Geçen yıl bilim insanları pandeminin
kontrol altına alınamaması halinde mutasyonların daha tehlikeli varyantların ortaya
çıkmasına neden olabileceğini söylüyorlardı. Maalesef pandeminin ikinci yılında
bu öngörüler gerçekleşti ve bugün varyantları konuşuyoruz.
Ancak bir istisna ile: Nedense bilim dünyası varyantlar içinde ayrımcılık yapıyor ve “Türkiye varyantını” ısrarla görmezden geliyor.
VARYANTLAR SAVAŞI
Bugün dünyada üzerine en çok
konuşulan varyantlar, İngiltere, Güney Afrika, Brezilya, Kaliforniya - New York
ve en son ortaya çıkan Hindistan varyantları.
Her varyant, virüsü kendi çapında değiştiren
özelliklerle anılıyor. Örneğin İngiltere varyantı daha bulaşıcı olmasıyla
maruf. Bir ülkeye girince hızla yayılarak diğer sujlar üzerinde egemenliğini
ilan ediyor. Muhtemelen İngiltere’nin genlerindeki yayılmacılık, virüse de
bulaşmış.
Brezilya ve Güney Afrika varyantları
hastalığın karakterinde çok korkutucu değişimlere yol açmazken, sadece bazı aşılardan
daha fazla kaçabilmeyi başardılar. Tipik Üçüncü Dünya davranışının virüse de
yansıdığını görüyoruz.
Amerikan varyantı ise tipik bir
Amerikalı. Dünyanın geri kalanıyla çok ilgilenmiyor. Dünyayı Amerika’dan ibaret
sanıyor.
Yarışa son katılan Hindistan varyantı
da, aynı Hindistan gibi “hızla yükseliyor”. Öyle ki, Dünya Sağlık Örgütü
Hindistan varyantını “dikkat gerektiren varyant” olarak sınıfladı.
HİÇBİRİ YOKKEN TÜRKİYE VARYANTI VARDI
Dünya her konuda olduğu gibi varyantlar
konusunda da Türkiye’ye ayrımcılık yapıyor ve daha kendisini geçen yıl Nisan –
Mayıs aylarında göstermeye başlayan “Türkiye varyantını” ısrarla görmezden
geliyor.
Oysa Türkiye varyantının diğer
varyantlara göre hastalığın karakterinde çok daha büyük değişiklikler meydana
getirdiğini biliyoruz.
Bunlardan birincisi ve en önemlisi, Türkiye
varyantının çok daha az “öldürücü” olması. Gerçekten bugüne kadar bilim
insanlarının, Türkiye’de vaka ölüm hızının (binde 8,4), dünya ortalamasının
(binde 20,9) üçte biri kadar olduğunu fark etmemeleri ve bunun üzerine
gitmemeleri anlaşılır gibi değil.
İkincisi, Türkiye varyantı
diğerlerine göre çok daha seçici. Örneğin muhalefetin hiçbir etkinliğini
kaçırmazken, iktidarın lebalep kongrelerine dahi uğramıyor. Yine açık havada
gerçekleşen hiçbir asker uğurlamasını affetmezken, binlerce işçinin dipdibe
çalıştıkları kapalı işyerlerini ve işlerine kucak kucağa gittikleri toplu
taşıma araçlarını es geçiyor.
Üçüncüsü, Türkiye varyantı “gece
hayatını” çok seviyor. Akşamları hava karardıktan sonra alemlere akan Türkiye
varyantı, sabah beş olunca yorgun düşüyor ve mesai saatleri bitene kadar
kendisini göstermiyor.
TÜRKİYE VARYANTI AŞIRI REAKSİYONER
Diyelim bilim insanları Türkiye
varyantının yukarıda sıralanan özelliklerini bir şekilde başka faktörlere
bağladılar ve varyantımızı görmezden geldiler. Fakat son bir haftada Türkiye’de
yaşananları görmezden gelmeleri, bizim varyantımıza karşı açık bir haksızlık.
Dünyanın bütün varyantları,
kendilerine karşı alınan tedbirlere iki, hatta üç hafta sonra yanıt vermeye
başlarken, Türkiye varyantı, daha tedbirin adı dolaşmaya başladığında, henüz
tedbir alınmadan reaksiyon gösteriyor.
Hepimiz şahit olduk. Nisan başında
atağa geçen ve 16 Nisan’da günde 63 bine çıkan vaka sayısı, Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca’nın “tam kapanma” lafını etmesiyle, değerli okurlarımız altını
çiziyorum, daha tam kapanma tedbiri almadan, sadece lafının edilmesiyle, hızla
düşmeye başladı.
Öyle ki, vaka sayısı daha “alaturka”
tam kapanma tedbirlerinin uygulamaya girdiği 29 Nisan’da üçte bir azalarak 40
bine inmişti.
Fakat asıl dikkat çekici gelişme, 29
Nisan’da İçişleri Bakanlığı genelgesinin valiliklere ulaşmasıyla başladı. Vaka
sayısı genelge valiliklere ulaşır ulaşmaz, 30 Nisan’da 31 bine, 3 Mayıs’ta 24
bine düştü.
Oysa diğer varyantlar, tedbirler
alındıktan en az iki – üç hafta sonra yanıt verebiliyor, vaka sayılarındaki
düşüş neredeyse bir ay sonra hissedilmeye başlıyordu. Bilim insanların bu “mucizevi”
gelişmeyi görmemeleri olanaksızdı.
BAKAN LAFI DİNLEYEN VARYANT
Geçtiğimiz 14 ayda defalarca şahit
olduk: Türkiye varyantı Bakan lafı dinleyen bir varyant. Bunu geçen yılki
kapanmalarda da gördük, şimdi de yaşıyoruz.
Bakanlarımız kapanmadan sonra virüsün
ne kadar etkili olmasını beklediklerini açıklıyorlarsa, Türkiye varyantı tam o
kadar etkili oluyor.
İnanmayanlar 17 Mayıs’ta Türkiye
varyantının ne kadar Bakan sözü dinlediğini görebilirler. Bakanlarımız 17 Mayıs’ta
günlük vaka sayısının 5 bine düşeceğini söylediler ve göreceksiniz düşecek.
Diğer varyantların hiçbirinde böyle
bir özellik yok. Ne İngiliz, ne Güney Afrika, ne de Brezilya varyantları bizim
varyantımız kadar itaatkar.
Fakat gâvur varyantlar Türkiye’ye
gelir gelmez Türkiye varyantıyla tanışıyor, bizim varyantımızdan etkilenerek
kendi özelliklerini terk ediyorlar. Onlar da itaatkar oluyor. Geçen hafta
ülkemize giren Hindistan varyantı da Bakan lafı dinlemeyi kısa sürede
öğrenecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder