İngiltere’de kaldığım süre içinde, en
azından yirmi – otuz kişi, en isyan ettirici koşullar altında açlıktan öldü ve
olaydaki açık gerçeği gözler önüne serecek biçimde açıkça konuşma cesaretini
gösterebilecek bir jüri pek çıkmadı. Tanıkların ifadesi ne kadar açık ve kesin
olursa olsun, jüriyi oluşturan burjuvazi, korkunç yargıdan, açlık nedeniyle
ölmüştür yargısından kaçabilmek için, her zaman bir arka kapı buldu.
Burjuvazi bu olaylarda gerçeği
konuşmaya cesaret edemez, çünkü kendini suçlamış olur. Oysa doğrudan olmaktan
çok, dolaylı biçimde, birçok kişi, açlık sonucu ölmüştür; çünkü uzunca bir süre
doğru – dürüst gıda alamamak öyle bir güçsüzlük yaratmıştır ki, başka türlü
olsa açığa çıkmayacak olan nedenler, öldürücü ciddi bir hastalık getirmiştir.
İngiliz emekçiler buna toplumsal cinayet
diyorlar ve tüm toplumumuzu bu suçu sürgit işlemekle suçluyorlar. Haksızlar mı?
Bir insan, bir başkasına ölüme yol
açan bedensel bir zarar verdiği zaman buna adam
öldürme diyoruz; saldırgan, vereceği zararın öldürücü olduğunu önceden
biliyorsa o zaman buna cinayet
diyoruz. Ama toplum (toplumun egemen gücü, halihazırda sosyal ve siyasal
denetimi elinde tutan, o nedenle de bu denetimde pay vermediklerinin durumundan
sorumlu olan sınıf), yüzlerce proleteri, çok erken yaşta doğal olmayan bir
ölümle yani kılıç ya da kurşunla ölüm gibi zorba yollardan ölümle karşı karşıya
geleceği bir konuma koyduğu zaman, toplumun o yaptığı bir bireyin yaptığı gibi
ve aynı kesinlikle cinayettir.
Toplum binlerce insanı yaşamın
gereklerinden yoksun bıraktığı, içinde yaşayamayacakları
konumlara soktuğu –kaçınılmaz sonuç olan ölüm gelinceye dek o koşullarda
kalmaya yasanın güçlü eliyle zorladığı– bu binlerce mağdurun yok olacağını
bildiği ve gene de bu koşulların sürmesine izin verdiği zaman, toplumun o
yaptığı, bir bireyin yaptığı gibi ve aynı kesinlikte cinayettir; örtülü,
kasıtlı cinayettir; hiç kimsenin kendisini savunamadığı bir cinayettir; kimse
katili görmediği için, mağdurun ölümü doğal göründüğü için cinayet gibi olmayan
cinayettir; çünkü suç bir şeyi yapmaktan çok yapmamanın sonucudur. Ama cinayettir.
Şimdi İngiltere’de emekçi
örgütlerinin tam bir isabetle toplumsal cinayet diye niteledikleri şeyi
toplumun her gün, her saat yapageldiğini kanıtlamam gerekiyor. İşçileri, ne
sağlıklarını korumalarına ne uzun yaşamalarına elvermeyen koşullar altında
tuttuğunu kanıtlamam gerekiyor. O koşulların, işçilerin yaşamsal gücünü yavaş
yavaş, ucun ucun tahrip ettiğini ve zamanından önce onları mezara koşturduğunu
kanıtlamam gerekiyor.
Ayrıca, işçilerin sağlığı ve yaşamı
açısından bu koşulların ne kadar zarar verici olduğunu toplumun bildiğini, ama
o koşulları düzeltmek için hiçbir şey yapmadığını da kanıtlamam gerekiyor.
Yaptığının sonuçlarını bildiğini, bu
nedenle eyleminin, basitinden adam öldürme değil cinayet olduğunu, resmî
belgeleri, parlamento ve hükümet raporlarını, suçlamamın belgeleri olarak
ortaya koyduğum zaman kanıtlamış olacağım…
Friedrich Engels
KAYNAK: İngiltere’de Emekçi Sınıfın
Durumu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder