Translate

22 Aralık 2024 Pazar

Neden sokak hayvanlarına acıyan vicdanlar, asgari ücretli çocuklarına suskun?

 


Başlığın çok provokatif olduğunun farkındayım, fakat başka türlü nasıl ifade edilebilir bilemedim. Sokak hayvanları için mücadele edenlerin sayısı, asgari ücretlilerin geceleri yatağa aç giren çocuklarına duyarlı olanlarla kıyaslanınca durum apaçık görülüyor. Elbette sokak hayvanları konusunda duyarlı olunmalı. İnsanların sokak hayvanları için çaba göstermesi çok takdir edilesi. Benim sorum, neden geceleri yatağa aç giren milyonlarca çocuk için de benzer bir duyarlılık gösterilmediği.


Yanıtın, “orta halli” (orta sınıf değil) insanların, asgari ücretlilerin çocuklarının geceleri yatağa aç girdiklerine “inanmamaları” olduğunu düşünüyorum. Sokak hayvanları için gece yarıları Ankara ayazında barınaklarda bir araya gelenler, çocukların yatağa aç girdiğine inanmadıkları için Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun önünde yoklar.


Peki, neden inanmıyorlar? Yalan mı söylüyoruz? Gerçekten milyonlarca asgari ücretlinin çocuğu gece yatağa aç girmiyor mu? Bu sorunun yanıtı da, inanmamaktan çok, “inanamamak” veya “aklın almayışı” olmalı. Orta halli insanlar, milyonlarca çocuğun gece yatağa aç girdiğine inanmıyor değil, “inanamıyor”. Neden inanamıyor? Çünkü “tok, açın halini anlayamıyor”.


Asgari ücreti üniversiteye giden çocuğuna gönderen, bazen doğum günü kutlamasında, bazen boğazda akşam yemeğinde harcayabilen “orta halli” insanlar, birilerinin bu parayla aile geçindirebileceğine inanamıyor ve asgari ücretlilerin yaşamlarına ilişkin kuramlar üretiyorlar.


Kimileri asgari ücretle geçinen evlerde en az iki, belki üç kişinin çalıştığına ve bu şekilde “hane gelirinin” daha kabul edilebilir (inanılabilir) bir düzeye yükseldiğine inanıyor. Kimilerine göreyse asgari ücretlilerin mutlaka bir “köy bağlantısı” var ve tarhanası, bulguru, eriştesi, zeytini, peyniri, daha neler neleri köyden geldiği için gıdaya para vermiyorlar.


Revaçtaki kuramlardan biri de, aslında asgari ücretli sayısının o kadar çok olmadığı, patronların devlete vergi vermemek için “resmiyette” asgari ücret gösterdiği ama işçiye “elden” daha fazla ücret ödediği şeklinde.


Benzer kuramların çeşitli kombinasyonlarıyla vicdanlarını susturanlara göre asgari ücretlilerin çocuklarını yeterli besleyememesi şehir efsanesidir. Bütün asgari ücretlilerin cep telefonu vardır, saçları boyalıdır, makyajları yerindedir. Çocuğu aç olan insan akıllı telefon alır, tırnağına oje sürer mi? Satar cep telefonunu çocuğuna süt alır.


İşte insanlar böyle düşünüyor ve asgari ücretlilerin çocuklarına süt içiremediğine, yumurta yediremediğine inan(a)mıyorlar. O halde geleneksel yıllık asgari ücret ortaoyununun oynandığı bu günlerde asgari ücretliler herkesi bu ülkede milyonlarca çocuğun yatağa aç girdiğine inandırabilmenin bir yolunu bulmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder