarımıza parasız konsültasyon hizmetinin
aşağıdaki şekilde yeniden başladığını bildirmekten onur duyuyoruz:
Belediye binasındaki konsültasyonlar:
Her Salı saat 1'de Dr. Escoffier
Her Çarşamba, saat 2'de, Dr. Rochette (oğul), Vertbois
Caddesi No: 40
Her Pazartesi, saat 2'de, Dr. Rochette (baba)
Her Perşembe saat 1'de Dr. Guerard
Rahibelerin işlettiği eczaneler kaldırılmıştır.
Yurttaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir merkez eczane örgütlüyoruz.
Paris, 17 Mayıs 1871
Komün Üyeleri
Ant. Arnaud, Demay, Clovis Dupont, Pindy”
Ayrıca Belediyelerde aşılama hizmeti başlatıldı. Aşağıdaki duyuruda her hafta Salı ve Cumartesi günleri saat 10 – 11 arasında aşılama yapılacağı ve çocuğunu aşılatan ailelere 3 Frank verileceği bildiriliyor.
Görevden
alınan Özel Ambulans Hizmetleri Müfettişi Dr. Rousselle'in 5 Mayıs 1871'de
Paris halkına bildirisi:
“Yurttaşlar,
Bu sabah görevden alındığımı öğrendim, bu
nedenle yönetimim altındaki gerçekleri belirtmenin gerekli olduğuna inanıyorum:
11 Nisan'da bütün Uluslararası
Ambulanslara ve nakite el koyma yetkisiyle Savaş Delegasyonu tarafından Kale ve
Ambulans Sağlık Hizmetleri Baş Müfettişi olarak atandım. 15 Nisan'da her
ikisi de Savaş Bakanlığı tarafından atanan Yüzbaşı Gaudin ve Yurttaş Besnard
ile kasalara el koyduk.
Tabii ki kasaları boş bulduk ve hemen
mevcut malzemeyi güvenceye almak için tedbirler aldık.
Ertesi gün tüm yönetimden protesto geldi.
Cours-la-Reine kışlasındaki doktorlar hizmetlerini durdurmakla tehdit ettiler.
Dini ve aristokrat personel tarafından ajite edilen yaralılar da protesto
ettiler. Kısacası, tam bir düzensizlik vardı.
Talihsiz yaralılarımızın şikayetleri
karşısında, Chenu'yu elde tutma zayıflığı gösterdim fakat henüz kaçmamış tüm
üst düzey görevlileri kovdum. Zorunlu ambulans hizmetini kesintiye uğratmamak
için, Komün delegasyonunun tam yetkisini tanımalarını sağladıktan sonra alt
düzey çalışanları tuttum.
Ayrıca, herhangi bir kontrolden
korkmadığımı kanıtlamak için kasayı nasıl koruyacağını bilen kasiyeri ve ofis
çalışanlarının bir kısmını tutmam gerektiğini düşündüm. Ancak eski
yönetimin bazı çalışanlarının boğuk ve gizli düşmanlığına karşı mücadele etmek
zorunda kaldım.
Aslında, en başından beri bazı malzemeler
istemiştim, onları alacağıma söz verilmişti ve hala onları bekliyorum. Bu
yanlış bir şey: Çok sayıda ambulansın ihtiyacını parasız sağlamak, mağazaların
başındakilerde didişirken kontrolü elimde tutmayı zorlaştırdı.
Yetkilerimi ilkelerimize uygun olarak
kullanmaya çalıştım. Ambulansların üzerindeki tüm dini işaretleri kaldırdım,
dini kurumlara mensup hemşireler istifa etmek zorunda kaldı ve papaza, hastanın
isteği üzerine müdahale etmeye hazırken ambulanstan uzak durması emredildi.
Bu tür önlemler öfke ve nefret uyandırdı.
Meyvelerini verdiler. Ön kapıdan kovulan Cizvitler, eski imparatorluk
işbirlikçisi Sör Chenu sayesinde arka kapıdan geri döndüler.
Sonuç: Komplolar, ihbarlar ve iftiralar
eşliğinde, para olmaksızın ve malzeme tükenirken kendi kendime kaynak yaratmak
zorunda kaldım.
Paris'te toplam 6.116 Frank getiren
etkinlikler düzenledim. Bu, yaralılara ve ailelerine yardım etmeme, ambulanslarda
hizmet eden sağlıkçıların maaşlarını alamadıkları için Belediye'den toplu halde
istifa etmelerine rağmen, sağlık personelimi elde tutmama olanak verdi. Bu
görevler ayrıca görevlere katılan 25 - 30 yurttaşın geçimlerini sağlamasına
yardımcı oldu. Yani bir taşla iki kuş vurdum.
Bazı Komün üyelerinin çağrısı üzerine
Paris'te küçük ambulanslar kurmam suç olur mu? Yiyecekleri olmayan personele
bazı yiyecekler gönderdiğim için mi, yoksa ambulansın bulunduğu Savaş
Bakanlığı'na küçük erzaklar gönderdiğim için mi ayıplanmalıyım? Doktorların
üniformasız ve maaşsız, yoğun ateş altında, açlıktan öldüğü veya güçleri
tükenip görev yerlerini terk ettikleri ambulanslara yiyecek ve hatta şarap
göndermekten suçlu olduğumu itiraf ediyorum.
Kısacası tüm zorluklara rağmen örgüt
tatmin edici bir şekilde yeniden kuruldu, hizmet düzenli çalıştı, çalışanlar
görevlerini gayretle yaptı. Hemşirelerimizden biri öldürüldü, Binbaşı Sédillot
başından ciddi şekilde yaralandı. Şu anda bile, altı kurye bilgi ve emir
toplamak, istek ve gözlemleri iletmek için savaş alanında dolaşıyor. Hatta biri
yaralandı.
1793'ten beri hiçbir hükumet dini
unsurlara el koymaya cesaret edemedi. Bunu Komün yolunda yürümek için ben
yaptım. Dini unsurlar ambulanslardan çıkarıldı. Tepki karşısında uzlaşılır ve
Cumhuriyet'in talihsizliği yüzünden devrim yenilirse, sürgün yolunu seçmem
gerekecek. Öyleyse neden geri dönelim, varlığının tüm gücüyle yalnızca büyük
amaca hizmet etmeyi isteyen bir adamı neden reddedelim?
Bugün bana olanı tahmin etmeliydim. İyilik
içgüdüsünü takip etmek yerine, ilkelerin esnek olmayan titizliğini takip
etseydim, tek kelimeyle temiz bir tarama yapsaydım, tepki zafere erişemezdi,
Flavigny, Chenu ve Beaufort çetesi kazanamazdı. Bir kez daha Prusya
kuşatmasının Enternasyonal'i haline gelen Evrensel Cumhuriyet'in ambulanslarında
kontrol sağlandı. Bu örnek, Cumhuriyetçileri kurtarmak için geri
adım atmaktan ve kahraman askerlerimizin öldürüldüğü Devrimi tehlikeye atmaktan
korkmayan bazı erkekler için bir ders olsun.
Her şeye rağmen, daha önce peşinde olduğum
şeyin peşindeyim, yani: ilkelerimde radikal, büyük 1871 Devrim'inin zaferi için
gerekirse her şeyi, hatta hayatımı vermeye hazırım.
5 Mayıs 1871
Doktor Rousselle”
Tıp Fakültesi
Komün, hekim gereksinimini karşılamak için Tıp Fakültesi’nin
açılmasını ve müfredatın değiştirilerek hızlandırılmış eğitimle kısa sürede çok
sayıda hekim mezun edilmesini istiyordu. Komün yönetimi sabık Paris Tıp
Fakültesi dekanı Würtz’ün yerine Alfred Naquet’yi atadı fakat Naquet Paris’e
gelerek görevine başlamadı. Bunun üzerine Komün görevi Pierre Adolphe Piorry'e
teklif etti, ancak Piorry de kabul etmedi.
24 Mart’ta Komün, Tıp Fakültesi öğrencilerini büyük amfide
toplantıya çağırdı. Toplantı katılım olmadığı için iptal edildi.
11 Nisan’da Fakülte’nin 105 akademisyeninden Paris’te kalan 43’ü
bir araya geldi fakat fakülteyi eğitime açmaya yanaşmadılar. Bunun üzerine 17
Nisan’da Paris Komünü Resmi Gazetesi, Tıp Fakültesi profesörlerinin görevlerini
bıraktığını, derslerin askıya alındığını, Eğitim Komisyonu’nun bu duruma son
vermek için hekimlerden ve tıp öğrencilerinden seçilecek delegelerden bir
komite oluşturacağını, komitenin yeni akademisyenler atamaktan ve eğitimde
reform yapmaktan sorumlu olacağını yazdı.
Profesörler bunu provokasyon olarak niteleyerek Komün’ün bu
kararını kınadılar ve kararı sabote etmek için var güçleriyle çalışmaya
başladılar.
Komün 18 Nisan’da Tıp Fakültesi’nin yeniden örgütlenmesi için Halk
Eğitimi temsilcisi Édouard Vaillant'ı görevlendirdi. Vaillant’a Dupré, Rambaud
ve Reclus yardımcı olacaktı. Paris’in her belediye bölgesinden ikişer hekim
(toplam kırk), öğretim üyeleri içinden seçilecek üç profesör ve öğrenciler
arasından seçilecek 10 öğrenciden oluşan 53 delegelik bir komisyon oluşturulmasına
karar verildi.
Hekim delegelerin seçimi 22 Nisan’da belediyelerde, öğrenci
delegelerin seçimi aynı gün Tıp Fakültesi’nin büyük amfisinde yapılacak,
öğretim üyesi delegelerin seçimini de Dupré ve Rambaud örgütleyecekti. Seçilen
delegeler 23 Nisan’da Tıp Fakültesi büyük amfisinde bir araya gelecekler ve
kendi içlerinden 5 kişilik bir yürütme kurulu belirleyeceklerdi.
22 Nisan’da Paul Reclus başkanlığında, Rambaud ve Dupré'nin
yardımlarıyla büyük amfide beş yüz kadar öğrenci ve akademisyen toplandı. Söz
alanlar, Komün'ün üniversitenin işlerine herhangi bir müdahalesine karşı olduklarını
ilan ettiler. Bu nedenle, "Komünü
hiçbir şekilde tanımamak için" delegelerini seçmeyi reddettiler. Hekimlerin
çoğu da delege seçmek için bölge belediyelerine gitmediler.
Bunun üzerine Édouard Vaillant, Courbet, Verdure, Miot, Vallès ve
Clément'den oluşan bir eğitim komisyonu oluşturdu. Komisyon’un 27 Nisan’da
gerçekleşen toplantısında Miot, sınavlarını geçen fakat tez sunamayan tıp öğrencilerinin,
tezlerini bir yıl içinde savunmaları şartıyla hekimlik yapmalarına izin
verilmesini önerdi. Böylece Tıp Fakültesi kapalı olduğu için tezini sunamayan
öğrenciler mezun edilebilecekti.
28 Nisan'da 10. Lejyon Başhekimi Dr. Briguel, tıp öğrencilerinden
10. Bölgenin Belediye’sine gelerek görev almalarını istedi. 16 Mayıs'ta da 18.
Lejyon Başhekimi Dr. Debeney, tıp öğrencilerine Lejyon’da cerrah yardımcısı
olarak görev alma çağrısı yaptı. Ancak
bu çağrılar yanıtsız kaldı.
“PARİS KOMÜNÜ
ONUNCU BÖLGE
BELEDİYESİ
10. lejyonun
başhekimi Doktor Briguel, 10. bölgenin tüm doktorlarının insanlık duygularına
hitap ediyor ve onları Ulusal Muhafızların tıbbi ve cerrahi hizmetiyle ilgili
önemli konuları görüşmek üzere önümüzdeki Pazar günü söz konusu bölgenin
belediye binasında buluşmaya davet ediyor.
Aynı zamanda, tüm
tıp öğrencilerinin özverisine hitap ediyor ve onları Belediye Sarayı'nda
bulunan ve her gün 01:00 - 04:00 saatleri arasında açık olan ofisine gelip
kayıt yaptırmaya ve davet ediyor.
Paris, 28 Nisan
1871
10. Lejyon Başhekimi Dr. Briguel
Komün delegesi,
belediye Komisyon başkanı Leroudier”
Kanlı Hafta ile Paris Komünü yenilince Tıp Fakültesi Dekanı Würtz 30
Mayıs'ta Paris’e dönerek fakülteyi 2 Haziran’da yeniden eğitime açtı. Ayrıca
Tıp Akademisi başkanlığını da üstlendi. Akademinin bilimsel yayın organı olan Tıp ve Cerrahi Dergisi Komün’ün
yenilgisini ve Versay’ın zaferini kutladı.
KOMÜN’ÜN TIP VE SAĞLIK ALANINDA
GERÇEKLEŞTİRDİĞİ DEVRİMLER
1. Sekülerleşme
Komün tıpta ve sağlıkta Hipokrat ile başlayan fakat ortaçağda
akamete uğrayan sekülerleştirme sürecini tamamladı ve tıbbı hurafelerden
arındırıp, bilimsel bir rotaya sokarken, sağlık hizmetinin seküler kurumlarda
sunulmasını sağladı.
Bu süreçte sağlık meslekleri, belirli bir bilimsel eğitim sürecinden geçilerek diploma alınan ve daha sonra
meslek örgütünün sınavından geçilerek lisans alınan, mesleğin icrasının yine
meslek örgütü tarafından denetlendiği profesyonel meslekler haline geldi.
2. Demokratikleşme
1789 Fransız İhtilali sağlığı bir yurttaş hakkı olarak tanımış, fakat yurttaşların bu haklarını
kullanabilmeleri için gerekli mekanizmaları örgütlememişti. Sağlık hizmeti
sadece büyük şehirlerde örgütlenerek, kırsal kesimde yaşayan nüfusun yüzde 90’ı
sağlık hizmetlerinden dışlanmamış, aynı zamanda büyük şehirlerde de hizmetler
zengin bölgelerde örgütlenmiş ve kent yoksulları ve emekçiler de hizmetlerden
dışlanmışlardı.
Komün bir yandan sağlık hizmetini bütün Paris bölgelerine
yayarken, diğer yandan hizmetlerden herkesin yararlanabilmesi için kamu
kurumlarında (Belediyeler) doktorlar hastaları parasız muayene ettiler. Şüphesiz
eskiden de yoksul hastalarından para almayan hekimler yok değildi. Ancak Komün
eskiden sadaka niteliğinde olan bu
hizmeti, herkes için bir hak haline
getirdi.
3. Kadın sağlık emekçileri
Komün’den önce hemşirelik mesleği Florance Nightingale öncülüğünde kadınlara açılmış ve Avrupa’nın
çeşitli yerlerinde “orta sınıf” ailelerin çocukları hemşire olabilmek için
düzenlenen kurslara veya okullara devam etmeye başlamıştı. Aynı şekilde sayıları
çok az da olsa kadınlar Tıp Fakültesi’ne girebilmeyi başarmışlardı.
Komün, sağlık hizmetlerinin sekülerleştirilmesi sürecinde çok
sayıda hemşireye ihtiyaç olması nedeniyle hemşirelik mesleğini kadınlara açtı. Kadınlar
Birliği’nin ilkyardım kurslarında eğitilen emekçi kadınlar, ambulans
ekiplerinde ücret karşılığı görev aldılar.
4. Sağlık hizmetinin toplumun gereksinimlerine göre örgütlenmesi
İlk kez Paris Komünü ile sağlık hizmeti, sermayenin değil, emeğin
(toplumun) gereksinimlerine göre örgütlendi. Belediyeler bünyesinde Sağlık
Komiteleri kuruldu. Sağlık Komiteleri, sağlık hizmetlerini bölgenin
gereksinimleri doğrultusunda örgütlemeye başladılar.
Tarihte ilk kez sağlık hizmeti basamaklandırıldı ve hastanelerin
yanında Belediye temelli birinci basamak örgütlendi.
“PARİS KOMÜNÜ
ONUNCU BÖLGE
BELEDİYESİ
10. bölgeden
doktorların Ulusal Muhafızların tıbbi ve cerrahi hizmetiyle ilgili toplantısı
yarın, 30 Nisan Pazar günü saat 1'de yardım kurumunun doktor odasında yapılacaktır.
Paris, 29 Nisan
1871
10. Bölge Başhekimi Dr. Briguel”
KOMÜN YÖNETİMİNDE YER ALAN SAĞLIKÇILAR
18 Mart 1871 ayaklanmasıyla Thiers hükumeti Versay’a kaçmış, Paris’in yönetimi Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi’ne geçmiştir. Komite hemen bir Komün Konseyi oluşturulması için seçim kararı almıştır.
18 Mart 1871 - Chaussée Ménilmontant Barikatı.
26 Mart 1871’de yapılan Komün seçimlerinde, Komün Konseyi’ne 92 üye seçilmiştir. Kentin zengin burjuva bölgelerinden (1, 2, 6, 9, 12 ve 16. Bölgeler) 15 kadar Komün Konseyi üyesi seçilirken, Konsey’in çoğunluğunu “federe” (komüncü) üyeler oluşturmuştur (özellikle 17, 18, 19 ve 20. Bölgeler).
Seçimlerden sonra burjuva bölgelerden seçilen üyelerin istifa
etmesi ve Komün Konseyi üyesi seçilen Blanqui’nin Versay hapishanelerinde olması nedeniyle ancak 70 kadar
Konsey üyesi göreve devam etmiştir.
Konsey işçi sınıfının ve küçük burjuvazinin temsilcilerinden
oluşmuştur. Üyelerin 25’i işçi, 12’si zanaatkar, 12’si gazeteci, 6’sı tüccar, 4’ü memur, 3’ü
avukat, 3’ü hekim, 2’si boyacı, 1’i eczacı, 1’i veteriner, 1’i mühendis, 1’i
mimardır.
Konsey üyelerinden 14’ü “enternasyonal” (Uluslararası İşçi Birliği) üyesidir ve bunlardan 9’u Blanqui taraftarıdır. Diğer üyelerden 20 kadarı kendilerini “jakoben” olarak tanımlamaktadır ve bir kısmı 1848 devrimine aktif katılmıştır.
25 – 30 kadar üye “bağımsız” olarak tanımlanmaktadır. Bunlar arasında “devrimci sosyalistler” üretim araçlarının toplumsallaştırılmasını savunurken, bazıları yalnızca politik reform yanlısıdır.
Bu gruplar arasındaki “politik” farklılık, kendisini en açık
şekilde 1 Mayıs’ta gerçekleştirilen Kamu Güvenliği Komisyonu kurulması teklifi
oylanırken kendisini göstermiştir.
Konsey'deki Sağlıkçılar
Dr. Jules Antoine (Tony) Moilin (1832 – 1871)
Tony Moilin, Claude Bernard’ın öğrencisi ve daha sonra asistanı
olmuştur. 1865 kolera salgını sırasındaki özverili çalışmalarıyla ve
dispanserlerde yoksullara yardımlarıyla tanınmıştır. 1869 yılında ünlü ütopik
sosyalist Charles Fourier’den etkilenerek “2000 Yılında Paris” başlıklı bir
ütopya kaleme almıştır.
1870 Ağustos’unda diğer 15 kişiyle birlikte 3. Napoleon'a suikast girişiminde yer almak iddiası ile yargılanmış ve 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak bir ay sonra imparatorluğun yıkılmasıyla serbest bırakılmıştır.
18 Mart 1871'de Paris 6. Bölge Belediye Başkanı olan Moilin, aynı
zamanda Ulusal Muhafızlar’ın 6. Bölge’de görev yapan Eugene Varlin
komutasındaki 193. Tabur’unda başhekim olarak görev yapmaktadır.
Moilin Kanlı Hafta’da, 27 Mayıs’ta Versay ordusu tarafından tutuklanmış, aynı gün askeri mahkemeye çıkartılarak idam cezasına çarptırılmış ve ertesi sabah 8,30’da Luxembourg Bahçeleri’nde kurşuna dizilmiştir.
Ölmeden
son isteği yerine getirilerek sabah 6.30’da, hamile olan hayat arkadaşı Lucie
Marie Repiquet ile evlenmiştir.
Karl Marx, Moilin’in öğrencisi olan Paul Lafargue, kızı Laura ile
evlenmek istediğinde, Moilin’den Lafargue hakkında bilgi istemiştir.
Dr. Jean-Jacques Pillot (1808 – 1877)
Papaz okulunu bitirmiş, fakat 1837’de hiç yapmadığı din adamlığını bırakarak, tıp fakültesine girmiştir. Babauf’ün düşüncelerini savunmuş, 1839’da bir ayaklanmaya katıldığı için hapse atılmıştır.
La Tribune du Peuple dergisinin editörlüğünü ve yöneticiliğini üstlenmiştir. 1 Haziran 1840’da Belleville’de Théodore Dézamy ve Corneille Homberg ile birlikte ilk komünist toplantıyı örgütlemiştir. Bu nedenle 1841’de 6 ay hapis cezası almıştır.
1848
Devrimi’ne katılmıştır. 1851’de Napolyon’un darbesinden sonra Brezilya’ya kaçmıştır.
1870 Alman işgali sırasında Tıp Fakültesi Klübü’nde konuşmalar yapmştır. Blanqui taraftarı ve Uluslararası İşçi Birliği üyesi olmuştur. 16 Nisan’da 1. Bölge’den Komün Konseyi üyeliğine seçilmiştir. Kamu Güvenliği Komitesi kurulması lehine oy vermiştir.
Versay
güçlerine yakalanmış ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.
Marx tarafından Jules Gay ve Theodore Dézamy ile birlikte “materyalist komünist” olarak tanımlanmıştır.
Dr. François-Louis Parisel (1841 – 1878)
Paris kuşatması döneminde 20. Bölge'den Cumhuriyetçi Merkez Komite'ye seçilmiştir. 106. Ulusal Muhafızlar Bölüğü Başhekimi iken 26 Mart 1871 seçimlerinde 7. Bölge’den Komün Konseyi üyesi seçilmiştir.
Geçim Komitesi üyesi olarak çalışmıştır. Nisan ayında bir süre Ticaret Bakanlığı'nda görev almıştır. Komün yönetiminde bilimsel delegasyonun liderliğini üstlenmiştir.
Yenilgi
sonrası Londra’ya kaçmıştır. Askeri mahkeme tarafından gıyabında 31 Temmuz 1872'de ölüm cezasına çarptırılmıştır. Daha sonra ABD'ye yerleşmiştir. Burada ABD İşçi Partisi'ne katılarak ömrünün sonuna kadar mücadelesine devam etmiştir.
Veteriner Hekim Dominique Théophile Régère (1816 – 1893)
1848’de La Tribune de la Gironde gazetesini kurmuştur. 1852’de yurt dışına (İngiltere) sürgün edilmiş ve Fransa’ya 1855’ye dönebilmiştir.
1870’de Uluslararası İşçi Birliği’ne katılmıştır. Alman işgali sırasında 248. Ulusal Muhafız Bölüğü'nde komutan seçilmiştir. 5. Bölge Cumhuriyet Savunma Komitesi'nin kurulmasına yardımcı olmuştur. Cumhuriyetçi Merkez Komitesi’ne Paris 5. Bölge’den delege olmuştur.
26 Mart 1871 seçimlerinde 5. Bölge’den delege seçilerek Komün Konseyi’ne girmiştir. Önce Mali, daha sonra Kamu Hizmetleri Komitesi’nde görev almıştır.
19 Haziran 1871’de tutuklanmıştır.
İfadesinde “seçmenlerinin” baskısıyla Komün'le birlikte davrandığını söyleyerek,
Komün'ü karalamıştır. Yeni Kaledonya’ya sürgün edilmiş, 1880’de çıkan afla Fransa’ya
geri dönmüştür.
Eczacı Jules Miot (1809 – 1883)
Paris’te tıp ve farmakoloji eğitimi
aldıktan sonra Moulins-Engilbert’de (Nièvre) eczacılık yapmaya başlamıştır.
1830 ve 1848 devrimlerine katılmış, 13
Mayıs 1849’da Ulusal Meclis’e seçilmiştir. Louis Bonaparte’ın başkan seçilmesine ve
İtalyan devrimcilere saldırmasına karşı çıkmıştır. Bonaparte’ın 2 Aralık 1851
darbesinin ardından Cezayir’e sürgün edilmiştir.
1860 yılında af ile Fransa’ya geri
dönerek eczacılık yapmış ve Le Modéré gazetesinin editörlüğünü üstlenmiştir. 1862’de
tutuklanmış ve 3 yıl hapisten sonra sürgün edilmiştir. Sürgüne geldiği Londra’da
Birinci Enternasyonal’e katılmıştır.
4 Eylül 1870’de Üçüncü Cumhuriyet
ilan edilince Fransa’ya dönmüştür. Şubat 1871’de Ulusal Meclis seçimlerine katılmış ancak seçilememiştir. 26 Mart 1871’de 19. Bölge’den Komün Konseyi’ne seçilmiştir.
Komün Konseyi’nde Eğitim ve
Barikatlar Komiteleri’nde görev almıştır. Kamu Güvenliği Komitesi lehine oy
kullanmıştır. Yenilgiden sonra İsviçre’ye kaçmış, gıyabında ölüm cezasına
çarptırılmıştır.
1880’de genel af ile Fransa’ya
döndükten sonra politikaya uzak durmuştur.
Louis Auguste Blanqui ile birlikte
çalışmasına ve onu izlemesine rağmen, asla Blanquist bir örgütün üyesi olmamıştır.
Dr. Edmond-Alfred Goupy (1838 – 1920)
Tıp fakültesini bitirdikten sonra İtalya seferine katılmış ve cerrah olmuştur. Daha sonra Paris’e dönerek muayenehane açmıştır. Üroskop cihazını geliştirmiştir.
Alman işgalinde 6. Bölge’de 115. Ulusal Muhafız Taburu’na komutan seçilmiştir. Ulusal Savunma Hükumeti’ne karşı 31 Ekim 1870’te düzenlenen ayaklanmaya katılmıştır.
26 Mart seçimlerinde 6. Bölge’den Komün Konseyi delegesi seçilmiştir. 30 Mart’ta Eğitim Komitesi’ne seçilmiş ve Eugene Varlin’in yardımcısı olmuştur. 7 (veya 11) Nisan’da Komün’ün “aşırı devrimci” olduğunu söyleyerek istifa etmiştir. Komün’ün yenilgisinden sonra kaçmayı başarmış fakat 7 Aralık’ta yakalanarak 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Goupy, günümüzdeki trafik ışıklarının atası olarak kabul edilen trafik sinyal kulübelerinin mucididir. Trafik kazalarını önlemeyi amaçlayan buluşunu 1896 hijyen fuarında sergilemiştir.
Dr. Paul Philémon Rastoul (1835 – 1875)
1 Ekim 1835’te Fransa’nın güneyindeki
Languedoc eyaletinin Thézan-lès-Béziers köyünde, bir çiftçi ailenin çocuğu
olarak dünyaya geldi. İlkokulu köyde bitirdikten sonra Béziers’de koleje gitti.
Ekim 1855'te, Montpellier Tıp Fakültesine girdi. 1857'de, Pailhès köyünden
kuzeni Léonie Blayac ile evlendi. 1860’ta
Berthe ve 1861'de Thérèse adlı iki kızı oldu.
Paul Rastoul, 23 Ağustos 1862'de
Montpellier Üniversitesi'nden “Koruyucu Hijyen” başlıklı teziyle doktora
derecesi aldı. Daha sonra Paris'e, Saint-Vincent-de-Paul-Gare du Nord semtinde
109 Magenta Bulvarı'na taşındı ve hekimlik yapmaya başladı.
1867 yazında eşi Léonie'yi
kaybetti. 1870’de Fransa Prusya'ya karşı
savaşa girince, 9. Milli Muhafız Taburu’nda görev aldı ve 1871'e kadar Bourget'de
gerçekleşen savaşa katıldı.
Bu dönemde Paris’te yoğun siyasal
tartışmaların yapıldığı ve sosyal sorunların konuşulduğu birçok kulüp
kurulmuştu. Bu kulüplerde Cumhuriyetçiler, Blankistler, Sosyalistler ve
Anarşistler toplanıyor, Louis-Auguste Blanqui, Louise Michel, Theo Ferre, Raoul
Rigault, Napias Piquet, Jules Valles, Eugène Varlin, Edouard Vaillant ve Jules
Bergeret gibi aydınların tartışmalarını izliyorlardı.
Paul Rastoul da, Montagnards
kulübünün başkanlığını üstlenmişti ve kuşatma günlerinde Menilmontant’ta masraflarını
cebinden karşılayarak bir ambulans hizmeti örgütledi.
26 Mart 1871’e yapılan Komün
seçimlerinde 10.325 oy alarak, avukat Charles-Ferdinand Gambon, avukat ve
gazeteci Felix Pyat, şair ve politikacı Henri Fortuné, metal işçisi Henry-Louis
Champy ve kimyager Jules-Nicolas-André Babick’in ardından son sırada 10. Bölge
Komün Konseyi üyesi seçildi.
Konsey’de François Ostyn, Billoray,
Jean-Baptiste Clement, Martelet ve Mortier ile birlikte 30 Mart’ta Kamu Hizmetleri
komisyonuna seçildi.
9 Nisan 1871’de Ambulans Hizmetleri
Genel Müfettişi olarak görevlendirildi. 20
Nisan 1871 toplantısında, çeşitli sektörlerden sorumlu çeşitli komutanlar
arasındaki anarşiye dikkat çeken Paul Rastoul, 1 Mayıs 1871’de J.-L. Andrieu,
Jules Babick, Charles Beslay, Gustave Courbet, Gérardin, Francois Jourde,
Langevin, Charles Longuet, Benoit Malon, François Ostyn, Jules Vallès ve Eugene
Varlin ile birlikte Kamu Güvenliği Komitesi'nin oluşturulmasına karşı oy verdi
fakat 45’e karşı 23 kaybettiler.
22 Mayıs’ta yenilginin kaçınılmaz
olduğunu gören Rastoul, Komün’e çok can kaybı olmaması için teslim olma
şartlarını görüşmeyi önerdi. Kanlı Haftanın (21 – 28 Mayıs) ardından 28
Mayıs’ta tutuklanarak Versay’a götürüldü. Askeri Mahkeme tarafından 2 Eylül
1871'de Yeni Kaledonya'ya sınır dışı edilmek cezasına çarptırıldı.
1875'te, bir kaçma girişimi sırasında
19 yoldaşıyla birlikte boğuldu.
Dr. Jean-François Eugène Robinet (1825 – 1899)
1847’de Paris’e tıp okumak için gelen Robinet, 1848 devrimine katılmıştır. 1851’de Dr. Auguste Comte tarafından kurulan Pozitivist Cemiyet’e üye olmuş, Paris’in 6. Bölgesi’nde Kadın – Doğum uzmanı olarak çalışan Robinet, haftada birkaç saat hastalarından ücret almamasıyla tanınmıştır. 1869 seçimlerinde 6. Bölge’de belediye başkanı seçilmiştir.
1871 Nisan’ında Komün ile Versay arasında bir uzlaşmaya aracılık etmek amacıyla kurulan Cumhuriyetçiler Birliği Partisi (Ligue d'union républicaine des droits de Paris - LUR) üyesidir. Komün Konseyi’ne seçilmesine ve Eğitim Komisyonu’nda görev almasına rağmen, sağlık nedenleriyle bu Konsey üyeliği görevinde yalnız 2 gün kalmıştır.
Robinet, Kanlı Hafta boyunca birçok Komüncünün yaşamını kurtarmıştır.
Komün Sürecinde Önemli Görevler Alan Bazı Sağlıkçılar
Dr. Edouard Vaillant (1840 – 1915)
Fransa’da zorunlu, ücretsiz ve seküler bir eğitim sistemi
kurulması için mücadele vermiştir. 1862 yılında École Centrale’dan mezun olarak
mühendis olmuş, fakat mühendis olarak çalışmak yerine tıp fakültesine girmiş ve
1866 yılında mezun olmuştur. Lozan Kongresi’ne katılmış ve Marx’ın kurduğu
Uluslararası İşçiler Birliği’ne üye olmuştur.
1870 Alman işgalinde 88. Ulusal Muhafız Taburu’na katılmıştır. 8. Bölge’den Komün delegesi seçilmiştir. Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi üyesidir.
4 Eylül 1870’de Paris ayaklanmasına katılarak Uluslararası İşçi Birliği Fransız Bölümü’nün Savunma Komitesi üyesi olmuştur. 1870 Kasım’ında Savunma Ligi’nin kurulmasına katkı
vermiştir. Ulusal Muhafızlar genel toplantısının teşvikçilerinden biri olmuştur. Blanqui
ile tanışmış ve izleyicisi olmuştur. 5 Ocak 1871’de Paris Komünü kurulması çağrısı
yapan Kızıl Poster’in dört editöründen biridir.
21 Nisan 1871’de Komün’ün eğitim delegesi olmuştur. Gustave Courbet, Jules Vallès,
Jules Miot, Augustin Verdure ve Jean-Baptiste Clément ile eğitimin
sekülerleştirilmesi ve Kilise’nin elinden kurtarılması için çalışmıştır.
22 Haziran 1872’de Versay’ın askeri mahkemesi Vaillant’ı gıyabında
ölüm cezasına çarptırmıştır. Kaçtığı Londra'da Marx’la tanıştıktan sonra Marksist olmuştur.
1880 yılında af sonrasında Paris’e dönmüş ve Blanqui ile birlikte
bir gazete çıkartmıştır: “Ni Dieu ni maître!” (Ne tanrı, ne efendi).
1884’te, Paris’in Père-Lachaise bölgesinden Belediye danışmanı,
1889’da 20. Bölge’den Belediye Başkan yardımcısı seçilmiş ve ölümüne kadar bu
görevde kalmıştır.
Dreyfus Olayı’ndan 1914’de savaş ilanına kadar radikal sosyalist
tutum almış, fakat Jaures’e suikast sonrasında emperyalist savaş yanlısı tutum
takınmıştır.
Mühendis, doktor ve filozof olan bu Komün entelektüeli, okulu “sosyal
eşitliğin temeli” olarak görmüş ve yaşamı boyunca kız okullarının sayısının
artması için mücadele etmiştir.
Dr. Narcisse Rouselle (1832 – 1876)
Rousselle 1859’da İtalya’nın ikinci
bağımsızlık savaşına destek için gönderilen Fransız ordusunda sağlıkçı olarak
görev almış. Döndüğünde Tıp Fakültesi’ni bitirmiştir. 19 Ağustos 1870’te bir
ambulans ekibine başhekim olarak atanmış ve 8 Ekim’de 17. Alay Ambulans
ekiplerinin sorumluluğunu almıştır. 10 Mart 1871’de görevine son verilmiştir.
Komün ilan edildiğinde Cluseret ve Vermorel
ile birlikte tutum almış ve 11 Nisan’da Paris’teki Özel Ambulans Hizmetleri’nin
denetimiyle görevlendirilmiştir. Ambulanslar üzerindeki bütün dini işaretleri
söktürmüş ve yaralılara müdahale sırasında din görevlilerinin yaralıların yanına
gitmesini yasaklamıştır.
4 Mayıs’ta zimmetine para geçirmek
suçlamasıyla görevinden alınmış ve yerine Ulysse Landeau getirilmiştir. Yenilgiden
sonra Paris’ten kaçmış, 3. Savaş Konseyi gıyabında 20 yıl ağır çalışma ve 5 bin
Frank para cezasına çarptırmıştır. Jersey Adası’na kaçarak Saint-Hélier’ye
yerleşmiştir. Ölümünden üç yıl sonra 1879 yılında çıkartılan af ile cezası
affedilmiştir.
Komün Kadınları
Daha önce özellikle sağlık alanında önemli görevler üstlenen Kadınlar
Birliği’ne değinilmişti, fakat Paris’in “emekçi kadınları”, kendileri üzerine
daha fazla yazılmasını hak ediyorlar. 18 Mart 1871’de Paris Komünü’nün kurulmasıyla sonuçlanan
olaylar zincirinin her halkasında Paris’in emekçi kadınları en ön sıralarda aldılar.
Montmartre tepelerinde ve Paris’in
diğer emekçi mahallelerinde Ulusal Muhafızlar’ın elindeki topları almaya gelen
Thiers askerlerinin önüne ilk çıkanlar emekçi kadınlardı.
Emekçi kadınlar 18 Mart ayaklanmasını
fiilen başlatmakla kalmadılar, birkaç saat içinde üzerlerine ateş açma emri
alan askerleri ikna ederek, emekçilerin saflarına katılmasını da sağladılar.
Akşam üzeri Thiers ve hempaları
Versay’a kaçtığında ve Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi iktidara el
koyduğunda, zaferi kutlayan kalabalığın içinde binden fazla emekçi kadın vardı.
Parisli emekçi kadınlar, aslında 1789 Fransız Devrimi’nde de “öncü”
rol oynamışlardı. Ancak Fransız Devrimi ile aristokrasiyi devirerek iktidara
gelen sermaye sınıfı (burjuvazi), emekçi kadınlardan en temel haklarını esirgemiş,
Cumhuriyet 1793’te seçme - seçilme, çalışma ve eğitim hakkını yalnız erkeklere
tanımıştı.
Böylece ikiyüzlü Fransız sermayesi bir yandan kadının evinde
oturmasını ve çocuk büyütmesini öğütlüyor, fakat diğer yandan bu ucuz emeği
sömürmekten geri kalmıyordu. 1861 – 1865 sanayi yıllığı, Parisli patronların işyerlerinde
62 bin emekçi kadını istihdam ettiğini gösteriyordu.
Parisli emekçi kadınlar, erkek emekçilerin yaptığı işleri
yaptıkları halde, erkeklerin yarısı kadar ücret alabiliyorlardı. Bu durum
Parisli emekçi kadınların radikalleştirdi ve kadınlar emek hareketlerinde aktif
rol oynamaya başladılar.
Ancak emekçi kadınlar Komün’e egemen olan Proudhoncuların kadın
hakları konusunda oldukça geri kafalı olmaları nedeniyle hayal kırıklığı
yaşadılar. Proudhoncular emekçi kadınların çalışmasına sıcak bakmıyorlar,
kadınların fiziksel, ahlaki ve entelektüel bakımlardan erkeklerden daha aşağı
olduğuna inanıyorlardı. Buna rağmen emekçi kadınlar Birinci Enternasyonal’e
katılmışlar ve hakları için burada da mücadelelerini sürdürmüşlerdi.
Enternasyonal üyesi olan Louise Michel ve Nathalie Lemel, ileride
Komün’ün “sosyal” temelini oluşturacak örgütlenmeleri çok önceden
başlatmışlardı. Bunlar arasında daha sonra Sovyetler Birliği’nde “semt
mutfakları” örgütlenmesine örnek olacak olan “kooperatif” lokantalar (La
Marmite) emekçilere ucuz yemek sağlıyordu.
Paris Komünü öncesinde Paris’in Prusya ordusu tarafından kuşatma
altına alındığı sırada örgütlenen bazı Teyakkuz Komiteleri’nin liderleri emekçi
kadınlardı.
9 Nisan’da Paris’te ilk devrimci kadın örgütü kuruldu: Paris’in
Savunması ve Yaralıların Bakımı için Kadınlar Birliği. Birliğin liderleri
içinde Nathalie le Mel (ciltçi), Elisabeth Dmitrieff, (göçmen Rus aristokrat),
Marceline Leloup (terzi), Blanche Lefèvre (çamaşırcı), Aline Jacquier (zımbacı),
Thérèse Collin (kunduracı) ve Aglaë Jarry (ev emekçisi – eşi boya işçisi) yer
alıyordu.
Her ne kadar örgütün “adında” Paris’in savunması ve yaralıların
bakımı işlevleri yer alsa da, örgütün amaçları bunlarla sınırlı değildi. Örgüt
kadınlara “eşit ücret” istiyordu. 11 Nisan günü örgütün Paris sokaklarının
duvarlarına yapıştırılan ilk bildirisinde şu satır okunuyordu:
"...Düşmanlarımız mevcut sosyal düzenin imtiyaz sahipleridir,
geçimlerini terimizden sağlayanlardır, bizi sefalete düşürenlerdir... ".
Örgüt tarihte ilk kez, toplumsal cinsiyetler arasındaki eşitsizlik
ve çelişkilerin, “egemen sınıfların gücünün temellerinden birini
oluşturduğunu” ifade ediyordu.
Kadınlar Birliği, hastanelerdeki ve hapishanelerdeki “rahibe
hemşirelerin” görevlerine son verilmesini ve genelevlerin kapatılmasını
istiyordu. Komün, hizmetlerin sürdürülebilmesi için gereksinim duyulan rahibe
hemşirelerin görevine son veremedi, fakat çok sayıda kadının ambulans görevlisi
olmasını sağladı.
Komün “insanın insan tarafından ticari sömürüsünün bir formu”
olarak tanımladığı fahişeliği yasakladı ve geçimlerini bedenlerini satarak
sağlamak zorunda kalan kadınlar için sosyal programlar oluşturmaya çalıştı.
Parisli emekçi kadınlar, Ulusal Muhafızlar’ın sağlık birimlerinin
“hekim dışı” sağlık personelinin omurgasını oluşturuyorlardı. Yaralılara “ilk
müdahaleyi”, genellikle bu birimlerde sedye taşıyıcı ve ambulans görevlisi
olarak görev alan emekçi kadınlar yapıyordu.
Parisli emekçi kadınlar, 1789’dan beri sürdürdükleri mücadelenin
meyvelerini ilk kez “komün günlerinde” toplamaya başladılar. Komün yönetiminin
kadınları “doğrudan” ilgilendiren ilk kararnamesi 10 Nisan’da yayınlandı ve
Komün savunmasında hayatını kaybeden Ulusal Muhafızların dul eşlerine 600 Frank
maaş bağlandı. İkinci olarak eşinden ayrılan kadınlara nafaka bağlanması
uygulaması getirildi.
Kız çocukların eğitim haklarını kullanabilmeleri için seküler
okullar açıldı. Kadınlar çıraklık okullarına ve teknik – endüstriyel meslek
okullarına devam edebilme hakkı kazandı.
Dr. Edward Vaillant tarafından önerilen bir yasa ile kadın
öğretmenlere erkeklerle aynı ücretin ödenmesi kabul edildi. Bu teklifin
hazırlanmasında kendisi de bir öğretmen olan Louise Michel’in önemli rolü
vardır. Michel ayrıca kadınlar için meslek okulları açılması ve yetimhanelerin
kilisenin elinden kurtarılarak sekülerleştirilmesi için de çalışmıştır.
Vaillant tarafından kurulan bir komisyonda görev alan André Léo,
Anna Jaclard, Noemie Reclus ve Clara Perrier, “kız okullarının örgütlenmesi ve
eğitimin gözetimi” görevini üstlenmişlerdir. Paule Minck, Saint-Pierre- de-
Montmartre kilisesinin çocuklara dini eğitim verilen bölümünü seküler bir kız
okuluna çevirmiştir.
Kurulan “kadın kulüpleri”, kadın emekçilerin politik eğitiminde
önemli rol üstlendiler.
Louise Michel
Louise Michel 1831’de yoksul düşmüş aristokrat bir ailenin
gayrımeşru çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu dedesinin kütüphanesindeki
kitapları okuyarak geçti. Öğretmen okuluna devam etti. Gençliğinde şiir yazmaya
başladı. Dedesi ve anneannesi ölünce, annesiyle Paris’e taşındı. Yerleştikleri Montmartre’da öğretmenliğe
başladı.
Devrimci kafelere ve kulüplere gitmeye başlayan Michel, Thiers
hükumetinin Prusya ile ateşkes ilan etmesine karşı çıktı. Paris kuşatma
altındayken tüfeğini elinden bırakmadı ve zaman zaman kullandı.
18 Mart 1871’de Thiers’in askerleri gün
doğarken şimdiki adı Chevalier-de-La-Barre caddesi olan Rosiers caddesine
topları almak için geldiklerinde, aralarında Louise Michel’in de bulunduğu,
çoğu zengin burjuva evlerinde hizmetçilik yapan emekçi kadınlar askerlerin
önüne çıkarak, topları vermeyeceklerini söylediler.
Thiers hükumetinin askerlerinin
komutanı General Lecomte askerlere kadınların üzerine ateş açma emri verdi.
Askerler emre uymatı reddettikleri için emirini üç kez tekrarlamak zorunda
kaldı. Bunun üzerine General askerlerini öldürmekle tehdit edince, askerler
kadınlar yerine generallerini öldürmeyi tercih ettiler. Ardından General
Clément-Thomas da askerleri tarafından öldürüldü.
Komün ilan edilince, yaşamını komüne adadı ve “ambulans kadın”
oldu ve ambulans birimlerine yeni kadınlar bulmakla görevlendirildi.
Komün günlerinin sonlarına doğru, Paris’in Savunması ve
Yaralıların Bakımı için Kadınlar Birliği adına bir manifesto kaleme aldı:
“Paris’in kadın emekçileri, barış değil, ölene kadar savaş talep ediyor.
Bugün barışmak ihanet olur. Tam bir sosyal değişimi, mevcut sosyal ve hukuksal
ilişkilerin ortadan kaldırılmasını, bütün özel imtiyazların yok edilmesini,
bütün sömürüye son verilmesini alkışlarla karşılayan kadın emekçilerin bütün
özlemlerini inkar etmek olur. Paris’in birlik olmuş ve kararlı kadınları sosyal
bunalımın getirdiği ıstırapla olgunlaştı ve aydınlandı. Paris’in kadınları
insanların uluslararası ve devrimci ilkelerini temsil eden Komün’ün Sosyal
Devrim tohumunu içinde taşıdığına derinden inanıyor. Paris’in kadınları, en
büyük tehlike anı geldiğinde, Fransa’ya ve dünyaya, barikatlarda ve siperlerde
nasıl erkek kardeşleri gibi kanlarını vermeyi, insanlar için, Komün’ü savunmak
ve zafere ulaştırmak için yaşamlarını vermeyi bildiklerini kanıtlayacaklar.
Yaşasın herkesin Cumhuriyeti! Yaşasın Komün”.
Komüncüler bunların hamasi sözler olmadığını çok iyi biliyorlardı.
Komün’ün Resmi Gazetesi, “61. Tabur sıralarında yılmaz bir kadın savaşıyor. Çok
düşman öldürdü…” diyordu.
Versay’ın sermaye ordusu Louise Michel’in teslim olmasını annesini rehin alarak sağlayabildi. Komün’ün yenilgisinden sonra çıkartıldığı mahkemede,
Issy, Clamart ve Montmartre barikatlarının en amansız savunucularından biri
olarak tanımlandı.
Mahkeme boyunca kendisini tutsak alanlara, onu da binlerce
komüncüyü katlettikleri Satory meydanına götürmelerini söyledi. Sermayenin
hakimleri, Michel’i öldürmenin onu “şehit” olarak toplumun hafızasına
kazıyacağını düşünerek, erkek giysileri giydirerek Yeni Kaledonya’ya sürgüne
gönderdiler.
Michel sürgünde mahkumların çocuklarını eğitirken, yerliler
(Kanakanlar) arasında devrimci düşünceler yaymayı sürdürdü. 10 yıl sonra çıkan
afla Fransa’ya bir kahraman olarak döndü. Ancak devrimci çalışmaları nedeniyle
1880’li yılların çoğunu hapishanelerde geçirdi.
Hapishanede anılarını yazdı. Devrimci çalışmalarına hapishanede de
devam ettiği anlaşılınca, bu kez akıl hastası olmakla yaftalanarak 1890’da bir
akıl hastanesine kapatıldı. Buradan kaçmayı başaran Michel, Londra’ya geçti.
Burada İngilizce öğrenerek politik göçmenlerin çocuklarına öğretmenlik yaptı.
Fransa hükumetinin kendisine eziyet etmeyeceği konusunda güvence vermesiyle 1895’te
ülkesine geri döndü ve 1905’te ölene kadar öğretmenliğe ve devrimci
çalışmalarına devam etti.
KOMÜN SÜRECİNDE SAĞLIKLA İLGİLİ YAYINLANMIŞ BAZI DUYURULAR
Resmi Gazete’nin 28 Nisan 1871 Cuma
tarihli 118. nüshasında yer alan Savaş Bakanlığı ilanında yer alan atamalar:
26 Nisan 1871:
Dr. Briguel, baş cerrah, 10. Alay
Dr. Marchand, baş cerrah, 13. Alay
Dr. Rabuteau, baş cerrah, 14. Alay
Dr. Dubail, baş cerrah, 19. Alay
Dr. Paul Dubois, cerrah, 7. Tabur
Dr. Paul Brocchi, cerrah, 84. Tabur
Dr. Jacques Renous Céré, doktor, 84.
Tabur
Yurttaş Vinsonneau, sağlıkçı, 84.
Tabur
Yurttaş Hyacinthe Delguey, 85. Tabur
Yurttaş Barthélemy Brun, 85. Tabur
Dr. Etienne Susene, doktor, 115.
Tabur
Dr. Pamphile Rabejac, cerrah, 115.
Tabur
Yurttaş Daniel Hercod, sağlıkçı, 115.
Tabur
Yurttaş Henri Rousselot, sağlıkçı,
261. Tabur
27 Nisan 1871:
Dr. Elphege Jules-Billard, cerrah,
83. Tabur
Dr. Bernard Duprat, cerrah, 205.
Tabur
Dr. Claude-Joseph Jacquey, cerrah,
20. Tabur
Dr. Letourneau, cerrah, 74. Tabur
Dr. Rouhier, cerrah, 112. Tabur
Dr. Zabé, cerrah, 100. Tabur
Dr. Rochette, cerrah, 120. Tabur
Dr. Clément Lapuszewki, doktor, 20.
Tabur
Dr. Prost, doktor, 120. Tabur
Dr. Duc, doktor, 100. Tabur
Yurttaş Romain, sağlıkçı, 112. Tabur
Yurttaş Bouard, sağlıkçı, 71. Tabur
Yurttaş Louis-Charles-Paul Laugier,
100. Tabur
Yurttaş Lembray, sağlıkçı, 120. Tabur
27 Mayıs 1871’de Père - Lachaise semti,
Paris’e Alman askerlerinin yardımıyla giren Versay güçlerinin eline geçti. Gün
boyu süren çatışmalardan sonra Versay askerleri üstünlük sağladı ve 147 komüncü
mezarlığın bugün Federeler (Komüncüler) Duvarı adı verilen duvar önünde kurşuna
dizilerek öldürüldü ve duvarın dibine gömüldü.
Bu olay Kanlı Hafta’nın son
katliamını oluşturuyordu. 21 Mayıs haftasında sermaye güçleri binlerce
komüncüyü katletmiş ve Komün hükumetini devirmeyi başarmıştı. Duvar üzerinde
bulunan mermer plakette kanlı haftaya atıfla “1871 Komün’ü Ölülerine”
yazılıdır.
Daha sonra Fransız komünist
hareketinin birçok önderi de bu mezarlığa gömülmüştür. 1911’de Karl Marx’ın kızı
Laura ve eşi Paul Lafargue da, Lenin tarafından yapılan bir cenaze konuşmasıyla
buraya gömülmüştür. Pierre Semard, Maurice Thorez, Jacques Duclos ve Georges
Marchais de burada gömülüdür.
PARİS KOMÜNÜ'NDE TÜRKLER
Paris Komünü öyküsü içinde Türkler
iki yerde geçer: Zuhaf birlikleri ve Mehmet Emin, Mustafa Nuri ve Reşat beyler.
Fransa 19. yüzyılda sömürgelerinin
yerlilerinden oluşan askeri birlikler kurmaya başlamıştı. Kırım Savaşı’nda
Ruslara karşı Osmanlılardan yana savaşan Fransız ordusundaki Cezayir
birliklerine “Turcos” deniyordu. Cezayir’de Zouaves (Zuhaf) kabilesinden Kuzey
Afrikalı savaşçılar Turko (Türk) olarak adlandırıldıklarından, bu askerlerden
oluşturulan taburlara “Türk Taburu” deniyordu.
Fransa’nın 1870 yazında Prusya ile
savaşta cepheye sürdüğü Zuhaf kabilesinden askerler, Eylül ayında 28. Alay’a
bağlı 4. Tabur’da toplanmış ve Paris’te Louvre bölgesinde konuşlandırılmıştı.
1871 Ocak ayının ortasında Fransız
ordusu dağılmaya başladığında, Zuhaf askerler Ulusal Muhafız birliklerine
katıldılar. Ateşkes ilan edildiğinde Paris’te bulunan Zuhaf askerlerin çoğu
Cezayir’e döndüler.
Paris Komünü’nün 7 Mayıs 1871 Pazar
günü yayınlanan Resmi Gazete’sinde bu askerlere, “Komün Türkleri olarak bilinen
Cumhuriyet Savunucular” şeklinde atıf yapılıyor.
Diğer yandan Yeni Osmanlılar
Cemiyeti’nin kurucu ve örgütleyicilerinden olan Mehmet Emin, cemiyetin 1867
yılında deşifre olması üzerine, örgüt yöneticileri Mustafa Nuri ve Reşat
beylerle birlikte Paris’e kaçmıştı. Ebüzziya Tevfik, Yeni Osmanlılar Tarihi’nde
bu öyküyü şöyle anlatır:
Birbirlerinden ayrılmayan bu üç
arkadaşa, Fransızlar tarafından Üç Türkler adı takılmış ve her nereye bir
şarapnel, bir obüs düşüp de birçok askeri yaralasa, bu üç arkadaş derhal orada
hazır bulunarak yaralılarla meşgul olup onların hasta barakalarına taşınmasına
yardım etmişlerdir.
Bunlar Fransız askeri kıyafetiyle
beraber, milli serpuşumuz ve gerçek deyimi ile “püsküllü belamız” olan fesi
başlarında bulundurdukları için Üç Türkler deyimi, adeta istihkamların bir
yerinde “şefkat” deyimine eşit tutulmuştur.
150. YIL SERAMONİSİ AÇILIŞI (2021)
Paris’te bu yıl 18 Mart
ayaklanmasının başladığı yerde (Montmartre) Paris Komünü anısına bir etkinlik
düzenlenmiştir.
KAYNAKLAR
Akalın,
A. (2012). Toplumcu Tıbba Giriş: Toplumcu Tıp Ders Notları. İstanbul: Yazılama.
Akalın, A. (2015). Sağlığa ve Hastalığa Toplumcu Yaklaşım. İstanbul: Yazılama.
Bernstein, S. (1941). The Paris Commune. Science and Society. 5 (2) : 117 - 147.
Dolorès,
M.M. (2014). "Le temps des cerises": The Ambulance Women in the Paris
Commune. Bulletin of the UK
Association for the History of Nursing. 3: 44-56.
Foucault,
M. (2002). Kliniğin Doğuşu. Çev. Temel Keşoğlu. İstanbul: Doruk Y.
Guivarc’h,
M. (2006). 1870 – 1871. Chirurgie et médecine pendant la guerre et la Commune. Un
tournant scientifique et humanitaire. Paris: L. Pariente.
Guillemain,
H. (2003). Les débuts de la médecine catholique en France. Revue de l’histoire
du XIXème siècle. 27: 227 – 258.
Lowry B. ve Gunter E. (1981). The Red Virgin: Memoirs of Louise
Michel. Alabama: University Press.
Martineaud,
J.P. (2004). La Commune de Paris. l’assistance publique et les hôpitaux en 1871.
Paris: L’Harmattan.
Merriman,
John (2014). Massacre: The Life and Death of the Paris Commune of 1871. New
Haven and London: Yale University Press.
Payen,
A. (1979). Une ambulancière de la Commune de Paris. Dans : Louis Constant éd.,
Mémoires de femmes mémoire du peuple (pp. 59-88). Paris: La Découverte. https://doi.org/10.3917/dec.const.1979.01.0059.
Pigeard-Micault,
N. (2012). Faculté et Académie de médecine face à la Commune de Paris.
Parlement[s], Revue d'histoire politique. 2 (2): 23-39.
https://doi.org/10.3917/parl.018.0023.
İnternet Kaynakları:
http://archives.paris.fr/a/849/affiche-du-comite-central-de-la-garde-nationale/
https://amisdevalles.wordpress.com/journal-de-la-commune-de-paris/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder