(Bu yazı Kepez – Çanakkale Belediye Meclisi’nin 2 Ekim 2024 tarihli toplantısında Kepez Kent Konseyi adına yapılan “Belediyecilik ve Halk Sağlığı” başlıklı sunumun metnidir.)
Eskiden “Bana bak” denildiğinde, “Sana belediye baksın!” şeklinde karşılık verilen bir şaka yapılırdı. Bu deyiş aslında belediyelerin işlevlerine atıf yapar. Gerçekten de belediyeler tarih boyunca fakir fukaranın, garip gurebanın sığınağı, kimsesizlerin kimsesi olmuştur.
Osmanlı döneminde başta sağlık hizmetleri olmak üzere yoksullara yönelik birçok hizmet belediyeler tarafından sunuluyordu. Belediyeler 1860’lı yıllarda yoksullara sağlık hizmeti götürmek üzere memleket tabiplikleri ve memleket hastanelerini örgütlediler.
Zamanla merkezi yönetim, sağlık hizmetlerini yerel yönetimlerden devraldı. Hükumet tabiplikleri memleket tabipliklerinin yerini alırken, memleket hastaneleri de 1953 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredildi.
1960’lı yıllardan sonra belediyeler daha çok Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda tanımlanmış olan “çevreye yönelik” sağlık hizmetlerini üstlendiler. Günümüzde belediyeler sorumluluk sınırları içinde yaşayan insanlara olanakları ölçüsünde halk sağlığı hizmetleri sunuyorlar. Bunlar arasında su temini, kanalizasyon, çöp ve atıkların uzaklaştırılması, gayrısıhhi müesseselerin gözetimi gibi başlıklar öne çıkıyor.
Ancak Türkiye’nin hızla yaşlanmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan yeni sorunlar, belediyelerimizi yaşlı sağlığı alanında düşünmeye ve geleceğe yönelik hazırlıklar yapmaya zorluyor. Bu konuda özelde Kepez beldemiz ve genelde Çanakkale ilimiz çok ciddi tehdit altında.
Türkiye büyük bir hızla yaşlanıyor, fakat Kepez ve Çanakkale’de yaşlanma hızı Türkiye ortalamasının yaklaşık 20 yıl ilerisinde. Yani biz yaşlanmanın etkilerini, Türkiye’nin birçok ilinden çok daha önce yaşamaya başlayacağız.
Bunun çeşitli nedenleri var. Birincisi ve en önemlisi doğurganlık hızımızın Türkiye ortalamasının çok altında olması.
Doğurganlık hızı kabaca bir kadının yaşamı boyunca dünyaya getirdiği çocuk sayısını ifade eder. Bir toplumun kendisini yeniden üretebilmesi için bu rakamın 2.1 olması gerekiyor. Türkiye’de son 20 yılda doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51’e kadar düştü. Çanakkale’de ise doğurganlık hızımız 2022 verileriyle 1.28 ve bugün hesaplasak daha da düşük bir sayı bulabiliriz.
Doğumların az olması, doğuştan beklenen yaşam süresinin uzamasıyla birlikte (Çanakkale’de ortalama 79 yıla çok yakındır) nüfusumuzun hızla yaşlanmasına, yanı 65 yaş ve üzeri nüfusun, toplam nüfus içindeki oranının hızla artmasına neden oluyor.
İkinci neden beldemizde ve ilimizde gençlerimiz için yeterli istihdam olanakları olmadığından, özellikle üniversite mezunu gençlerimizin büyük şehirlere göç etmesi. Bu da toplam nüfus içinde yaşlı nüfusun göreli olarak artmasına, beldemizin ve ilimizin yaşlanmasına neden oluyor.
Üçüncü olarak da, Çanakkale’ye ve özellikle Kepez beldemize son yıllarda büyük bir “emekli” göçü yaşanıyor olması. Maalesef nüfusumuz yeni doğan bebeklerle değil, emekli olup ilimize ve beldemize gelen yaşlı nüfusla artıyor. Kepez’in nüfusu son beş yılda neredeyse ikiye katlandı.
Bugün 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfus, toplam nüfusumuzun yüzde 17’sini oluşturuyor. Hesaplamalara göre doğurganlık hızımız bugünkü düzeyinde kalırsa 2040 yılında yaşlı nüfus, toplam nüfusumuzun yüzde 25’ini geçecek. Yani 15 – 16 yıl sonra Çanakkale ve Kepez’de yaşayan her dört kişiden biri yaşlı olacak. Tabii emekli göçü bugünkü gibi artarak devam ederse bu durum 2040 yılına gelmeden çok önce de ortaya çıkabilir.
Rakamlarla ifade edersek, bugün Çanakkale’de yaşayan 570 bin nüfus içinde 90 bin kadar yaşlımız var. 2040 yılında nüfusumuz 700 bine çıkarken, yaşlı nüfusumuz 180 bine yaklaşacak. Bugün Çanakkale’de 85 yaşının üzerinde 7.350 yaşlımız var, 2040 yılında bu sayı 20 bini bulacak.
Kepez bu hızlı yaşlanmaya hazırlanmak ve şimdiden tedbirler almak zorunda. Bizi 15 yıl sonra nelerin beklediğini geçtiğimiz yıllarda yapılan Çanakkale Yaşlı Atlası çalışmasında apaçık görebiliyoruz.
Bugün Çanakkale’de yaşlılarımızın üçte birine yakını yalnız, tek başına yaşıyorlar. Kuşkusuz tek başına yaşamak herkes için zor, fakat yaşlılar için daha da zor. Yaşlılarımızın yüzde 6 kadarı gündelik ihtiyaçlarını kendi başlarına “kısmen” karşılayabilirken, diğer bir yüzde 6’sı gündelik ihtiyaçları için yardıma muhtaç.
Yine rakamlarla ifade edersek 2040 yılında ilimizde gündelik ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayacak 11 bin kadar yaşlımız olacak.
Diğer yandan yaşlılarımızın yüzde 86’sının en az bir kronik hastalığı olduğunu da biliyoruz. Yaşlı nüfusumuzun artmasıyla birlikte, bugün dahi ihtiyacı karşılamakta zorlanan hastanelerimiz gerçekten büyük bir krize girecek.
2040 yılında 85 yaşının üzerinde en az 20 bin yaşlımız olacak. Tıpta yaşlıların sağlık sorunları için “Geriatri uzmanlığı” vardır. Bugün Çanakkale’de yalnızca bir Geriatri uzmanı var. Tıp Fakültemizde Geriatri bölümü yok.
Burada yalnızca bir durum tespiti yaparak, yaklaşan tehlikeye dikkat çekmek istedik. Bu konu önümüzde günlerde çok daha sık gündeme gelecek ve hazırlıklar için neler yapılması gerektiği detaylı olarak konuşulacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder